Aşkı arayan Batılı kadınlar, "Netflix etkisiyle" Güney Kore'ye gidiyor

"Ülkelerindeki seks saplantılı flört kültürünün antitezi"

Güney Kore'de K-Pop ve diziler, ülkenin kültürünün yayılmasını ve turizm sektörünün canlanmasını sağladı (Unsplash)
Güney Kore'de K-Pop ve diziler, ülkenin kültürünün yayılmasını ve turizm sektörünün canlanmasını sağladı (Unsplash)
TT

Aşkı arayan Batılı kadınlar, "Netflix etkisiyle" Güney Kore'ye gidiyor

Güney Kore'de K-Pop ve diziler, ülkenin kültürünün yayılmasını ve turizm sektörünün canlanmasını sağladı (Unsplash)
Güney Kore'de K-Pop ve diziler, ülkenin kültürünün yayılmasını ve turizm sektörünün canlanmasını sağladı (Unsplash)

"Netflix etkisi" aşk arayan Batılı kadınların Güney Kore'ye gitmesine neden oluyor.
ABD'deki Indiana Bloomington Üniversitesi'nde doktora sonrası çalışmalar yapan Min Joo Lee, Güney Kore popüler kültürünün ülkenin turizm sektörü üzerindeki etkisini araştırmak için gittiği başkent Seul'de ilginç bir manzarayla karşılaştı.
Lee, çoğu Kuzey Amerika'dan ve Avrupa'dan ülkeye giden 20'li yaşlardaki kadınların, gündüzleri bilindik turistik mekanları gezmek yerine, geceleri dışarı çıkarak kendilerine partner aradığını fark etti.
Araştırmacı, 123 kadınla yaptığı söyleşilerden yola çıkarak hazırladığı çalışmada, Seul'deki hostellerde kalan Batılı genç kadınların, "Netflix etkisinden" kaynaklanan bir büyülenmeyle ülkeye gittiğini belirtti.
Kadınlar, Crash Landing on You ve Goblin gibi Netflix yapımı romantik Güney Kore dizilerinde yer alan erkeklere hayran kaldıklarını söyledi.
Lee, söz konusu yapımlarda Güney Koreli erkeklerin romantik, duygularının farkında ve feminen taraflarıyla barışık şekilde betimlendiğini, bunun da Batılı kadınları etkilediğini söyledi.
Araştırmacı, Güney Koreli erkeklerin Batılı kadınların gözünde kendi ülkelerindeki "seks saplantılı flört kültürünün antitezini oluşturduğunu" ifade etti.
Crash Landing on You yapımını izledikten sonra geçen yıl Seul'e gittiğini söyleyen Grace Thornton, erkeklerin kadınlara davranışından çok etkilendiğini belirtti.
Birleşik Krallık'ta bahçıvanlık yapan 25 yaşındaki Thornton, Güney Koreli erkekleri "centilmen, nazik, etkileyici, romantik, masalsı, cömert ve saygılı" diye niteledi.
Genç kadın, ülkede kendisini daha iyi hissettiğini de belirterek, "Burada farklıyım, heyecan vericiyim ve dışarıdan gelen biri olarak görülüyorum. Etrafımdakiler bana dikkat ediyor. Özel hissediyorum" dedi.
 Öte yandan bazı kadınların deneyimleri, tüm Güney Koreli erkeklerin dizilerde anlatıldığı gibi olmadığını gösteriyor.   
Netflix dizilerini izledikten sonra geçen yıl Fas'tan Busan şehrine gitmeye karar verdiğini belirten Mina, geceleri dışarı çıktığında sokakta tacize uğradığını ve tanımadığı kişilerden seks teklifi aldığını söyledi.
Soyadını paylaşmayan 20 yaşındaki öğrenci, "Bizi sadece geçici bir zevk olarak görüyorlar. Erkekler her yerde erkek. İnsanlar her yerde aynı" dedi.
Güney Kore yapımı dizilerin popülerleşmesiyle, ülkeye giden kadın turist sayısında da artış gözlemlendi.
Hükümetin verilerine göre 2005'te 2,3 milyon kadın ve 2,9 milyon erkek turist ülkeyi ziyaret etti. 2019'daysa kadın turistlerin sayısı 10 milyona yaklaşırken, erkeklerin sayısı 6,7 milyon oldu.
Independent Türkçe, CNN International



1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)
TT

1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)

İngiltere'nin güneybatısındaki Wiltshire'da metal dedektörü kullanan kişiler, yaklaşık 1400 yıl öncesine ait Anglosakson döneminden kalma altın ve lal taşından nadir bir kuzgun başı buldu.

Ayrıca küçük boncuklar ve üçgen lal taşlarıyla süslenmiş altın bir halka veya yüzük de keşfettiler.

Yaklaşık 60 gram ağırlığındaki kuzgun başı, çarpıcı bir lal taşı göz ve "tüylü" kısımlarının hatlarını çizen minik altın kürelerden oluşuyor.

Eserleri ocak ayında bulan iki dedektörcüden biri Paul Gould, bunların MS 7. yüzyıl Anglosakson dönemine tarihlendirildiğini söylüyor.

Kuzgun başının neyi temsil ettiği net değil ancak daha önceki araştırmalar, Cermen ve Viking çağlarında İskandinav tanrısı Odin'le bağlantılı şekilde karanlığı ve ölümü sembolize ettiğini gösteriyor.

Diğer dedektörcü Chris Phillips "Bu hayatta bir kez yapılacak bir keşif: Paul ve ben Sakson altınını keşfettik" diyor. 

İnanılmaz bir şey. Biraz duygusalım.

Ender nesneler halihazırda British Museum'daki uzmanlar tarafından temizlenip işlemden geçiriliyor.

Kuzgun başının sağ tarafında lal taşı bir gözün eksik olduğu tespit edildi ve içinden çıkarılan pislik, başka bir esere takılmış olabilecek küçük iğneleri gözler önüne serdi.

Phillips, uzmanlara atıfla kuzgun başının bir zamanlar bir boynuzdan yapılmış bir kadehin ucuna takılmış olabileceğini söyleyerek "hiçbir şeyin buna benzemediğini" ekliyor.

"Diğer taraf ya hasar görmüş gibi görünüyor ya da bu şekilde olması gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.

Parıltılı, yanardöner görünümünü hâlâ koruyor.

Diğer altın ve lal taşı eserin ayrı bir mücevher mi yoksa daha büyük bir mücevherin parçası mı olduğu sorusu da cevapsız.

"Bunun bir yüzüğün parçası mı yoksa başka bir şeyin parçası mı olduğundan emin değiliz, belki de boynuzdan yapılan kadehe takılıydı" diyen Phillips, tüm lal taşlarının sağlam olduğunu da ekliyor.

Bu eserleri tam olarak kimin yaptığı belirsiz olsa da uzmanlar, Anglosakson ya da İskandinav kökenlerine uyduklarını söylüyor.

Daha önce Sutton Hoo ve Staffordshire istiflerinde de bulunan bunun gibi kuş benzeri mücevher parçalarının üzerinde, belirgin lal taşı kakmalı gözler ve gaga şekilleri vardı.

LiveScience'a göre Phillips, "Bölgede yapılacak sonraki araştırmalarda yer almayı umuyoruz ve tüm doğru prosedürleri uygulayarak keşif yapmaya devam edeceğiz" diyor.

Organizatörlerin alandaki metal dedektör çalışmalarını durdurduğu ve Wiltshire'ın irtibat görevlisini bilgilendirdiği bildirildi.

Independent Türkçe