Libya Özel Danışmanı Williams Şarku’l Avsat’a konuştu: Libya’da tarihi tavizler verilmeli, halk yeni bir sınıf ve cumhurbaşkanının seçilmesini istiyor

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams (EPA)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams (EPA)
TT

Libya Özel Danışmanı Williams Şarku’l Avsat’a konuştu: Libya’da tarihi tavizler verilmeli, halk yeni bir sınıf ve cumhurbaşkanının seçilmesini istiyor

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams (EPA)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams (EPA)

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Libya Devlet Yüksek Konseyi ve Temsilciler Meclisi'ni sorumluluklarını üstlenerek, anayasal çerçevede seçimler için bir yol haritası üzerinde anlaşarak ‘tarihi tavizler’ vermeye çağırdı.
Aynı zamanda, “Libya'da seçimlerin mümkün olduğuna, seçimlerin yürütme otoritesi için sürekli mücadeleyi çözmenin anahtarı olduğuna hala inanıyorum. İki kurum da son engeli aşmalı. Bunun tarihi çözüm ruhunu ve uluslararası toplumun güçlü desteğini gerektirdiğine inanıyorum. Libya halkı, siyasi sınıfların yenilenmesi ve bir cumhurbaşkanı seçilmesi için ulusal seçimlerin düzenlenmesini istiyor” ifadelerine başvurdu.
5+5 Ortak Askeri Komite’nin Ekim 2020'de imzalanan ateşkes anlaşmasını sözlü ve fiili açıdan sürdürme taahhüdünü takdir eden Williams, diğer yandan ise Libya Ulusal Petrol Kurumu’nu (NOC) siyasallaştırma çabalarıyla ilgili endişelerini dile getirdi.
Geçtiğimiz ayın sonlarında görevinden ayrılan Williams, BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Libya Özel Danışmanı atamasını yakında onaylayacağı umudunu dile getirdi.

-Sizin görevinizden ayrılmanız ile BM misyonu görev süresinin sadece 3 ay daha uzatılması arasında bir ilişki var mı?
Görevim aslında kısa süreli düşünülmüştü. Başlangıçta, Genel Sekreter Özel Danışmanı ve Libya'daki BM Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı atanana kadar dört aylıktı. Özel Danışmanlığa atanmam öncesinde bu hususta taahhütlerim olmuştu. Dolayısıyla Temmuz sonu ardından başka bir uzatma talebini kabul edemedim. BMGK’nın mümkün olan en kısa sürede bir Özel Danışman atayacağını, UNSMIL'in görev süresinin bir yıl daha uzatılacağını umut ediyorum.

-BMGK’nın beş daimi üyesiyle ilişkiniz nasıldı?
BMGK’dakiler dahil olmak üzere tüm BM üye devletleriyle iyi ilişkilerim oldu.

-Ukrayna'daki Rus-Batı çatışması Libya'yı etkiledi mi?
Ukrayna'daki çatışma neticesinde patlak veren bölünmelere rağmen, BMGK Libya meselesini görüşmek üzere toplanmaya devam etti. Berlin süreci ise sürüyor.
-Daha önce bazılarının “Libya’nın siyasi geleceğini gasp ettiğini” söylemiştiniz. Kim bu bazıları?
Çatışan tarafların süreci ilerletmeyi reddedişlerinde etkisi olan çeşitli faktörler var. Ancak Genel Sekreter'den aldığım talimatlar Libya halkını dinlemem yönündeydi. Libyalılardan dinlediklerim açıktı: Libya halkı, siyasi sınıfların yenilenmesi ve bir cumhurbaşkanı seçilmesi için ulusal seçimlerin düzenlenmesini istiyor. Dolayısıyla dar siyasi sınıf yerine oy vermek için kaydolan yaklaşık 3 milyon Libyalıya kulak verme kararı aldım. Devlet Yüksek Konseyi en az 10 yıldır, Temsilciler Meclisi ise en az 8 yıldır görevde. Son kullanma tarihleri çoktan geçti. Temmuz ayı başlarındaki protestolar, seçimlerin yapılması yönünde açık bir çağrıydı. Söz konusu iki kurum, sorumluluklarını üstlenerek, anayasal çerçevede seçimler için bir yol haritası üzerinde anlaşarak tarihi tavizler vermeli.

-Berlin Konferansı'nın başarısında rol aldınız. Bu başarı şuan nerede? Berlin gidişatının kaderi nedir?
Genel Sekreter’den aldığım talimatlar uyarınca, Berlin Konferansı tarafından ortaya konan ve sonraki BMGK kararlarında yer alan üç Libya gidişatına öncülük ettim. Bunlar üç uluslararası çalışma grubu tarafından izleniyor. Görev sürem boyunca Fransa başkan olduğu sürede ve 5+5 Ortak Askeri Komite huzurunda uluslararası güvenlik çalışma grubunun toplantılarını yürüttük. Aynı zamanda uluslararası ekonomik çalışma grubu eşbaşkanlarının (Mısır, AB ve ABD) Libyalı kurumlar ve dairelerle bir araya geldiği toplantılar düzenledik. Uluslararası siyasi çalışma grubu ile uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları çalışma grubunun toplantıları da yapıldı. Siyasi çalışma grubuna Almanya, Cezayir ve Arap Birliği eşbaşkanlık yaparken, diğer ikisine ise Hollanda ve İsviçre başkanlık etti.

-Peki Askeri Komite’nin ateşkesteki rolü?
En az iki yıldır birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum  5+5 Ortak Askeri Komite’nin Ekim 2020 tarihli ateşkes anlaşmasını sözlü ve fiili açıdan sürdürmesini takdir ediyorum. Aynı zamanda askeri kurumların tek bir bütün haline getirilmesi, milislerin silahsızlandırılması, güvenlik sektörünün reforma tabi tutulması, Libya'nın egemenliğini ihlal eden paralı askerlerin ve yabancı güçlerin ülkeden çıkartılması üzerinde çalışmalarını sürdürüyorlar. Ordunun sivil gözetimi ilkesine bağlılıklarını da takdir ediyorum, bu desteklenmesi gereken bir ilke.

-Biraz da ekonomik boyut ve Ulusal Petrol Kurumu’ndan (NOC) bahsedelim.
Ekonomik hususta, ülkenin petrol gelirlerinin yönetiminde sürekli şeffaflık ve hesap verebilirlik için baskı yaptım. Petrol ambargosunun kaldırıldığını görmek güzel olsa da, NOC'un siyasallaştırılması çabalarından endişe duymaya devam ediyorum. NOC ve tüm egemen kurumlar, siyasi manevraların dışında tutulmalı, tam özerkliğe ve bağımsızlığa sahip olmalıdır. Libya Merkez Bankası'nın BM tarafından kolaylaştırılan denetimi yönündeki tavsiyeler, çok ihtiyaç duyulduğu üzere bankanın birleştirilmesi dahil olmak üzere tam olarak uygulanmalı.

-5+2 (ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya + Türkiye, Mısır) adlı yeni bir grup oluşturuldu. İlk toplantısı 19 Temmuz'da İstanbul'da gerçekleştirildi. Almanya'nın öncülük etmesi gereken uluslararası toplumun koordinasyonu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çeşitli toplantılar üzerinden uluslararası toplum ile bağlantı kurulmasını takdir ediyorum. Sekiz ay boyunca Tunus, Mısır, Türkiye, Rusya, İtalya, Almanya, İngiltere, Fransa, İspanya ve Cezayir gibi birçok ülkeyi ziyaret ettim. BM’nin görüşlerinin memnuniyetle karşılandığı yerlerde bulunmak benim görevimdi.

-Libya'da seçimlerin ne zaman gerçekleştirileceğini düşünüyorsunuz?
Libya'da seçimlerin mümkün olduğuna, seçimlerin yürütme otoritesi için sürekli mücadeleyi çözmenin anahtarı olduğuna hala inanıyorum. Kendilerine kulak vermem gereken Libyalılar, ulusal seçimler yoluyla ülke kurumlarının meşruiyetini yeniden sağlamak üzere sandık başına gitmek için kayıt yaptırdılar. Yönetilenler ile yönetenler arasında sözleşmenin parametrelerini ve geçiş dönemi gidişatını tanımlayan, rızaya dayalı bir anayasal çerçevenin kurulmasıyla mevcut siyasi çıkmazın ve tekrar eden yönetim krizinin üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorum.
Anayasa, seçim ve hukuk alanlarında uzmanlardan oluşan etkileyici bir ekip, iki meclis arasındaki üç tur müzakerede bana eşlik etti. Bu müzakerede Libya'nın uzun zamandır beklenen ulusal seçimlere gidebilmesi için gerekli anayasal çerçeve üzerinde uzlaşılması hedeflendi. Her ikisi de Libya’daki çatışma taraflarınca kabul gören adem-i merkeziyetçilik ve kaynakların dağıtımıyla ilgili hayati konularda anlaşma dahil olmak üzere pek çok şeyin başarıldığı bu müzakerelerde neredeyse tam bir ay harcadık. İki kurum da son engeli aşmalı. Bunun tarihi çözüm ruhunu ve uluslararası toplumun güçlü desteğini gerektirdiğine inanıyorum.
Ayrıca zamanımı, Libya'da siyasi, güvenlik ve toplumsal alanlarında mümkün olan en fazla sayıda muhatap ve temsilciye ulaşmak, onlara kulak vermek, endişelerini, 2011’den bu yana uzun bir geçiş dönemi içerisinde kalan ülke geleceğine ilişkin vizyonlarını, fikir ve önerilerini anlamak için kullandım. Gençlerin siyasi sürece dahil edilmesini savunmaya devam ederken diğer yandan ise çeşitli dijital diyaloglar kurdum. Gençlik gruplarına yönelik sosyal yardımları yürüttüm. Kadınların da siyasi süreçte yer almalarını destekledim. Zirâ çok sayıda Libyalı kadın siyasi fikirleri nedeniyle saldırıya, tacize uğradı, yasadışı bir şekilde gözaltına alındı veya kayboldu. Kadınların kamusal yaşama katılımı hem gereklidir hem de korunmalıdır.

-Sizi gelecekte ABD diplomasisinde yeni bir pozisyonda mı göreceğiz yoksa Gassan Selame ile Libya Özel Danışmanlığı hakkında anılarınızı mı yazacaksınız?
Zamanımı yazarak, öğreterek, konuşarak ve savunarak Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi üzerinde çalışmaya devam edeceğim. Ciddi suiistimallerde bulunanlardan hesap sorulması için hesap verebilirlik hususunun hayati olduğu düşüncesindeyim. Libya’ya yönelik çeşitli görevlerim süresince, ülke genelinde işlenen insan hakları ihlallerinin birçok kurbanından korkunç tanıklıklar dinledim. Tarhuna’da işkence mağdurlarının veya kayıp şahısların aileleri ile geçirdiğim günü asla unutmayacağım. Libya’da bir şeylerin düzelmesi ve iyileşmesi için, ciddi suiistimallerde bulunanlardan hesap sorulmalı. Aynısı Suriye, Irak ve Yemen gibi iç savaşların kaydedildiği diğer bölge ülkeleri için de geçerli.



Şera bir Yahudi gazetesine ilk röportajını verdi: İstikrarlı bir Suriye nutuk ve sloganlarla inşa edilmeyecek

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, geçtiğimiz şubat ayında Şam'da düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansı’nın kapanışında konuştu. (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, geçtiğimiz şubat ayında Şam'da düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansı’nın kapanışında konuştu. (AFP)
TT

Şera bir Yahudi gazetesine ilk röportajını verdi: İstikrarlı bir Suriye nutuk ve sloganlarla inşa edilmeyecek

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, geçtiğimiz şubat ayında Şam'da düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansı’nın kapanışında konuştu. (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, geçtiğimiz şubat ayında Şam'da düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansı’nın kapanışında konuştu. (AFP)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, iç ve dış politikadaki sorumlulukları veya pozisyonları hakkında yorum yaparken devrik lider Beşşar Esed'i çevreleyen tüm duvarları yıkıyor. Şera doğrudan konuşuyor; İsrail ile ilişkiler ve Suriye topraklarının işgali gibi daha önce çifte dille konuşulan, bazıları sloganlarla kamuoyuna duyurulan ancak gerçeklerin masanın altında olduğu ‘tabu konular’ hakkında açıkça konuşmaktan çekinmiyor. Şera, 6 aydan kısa bir süre önce iktidara gelmesinden bu yana ilk kez  bir Yahudi medya kuruluşuna konuştu. Şera, The Jewish Journal’a röportaj verdi.

Esed rejiminin mirası

28 Mayıs'ta yayınlanan röportaj, Jonathon Bass'ın şu sözleriyle başlıyor: “Pek çok Suriyeli, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'da bir devrimci değil; savaş yorgunu, kimliği yıpranmış bir ulusu yeniden inşa edebilecek, yenilenmiş bir lider görüyor. Tarihin her duvarından fısıldadığı, yaşayan en eski şehir olan Şam, iktidarla değil, yeniden inşa, uzlaşma ve uzun süredir parçalanmış bir ulusa liderlik etme yüküyle ilgili bir diyalog için uygun bir yer.”

Bass, Suriye Cumhurbaşkanı hakkındaki izlenimlerini şöyle aktarıyor: “Sessiz biri ama söylediği her kelimeyi düşünerek söylüyor. Sesinde zafer tonu yok, sadece kastettiği ve vurguladığı kelimeler var.”

Şera röportajın başında, “Bize enkazdan daha fazlası miras kaldı. Travma, güvensizlik ve yorgunluk miras aldık. Ama aynı zamanda umudu da miras aldık. Kırılgan bir umut” ifadelerini kullandı.

fgthyj
Sednaya Hapishanesi’ndeki tutukluların ailelerinden oluşan bir kalabalık, hayatta kalanları arama çalışmalarının sürdüğü binanın dışında bekliyor. (Suriye Sivil Savunma Müdürlüğü)

Suriye on yıllar boyunca sadakat ve sessizliği, bir arada yaşama ve nefreti, istikrar ve baskıyı birbirine karıştıran bir sistemle yönetildi. Esed hanedanı, Hafız ve ardından Beşşar, ülke üzerindeki kontrollerini sağlamlaştırmak için korku ve infazları kullanarak demir yumrukla yönetirken, ülkenin kurumları soldu ve muhalefet ölümcül bir ayaklanmaya dönüştü.

Gazeteci Jonathon Bass, Şera'nın aldığı miras konusunda açık görüşlü olduğunu düşünüyor. Zira Şera şöyle diyor: “Temiz bir sayfadan bahsetmek sahtekârlık olur. Geçmiş, her insanın gözünde, her sokakta, her ailede mevcuttur. Şimdi görevimiz bunu tekrarlamamak. Daha hafif versiyonu yok. Tamamen yeni bir şey yaratmalıyız.”

Suriyelilerin güveni

Eş-Şera'nın iktidara geldiğinden beri attığı ilk adımlar, röportajı yapan kişinin de belirttiği gibi, temkinli ama son derece sembolik oldu. Siyasi tutukluların serbest bırakılmasını emretti, sürgün edilen ya da susturulan muhalif gruplarla diyalog başlattı ve kötü şöhretli Suriye güvenlik aygıtında reform yapma sözü verdi. Ayrıca, kayıp ve ölülerin akıbetini ele almak üzere bir bakanlık kurulmasını önerdi.

Suriye'deki toplu mezarların ardındaki gerçeği ortaya çıkarmak için Şera, DNA veri tabanları oluşturmaktan geçmişteki zulümlerden sorumlu olanların iş birliğini sağlamaya kadar adli tıp teknikleri ve ekipmanları sağlamak için ABD ile bir ortaklığa ihtiyaç olduğunu söyledi.

Şera, “Eğer konuşan tek kişi bensem, Suriye hiçbir şey öğrenmemiştir. Tüm sesleri diyalog masasına davet ediyoruz. Devlet artık başkalarına dikte ettiğinden daha fazla dinlemelidir” dedi.

‘Ama insanlar bir kez daha güvenecek mi? Diktatörlüğün küllerinden doğan bir hükümetin vaatlerine inanacaklar mı?’ sorusuna Şera şöyle cevap verdi: “Ben güven istemiyorum, sabır ve inceleme istiyorum. Beni sorumlu tutun. Güven bu şekilde sağlanır.”

Suriyelilerin evlerini yeniden inşa etmeleri gerekiyor

Şera, Suriyelilerin şu anda en çok neye ihtiyacı olduğu sorusuna tereddüt etmeden cevap verdi: “Eylem yoluyla haysiyet. Amaç yoluyla barış.”

Savaşın boşalttığı şehirlerde ve çatışmanın etkilerinden halen mustarip olan köylerde kimse siyaset istemiyor, normale dönüş istiyor; evlerini yeniden inşa etme, çocuklarını büyütme ve barış içinde hayatlarını kazanmak istiyorlar.

dfgthy
Halep'te yıkılan evlerin yeniden inşası bazı bölge sakinlerinin kişisel inisiyatifiyle gerçekleştiriliyor. (Reuters)

Şera bunun gayet farkında. Tarım, sanayi, inşaat ve kamu hizmetlerinde istihdam yaratmaya odaklanan acil ekonomik programlar için bastırıyor. Şera, “Artık mesele ideoloji değil, mesele insanlara kalmak için bir neden, yaşamak için bir neden, inanmak için bir neden vermek. Bir işi olan her gencin radikalleşme riski daha az olacak. Okuldaki her çocuk gelecek için bir ses” dedi.

Şera, bölgesel yatırımcılarla ortaklıkların, geri dönenlere yönelik küçük işletme hibelerinin ve ‘gençler için mesleki eğitimin’ önemini vurguladı. Şera, “İstikrarlı bir Suriye nutuklarla ya da sloganlarla değil, eylemlerle inşa edilecek; pazarlarda, sınıflarda, çiftliklerde, atölyelerde... Tedarik zincirlerini yeniden inşa edeceğiz. Suriye bir ticaret merkezi olarak geri dönecek” şeklinde konuştu.

İsrail ile ilişkiler

Bu ekonomik vizyonun ardında daha derin bir vizyon var. Bir neslin kaybından sonra Suriyeliler çatışmadan yoruldu. Barışa, sadece savaşın yokluğuna değil, fırsatların varlığına da hasretler. Bass şöyle diyor: “Sohbetimizin en hassas bölümlerinden birinde Şera, Suriye'nin İsrail ile gelecekteki ilişkisine değindi. 1948'den bu yana bölgeyi rahatsız eden bu konu, her hava saldırısı, gizli operasyon ve vekalet savaşı suçlamasıyla daha da şiddetleniyor.”

ı89o
Golan'daki tampon bölge sınırında duran bir İsrail askeri (AFP)

Şera, “Açık konuşmak istiyorum. Sonsuz karşılıklı bombardıman dönemi sona ermeli. Hiçbir ülke korku ile doluyken gelişemez. Gerçek şu ki ortak düşmanlarımız var ve bölgesel güvenlikte kilit bir rol oynayabiliriz” ifadelerini kullandı.

dwert5y6
İsrail saldırılarına tepki olarak 25 Şubat'ta Suriyeli Dürziler tarafından açılan bir pankart: ‘Suveyda, Suriye'nin sırtındaki zehirli hançer olmayacak.’ (AP)

Şera, sadece bir ateşkes hattı olarak değil, karşılıklı itidal ve sivillerin, özellikle de güney Suriye ve Golan Tepeleri’ndeki Dürzilerin korunması için bir temel olarak 1974 Ayrılma Anlaşması’nın ruhuna geri dönme arzusunu dile getirdi. Şera, “Suriye'nin Dürzileri piyon değildir. Onlar vatandaştır, köklüdür, tarihsel olarak sadıktır ve yasalar çerçevesinde her türlü korumayı hak etmektedir. Onların güvenliği müzakere edilemez” dedi.

Derhal normalleşme önermekten kaçınan Şera, uluslararası hukuk ve egemenlik temelinde gelecekteki görüşmelere açık olduğunu belirtti.

Trump bir barış adamı

Belki de Trump'ın yaptığı en önemli diplomatik jest, doğrudan masaya oturma isteğiydi. Şera şunları söyledi: “Medya onun hakkında ne imaj çizerse çizsin, ben onu bir barış adamı olarak görüyorum. İkimiz de aynı düşman tarafından saldırıya uğradık. Trump nüfuzun, gücün ve sonuçların ne anlama geldiğini biliyor. Suriye'nin diyaloğu yeniden başlatabilecek dürüst bir arabulucuya ihtiyacı var. Eğer bölgede istikrara ve ABD ile müttefiklerinin güvenliğine katkıda bulunacak bir uzlaşma ihtimali varsa, ben bu diyaloğu kurmaya hazırım. Bu bölgeyi onarabilecek ve bizi adım adım bir araya getirebilecek tek kişi o.”

ferty6
ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şera, 14 Mayıs'ta Riyad'da bir araya geldi. (AP)

Bass şu yorumu yaptı: “Bu sadece açık sözlülüğü açısından değil, aynı zamanda içerdiği anlamlar açısından da dikkate değer bir açıklamaydı. Yeni Suriye, barış ve tanınma arayışında alışılmadık adımlar atmaktan korkmuyor. Şera Suriye'nin sorunlarını (toplu mezarlarda bir milyondan fazla ölü, 12 milyon yerinden edilmiş insan, yaşam destek ünitesine bağlı bir ekonomi, halen yürürlükte olan yaptırımlar ve kuzeyde saklanan milisler) yumuşatarak anlatmıyor. ‘Bu bir peri masalı değil. Bu bir iyileşme ve iyileşme sancılıdır’ diyor.”