Trump’ın konutuna baskın yapan FBI neden şüphelerin odağında?

FBI'ın köklü bir siyasi müdahale geçmişi olduğu iddia ediliyor.  FBI, ABD güvenlik servisleri arasında soruşturma yetkisi en geniş olanı. (AP)
FBI'ın köklü bir siyasi müdahale geçmişi olduğu iddia ediliyor. FBI, ABD güvenlik servisleri arasında soruşturma yetkisi en geniş olanı. (AP)
TT

Trump’ın konutuna baskın yapan FBI neden şüphelerin odağında?

FBI'ın köklü bir siyasi müdahale geçmişi olduğu iddia ediliyor.  FBI, ABD güvenlik servisleri arasında soruşturma yetkisi en geniş olanı. (AP)
FBI'ın köklü bir siyasi müdahale geçmişi olduğu iddia ediliyor. FBI, ABD güvenlik servisleri arasında soruşturma yetkisi en geniş olanı. (AP)

Tarık eş-Şami 
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın, Florida’da bulunan konutunun 8 Ağustos’ta Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ajanları tarafından aranmasından bu yana Cumhuriyetçi siyasilerin çoğu FBI’ı hedef aldı. Cumhuriyetçiler, Federal Soruşturma Bürosu’nun ABD’nin imajını sarstığını, siyasi olarak güdümlü olduğu için bir utanç kaynağı ve güvenilmez olduğunu savundu. Bazıları FBI’ın feshedilmesini ya da finansmanının kesilmesini dahi talep etti.  
Öte yandan Demokratlar ve liberal çizgideki medya kuruluşları, özellikle Ohio'daki FBI ofisine yapılan saldırının ardından ABD devlet kurumlarının hedef alınmaması konusunda uyardı. Bazıları ise olup bitenleri, eksantrik bir cumhurbaşkanı ile ülkenin istihbarat ve kolluk kuvvetleri arasındaki yılların kargaşasının bir uzantısı olarak yorumladı. FBI nedir, rolü nedir ve tüm bu kafa karışıklığı neden yaşanıyor?  

FBI nedir, görev ve yetki alanları nelerdir?  
Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Amerika Birleşik Devletleri'nin iç istihbarat ve güvenlik servisidir.  
ABD Adalet Bakanlığı yetki alanı altında çalışan başlıca Federal kolluk kuvveti organizasyonu olan FBI ABD İstihbarat Topluluğu'nun bir üyesidir. Adalet Bakanı'na ve Ulusal İstihbarat Direktörü'ne rapor verir. FBI’ın ilk harfi ‘federal sisteme’ atıfta bulunur ve ABD ulus devletini temsil eder. FBI’ın resmi sitesine göre, bu kuruluş bir ulusal polis gücü değil, Amerika Birleşik Devletleri'nin karşı karşıya olduğu en ciddi güvenlik tehditlerini ele almak için dünyadaki birçok ortakla yakın işbirliği içinde çalışan bir ulusal güvenlik örgütüdür. FBI, ABD vatandaşlarını korumakla yükümlüdür, aynı zamanda hem istihbarattan hem de cezai soruşturmadan sorumludur. Yani tutuklama ve ceza verme yetkisi vardır. FBI'ın 200 kategoriden fazla federal suç üstünde soruşturma ve yargılama yetkisi bulunmaktadır, ayrıca kanunun tenfizi için diğer yargı birimlerine yardımcı olur. FBI'ın soruşturma yetkisi, tüm ABD federal kolluk kuvvetleri arasında en geniş olanıdır. Görevleri arasında, ABD'yi terör, yabancı istihbarat operasyonları, siber saldırılar ve casusluktan korumak ve ulusal güvenliğin temin edilmesi vardır. Ayrıca yolsuzlukla mücadele etmek, sivil hakları korumak, suç organizasyonlarıyla mücadele etmek, önemli şiddet suçlarını araştırmak, Federal eyalet sistemi içinde yer alan yerel kuruluşlara, parmak izi, veri tabanı araması gibi konularda yardımcı olmak da görevleri arasındadır.  
Başsavcı, Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı işlenen suçları tespit etmek ve kovuşturmak için FBI’a görevli atama yetkisi verir. ABD yasaları resmi bir kurum olan FBI’ın, soruşturma ve tutuklama yapmasına, ateşli silah taşımasına ve federal yasaları korumasına imkan tanır. Büro ayrıca suikastları, adam kaçırmaları ve saldırıları soruşturma yetkisine de sahiptir. Eyaletler arası seyahat edenlere yönelik şiddet suçları gibi sınırlı durumlarda eyalet yasalarının ihlallerini araştırmak için de özel bir yetkisi bulunmaktadır.   

Ne zaman kuruldu? 
ABD Adalet Bakanlığı 1870'de federal yasayı uygulamak ve yargı politikasını koordine etmek için kurulduğunda, kadrosunda daimi müfettişler bulunmamaktaydı, dolayısıyla federal suçları soruşturması gerektiğinde özel dedektiflere itimat ediyordu. Daha sonra, 1865'te ABD Hazine’si tarafından sahteciliği araştırmak için oluşturulan gizli servis ajanları da olmak üzere diğer federal kurumlardan müfettişler tuttu. 26 Temmuz 1908'de Fransız İmparatoru Napolyon Bonapart'ın kuzeni Savcı Charles Bonaparte, Adalet Bakanlığı'nda soruşturma gücü olarak bir dizi özel ajan atadı. Böylelikle daha sonra Federal Soruşturma Bürosu’na dönüşecek olan, Soruşturma Bürosu (Bureau of Investigation) kurulmuş oldu. Amerikan ‘History-Tarih’ web sitesine göre, Soruşturma Bürosu kanun kaçaklarını soruşturmak için bir dizi atılım gerçekleştirdi, kısa sürede büronun ajan sayısı 300’e yükseldi. Ancak bazı Kongre üyeleri, Soruşturma Bürosu’nun artan yetkilerinin, gücün kötüye kullanımına yol açabileceğinden endişelenmekteydi. Bununla birlikte ABD 1917’de Birinci Dünya Savaşı'na girdiğinde, Soruşturma Bürosu’na, askere alımlarda soruşturma yetkisi tevdi edildi. Ayrıca 1917 Casusluk Yasası'nı ihlal edenleri ve şiddete karıştığından şüphelenilen göçmenleri araştırmakla da görevlendirildi. 
  
Kızıl panik 
FBI'ın genişlemesi ve gelişmesinde ise en önemli rolü eski bir avukat olan John Edgar Hoover üstlendi. George Washington Üniversitesi mezunu Hoover, 1917'de Adalet Bakanlığı'na girdi, iki yıl sonra Başsavcı A. Mitchell Palmer'ın özel yardımcılığına getirildi. 1924'te Soruşturma Bürosu'nun (sonradan Federal Soruşturma Bürosu) Başkan Yardımcılığı'na atandı, yedi ay sonra da Büro’nun Başkanı oldu. Dünyanın en büyük parmak izi kataloğunun yanı sıra seçilen güvenlik görevlilerinin eğitim için gönderildiği FBI Ulusal Akademisi'ni kurdu. Rusya’da ‘Bolşevik Devrimi’nin’ ardından Amerikan işçi hareketinde komünizm ve anarşizmin yayılmasıyla ilgili endişeler ,’Kızıl tehlike’ olarak genel bir endişe duygusunu ateşledi. Hoover ‘Kızıl korku’ sürecinde, 1919-1920 yıllarında federal kolluk kuvvetlerini sertleştirdi ve her bir örgütsel liderin tanımlandığı ‘indeks sistemini’ yarattı. Hoover’in başında olduğu Soruşturma Bürosu 1921’e kadar 450 bin kişiyi fişledi ve komünist olduğundan şüphelenilen 10 bin kişiyi tutukladı. Otoriter yönetimi sık sık eleştiri konusu olan Başsavcı Mitchell Palmer’ın konumu sarsılsa da Hoover bu süreci zarar görmeksizin atlattı. Edgar Hoover 10 Mayıs 1924'te, Kongre tarafından Soruşturma Bürosu’nun başına getirildi. 1930'ların başında, organize suçlarla mücadelesinde önemli başarılar kaydetti. Ünlü suçluları izleyip ele geçirerek FBI'ın Kongre ve ABD kamuoyu tarafından saygı elde etmesini sağladı.
Hoover, yöntem ve uygulamaları nedeniyle eleştiriye uğramasına karşın, FBI'ın disiplinli ve bağımsız bir kimlik kazanmasında belirleyici rol oynadı. 

Dinleme faaliyetleri ve muhaliflerin izlenmesi  
İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle birlikte Hoover, karşı istihbarat tekniklerini yeniden canlandırdı ve iç dinleme ve diğer elektronik gözetim faaliyetlerini arttırdı. Savaşın sona ermesiyle birlikte Hoover yönetimindeki FBI, komünist tehditle yüzleşmeye odaklandı ve muhalif olduğu düşünülen milyonlarca Amerikan vatandaşı fişlenmeye başladı. Bu dönemde FBI, Amerikan Karşıtı Eylemler Komitesi ile birlikte yakın bir şekilde çalıştı. İkinci ‘Kızıl Panik’in mimarı Senatör Joseph McCarthy ve Hoover bu dönemde birlikte mesai yaptı. 1956'da Hoover, başlangıçta Amerikan Komünist Partisi'ni hedef alan, ancak daha sonra Amerika'daki herhangi bir radikal örgüte sızmak için genişleyen ‘COINTELPRO’ (Counter Intelligence Program) adlı gizli bir karşı istihbarat programı başlattı. Federal Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen bu program, Amerikan siyasi örgütlerini gözetlemeyi, sızmayı, itibarını sarsmayı ve taciz etmeyi amaçlamaktaydı. COINTELPRO feminist örgütleri, savaş karşıtlarını, sivil hareketleri, ‘Siyah Güç’ hareketi aktivistlerini, çevreci ve hayvan hakları örgütlerini ve Kızılderili hareketlerini hedef aldı. 1960'larda Quintelpro'nun geniş kaynakları Ku Klux Klan gibi tehlikeli ve ırkçı gruplara karşı da kullanıldı, ancak aynı zamanda Afrikalı-Amerikalı sivil haklar örgütlerine ve liberal Vietnam Savaşı karşıtı örgütlerine karşı da faaliyet yürütüldü.  

Nixon’ın korunması 
1969'da medya, kamuoyu ve Kongre, FBI'ın gücünü kötüye kullandığından ciddi bir biçimde şüphelenmeye başlamıştı. Kariyeri boyunca Hoover ilk kez geniş çapta eleştirilmekteydi. Kongre, gelecekteki FBI direktörlerinin atanmasında Senato’nun onayının gerekmesini ve direktörlerin görev süresinin 10 yıl ile sınırlandırılmasını teklif etti. 2 Mayıs 1972'de, ‘Watergate’ skandalı patlamak üzereyken, Hoover kalp rahatsızlığından ötürü hayatını kaybetti. Watergate davası daha sonra FBI'ın Başkan Richard Nixon'ı hakkında yürütülen soruşturmadan yasadışı bir şekilde koruduğunu ortaya çıkardı. Kongre, FBI yetkililerini titizlikle sorguya çekti ve büronun yetkisini kötüye kullandığını ve anayasaya aykırı bir şekilde dinleme ve gözetleme yaptığını ortaya çıkardı. Bu tarihten itibaren Kongre ve medya FBI’ın faaliyetlerine karşı daha temkinli bir tutum sergileyecekti.  

Siyasi müdahaleler
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın evinin FBI tarafından aranması, Cumhuriyetçiler tarafından öfkeyle karşılandı. Cumhuriyetçilerin çoğu, FBI’ın kurulduğu 1930’lu yıllardan bu yana ‘siyasi müdahaleler içinde yer aldığını’ ve bu nedenle ‘güvenilirliğini’ yitirdiğini düşünüyor. Eski New York Vali Yardımcısı Betsy McCaughey, Federal Soruşturma Bürosu’nun geçmişte, şiddet, hile, altama, siyasi müdahaleler ve kanun dışı yollara başvurma konusunda sabıkalı olduğunu belirtti. New York Post için bir makale kaleme alan McGoughee, FBI'ın Cumhuriyetçi Senatör Gerald Nye'yi hedef aldığını ve suç faaliyetine dair kanıt aramak için posta kutusunu açtığını yazdı. Ayrıca, 1948’deki başkanlık seçimleri sırasında da Cumhuriyetçi aday Thomas Dewey'e Başkan Harry hakkında gizli bilgiler sızdırdığını hatırlattı. Cumhuriyetçiler o dönemde bu gizli bilgileri Truman’ı itibarsızlaştırmak için kullandılar ama yine de seçimleri kazandı.  

Fesih veya finansman kesintisi 
Cumhuriyetçi Temsilci Jeff Duncan'ın Twitter'da FBI'ın ‘boğazına kadar’ yozlaşmış olduğunun defalarca kanıtladığını ve bu büronun bir aşamada feshedilmesi gerekebileceğini yazdı. Cumhuriyetçi Temsilci Matt Gaetz, Steve Bannon ile yaptığı bir podcast yayınında, FBI ajanlarını Alman Demokratik Cumhuriyeti'nin (Doğu Almanya) Devlet Güvenlik Bakanlığı'nın (Stasi) muvazzaflarına benzetti. Gaetz Kongre’den ‘siyasi rakiplerini hedef alan herhangi bir kurum veya yönetime karşı’ yaptırımlar uygulaması talebinde bulundu. Gözlemciler, Cumhuriyetçi Parti'nin, George Floyd'un bir polis tarafından öldürülmesinden sonra Liberallerin polise fon sağlanmasının durdurulması taleplerini şiddetle eleştirdiğini hatırlatarak, bu yeni pozisyonu büyük bir değişim olarak değerlendirdi. Yine de Trump'ın evinin aranması üzerine FBI'a saldıran Cumhuriyetçilerin çoğu, eylemlerini sorgulasalar da FBI'ın fonunun kesilmesi yönünde çağrıda bulunmadı. 

Çalkantılı yıllar 
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre The Washington Post, Trump'ın ikametgahının aranmasının, eski başkan ile ABD istihbarat ve kolluk kuvvetleri arasında yıllarca süren kargaşasın dramatik bir sonucu olduğunu işledi. Gazete, Trump'ın daha önce başkanlığını baltalamakla suçladığı ‘derin devlet’ karşıtı açıklamalarını hatırlatarak, Donald Trump’ın ‘bazı gizli belgeleri’ siyasi rakiplerine karşı kullanmak üzere, kişisel malı gibi saklamış olabileceğine dikkat çekti. ABD güvenlik servisleri başkanları ile Trump’ın ilişkisinin, yakın tarihin ‘en zehirli’ ilişki biçimi olduğu iddia edildi. Trump'ın istihbarat servislerine duyduğu öfke biliniyor, bu bağlamda Twitter'da bazı ‘gizli bilgileri’ paylaşmıştı. Trump Rusya'nın seçimlere müdahalesine ilişkin istihbarat servislerinin raporlarına kıyasla, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sözlerini daha inandırıcı bulduğunu açıklamıştı. Trump’ın görevindeki son günlerinde çok sayıda hassas belgeyi Beyaz Saray'dan Florida'da okyanus kıyısındaki malikanesine gönderdiği iddia ediliyor. Öte yandan bazı istihbarat servislerinin başkanlarının Trump’a brifing verirken, bazı bilgilerin üzerini çizdiği de iddialar arasında. Güvenlik uzmanı ve Lord of Spies/Casusların Efendisi kitabının yazarı Chris Whipple, Amerika tarihinde başkanlar ve istihbarat şefleri arasında hemen her dönem gerilimler yaşandığını ancak Trump’ın istihbarat servisleriyle özellikle sorunlar yaşadığını söylüyor.
ABD'nin Cincinnati kentinde, perşembe günü, zorla Amerikan Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) ofisine girmeye çalışan silahlı bir kişi öldürüldü. Emekli FBI çalışanı Frank Montoya, kolluk kuvvetlerine ve güvenlik servislerine karşı kışkırtıcı bir dil benimsenmesi konusunda uyarıda bulunuyor. Bazılarının FBI’a karşı şiddet eylemlerinde bulunulması çağrısı yapması ise endişelere yol açıyor.



ABD'de kızamığa bağlı üçüncü ölüm gerçekleşti

ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy (Reuters)
ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy (Reuters)
TT

ABD'de kızamığa bağlı üçüncü ölüm gerçekleşti

ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy (Reuters)
ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy (Reuters)

Kızamık nedeniyle hastaneye kaldırılan okul çağındaki ikinci çocuk, virüsün ocak ayı sonlarında Batı Teksas'ta yayılmaya başlamasından bu yana Amerika Birleşik Devletleri'nde kızamığa bağlı üçüncü ölüm vakası oldu.

Çocuk, Teksas'ın Lubbock kentindeki Teksas Üniversitesi Tıp Merkezi sağlık sisteminde kızamık komplikasyonları nedeniyle tedavi görüyordu ve aşılanmamıştı.

ABD'deki kızamık vakalarının sayısı şu anda 2024 yılının tamamında kaydedilen vaka sayısının iki katından fazla. Teksas cuma günü, enfeksiyon ve hastaneye yatış sayısında önemli bir yeni artış olduğunu duyurdu. Üç veya daha fazla vaka olarak tanımlanan aktif salgınların görüldüğü diğer eyaletler arasında New Mexico, Kansas, Ohio ve Oklahoma da bulunuyor.

Virüs, aşılama oranlarının düşük olduğu toplumlarda yayılmaya başladı. Eyaletler arası salgın, sağlık uzmanlarının virüsün aşılama oranlarının düşük olduğu diğer ABD topluluklarında da etkili olabileceği ve salgının bir yıla kadar sürebileceği yönündeki endişelerini doğruluyor. Geçtiğimiz hafta Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Meksika'daki vakaların Teksas'taki bir kızamık salgınıyla bağlantılı olduğunu duyurdu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre kızamık, enfekte olmuş bir kişinin nefes alması, hapşırması ya da öksürmesiyle kolayca yayılan, oldukça bulaşıcı, hava yoluyla bulaşan bir virüsün neden olduğu, aşılarla önlenebilen ve 2000 yılından bu yana ABD'de yok edildiği düşünülen bir hastalıktır.

Teksas Eyaleti Sağlık Hizmetleri Departmanı cuma günü, üç gün içinde 59 yeni kızamık vakasının görüldüğünü ve ocak sonundan bu yana eyaletteki toplam vaka sayısının 481'e ulaştığını duyurdu.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) perşembe günü itibariyle ülke genelinde haftalık 124 kızamık vakası artışı olduğunu ve toplam vaka sayısının 607'ye ulaştığını bildirdi. Ülke genelindeki toplam vaka sayısı 2024 yılının tamamında 285 idi.