İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı, İran'ın nükleer programını görüşmek üzere Washington'a gidecek

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın İsrailli mevkidaşı Eyal Holata ile 2021 yılı Ekim ayında Washington'da gerçekleştirdiği görüşme sonrası Twitter'da yayınladığı bir kare
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın İsrailli mevkidaşı Eyal Holata ile 2021 yılı Ekim ayında Washington'da gerçekleştirdiği görüşme sonrası Twitter'da yayınladığı bir kare
TT

İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı, İran'ın nükleer programını görüşmek üzere Washington'a gidecek

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın İsrailli mevkidaşı Eyal Holata ile 2021 yılı Ekim ayında Washington'da gerçekleştirdiği görüşme sonrası Twitter'da yayınladığı bir kare
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın İsrailli mevkidaşı Eyal Holata ile 2021 yılı Ekim ayında Washington'da gerçekleştirdiği görüşme sonrası Twitter'da yayınladığı bir kare

İsrail Başbakanı Yair Lapid ve Savunma Bakanı Benny Gantz, Tahran'ın 2015 Nükleer Anlaşmasını yeniden canlandırmaya yönelik Avrupa tarafından sunulan taslağa olumlu yanıt vermesinin ardından yapılan değerlendirme sonrası, İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Eyal Holata'yı İran nükleer dosyası ile ilgili yeni gelişmeleri ele almak üzere gelecek hafta Washington'a gönderme kararı aldı.
Tel Aviv'deki kaynaklar, İran'ın teklife verdiği yanıtın ardından İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz'ın Amerikalı mevkidaşı Lloyd Austin ile İran'ın nükleer silah geliştirmeye yönelik adımlar atmasını engellemenin gerekliliğine ilişkin konuştuğunu ve Washington'da konu ile ilgili bir görüşme yapılması noktasında mutabık kalındığını nakletti.
Söz konusu karar, İsrailli yetkililer tarafından Tel Aviv'de Çarşamba günü konuya ilişkin yapılan değerlendirmelerin ardından verildi.
İsrailli yetkililer, konuya ilişkin, “Pazartesi günü, Avrupa’nın önerisine verilen yanıt olumluydu. Bu yanıt, İran'ın politikasını değiştirdiğini ve anlaşmaya varmak için istekli olduğunu gösteriyor. Nükleer anlaşma için Avrupa’nın sunduğu nihai taslağa verilen yanıtın içeriği, İran'ın Viyana'daki müzakerelere katılan taraflarla nükleer anlaşma imzalamak amacıyla projeyi ciddi bir şekilde ele almaya istekli olduğuna işaret ediyor” değerlendirmesinde bulundular.
Haaretz gazetesinin haberine göre, İsrailli yetkililer İran'ın anlaşma taslağına verdiği yanıtı bir ‘yön değişikliği’ olarak nitelendirirken, bazı yorumcular “bu olasılık net olmasa da anlaşmaya varabilecek bir yol gelişmeye başladı” dedi.
Haaretz gazetesine konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan bir İsrailli yetkili, “Avrupa ve ABD liderlerinin temasları sürdürme konusunda anlaşmaya varmaları ve son taslağı tartışılamayacak nihai bir formül olarak sunmamaları, İran’ı müzakerelerden çıkarma niyetinde olmadıklarını gösteriyor. ABD ve Avrupa'nın müzakereleri yeniden başlatma isteği var. Bu da sonunda bir anlaşmaya varma ihtimalini artırıyor, ancak şu anda bunun için umutlar yüksek görünmüyor” dedi.
Gazeteye göre, Holata'nın Washington'da ele alacağı konulardan biri, Avrupa Birliği'nin İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu tarafından kendisine karşı yürütülen soruşturmanın kapatılması talebine karşı tutumunu yumuşatabileceğine yönelik İsrail tarafının endişesi. İsrail ayrıca, ABD'nin birkaç ay önce İran'a yönelik söz konusu soruşturmaları kapatmama taahhüdünden cayabileceğini de düşünüyor.
İsrailli kaynaklar, İran'ın Avrupa’nın önerisine verdiği yanıtın üç çekince içerdiğini ifade ediyorlar: Bunlardan ilki; Tahran'ın, Devrim Muhafızlarının ABD terör örgütleri listesinden çıkarılması da dâhil olmak üzere kendisine uygulanan tüm yaptırımların iptal edilmesini talep etmesi. İkincisi, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun, İran ile yapılan anlaşmanın ötesinde bir nükleer kapasite geliştirme faaliyetinin bulunduğu yerlere ilişkin soruşturma dosyalarını kapatması ile ilgili talep. Üçüncüsü ise İran’ın Amerika’dan, anlaşmadan bir daha çekilmeyeceğine ve kaldırılacak yaptırımları yeniden uygulamayacağına dair garanti istemesi.
İsrail bu talepleri, İran'ın uzun vadede ekonomiyi canlandırmasına ve İran'la ticaret yapmak isteyen uluslararası şirketler için bir güvenlik ağı sağlamasına izin verecek bir Batı koruması elde etme girişimi olarak görüyor.
Kaynaklar, İsrail'in İran'dan bir yanıt beklediğini, Avrupa Birliği'nin ise ‘evet’ veya ‘hayır’ gibi net bir yanıt aradığını belirtti. İran ise tarafları yeniden müzakereye çekmek amacıyla ‘evet’ yanıtını verdi.
Üst düzey bir İsrailli yetkili, “İsrail, Tahran’ın anlaşmaya yanaşmak istemediğini anladığı için ABD ve Avrupa’nın, İran’ın kafa karıştırmaya devam etmesine ve zaman kazanmak için oyalama taktiği kullanmalarına izin vermeyeceklerini umuyor” ifadelerini kullandı.
İsrail tarafı, İranlı siyasetçilerin, müzakere heyetinin ve Tahran Ulusal Güvenlik Konseyi'nin anlaşmanın imzalanmasını teşvik etmek için çalışmasına rağmen, konuyla ilgili son sözü söyleyecek olan dini lider Ali Hamaney'in anlaşma ile ilgili olarak pozisyonunu değiştirmediğini ve karşı çıkmaya devam edeceğini belirtiyor.



Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
TT

Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)

Afganistan’daki Taliban yönetimi, iki ülke arasında günler önce yeniden alevlenen sınır çatışmalarının ardından, Pakistan’a yönelik dolaylı güvence mesajlarını yoğunlaştırdı. Kabil, kırılgan ateşkesi koruma çabalarının sürdüğü bir dönemde hem dinî hem de siyasi bir dizi taahhüdü arka arkaya açıkladı.

Başbakan Ahund ve üst düzey isimlerin katıldığı, binden fazla din adamını bir araya getiren toplantıda yayımlanan fetva, Afgan topraklarının hiçbir ülkeye karşı kullanılmayacağını ilan etti. Siyasi–fiqhî bildiri, sınır ötesi çatışmalara müdahil olanlara karşı yaptırım uygulanacağını vurguladı.

Bildirinin ardından Dışişleri Bakanı Emirhan Muttaki, hükümetin fetvadaki taahhütlere “tam bağlılık” göstereceğini açıkladı. Açıklama, Pakistan içini hedef alan ve sorumluluğu başta Pakistan Talibanı (TTP) olmak üzere çeşitli gruplara atfedilen saldırıların ardından yükselen gerilimi yatıştırma girişimi olarak değerlendirildi.

Sınırdaki son saldırıda, salı günü Afganistan sınırına yakın Kurram bölgesindeki bir güvenlik noktasının hedef alınması sonucu 6 Pakistan askeri hayatını kaybetmişti. İslamabad, saldırıların Afgan topraklarını kullanan silahlı gruplarca planlandığını savunurken, Kabil bu iddiaları reddediyor ve TTP ile operasyonel bağları olmadığını öne sürüyor.

dfgt
3 Aralık 2025'te Afganistan sınırında düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden Pakistanlı güvenlik görevlileri için düzenlenen cenaze töreninden bir kare (AFP)

Din adamları kurultayının sonunda yayımlanan bildiride, Afgan hükümetinin ülke topraklarının hiçbir devlete karşı kullanılmaması taahhüdünü “şer’î bir sorumluluk” olarak üstlendiği belirtildi. Açıklamada, bu taahhüdü ihlal edenlerin asi sayılacağı ve gerekli işlemlerin uygulanacağı ifade edildi.

Bildiride, ülke egemenliğini savunmanın dinî bir görev olduğu vurgulanırken, aynı zamanda “Afgan topraklarının başka herhangi bir devlete zarar vermek için kullanılmasının caiz olmadığı” yeniden teyit edildi. Ayrıca Afgan vatandaşlarının sınır ötesindeki askerî faaliyetlere katılmak üzere ülke dışına gitmesinin yasak olduğu, bunu yapanların “muhalif ve asi” kabul edileceği kaydedildi.

Toplantıda Başbakan Ahund’un yanı sıra Yüksek Mahkeme Başkanı, İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanı, Yükseköğrenim Bakanı ve diğer üst düzey isimlerin bulunması, Taliban yönetiminin Pakistan’a hem dinî hem de siyasi nitelikte çift katmanlı güvence sunma çabasının işareti olarak değerlendirildi. Kabil yönetimi, özellikle sınır aşan silahlı gruplar konusunda artan uluslararası baskıyla karşı karşıya.

hyju
Afganlar, 6 Aralık 2025'te Pakistan güçleriyle sınır çatışmalarında öldürülen bir adam için yas tutuyor (AFP)

Dışişleri Bakanı Muttaki, devlet medyasına yaptığı açıklamada, ülke genelindeki din alimlerinin “İslami düzenin korunmasına yönelik birleşik fetvalarını” yenilediklerini belirterek, Afganistan’ın hiçbir ülkeye zarar verecek bir faaliyete izin vermeyeceğini yineledi. Muttaki, “Bu, alimlerin tavsiyesidir ve tüm Müslümanlar için yerine getirilmesi gereken bir görevdir” dedi.

Muttaki, fetvayı ihlal ederek sınır ötesi faaliyetlerde bulunanlara karşı Afgan yönetiminin gerekli adımları atma hakkına sahip olduğunu vurguladı. Bu ifade, TTP’ye katılan Afgan unsurlara yönelik üstü kapalı bir mesaj olarak değerlendirildi.

Açıklamasının sonunda “birlik ve fitneden uzak durma” çağrısı yapan Muttaki, Afgan halkının tarih boyunca din alimlerinin fetvalarına uyduğunu ve bugün de bu çizginin sürdürüleceğini belirtti.

Gözlemcilere göre fetva, siyasi bildiri ve resmî açıklamaların tamamı, son haftalarda tırmanan saldırılar nedeniyle artan Pakistan tepkisini yatıştırmaya ve Kabil’in güvenlik taahhütlerine bağlılık gösterdiğini ispatlamaya yönelik koordineli bir çabanın parçası niteliğinde. Geçen cuma yaşanan ve 4 kişinin ölümüne yol açan sınır çatışması, iki ülke arasındaki gerilimi yeniden tırmandırmıştı.


Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
TT

Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)

Beyaz Saray dün, ABD başkanının günlerdir sağ elinde taşıdığı bandajı, yaptığı sayısız tokalaşmaya işaret ederek bir kez daha haklı çıkarmaya çalıştı.

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt dün, "Bununla ilgili size zaten bir açıklama yaptık" dedi. Leavitt'in açıklaması, son zamanlarda ortaya çıkan bandajlarla ilgili bir soruya yanıt olarak geldi. "Başkan sürekli insanlarla el sıkışıyor," diyen Leavitt, birkaç ay önce başkan şişmiş sağ eliyle görüldüğünde yapılan açıklamayı yineledi.

Leavitt ayrıca, "Kalp damar hastalığına karşı önleyici tedavi olarak her gün aspirin de alıyor" diyerek, "bu da gördüğünüz morluklara katkıda bulunmuş olabilir." Beyaz Saray, örneğin pazar günü Washington'daki bir etkinlik sırasında 79 yaşındaki Trump'ın taktığı bandajlar görülmeden önce de bu açıklamayı yapmıştı.

ABD'nin en yaşlı seçilmiş başkanı olan Trump için sağlık hassas bir konu. Demokrat selefi Joe Biden'ı bunama hastalığından muzdarip olmakla ve bu nedenle yönetmeye uygun olmamakla suçladı.

Trump, salı akşamı Truth Social’deki hesabından yaptığı öfkeli paylaşımda, sağlığıyla ilgili medya haberlerini "kışkırtıcı ve muhtemelen vatana ihanet" olarak nitelendirdi.

Trump'ın sağlığı, bir dizi etkinlikte uyanık kalmakta zorlandığı görülmesinin yanı sıra, ekim ayında ek tıbbi testlerin bir parçası olarak MR çektirmesiyle de mercek altına alındı.


Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

Tokyo bugün yaptığı açıklamada, Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi ve Amerikalı mevkidaşı Pete Higseth'in bölgedeki güvenlik konusunu görüşmek üzere yaptıkları telefon görüşmesinde, Çin'in son eylemlerinin "bölgesel barışın sağlanmasına yardımcı olmadığı" konusunda mutabık kaldıklarını duyurdu.

Japonya Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, iki bakanın "6 Aralık'ta Çin askeri savaş uçakları tarafından Japonya Öz Savunma Kuvvetleri uçaklarının hedef alındığı radar kilitleme olayı da dahil olmak üzere, Hint-Pasifik bölgesindeki kötüleşen ciddi güvenlik durumu hakkında samimi görüş alışverişinde bulunduğunu" belirtti.

Açıklamada, Başbakan Sanae Takaichi'nin geçen ay Tayvan hakkındaki açıklamalarının ardından Japonya ve Çin arasında yaşanan anlaşmazlık ortamında, iki bakanın "Çin'in eylemlerinin bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunmadığı gerekçesiyle, bölgesel gerilimleri tırmandırabilecek her türlü eylemden ciddi endişe duyduklarını" ifade ettikleri belirtildi.