Akdeniz'deki ısı artışı denizlerdeki canlı yaşamını olumsuz etkiliyor: Böyle devam edersek insanlar yaşayacak yer bulamayacak

Barselona Deniz Bilimleri Enstitüsü'nden Joaquim Garrabou "Sistemi çok zorluyoruz. İklim konusunda mümkün olan en kısa sürede harekete geçmek zorundayız" dedi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Akdeniz'deki ısı artışı denizlerdeki canlı yaşamını olumsuz etkiliyor: Böyle devam edersek insanlar yaşayacak yer bulamayacak

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Akdeniz'in batısındaki Barselona ile doğusundaki Tel Aviv arasında deniz suyu ölçümleri yapan bilim insanları, su sıcaklığının, mevsim normallerinin 3 ila 5 derece üstünde olduğunu, bu durumun birçok olumsuz sonuç doğuracağını bildirdi.
Barselona Deniz Bilimleri Enstitüsü'nden Joaquim Garrabou ile İsrail Okyanus ve Göl Araştırmaları Enstitüsünden Gil Rilov'un araştırmasına göre, Akdeniz'de suların ısınması, denizdeki canlı yaşamının yanı sıra dünyadaki tüm canlıların yaşamını tehdit ediyor.
Araştırmaya göre, mevsim normallerinin 3 ila 5 derece üzerinde ölçülen Akdeniz suyu, düzenli olarak 30 dereceyi de aşıyor.
Normal şartlarda sıcak su akıntılarıyla değişmesi gereken ısı artışının, insan kaynaklı küresel ısınmayla gerçekleşmesinin, endişe verici noktaya ulaştığını söyleyen Garrabou, "Sistemi çok zorluyoruz. İklim konusunda mümkün olan en kısa sürede harekete geçmek zorundayız" dedi.
Garrabou, denizlerin kömür, akaryakıt ve gaz kaynaklı atmosfere salınan ısının yüzde 90'ını, karbondioksitin ise yüzde 30'unu emdiğini, bu durumun dünyayı daha kötü iklim koşullarından koruduğunu aktararak, "Ancak şu an denizleri sağlıksız ve işlevsel bir noktaya ittik" ifadesini kullandı.
Akdeniz'in yüzeyi ile 45 metre derinlikte artan sıcaklık etkisinin canlı yaşamına etkilerinin görüldüğüne işaret eden Garrabou, Akdeniz yüzeyinin yüzde 90'ında sıcaklık artışının etkili olduğunu söyledi.
Garrabou, "Sorun, doğal yaşamın hayatta kalması değil çünkü biyolojik çeşitlilik hayatta kalacak bir yol bulur. Sorun, bu şekilde devam edersek insanların yaşayacak yer bulamayacak olması." diye konuştu.

Akdeniz'de en çok Kıbrıs, Lübnan ve Suriye ısındı
Akdeniz'in en sıcak olduğu noktaların Kıbrıs Adası, Lübnan ve Suriye kıyıları olduğuna dikkati çeken Rilov da buralarda ortalama deniz suyu sıcaklığının 31 derece olduğunu söyledi. Bu seviyenin, denizlerdeki yerli türleri riske attığını vurgulayan Rilov, biyolojik çeşitlilikteki yok oluşun gelecek yıllarda Akdeniz'in batısına doğru süreceğini tahmin ettiklerini kaydetti.
Rilov, yönetici seviyesindeki kişilerin, Akdeniz'in ısınması ve bu ısınmanın etkilerinden habersiz olduğunu belirterek, "Bilim insanları olarak görevimiz, bu konuları yöneticilerin dikkatine sunmak. Böylelikle bu konuyu düşünebilirler." dedi.
Denizlerdeki ısının azalmasının canlı yaşamının yanı sıra atmosferdeki sera gazlarını azaltacağına da dikkati çeken uzmanlara göre, denizlerin yüzde 30'unun insan hareketleri ve balıkçılık karşısında koruma altına alınması gerekiyor. Ancak Akdeniz'in yalnızca yüzde 8'i koruma altında.

500 milyon kişiyi etkileyebilir
İklim değişikliği, küresel ısınma ve bunların etkilerine yönelik araştırmaların yayımlandığı Global Change Biology dergisine göre, aralarında mercanlar, süngerler ve deniz bitkilerinin yer aldığı yaklaşık 50 tür, Akdeniz'deki bu değişim nedeniyle tehlike altında.
Akdeniz çevresindeki ülkelerde yaşanan aşırı sıcaklar, yağışsız günler ve rüzgarsız günler ile sıcaklıkla bağlantılı yangınlar ve kuraklık da deniz sıcaklığının artmasına etki ediyor.
Denizlerdeki sıcaklık artışının karaya etkisi ise daha büyük. Yaklaşık 500 milyondan fazla kişinin yaşadığı Akdeniz ülkelerinde balıkçılık ve turizmin yanı sıra fırtınalar gibi alışılmadık doğa olaylarının da yaşanmasından endişe ediliyor.
Dünya denizlerinin yüzde 1'ini oluşturan Akdeniz, dünyada bilinen deniz canlılarının yüzde 4 ila 18'ine ev sahipliği yapmasıyla da biliniyor.
Bu önemli özelliğe sahip Akdeniz'de deniz canlılarına ev sahipliği yapan mercanlar ile deniz bitkileri, artan sıcaklık nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya. Mercanlar ve deniz bitkileri, karbondioksit emerek atmosferi temizlemesiyle de öne çıkıyor.
Atmosferden çok fazla karbondioksit emmesiyle bilinen deniz eriştesi bitkisi, Akdeniz'e özgü endemik bir tür olarak dikkati çekerken artan sıcaklıklar nedeniyle risk altında bulunuyor.
 



Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
TT

Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Florida’dan Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti’nin faaliyetlerine son verdi.  

New York Times (NYT), Trump yönetiminin cumartesi günü gönderdiği bir e-postayla 40 yıllık Radyo Marti’nin faaliyetlerinin sonlandırılacağını duyurduğunu aktarıyor.

ABD’de yaşayan ve 2021’de Küba’da patlak veren protestoları destekleyen Ramon Saul Sanchez, bu haberin radyo çalışanlarının kendisiyle söyleşi yapmayı planladığı sırada geldiğini belirtiyor:

Kafaları çok karışmıştı. Bana ‘İşimize son verildiğini öğrendik. Gitmemiz gerekiyor’ dediler.

Trump, başta Amerika’nın Sesi (VOA) olmak üzere federal hükümet tarafından finanse edilen bazı medya kuruluşlarında bütçe ve personel sayısının azaltılması kararını vermişti.

Kararda, VOA, Özgür Avrupa ve Asya Radyosu’yla Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti'ye ev sahipliği yapan ABD Küresel Medya Ajansı'nın fonksiyonlarının minimum seviyeye çekilmesi yönünde talimatlar yer almıştı.

VOA çalışanları ve bazı medya örgütleri, “hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle kararı mahkemeye taşımıştı.

ABD Kongresi’ndeki Küba kökenli üç siyasetçiden biri olan Mario Diaz-Balart, Trump’la görüşerek radyonun faaliyetlerinin yeniden başlamasını talep edeceğini belirtiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise “durumun karmaşık ve değişken olduğunu” bildiriyor. Trump’ın atadığı Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Küba kökenli. Cumhuriyetçi liderin Latin Amerika Özel Temsilcisi Mauricio Claver-Carone sınırlı da olsa radyonun faaliyetlerini sürdüreceğini düşündüğünü ifade ediyor.

Radyo, 1983’te dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından kurulmuştu. Fidel Castro ve Küba Komünist Partisi karşıtı lobicilik faaliyetleriyle tanınan Küba kökenli iş insanı Jorge Mas Canosa’nın talebiyle hayata geçirilen radyo, Soğuk Savaş’ta adaya sansürsüz yayın yapmayı hedefliyordu.

NYT, Trump’ın bu kararla “Castro kardeşlerin 40 yıldır yapamadığını tek hamlede gerçekleştirdiğini” yazıyor.

Diğer yandan Radyo Marti, Soğuk Savaş'tan kalma modası geçmiş bir yayın kuruluşu olarak da görülüyordu. Radyoyu eleştirenler, Küba’daki komünist yönetim hakkında tek taraflı yayınlar yapıldığına dikkat çekiyor. Radyo, defalarca Kongre raporlarına konu olan yolsuzluk skandallarına da karışmıştı. Kuruluşa bağlı televizyon kanalı TV Marti ise Küba’da o kadar sık engellendi ki adada “Görünmeyen TV” diye adlandırılıyor.

ABD'nin Küba'ya yönelik ambargoları ilk kez 1960'da başlatıldı ve ilerleyen yıllarda kapsamı daha da genişletildi. Öte yandan ABD'nin Küba'ya yönelik ambargosunu kaldırmasına dair karar tasarısı 2012'den bu yana her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) kabul ediliyor. Fakat bağlayıcılığı bulunmayan BMGK kararı sadece tavsiye niteliği taşıyor ve uluslararası toplumun tutumunu gösteriyor.

Independent Türkçe, New York Times, El Pais