UBH’ye bağlı milisler Trablus’u korumak için yeniden konuşlandılar

UBH’ye bağlı milisler Başağa hükümetinin yeniden Trablus'a girme girişiminde bulunacağı beklentisiyle teyakkuza geçtiler.

Trablus Havaalanı’ndaki mevzilerinde konuşlu UBH’ye bağlı Libya Terörle Mücadele Güçleri. (Terörle Mücadele Güçleri)
Trablus Havaalanı’ndaki mevzilerinde konuşlu UBH’ye bağlı Libya Terörle Mücadele Güçleri. (Terörle Mücadele Güçleri)
TT

UBH’ye bağlı milisler Trablus’u korumak için yeniden konuşlandılar

Trablus Havaalanı’ndaki mevzilerinde konuşlu UBH’ye bağlı Libya Terörle Mücadele Güçleri. (Terörle Mücadele Güçleri)
Trablus Havaalanı’ndaki mevzilerinde konuşlu UBH’ye bağlı Libya Terörle Mücadele Güçleri. (Terörle Mücadele Güçleri)

Libya’da Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu geçici Ulusal Birlik Hükümeti’ne bağlı silahlı güçler ve milisler, Fethi Başağa’nın başbakanı olduğu paralel hükümet İstikrar Hükümeti’nin başkent Trablus'a bir kez daha girme girişiminde bulunması ihtimaline karşı şehirde yeniden konuşlanmaya başladılar.
UBH’ye bağlı Terörle Mücadele Gücü Yedek Bölümü’nden yapılan video görüntüleri ve fotoğraflarla zenginleştirilmiş açıklamada, Savunma Bakanlığı'nın salı akşamı, Trablus'un güneyindeki bölgelerin ve hayati öneme sahip tesislerin güvenliğini artırma planına göre, Terörle Mücadele Gücü’nün bir dizi müfrezesini Trablus Uluslararası Havalimanı'na konuşlandırdığı belirtildi.
Açıklamada, yeniden konuşlandırmaların havaalanı çevresinde yaşanan son olaylar nedeniyle yapıldığı belirtilse de bu adım bölge sakinleri arasında paniğe yol açtı.
Terörle Mücadele Gücü Yedek Bölümü, halkın güvenliğini sağlamak ve bölgede herhangi bir çatışma çıkmasını engellemek amacıyla yapılan bir güvenlik planına göre hareket ettiğini belirterek bölge sakinlerinin kendileriyle iş birliği yapmaları çağrısında bulundu ve güvenliği sağlamak için hiçbir çabadan kaçınmayacağının garantisini verdi. Terörle Mücadele Gücü Yedek Bölümü aynı zamanda, bölge yeniden konuşlanmasının, vatandaşların güvenliğine ve emniyetine zarar verecek herhangi bir askeri eyleme neden olmamasını sağlayacağını vurguladı.
Diğer yandan 53'üncü Piyade Tugayı, aynı zamanda UBH Savunma Bakanı olan Başbakan Abdulhamid ed-Dibeybe’nin talimatlarıyla yeniden konuşlandırmalara başladığını açıkladı. Halkı haydutlardan ve DEAŞ terör örgütü hücrelerinden korumak amacıyla başkent Trablus'un güneyinde çeşitli bölgelerde devriyeler gerçekleştirdiğini belirten 53. Piyade Tugayı, tüm gerekli önlemleri aldığını ve söz konusu bölgelerde istikrarsızlığa ve güvensizliğe neden olacak herhangi bir sızma girişimine karşı hazırlıklı olduğunu kaydetti. 53. Piyade Tugayı Komutanı Ahmed Haşim, güneyde es-Suveyh, Dufan, el-Merdum ve Eşmih Kalesi’nden Nesme, Mezde ve el-Kurayya kadar uzanan bölgede arama yapılması için derhal harekete geçilmesi talimatı verdi.

Arabuluculuk açıklaması
Libya’da bu gelişmeler yaşanırken Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid Mişri ile salı akşamı Ankara’da yaptığı açıklamada, Libya’nın başkenti Trablus’ta olası bir çatışmanın patlak vermesini önlemek için Türkiye’nin arabuluculuk yapabileceğinin sinyalini verdi. Akar, bu tür olası çatışmaları önlemek için tüm inisiyatiflerin alınmasının ve kardeş kanı dökülmesine engel olunmasının önemini vurguladı. Anadolu Ajansı’nın (AA) aktardığı, Milli Savuma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Türkiye ile Libya arasındaki tarihi dostluk ve kardeşlik bağlarının 500 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini vurgulayan Akar, Türkiye'nin Libyalı kardeşlerine askeri eğitim iş birliği alanlarında verdiği desteğin artarak devam edeceğini söyledi. Akar, Türkiye'nin ‘Libya, Libyalılarındır’ anlayışıyla Libya'nın barış, huzur ve refahı için elinden gelen tüm gayreti göstermeyi sürdüreceğini belirtti.
DYK Başkanı Mişri de Akar ile görüşmesinde istikrarı korumanın yollarını, orduyu birleştirme çabalarını ve Türkiye'nin talep edildiğinde eğitim vererek ve tavsiyelerde bulunarak Libya’da birleşik bir ulusal ordu inşa edilmesine verdiği desteği ele aldıklarını açıkladı.
Diğer taraftan Birleşmiş Milletler (BM) Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkan Vekili Risdon Zeninga, Libya Siyasi Diyalog Forumu'nun (LSDF) üyelerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmede, geçtiğimiz yıl aralık ayında oy kullanmak için kayıt yaptıran 2,8 milyon seçmenin taleplerine göre seçim sürecinin yeniden rayına oturtulmasının bir öncelik olması gerektiğini vurguladı.
Zeninga, şu an geçerli olan siyasi çıkmazın nasıl aşılacağını ve Libya’yı ertelenen seçimlere götürecek siyasi bir çözüme nasıl ulaşılacağını tartışan heyetin, uzayan siyasi çıkmazdan kaynaklanan gerginlikten endişe duyduğunu söyledi. Heyetin seçimlerin yapılması için alternatifler arama çabalarına övgüde bulunan Zeninga, UNSMIL’in heyetin önerilerini Libyalı diğer aktörlerden gelen önerilerle birlikte dikkate alacağını belirtti. Zeninga, salı günü Mali’nin Trablus Büyükelçiliği’nde maslahatgüzar ile yaptığı görüşmede, bölgesel ortakların barış ve istikrar arayışında Libya halkını desteklemedeki rolünün önemini vurguladı.
Diğer gelişmelerde ise Hollanda'nın Trablus Büyükelçisi Dolf Hogewoning, Libya Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayih ile komisyonun gelecekteki destek planlarını ve seçim sürecinin karşı karşıya olduğu zorlukları görüştü.
Libya Temsilciler Meclisi (TM) Sözcüsü Abdullah Buleyhık, TM Başkanı Akile Salih’in ABD’nin Trablus Büyükelçisi ve Libya Özel Temsilcisi Richard Norland'ın Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından açıklamalarını eleştirdiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını açıkladı.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.