İsrailli uzmanlara göre Gazze'ye son saldırı İslami Cihad'ı zayıflattı ama bitirmedi

İsrail insansız hava aracı (IDF)
İsrail insansız hava aracı (IDF)
TT

İsrailli uzmanlara göre Gazze'ye son saldırı İslami Cihad'ı zayıflattı ama bitirmedi

İsrail insansız hava aracı (IDF)
İsrail insansız hava aracı (IDF)

İsrailli uzmanlar, Tel Aviv'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik son saldırısında, İslami Cihad Hareketi'ne darbe vurduğu ancak Hareketin, varlığını sürdürdüğü ve yeniden yapılanacağı değerlendirmesinde bulundu.
İsrail'in 5 Ağustos'ta "saldırı hazırlığında olduğu" gerekçesiyle Gazze Şeridi'nde İslami Cihad'a ait olduğunu iddia ettiği hedeflere başlattığı son saldırı, süresi ve kapsamı açısından öncekilerden farklıydı. Bu saldırı 66 saat sürdü ve başka bir Filistinli grup olmaksızın İslami Cihad'ın mevzilerinin hedef alındığı kaydedildi.
Filistin Sağlık Bakanlığı saldırılarda Gazze'de 17'si çocuk 49 kişinin yaşamını yitirdiğini, 360 kişinin yaralandığını açıkladı.
İsrail saldırılarında ayrıca İslami Cihad Hareketinin askeri kanadı Kudüs Seriyyeleri liderlerinden Halid Mansur ile Teysir el-Caberi de hayatını kaybetti.
Saldırısı üzerine Gazze'den de İsrail'e bir dizi roket atıldı. İsrail tarafında can kaybı olmadığı, sınırlı sayıda yaralı olduğu açıklandı.

İslami Cihad'ın İsrail hedeflerine yönelik operasyonun engellenmesi
Kudüs İbrani Üniversitesinden araştırmacı, İsrailli güvenlik uzmanlı Roni Shaked, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son saldırıların tek bir amacı olduğunu düşündüğünü; bunun da İslami Cihad Hareketinin İsrail hedeflerine karşı bir operasyon gerçekleştirmesini engellemek olduğunu ifade etti.
İslami Cihad yöneticisi Bessam es-Saadi'nin 1 Ağustos'ta işgal altındaki Batı Şeria'da gözaltına alınmasını hatırlatan Shaked, İsrail'den Saadi'nin serbest bırakılmasının istendiğini, bu talep reddedilince İslami Cihad'ın operasyon planlamaya başladığını iddia etti.
Shaked, istihbarata göre tehdidin sıcak olduğunu; yani operasyonun planın arkasındaki isimler ve hedefin bilindiğini kaydetti.
Bu kapsamda İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının başlamasından birkaç saat sonra Caberi'nin öldürüldüğünü aktaran Shaked, "İstihbarat bilgilerine göre, Caberi, operasyonunun planlayıcısıydı." dedi.
Shaked, Gazze'ye yönelik saldırıların İsrail'de 1 Kasım'da yapılması planlanan seçimlerle ilişkilendirilmesini ise "uzak ihtimal" olarak değerlendirdi.
İsrail seçimleri için pratikte 3 adayın yarıştığına işaret eden Shaked, bunların; son saldırıları fiilen yürüten İsrail Başbakanı Yair Lapid ve Savunma Bakanı Benny Gantz ile saldırıya desteğini açıklayan muhalefet lideri Binyamin Netanyahu olduğuna dikkati çekti.

Hamas'a karşı "havuç-sopa" politikası
Shaked ayrıca fiilen olmasa da İsrail'in son saldırılarının hedeflerinden birinin Hamas olduğunu söyledi. Bunu açıklamak için süreci sırayla aktaran Shaked, İsrail'in önce saldırının Hamas'ı değil İslami Cihad'ı hedeflediğini duyurduğuna işaret etti.
İsraillli uzman, ikinci olarak saldırının hızlıca, hatta Bakanlar Kurulunun onayı alınmaksızın gerçekleştirildiğini kaydetti.
Shaked, bu hızlı adımın, İsrail'in, askeri operasyonun acil hedefinin İslami Cihad'ın İsraillilere karşı bir operasyonun engellenmesi ve saldırıların Hamas'ı kapsayacak şekilde genişletilmemesini hedefleyerek atıldığını belirtti.
Son olarak da İsrail'in saldırıların ardından bundan böyle Gazze'de olanlardan tek başına Hamas'ın sorumlu olduğunu ve Gazze'de herhangi bir operasyon yapılması halinde İsrail'e karşı Hamas'ın sorumlu olacağını duyurduğuna dikkati çeken Shaked, İsrail'in Hamas'a karşı "havuç-sopa" politikası izlediğini kaydetti.
Shaked, sopanın "Hamas'ın şu andan itibaren Gazze'de olanların tek sorumlusu olması ve Batı Şeria'daki gözaltılara karşı Gazze'den operasyonla karşılık verilmesinin Tel Aviv tarafından kabul edilmemesi" olduğunu söyledi.
Havucun ise Gazze Şeridi'ndeki nüfus yoğunluğunu azaltmak için başka kolaylıklarla birlikte binlerce işçinin İsrail'e girişine izin verilmesi olduğunu kaydeden Shaked, şöyle devam etti:
"İsrail'deki karar verici mekanizmada, 'Tel Aviv'in, Hamas'ın Gazze'yi kontrol altına tutma düşüncesiyle yaşaması gerektiğine, Gazze'de Hamas'a yönelik herhangi bir askeri operasyonun İsrail için çok elim sonuçları olacağına' inananlar var."
Shaked, bunun, gelecekte Hamas'a yönelik büyük bir operasyon olmayacağı anlamı taşımadığını dile getirdi. İsrailli uzman, bu açıdan bakınca Gazze'de etkili çözümler göremediğini kaydetti.
İsrail'in son saldırısında, İslami Cihad'ı mağlup ettiği yönündeki söylemleri kabul etmediğini aktaran Shaked, "(Son saldırılarda), İslami Cihad, geçici olarak zayıfladı ancak yeniden yapılanacak. İslami Cihad, İran tarafından destekleniyor, varlığını sürdürecek, bu zaman alacak." ifadelerini kullandı.

"İsrail Hamas'ın karışmasını önlemek için hızlı hareket etti"
Yedioth Ahronot gazetesi analistlerinden Avi Issacharoff da İslami Cihad'ın alt yapı, füze ve benzeri şeylerle kendisini yeniden yapılandıracağını ancak bunun zaman alacağını belirtti.
Issacharoff, bu arada Hareketin, sadece Gazze'den değil, Batı Şeria'dan ve İsrail'den, belki de yurt dışında (İsrail hedeflerine karşı) saldırılar gerçekleştirmeye çalışabileceğini öne sürdü.
İsrail'in Gazze saldırısını "İslami Cihad'ın operasyonunu engelleme" hedefiyle düzenlediğini duyurduğunu hatırlatan Issacharoff, "Konuştuğum kaynaklara göre, Bessam es-Saadi'nin Cenin'de gözaltına alınmasından sonra İslami Cihad'ın Gazze'den bir operasyon düzenleme niyeti vardı. İsrail bunu nedenle Gazze çevresindeki yolları 3 gün kapadı." diye konuştu.
İslami Cihad'ın operasyon düzenleme kararlılığının ardından İsrail'in harekete geçtiğini işaret eden Issacharoff, "Hamas'ın araya girmesini önlemek için operasyon hızla sonlandırıldı." dedi.
Issacharoff, İsrail'deki "kesin değerlendirmelerin", Gazze'de çok sayıda ölü ve yaralı olmadıkça Hamas'ın müdahale etmeyeceği yönünde olduğunu, bu nedenle operasyonun hızla sonlandırıldığını aktardı.

İsrail ile Hamas arasındaki "yeni aşama" ihtimali
Issacharoff, saldırıların amacının Hamas ile İslami Cihad'ın arasını açmak olduğuna da inanmadığını dile getirdi.
İsrail'in askeri operasyonundan sonra Tel Aviv ile Hamas arasında yeni bir aşama olabileceğini kaydeden Issacharoff, bu döndemde birtakım büyük kolaylıklar karşısında Gazze'de sükunetin korunabileceğini belirtti.
Issacharoff, "Bir yıl önce İsrail'in Gazze'den 20 binden fazla işçinin çalışmak için girişine hatta orada yatılı kalacağına izin vereceği söylenseydi inanmazdım; bunun çılgınca olduğunu söylerdim. Ancak bu, bugün gerçekten oluyor. Bu büyük bir değişiklik." dedi.
Bununla birlikte Hamas'ın Batı Şeria'daki operasyonlarına devam edeceği yönündeki görüşünü savunan Issacharoff, verilerin, Batı Şeria'da operasyonların ve girişimlerin sayısında artışa işaret ettiğini aktardı.

Batı Şeria'da devam eden gerginlik
Haaretz gazetesi yazarı askeri güvenlik uzmanı Amos Harel ise, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırı sonlanmış olsa da Batı Şeria'da İsrail güçleri ile Filistinli gruplar arasındaki her gün yaşanan sürtüşmelerin kesintisiz şekilde devam ettiğine dikkati çekti.
İsrail güçlerinin ve sınır muhafızlarının neredeyse her gece Filistin şehirlerine ve mülteci kamplarına baskınlar düzenleyerek gözaltı operasyonları gerçekleştirdiğini kaydeden Harel, bugünlerde bu baskınlara özellikle Batı Şeria'da ateşli silahlarla bir direnişin eşlik ettiğini aktardı.
Harel, "Ordunun gurur duyduğu Gazze'deki İslami Cihad yetkililerine yönelik suikastlar dizisinin etkisini şimdi göreceğiz." dedi.
Tasfiye edilenlerin yerine başka yetkililerin ortaya çıkmasıyla ilgili Harel, boşalan safların istihbarat birimlerinin beklediğinden daha hızlı ve erken dolduğunu sözlerine ekledi.



Ben-Gvir, itfaiye aracı bağışı ve 17 gencin eğitimiyle Suveyda sakinlerinin gönlünü kazanmaya çalışıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
TT

Ben-Gvir, itfaiye aracı bağışı ve 17 gencin eğitimiyle Suveyda sakinlerinin gönlünü kazanmaya çalışıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yaklaşık bir yıldır İsrail’in işgali altında bulunan Suriye’nin güney bölgelerine yaptığı provokatif turdan ve aynı anda Suriye’den yürütülen silah kaçakçılığı ağının ortaya çıkarılmasından bir gün sonra, İsrail makamları dikkat çeken bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre İsrail, Suveyda’dan 17 Dürzi gencine profesyonel yangın söndürme eğitimi vermeyi ve vilayete bir itfaiye aracı hediye etmeyi planlıyor.

Bu açıklama, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Paylaşımların çoğunda, İsrail’in niyetlerine yönelik eleştiriler ve uyarılar öne çıktı. Sosyal medya kullanıcıları, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana İsrail’in 450 kilometrekareyi aşan Suriye toprağını işgal ettiğine (1967’den beri işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’ne ek olarak) ve Şam’dan ülkenin güney ve güneybatı sınırlarına uzanan bölgede güvenlik kontrolünü dayattığına dikkat çekti.

İsrail güçlerinin Suriye topraklarına ilk adım attığı günden bu yana bölgede gerilim yarattığı, toplumsal çatışmaları körüklemeye çalıştığı, hava saldırıları ve topçu bombardımanları düzenlediği, hatta Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı hedef aldığı belirtildi. Bu adımların, Şam yönetimine baskı kurmak ve onu güvenlik anlaşmalarına zorlamak amacı taşıdığı ifade edildi.

Gelen son bilgilere göre, Arap karşıtı söylemleri, aşırı sağcı tutumu ve ırkçı görüşleriyle bilinen İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir bakanlığına bağlı İtfaiye Kurumu’na Suveyda’ya bir itfaiye aracı gönderilmesi yönünde talimat verdi. Ben-Gvir bu adımı ‘üst düzey insani bir girişim’ olarak tanımladı. Ancak bölge kamuoyu, özellikle Araplarla ilgili politikaları göz önüne alındığında, Ben-Gvir’in bu girişiminin insani amaçlar taşıdığına pek ihtimal vermiyor. Bu nedenle söz konusu adımın gerçekten Suveyda’da çıkabilecek yangınlara destek olmayı mı hedeflediği, yoksa bölgede yeni fitneler ve çatışma alanları yaratmayı mı amaçladığı yönünde soru işaretleri doğmuş durumda.

cdft
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 28 Ocak 2024 tarihinde Gazze Şeridi ve Batı Şeria'nın kuzeyinde yerleşim yerlerinin yeniden inşası için çağrıda bulunan bir konferansta konuşuyor. (Reuters)

Gelen bilgiler, söz konusu girişimin İsrail’in güney Suriye’deki nüfuzunu ‘insani yardım’ görünümü altında genişletmeyi hedefleyen daha kapsamlı bir planın parçası olabileceği yönünde. Bu çerçevede İsrail’in, Suriye toplumunda ayrışma yaratmak amacıyla Dürzi topluluğu ile ‘özel bağlara’ sahip olduğu iddiasını öne çıkardığı değerlendiriliyor.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Dürzi topluluğundan 17 genç, üç hafta sürecek yoğun bir itfaiyeci eğitimine tabi tutulacak. Programın ardından her bir katılımcı, tam teçhizatlı şekilde Suriye’ye dönecek. Ayrıca Suveyda’da yeni bir itfaiye istasyonu kurulacağı ve bölgeye bir itfaiye aracı gönderileceği bildirildi.

Haberde, Ben-Gvir’in “Suriye’deki itfaiye istasyonu acil durumlarda kurtarma kapasitesi sağlayacak” dediği aktarıldı. Haberin devamında, İsrail’in, güney Suriye’deki Dürzilerle ilişkisini ‘derin bir stratejik bağ’ olarak nitelendirdiği ve sınırın ötesinde yaşayan Dürzi aileleri de bu çerçevede değerlendirdiği ifade edildi.

Ben-Gvir’in ayrıca şu sözlerine yer verildi: “İsrail’deki Dürzi topluluğuyla ilişkileri güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Bunu hem ulusal güvenlik kurumlarında Dürzi subayların üst görevlere getirilmesiyle hem de ihtiyaç duyulan her alanda destek ve yardım sağlayarak yapacağız.”

xsd
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nden İsrail ile Suriye sınırında kaçakçılık faaliyetlerinin artması, bu bölgeyi ‘Ekim 2023'ten bu yana silah ve uyuşturucu kaçakçılığının aktif bir merkezi’ haline getirdi. (İsrail Ordusu)

Söz konusu haber, çarşamba günü ortaya çıkarılan Suriye kaynaklı silah kaçakçılığı ağına ilişkin polis tarafından yayımlanan yeni detaylarla aynı dönemde gündeme geldi. Tel Aviv tarafından ‘Dürzi ağı’ olarak adlandırılan yapılanmanın tüm üyelerinin (18 kişi) Dürzi kökenli olduğu açıklandı.

Ağda yer aldığı belirtilen bazı isimler kamuoyuyla paylaşıldı. Buna göre Şefa Amr kentinde yaşayan 49 yaşındaki Rami Ebu Şah, yapılanmanın lideri olarak gösteriliyor. Diğer üyeler arasında Suriye’nin Hadr köyünden Yaser Burcas (29), Revad el-Bassar (25) ve Selman Ebu Kays (51) bulunuyor.

İsrail tarafında gözaltına alınanlar arasında ise Rami Ebu Şah’ın yanı sıra Yarka köyünden Emir Selman (25) ve Munir Ebu Davud (26) yer alıyor. Ayrıca İsrail ordusuna mensup askerler arasında İyad Halebi (45), Emel Selim (26), Suheyl Meadi (21) ve Şefa Amr’dan Salih Hanayfis’in (23) tutuklandığı bildirildi. Kimliklerinin açıklanmasına izin verilmeyen sekiz kişinin daha gözaltında olduğu ifade edildi.

xsdf
Suriye'den İsrail'e silah kaçakçılığı… Tel Aviv, düzenli ve yedek askerler dahil olmak üzere beş kişinin olayla ilgisi olduğunu açıkladı. (Polis Sözcüsü)

İsrail basınında yer alan sızıntılara göre, silah kaçakçılığında kullanılan araçların orduya ait kamyon ve askeri taşıtlar olduğu iddia edildi. Silahları ülkeye getirenlerin ise Bedevi aşiretlerin saldırısı sırasında Suveyda’yı savunmak için Suriye’ye geçtiklerini öne süren İsrailli Dürziler olduğu belirtildi. Bu kişilerin bölgede çok büyük miktarda silah buldukları ve bunları son derece düşük fiyatlara satın aldıkları ifade edildi. Aktarılan bilgilere göre bir tabanca bin şekel (yaklaşık 300 dolar), bir makineli tüfek 3 bin şekel, bir RPG roketatar ise 4 bin şekele alınmış; bu silahların İsrail’de beş ila on katı fiyatlarla satıldığı kaydedildi. Ayrıca, Suveyda’ya gönderileceği duyurulan itfaiye aracına ilişkin haberin, silah ticareti skandalının üzerini örtmeye yönelik bir girişim olabileceği ihtimali de gündeme geldi.


Putin, askeri liderlerle bir araya gelerek Ukrayna'da savaş hedeflerine tam anlamıyla ulaşılması çağrısında bulundu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
TT

Putin, askeri liderlerle bir araya gelerek Ukrayna'da savaş hedeflerine tam anlamıyla ulaşılması çağrısında bulundu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)

Kremlin, dün yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Genelkurmay Başkanı, Harekât Dairesi Başkanı ve Batı ve Güney askeri gruplarının komutanlarıyla bir araya geldiğini duyurdu.

Kremlin açıklamasına göre Putin, Rus askeri liderlerine Ukrayna'daki özel askeri harekâtın hedeflerine tam olarak ulaşılması gerektiğini vurgulayarak, Kupyansk -Oskol civarında yaklaşık 15 Ukrayna silahlı kuvvetleri taburunun kuşatıldığını kaydetti.

Kremlin, Putin'in Ukraynalı askerlerin silahlarını bırakıp teslim olma yetkisine sahip olması gerektiğini ve Ukrayna'daki siyasi liderliğin "iktidarı gasp eden bir suç örgütünden ibaret" olduğunu söylediğini belirtti.

fgth
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin'de Rusya Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık ediyor (AFP)

Putin, "Kiev rejiminin temsilcileri altın saraylarda oturuyor ve Ukrayna ve askerlerinin kaderini düşünmüyorlar" ifadesini kullandı.

Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ise Rus güçlerinin Ukrayna'nın kuzeydoğusundaki Kobani şehrinin tam kontrolünü ele geçirdiğini ve Rus silahlı kuvvetlerinin operasyonlarını sürdürdüğünü, neredeyse her yöne doğru ilerlediğini vurguladı. Ayrıca, Harkov bölgesindeki Volçansk şehrinin topraklarının yüzde 80'inden fazlasının kurtarıldığını da kaydetti.

Putin'in askeri liderlerle görüşmesi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için hazırladığı 28 maddelik planın onaylandığına dair medya haberlerinin ardından geldi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise "bu ABD planının taslağı üzerinde çalışmayı" kabul ettiğini doğruladı.


İsrail, Gazze'deki kontrolünü sağlamlaştırmak için suikastları yoğunlaştırıyor

İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).
İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).
TT

İsrail, Gazze'deki kontrolünü sağlamlaştırmak için suikastları yoğunlaştırıyor

İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).
İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).

İsrail, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesten bu yana düzenli aralıklarla gerçekleştirdiği hedefli suikastlar aracılığıyla bölge üzerinde güvenlik kontrolünü sağlamaya çalışıyor. Bu operasyonlar son zamanlarda yoğunlaşarak, sözde geri çekildiği "sarı hattı" bile aştı ve böylece ateşkes anlaşmasının "ikinci aşamasına" geçişi engelledi.

İsrail, iddia edilen güvenlik olaylarını saldırı düzenlemek için defalarca istismar ederken, diğer durumlarda, özel kuvvetlerinin silahlı mensuplarını veya Filistinli işbirlikçilerini kullanarak aktivistlere suikastlar düzenledi.

İsrail, çarşamba akşamı düzenlediği bir dizi hava saldırısında onlarca kişiyi ve en az iki Hamas saha komutanını öldürdü.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Ordu Radyosu'ndan aktardığına göre Şin Bet güvenlik servisi, Gazze Şehri'nin Zeytun semtinde Kassam Tugayları komutanlarının bir toplantısı hakkında kesin istihbarat aldı. Toplantıya saldırı düzenlendi ve komutanlardan en az ikisi öldürüldü.