Sanal müze ziyaretçilerini Uluslararası Uzay İstasyonu’na taşıyor

Müze uzayda yaşamı deneyimleme fırsatı sunuyor.

Uzay istasyonuna sanal tur düzenleniyor. (Tribune Media Services)
Uzay istasyonuna sanal tur düzenleniyor. (Tribune Media Services)
TT

Sanal müze ziyaretçilerini Uluslararası Uzay İstasyonu’na taşıyor

Uzay istasyonuna sanal tur düzenleniyor. (Tribune Media Services)
Uzay istasyonuna sanal tur düzenleniyor. (Tribune Media Services)

Çoğu insan Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) asla ayak basamayacak. Ancak sanal gerçekli teknolojisine ile hazırlanan bir müze, ziyaretçilerine yörüngedeki araştırma tesisinde yaşamın nasıl olduğunu deneyimleme fırsatı veriyor.
The Infinite adlı sergide katılımcılar, istasyonun sanal modeli ve gemideki astronot yaşamının video görüntüleri ile Meta Quest 2 kulaklıkları kullanarak ISS'te gezinti yapabiliyor.
Félix & Paul Studios'un kurucu ortağı ve The Infinite'in yaratıcılarından Paul Raphaël, “Fikir gerçekten ISS'deki yaşamın nasıl olduğunu yakalamaktı. Aslında orada olan her şey insanlarla ilgili” dedi.
Space Explorers ekibi, bazıları The Infinite'e katılanların da deneyimleyebildiği, belirli sitelerde talep üzerine izlenebilecek 200 saatten fazla çekim yaptı.

Uluslararası Uzay İstasyonu. (NASA)
Şu an Washington eyaletindeki Tacoma Armory'de 5 Eylül'e kadar sergilenen The Infinite, saatte yaklaşık 150 ziyaretçiyi ağırlıyor. Bu sayının yüksek olması da projenin arkasındaki ekibin, ziyaretçilerin sanal ortamda avatarlarla da olsa birbirlerini görebilmelerini sağlıyor.
Bazı karelerin çekilmesine yardımcı olan astronotlardan bazıları, deneyimlerini yeniden yaşamak için sergiyi ziyaret ettiler. Müze Montreal'den Houston'a taşınmadan önce 70 binden fazla ziyaretçi ağırladı. Uluslararası Uzay İstasyonu'nun tasarımında ve inşasında çalışan mühendisler müzede tıpkı astronotların deneyimlerini paylaşma fırsatı sundu.
The Infinite daha sorunsuz hale getirmek ve bazı aksaklıkları gidermek için gelişmeye devam ediyor. Müzeye, Montreal'deyken henüz çekilmemiş uzay yürüyüşü gibi yeni görüntüler de eklendi.
Yaklaşık sekiz tırla bir yerden başka bir yere taşınabilen sanal müzenin yeni durağının Richmond, Kalifornia olması planlanıyor.



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news