Fransa, İtalya ve Avusturya’da şiddetli yağışlar can aldı

Fransa’nın Korsika Adası’ndaki Sagone köyünde bulunan turist kampı fırtına nedeniyle büyük zarar gördü. (AFP)
Fransa’nın Korsika Adası’ndaki Sagone köyünde bulunan turist kampı fırtına nedeniyle büyük zarar gördü. (AFP)
TT

Fransa, İtalya ve Avusturya’da şiddetli yağışlar can aldı

Fransa’nın Korsika Adası’ndaki Sagone köyünde bulunan turist kampı fırtına nedeniyle büyük zarar gördü. (AFP)
Fransa’nın Korsika Adası’ndaki Sagone köyünde bulunan turist kampı fırtına nedeniyle büyük zarar gördü. (AFP)

Avrupa’da etkili olan yoğun yağışlar ve fırtına ölümlere neden oldu. Fransa’nın Korsika Adası ve İtalya’nın Toskana bölgesi, Avusturya ve Batı Avrupa’yı kasıp kavuran sıcak hava dalgalarının ardından bu sefer de yağmur ve şiddetli fırtınalar ile mücadele ediyor.
Yetkililer tarafından yayınlanan son verilere göre Akdeniz bölgesini etkileyen fırtına, Korsika’da beş kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Yirmiden fazla kişi yaralanırken üç kişinin durumu kritik olduğu kaydedildi.
Sıcak hava dalgası ve kuraklığın ardından saatte 224 kilometre hıza ulaşan fırtınalar ve şiddetli rüzgâr maddi hasara yol açtı. Yetkililer, fırtınadan etkilenenler için çok sayıda kurtarma operasyonu düzenledi.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Korsika’da üç kişi ağaçların devrilmesi ve çatıların uçması nedeniyle öldü. 23 yaşında İtalyan bir kadın da dahil olmak üzere 12 kişi yaralandı. Üç kişinin durumu ise kritik.
62 yaşındaki bir balıkçı ile teknede bulunan bir kadın fırtınaya denizdeyken yakalandılar ve yaşamlarını yitirdiler. Cesetler yürütülen araştırmaların ardından bulundu.
Fransa Deniz Müdürlüğü, farklı teknelerde yaklaşık 10 kişinin yaralandığını belirtirken Fransa Elektrik Şirketi Sözcüsü, Korsika Adası’nda 35 bin kişinin elektriğinin kesildiğini bildirdi.
Korsika Adası’ndan İtalya’ya yönelen fırtına, Toskana bölgesinde iki kişinin ölmesine, 50 kişinin de yaralanmasına neden oldu.
İtalya Sivil Savunma Ajansı, yağışlı hava ve kuvvetli rüzgârdan etkilenenler için okulları ve spor salonlarını açtı. Halk evlerini terk etti. Lucca ve Carrara kentlerinde biri kadın iki kişi ağaçların devrilmesi sonucunda yaşamını yitirdi.
Marina di Massa kasabası yakınlarında kamp yapanlar devrilen ağaçlar nedeniyle yaralandı. Dört yaralı, Parga kasabasındaki hastaneye kaldırıldı.
İtalya’nın Venedik kentindeki San Marco Katedrali’ndeki çan kulesi de fırtınada zarar gördü. Venedik’in içinde bulunduğu Veneto’da da Toskana gibi olağanüstü hal ilan etti.
Milan ve Floransa’da halka açık parkların kapatılmasına karar verildi. Halkın, arabalarını açığa park etmemesi ve ağaçların altından geçmemesi için uyarıda bulunuldu. Balkonlarda, aşağıya düşebilecek nesne olmaması için çağrı yapıldı.

Fırtına, Avusturya’nın Klagenfurt kenti bölgesinde hasara neden oldu. (AFP)
Avusturya Haber Ajansı’na göre ikisi çocuk beş kişi fırtına nedeniyle yaşamını yitirirken 10 kişi de yaralandı.
Kızılhaç Sözcüsü Melanie Reiter, Aşağı Avusturya bölgesinde fırtına nedeniyle ağaçların devrilmesi sonucu üç kişinin öldüğünü bildirdi. Karintiya bölgesinde bulunan bir gölün yakınlarında da şiddetli rüzgarların iki ağacı kökünden sökmesi sonucunda iki çocuğun yaşamını yitirdiğini kaydetti.
İtalya ve Slovenya sınırına yakın bir bölgede evlerin çatıları uçtu.
Yeni Zelanda’nın güneyinde şiddetli fırtına sonrasında sel oluştu. Sel nedeniyle, yüzlerce ev tahliye edildi.
30 santimetreye varan yağışlar ile tropikal fırtına, nehirlerin taşmasına ve devrilen ağaçların yolları kapatmasına neden oldu.
Nelson ve River bölgesinde bir aylık yağmur 15 saatten daha kısa bir sürede yağdı. 233 ev boşaltıldı ve bölgede olağanüstü hâl ilan edildi.
Maitai Nehri, sel nedeniyle taşarken evler ve sokaklar su altında kaldı.
Nelson Belediye Başkanı Robin Reichert, yaşanan seli ‘yüzyılda bir görülen bir olay’ olarak nitelendirdi. Reichert patlayan kanalizasyon nedeniyle herkesin dikkatli olması etmesi gerektiğini vurguladı. Arama kurtarma ekipleri ve ordu sokaklarda insanlara yardım etti.



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.