Somali: ABD 13 Eş-Şebab militanını öldürdü

ABD ordusu, Bir hava saldırısında 13 Eş-Şebab militanının öldürüldüğünü açıkladı

Birleşik Krallık’ın Mogadişu Büyükelçisi Kate Foster, başkent Mogadişu’da Savunma Bakanı Abdulkadir Nurma ile görüştü (SONNA)
Birleşik Krallık’ın Mogadişu Büyükelçisi Kate Foster, başkent Mogadişu’da Savunma Bakanı Abdulkadir Nurma ile görüştü (SONNA)
TT

Somali: ABD 13 Eş-Şebab militanını öldürdü

Birleşik Krallık’ın Mogadişu Büyükelçisi Kate Foster, başkent Mogadişu’da Savunma Bakanı Abdulkadir Nurma ile görüştü (SONNA)
Birleşik Krallık’ın Mogadişu Büyükelçisi Kate Foster, başkent Mogadişu’da Savunma Bakanı Abdulkadir Nurma ile görüştü (SONNA)

ABD ordusu, Somali’nin başkenti Mogadişu’nun 300 kilometre  kuzeyindeki Tidan yakınlarında Somali hükümeti ile koordineli olarak düzenlediği hava saldırısında Eş-Şebab Hareketi’ne mensup 13 militanın öldürüldüğünü açıkladı.
ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM), yaptığı açıklamada “aktif şekilde Somali ordu güçlerine saldıran ve sivillerin ölmesine ya da yaralanmasına neden olan Eş-Şebab Hareketi’ne mensup teröristlere karşı saldırı düzenlediğini” duyurdu. ABD kuvvetlerinin, belirli ortak kuvvetleri savunmak için saldırılar düzenlemeye yetkili olduğunu göz önünde bulundurulduğunda AFRICOM, Somali hükümetinin, Eş-Şebab’ın sivil halka karşı düzenli olarak yürüttüğü ayrım gözetmeyen saldırıların aksine, sivil kayıpları önlemek için önemli önlemler aldığını açıkladı.
AFRICOM, her zamanki gibi Somali hükümeti ve ABD’nin ‘masum sivillerin öldürülmesini önlemek’ için Eş-Şebab ile mücadele konusundaki kararlılığının devam ettiğini yinelerken, Eş-Şebab gibi şiddet yanlısı radikal örgütlerin Somali, bölgesel ve ABD çıkarlarına yönelik uzun vadeli tehditler oluşturduğunu vurguladı.
Bu durum, ABD ordusunun Eş-Şebab’ın kalelerine karşı başlattığı, Etiyopya sınırına yakın bu bölgede bir hafta içinde gerçekleşen ikinci saldırı. Hareket, on yılı aşkın süredir uluslararası toplum tarafından desteklenen Somali hükümetine karşı bir isyan yürütüyor. Bu yılın ortalarında eski ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘ABD güçlerinin çoğunluğunu geri çekme’ kararından geri adım atılırken ABD Başkanı Joe Biden, yerel yetkililerin Eş-Şebab hareketiyle savaşmasına yardımcı olmak için Somali’deki ABD askeri varlığını yeniden kurmaya karar verdi. Aynı şekilde Somali ordusu, Aşağı Şabel vilayetindeki Canali şehrine bağlı Kili Gedo köyünde planlı bir askeri operasyonda 10 militanın öldürüldüğünü ve 15 kişinin de yaralandığını duyurdu. Somali resmi haber ajansının (SONNA) aktardığına göre ordu komutanı Tuğgeneral Adwa Raghe, ülke genelinde El-Kaide bağlantılı Eş-Şebab ile mücadele için askeri operasyonlar gerçekleştirildiğini ve teröristlerin saklandıkları yerden çıkana kadar operasyonların devam edeceğini söyledi. Raghe, ordu kuvvetlerinin teröristlerin elindeki mühimmat ve teçhizata el koyduğuna ve Somali halkının taciz edildiği tüm alanları yok ettiğine dikkati çekti.
Öte yandan Birleşik Krallık hükümeti, Somali’ye sağladığı güvenlik desteğinin bir parçası olarak ulusal ordu güçlerine yardım etmeyi amaçlayan Birleşmiş Milletler Somali Destek Fonu’na (UNSOM) 2,3 milyon sterlin tahsis edildiğini açıkladı.
Birleşik Krallık’ın Mogadişu Büyükelçisi Kate Foster, 18 Ağustos’ta başkent Mogadişu’da Savunma Bakanı Abdulkadir Nurma ile görüşmede bulundu. Foster, ülkesinin Somali ordu güçlerinin güvenlik sorumluluğunu Somali’deki Afrika Birliği Geçiş Misyonu’ndan (ATMIS) devralmasına verdiği desteği sürdürme sözü verdi. El-Kaide bağlantısı Eş-Şebab, Somali’deki hükümeti devirmek ve kendi katı ‘şeriat’ yorumuna dayalı bir yönetim kurmak istiyor. Hareket, ülkedeki merkezi hükümete karşı yürüttüğü savaşın bir parçası olarak Mogadişu ve diğer bölgelerde sık sık saldırılar düzenliyor.
Eş-Şebab Hareketi, 2011 yılında unsurlarının Mogadişu da dahil olmak üzere ülkedeki ana şehirlerinden çıkartılmasının ardından son günlerde saldırılarını yoğunlaştırdı. Somali, 1991 yılında diktatör Muhammed Siad Barre’nin devrilmesinden bu yana güçlü bir merkezi hükümetin yokluğunda kabile çatışmaları ve savaşlardan mustarip. Hükümetin başkent sınırları dışında oldukça az kontrolü bulunuyor. Afrika Birliği (AfB) güçleri, korunaklı ‘Yeşil Bölge’yi koruyor.



Hamas kuruluşundan bu yana en zor ve karmaşık gerçeklikle karşı karşıya

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)
TT

Hamas kuruluşundan bu yana en zor ve karmaşık gerçeklikle karşı karşıya

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)

Hamas, 1987'deki kuruluşundan bu yana belki de en karmaşık koşullarla karşı karşıya. Zira 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ndeki İsrail mevzilerine düzenlenen saldırının sonuçları, hareketin muhtemelen bu kadar şiddetli olacağını tahmin etmediği sonuçlar doğurdu.

7 Ekim saldırısına yanıt olarak İsrail, Gazze Şeridi'nde aralarında çok sayıda Hamas liderinin de bulunduğu 50 binden fazla Filistinliyi öldürdü. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ni büyük ölçüde tahrip ettikten sonra şu anda parçalamaya devam ediyor.

Hamas'ın yaşadığı kriz sadece Gazze Şeridi ile sınırlı değil; Batı Şeria ve Lübnan'a da yayılıyor. Hareket bu üç cephede, ekonomi ve güvenlik durumuyla ilgili olarak büyük krizlerle karşı karşıya. Özellikle Gazze Şeridi'nde idari krizler yaşanıyor ve Hamas'a yönelik halk desteğinde belirgin bir düşüş var.

Hamas'tan ve Hamas dışından kaynaklar Şarku’l Avsat'a, bu koşulların ne mevcut savaş sırasında ne de daha önceki dönemlerde hareket tarafından hiç yaşanmadığını doğruladı. İsrail ve Filistin Yönetimi 1990'larda Hamas'ın peşine düşüp aktivistlerini gözaltına aldığında bile bu tarz bir durum yaşanmamıştı.

Kaynaklar, ekonomik açıdan hareketin Gazze Şeridi'ndeki hükümet çalışanlarının yanı sıra, askeri kanadı olan İzzeddin el-Kassam Tugayları mensuplarına ve hatta hareketin diğer organlarında çeşitli düzeylerde çalışan aktivistlerine maaş verme konusunda zor koşullar altında olduğunu söylüyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda bulunan su dağıtım merkezinden su alan Filistinliler (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda bulunan su dağıtım merkezinden su alan Filistinliler (AFP)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'nde Hamas hükümetine bağlı kamu çalışanlarına son dört aydır sadece 900 şekel (yaklaşık 250 dolar) ödeme yapıldığını, bunun da çalışanlar arasında kızgınlığa yol açtığını ve geçimlerini sağlamalarına yardımcı olacak parayı bulamayan pek çok çalışan ve ailesinin yaşam zorluklarının arttığını belirtiyor.

Aynı kaynaklar, bazı bakanlıklara ve acil durum komiteleri gibi devlet kurumlarına sosyal ve hizmet çalışmaları için ayrılan bütçelerin dört aydan uzun bir süre önce neredeyse tamamen durduğunu, bunun da Hamas hükümetine bağlı hizmet kurumlarının hareketlerini büyük ölçüde engellediğini belirtiyor. Sağlık ve Sosyal Kalkınma bakanlıkları gibi vatandaşlara daha fazla hizmet veren bakanlıklar, vatandaşların yakıt ve ilaç ihtiyaçlarını karşılamak için uluslararası kuruluşlara bağımlı hale geldi.

Kaynaklar, Kassam Tugayları'nın yaklaşık üç aydır mensuplarına maaş ödemediğini ve askeri faaliyetlerle ilgili bazı ihtiyaçları satın almak için fon sağlamakta da büyük zorluk çektiğini belirtti.

Kaynaklar, Hamas'ın hayatını kaybeden aktivistlerinin yanı sıra tutuklu ve yaralıların ailelerinin, hareketin diğer kademelerinde olduğu gibi savaş süresi boyunca yapılanın aksine maaşlarını düzenli olarak alamadıklarını ortaya koydu. Eskiden kendilerine ödenen maaşlara bağımlı olan aileler olduğunu ve bunun iki buçuk aydan fazla bir süre önce durmasıyla işlerin daha karmaşık hale geldiğini belirtti.

İdari düzeyde ise kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki birçok hükümet görevinde ve işinde açık bir idari boşluk olduğunu ve İsrail'in hükümet işlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya ya da durumu yeniden düzenlemeye çalışan herhangi bir figürü hedef alması nedeniyle hareketin bu boşluğu doldurmakta çok zorlandığını doğruladı.

Kaynaklar bu durumun Gazze Şeridi'ndeki tüm bölgelerde olmasa da bazı bölgelerde örgütsel düzeyde bile geçerli olduğunu, ancak askeri kanat düzeyinde idari yapının işlemeye devam ettiğini belirtiyor. Ancak İsrail'in devam eden askeri takibi ve önde gelen lider ve aktivistlere yönelik suikastlar, özellikle Gazze Şeridi'nin kuzey ve güneyinde bazı işleri zorlaştırıyor.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AP)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AP)

Savaştan bir yıl sonra Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki popülaritesi önemli ölçüde azaldı. Halk, Hamas'ı açıkça suçluyor ve hatta açıkça Hamas'a saldırıyor. Hamas üyelerine saldırmaya cüret edenler bile var ki bu Hamas’ın 2006'dan bu yana Gazze Şeridi'nde iktidarda olduğu yıllarda hiç yaşanmamış bir durum.

Kaynaklar Batı Şeria'da da İsrail ve Filistin güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen gözaltılar ışığında hareketin karmaşık bir kaderle karşı karşıya olduğunu ve birçok hücresini kaybettiğini söylüyor. Bu hücrelerin İsrail içinde ya da Batı Şeria'da yerleşimcilere ya da askeri güçlere karşı saldırılar düzenlemesi gerekiyordu. Ancak bu saldırılar, üyeleri daha sonra öldürülen veya tutuklanan birkaç hücreyle sınırlı kalırken, diğer hücreler de çeşitli güvenlik gerekçeleriyle veya Batı Şeria'daki zor durumdan dolayı gelebilecek tepkilerden korktukları için görevlerini yerine getirmediler.

Görünen o ki Gazze Şeridi'ndeki trajik durum, İsrail'in Batı Şeria'yı ikinci bir Gazze'ye dönüştürme tehditleri ışığında Hamas'ın Batı Şeria'daki popülaritesinin de azalmasına neden oldu.

Yurtdışında Hamas mali ya da idari açıdan sıkıntı çekmiyor. Ancak Lübnan'da, savaşın sona ermesinin ardından (geçtiğimiz Kasım ayında), özellikle de Lübnan'daki yeni siyasi hükümetin Filistinlilerin silahlarını toplama ve Filistinli gruplara Lübnan'ın ulusal güvenliğini etkileyecek hiçbir eyleme izin verilmeyeceği yönünde açık mesajlar gönderme konusundaki ısrarı ışığında, siyasi ve mali açıdan karmaşık bir tabloyla karşı karşıya.

Hareketin önümüzdeki dönemde Lübnan'da siyasi ve mali konularda nasıl bir yol izleyeceği belirsizliğini koruyor. Zira ülkede ciddi bir baskıyla karşı karşıya kalmaya başladı.

Kaynaklar, İsrail'in onlarca yıldır süren zulmü, Filistin Yönetimi ile yaşanan anlaşmazlıklar ve hatta hareketin bulunduğu ülkelerdeki bazı siyasi rejimlerle yaşanan anlaşmazlıklar boyunca Hamas'ın hiç bu kadar karmaşık bir manzarayla karşılaşmadığını vurguluyor.

Hareket geçmişte özellikle İsrail'in suikastlarıyla birçok darbe aldı ama yaklaşık 20 aydır devam eden savaşta hiç bu kadar zor bir gerçeklikle karşı karşıya kalmamıştı.

Hamas kaynakları bu durumun çok zor, hatta felaket olduğunu, ancak hareketin savaş bittikten sonra toparlanabileceğini ve bunun uzun zaman alacağını söylüyor. Aynı kaynaklar, hareketin halen bazı mali olanaklara sahip olduğunu, ancak güvenlik gerçeğinin başa çıkılması gereken başka bir gerçekliği dayattığını da ifade ediyorlar.