Etiyopya, Nil suları ihtilafına ‘Afrika çözümü’nde ısrarcı

Nahda Barajı: Etiyopya ‘Afrika çözümü’ konusunda kararlı ve müzakereleri genişletmeyi reddediyor

Nahda Barajı (Etiyopya Haber Ajansı)
Nahda Barajı (Etiyopya Haber Ajansı)
TT

Etiyopya, Nil suları ihtilafına ‘Afrika çözümü’nde ısrarcı

Nahda Barajı (Etiyopya Haber Ajansı)
Nahda Barajı (Etiyopya Haber Ajansı)

Etiyopya, Nil Nehri’nin ana kolu üzerine inşa ettiği ve mansap ülkelerle gerginliklere neden olan Nahda Barajı konusunda, Mısır ve Sudan ile aralarındaki anlaşmazlığa “Afrika çözümü” bulma konusundaki kararlılığını dile getirdi. Etiyopya Su, Sulama ve Enerji Bakanı Danışmanı Muhammed el-Arusi, ülkesinin “sıkıntılı” müzakerelere diğer tarafları dahil etmeye yönelik girişimi reddettiğini açıkladı.
Etiyopya’nın bu tutumu, Başbakan Abiy Ahmed’in, protestolara rağmen, baraj rezervuarının üçüncü dolumunun tamamlandığını ve elektrik üretmek için ikinci türbinin çalışmaya başladığını duyurmasından günler sonra geldi. Mısır ve Sudan, üç ülke arasında, bu konu ve barajın işletilmesine yönelik mekanizmalar üzerinde bir anlaşmaya varılıncaya kadar Etiyopya’nın barajı doldurmasını durdurmasını istiyor.
Üç ülke arasında Afrika Birliği himayesinde yürütülen müzakereler 2021 Nisan ayında yeni bir atılım yapılamaması sebebiyle durdu. Bu durum Mısır’ın Etiyopya’yı protesto ederek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne başvurmasına ve uluslararası ortaklara, tüm taraflardan razı olduğu bir anlaşmayı kabul etmesi için Etiyopya’ya baskı uygulamalarını talep etmesine neden oldu.
Etiyopya Su, Sulama ve Enerji Bakanı Danışmanı ve parlamento üyesi Muhammed el-Arusi Etiyopya resmi haber ajansı ENA’ya, ülkesinin ‘tüm Afrika sorunları için Afrika çözümleri olduğu ilkesine’ inandığını ve Etiyopya’nın Nahda Barajı konusundaki tutumunun müzakerelerin Afrika Birliği'nin himayesi altında olmasıyla ilişkili olduğunu belirterek, diğer tarafları müzakerelere dahil etmeye yönelik her türlü girişimin reddettiklerini zira bunun ülke üzerinde baskı oluşturma stratejisi olduğunu vurguladı. Konu hakkında bilgi sahibi olan Mısırlı bir kaynağa göre, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) konunun tarafları olan Kahire, Addis Ababa ve Hartum ile siyasi yakınlaşmasına dayanarak, müzakereleri ilerletmeyi ve 11 yıldır devam eden bu anlaşmazlığa çözüm bulmayı amaçlayan “etkili” bir rol oynamaya çalışıyor.
Kaynağa göre, BAE bir süredir kendisini dolaylı bir arabulucu olarak sunarken, Afrika Birliği’ne olan desteğini ve birliğin himayesinde üç ülkenin müzakerelerine olan bağlılığını resmi olarak duyurdu.
Etiyopyalı yetkili, “Nahda Barajı sorununun siyasallaşmasının Etiyopya’yı (uluslararası olarak) etkilediğine, ancak doğal kaynaklarını geliştirme konusundaki kararlılığını etkilemediğini” düşünüyor. Arusi bazı ülkelerin, “Etiyopya’nın bazı ülkelerin kalkınmasına yönelik bir tehlikenin yanı sıra Etiyopya ekonomik gücünün ortaya çıkması tehlikesini temsil edebileceğine ikna olduklarını” belirtti. Ayrıca “Uluslararası toplum, Nahda Barajı meselesinin siyasi değil teknik bir mesele olduğunu ve ülkenin tüm zorlukların üstesinden geldiğini anlıyor ve Sudan’ın Nahda Barajı’na olan ihtiyacının altını çiziyor” ifadelerini sözlerine ekledi.
Yetkili şu ifadelere de yer verdi:
“Sudanlı bazı seçkinler, Mısır’ın Nahda Barajı konusundaki tutumundan etkilendi bu da Sudanlı akademisyenler ve uzmanlar da dahil olmak üzere seçin kesimin çoğunluğunun Nahda Barajı’nın faydalarını vurgulamasına rağmen, müzakerelerde farklı tutumlar benimsemesine yol açtı. Etiyopya bu tutumları düşmanlık olarak görmüyor ve ülke çıkarlarını aşağı havza ülkeleri olan Mısır ve Sudan’ın çıkarlarıyla çelişmeyecek şekilde gerçekleştirmeye çalışıyor.”
Arusi üç ülkeyi Nahda Barajı’na yönelik ‘olumsuz stratejik hamleler’ olarak nitelendirdiği adımlar ve Etiyopya’ya uygulanan baskının aksine ‘gerçek kaygılara odaklanan yeni bir sayfa açma’ çağrısında bulundu. Aynı zamanda “Müzakerelerin, iş birliği faktörlerine ve üç ülkenin çıkarlarını gerçekleştirmek için bunların nasıl geliştirileceğine odaklanılması gerekiyor” ifadelerini de sözlerine ekledi.



BM, Trump’ın Gazze planına ilişkin karar taslağını büyük çoğunlukla onayladı

ABD Başkanı Donald Trump, Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşırken, 13 Ekim 2025 (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşırken, 13 Ekim 2025 (AP)
TT

BM, Trump’ın Gazze planına ilişkin karar taslağını büyük çoğunlukla onayladı

ABD Başkanı Donald Trump, Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşırken, 13 Ekim 2025 (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşırken, 13 Ekim 2025 (AP)

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze için hazırladığı yol haritasını büyük çoğunlukla onaylayarak, 20 maddelik planına uluslararası meşruiyet kazandırdı.

Taslak karar, Rusya ve Çin'in çekimser kalmasına rağmen, pazartesi akşamı BMGK’da 15’e 13'lük çoğunlukla kabul edildi. Bu gelişme, Trump yönetimi için önemli bir diplomatik zafer oldu.

Filistin Yönetimi, kararın onaylanmasını memnuniyetle karşılarken, Hamas ve diğer Filistinli gruplar, bunu ‘Filistin’in milli iradesinin dışında sahada düzenlemeler yapılmasının önünü açan bir karar’ olarak değerlendirerek, ortak ve ayrı ayrı açıklamalarla kararı reddettiklerini bildirdiler. Ayrıca Gazze'ye konuşlandırılacak herhangi bir uluslararası gücün ‘bir tür vesayet veya dayatılan yönetim’ haline geleceğini söylediler. Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli gruplardan kaynaklar, söz konusu uluslararası gücün rolü ve bu grupların üyelerini takip etmek ve tutuklamak için potansiyel olarak kullanılabileceği konusundaki endişeleri dile getirdiler.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İngilizce olarak Trump ve Gazze planını öven bir blog yazısı yayınlarken, hükümet üyeleri sessizliğini korudu. Bu durum, İsrail'de Trump'ın planından duyulan memnuniyetsizlik ile onu kızdırmamak arasındaki ikilem arasında gerçek bir krizin yaşandığını gösterdi. İsrail televizyonu Kanal 12 muhabiri Barak Ravid, “İsrail-Filistin çatışmasının bir daha asla eskisi gibi olmayacağını söylemek mümkün” ifadelerini kullandı.


ABD, Tayvan'a 700 milyon dolar değerinde hava savunma füzesi satışını doğruladı

Norveç savunma ve uzay silahları fabrikasında üretim aşamasındaki bir Nasams roketatar (AFP)
Norveç savunma ve uzay silahları fabrikasında üretim aşamasındaki bir Nasams roketatar (AFP)
TT

ABD, Tayvan'a 700 milyon dolar değerinde hava savunma füzesi satışını doğruladı

Norveç savunma ve uzay silahları fabrikasında üretim aşamasındaki bir Nasams roketatar (AFP)
Norveç savunma ve uzay silahları fabrikasında üretim aşamasındaki bir Nasams roketatar (AFP)

Amerika Birleşik Devletleri, Ukrayna'da test edilen yaklaşık 700 milyon dolar değerindeki gelişmiş bir hava savunma füze sisteminin Tayvan'a satışını onayladı. Bu, ABD'nin Taipei ile bir hafta içinde yaptığı ikinci silah anlaşması.

ABD, geçen yıl Tayvan'ın 2 milyar dolarlık bir silah anlaşması kapsamında RTX tarafından üretilen üç orta menzilli karadan havaya füze (NASAMS) alacağını duyurmuştu. Bu, Tayvan için yeni bir silah, çünkü şu anda bölgede yalnızca Avustralya ve Endonezya kullanıyor.   

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) pazartesi günü yaptığı açıklamada, şirketin NASAMS üniteleri satın almak için sabit fiyatlı bir sözleşme imzaladığını ve tahminlere göre çalışmanın Şubat 2031'de tamamlanacağını belirtti. RTX henüz yorum talebine yanıt vermedi. 

Ukrayna'da Rus saldırılarını püskürtmek için kullanılan NASAMS sistemi, ABD'nin talebin arttığı Tayvan'a ihraç ettiği hava savunma kabiliyetlerine önemli bir katkı sağlıyor.

ABD, perşembe günü Tayvan'a 330 milyon dolarlık savaş uçağı ve diğer uçak parçaları satışını onayladı. Bu, Başkan Donald Trump'ın ocak ayında göreve gelmesinden bu yana yapılan ilk anlaşmaydı. Bu hamle Pekin'i öfkelendirdi.

Tayvan ordusu, adayı kendi toprağı olarak gören Çin'den gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı daha iyi savunma sağlamak için hayati önem taşıyan deniz ikmal hatlarını savunmak üzere, özel olarak tasarlanmış denizaltılar inşa etmek gibi çabalarla yeteneklerini güçlendiriyor.

Resmi diplomatik ilişkilerin olmamasına rağmen, Amerika Birleşik Devletleri'nin Tayvan'a kendini savunması için gerekli araçları sağlamakla yasal olarak yükümlü olması, Pekin'in tepkisini çekmeye devam eden bir tartışma konusu. Tayvan hükümeti, Pekin'in ada üzerindeki egemenlik iddialarını reddediyor.


Macron: İki ülke arasındaki ilişkiler konusunda Cezayir Cumhurbaşkanı ile diyaloğa hazırız

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 18 Kasım 2025'te Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Avrupa Dijital Egemenlik Zirvesi'nde düzenlediği basın toplantısında (AP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 18 Kasım 2025'te Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Avrupa Dijital Egemenlik Zirvesi'nde düzenlediği basın toplantısında (AP)
TT

Macron: İki ülke arasındaki ilişkiler konusunda Cezayir Cumhurbaşkanı ile diyaloğa hazırız

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 18 Kasım 2025'te Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Avrupa Dijital Egemenlik Zirvesi'nde düzenlediği basın toplantısında (AP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 18 Kasım 2025'te Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Avrupa Dijital Egemenlik Zirvesi'nde düzenlediği basın toplantısında (AP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki gergin ilişkiler konusunda Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebboune ile diyaloğa hazır olduğunu söyledi. Bu hafta sonu Güney Afrika'da düzenlenecek G20 zirvesi kapsamında Tebboune ile görüşme olasılığı hakkındaki bir soruya yanıt veren Macron, "Fransa'ya saygı duyulmasını ve ciddi ve sakin bir diyalog içinde olmamızı sağlamak istiyorum" ifadelerini kullandı.

"Bu şartlar sağlanırsa ve sonuç alınabilirse, elbette her türlü diyaloğa hazırım" diyen Macron, Fransız diplomatik heyetlerin "bu konu üzerinde çalıştığını" ifade etti.