Beyaz balinaların cenneti: Hudson Körfezi

Kanada'nın Churchill kasabasının önünde, Hudson Körfezi'nde yüzen beyaz balinalar. (AFP)
Kanada'nın Churchill kasabasının önünde, Hudson Körfezi'nde yüzen beyaz balinalar. (AFP)
TT

Beyaz balinaların cenneti: Hudson Körfezi

Kanada'nın Churchill kasabasının önünde, Hudson Körfezi'nde yüzen beyaz balinalar. (AFP)
Kanada'nın Churchill kasabasının önünde, Hudson Körfezi'nde yüzen beyaz balinalar. (AFP)

Her yaz yaklaşık 55 bin beyaz balina Kuzey Kutbu sularını terk ederek Kanada'nın Hudson Körfezi'ne doğru yola çıkıyor. Bu körfez, gruplar halinde yüzen küçük beyaz balinaların yavrularını ılık ve nispeten korunaklı sularına bırakmalarını sağlıyor.
Bu karanlık koydaki beyaz balinalar, yaklaşık 800 nüfuslu olan ve yalnızca tren veya uçakla ulaşılabilen uzaklardaki Churchill kasabasına seyahat eden bir grup turistin varlığından keyif alıyor gibi görünüyor.
Körfez yılın yedi ayı, kasım ve Haziran ayları arasında donmuş durumda bulunuyor. Buzun erimesi beyaz balinaların sularına dönüşünü sağlıyor. Bu bölge balinalar için ideal olarak biliniyor. Besin kaynakları açısından zengin olmasının yanı sıra bölgede kendilerini katil balinalardan koruyabiliyorlar.
Gri renkli genç balinalar renkleriyle, beyaz olan yetişkinlerden kolayca ayırt edilebiliyor.
Ancak bu balinalarla ilgili en çarpıcı olan şey iletişim yetenekleri. AFP’nin haberine göre sesler bazen su yüzeyinden duyulabiliyor.
Balinalar, çok karmaşık bir iletişim sistemine sahip sosyal hayvanlar olmanın yanı sıra yaklaşık elli ses (ıslık, çıtırtı, vızıltı...) yaydıkları için deniz kanaryaları olarak adlandırılıyor.
Sivil toplum kuruluşu Raincoast Conservation Foundation'dan araştırmacı Vergara yaptığı açıklamada “Beyaz balinalar seslerle gören bir türdür. Bizim için gözlerimiz ne ise onlar için de ses bu anlama gelir” dedi.
Annelerin yavrularına rehberlik etmek için çıkardıkları sesleri artık ayırt edebildiğini belirten Vergara, beyaz balinalarının birbirleriyle iletişim kurmak, yollarını bulmak, keşfetmek ve yiyecek bulmak için seslere güvendiğini vurguladı.
Hudson Körfezi, tüm dünyadaki en fazla sayıda beyaz balinaya ev sahipliği yapıyor. Ancak dünyanın dört bir yanından üç ila dört kat daha hızlı ısınan bir bölgede iklim değişikliğinin neden olduğu eriyen buz, araştırmacılar için endişe kaynağı oluşturuyor.



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe