Z jenerasyonundan TikTok fenomenleri, Amazon'a karşı boykot başlattı

İşçilerin çalışma şartlarının iyileştirilmesini talep eden TikTok kullanıcıları, "Gücü geri alıyoruz" dedi

TikTok içerik üreticileri, boykot sayesinde Amazon'un sosyal medya platformundan kazandığı geliri düşürmeyi hedefliyor (Reuters)
TikTok içerik üreticileri, boykot sayesinde Amazon'un sosyal medya platformundan kazandığı geliri düşürmeyi hedefliyor (Reuters)
TT

Z jenerasyonundan TikTok fenomenleri, Amazon'a karşı boykot başlattı

TikTok içerik üreticileri, boykot sayesinde Amazon'un sosyal medya platformundan kazandığı geliri düşürmeyi hedefliyor (Reuters)
TikTok içerik üreticileri, boykot sayesinde Amazon'un sosyal medya platformundan kazandığı geliri düşürmeyi hedefliyor (Reuters)

Bazı TikTok içerik üreticileri, işçi hakkı ihlalleri gerekçesiyle Amazon'a karşı boykot başlattı.
"Değişim için Z Jenerasyonu" adlı grubun koordinasyonuyla bir araya gelen en az 70 TikTok içerik üreticisi, e-ticaret devi Amazon'a seslenerek işçilerin koşullarını iyileştirme çağrısı yaptı.
Grubun bu hafta yayımladığı açık mektupta, şu ifadelere yer verildi:
"Amazon'dan işçilerinin taleplerini dinlemesini ve iş şartlarında somut değişiklikler yapmasını istiyoruz. Bunlar gerçekleştirilmediği sürece, Amazon'un dünyanın en büyük sosyal medya platformlarından biri üzerinden para kazanmasını önleyeceğiz."
Aktivistlerin, Amazon işçilerinin saatlik asgari ücretinin 30 dolara çıkarılması, hastalık izni koşullarının iyileştirilmesi ve sosyal hakların artırılması gibi bir dizi talebi var.
Gençlerin oluşturduğu grup, harekete katılan TikTok kullanıcılarının toplamda en az 51 milyon takipçiye sahip olduğunu belirtti.
"Değişim için Z Jenerasyonu"nun 20 yaşındaki strateji direktörü Elise Joshi, Fransız haber ajansı AFP'ye açıklamasında, "İçerik üreticilerinin, Amazon'un satış modelinde ne kadar önemli bir yerde durduğunu hep biliyorduk. Özellikle TikTok'taki içerik üreticileri, şirketin gençlere ulaşmasını sağlıyor. Bu gücü geri alıyoruz" dedi.
Jeff Bezos'un kurduğu Amazon, 5 yıl önce başlattığı "sosyal medya fenomeni programı"yla TikTok, YouTube ve Instagram gibi mecralardaki içerik üreticilerine, ürün tanıtımı yapıp takipçilerini Amazon'un alışveriş sitesine yönlendirerek para kazanma fırsatı sunuyor.
Boykota katılan TikTok kullanıcılarından bazıları da bu programa dahildi. Aktivistler, protesto kapsamında Amazon'un sitesini kullanmayı ya da şirketten doğrudan sponsorluk almayı reddettiklerini açıkladı.
Grup, ayrıca Amazon'a işçilerin sendikalaşma çalışmalarına karşı çıkmayı sonlandırma çağrısında da bulundu.
Firmanın New York kentine bağlı Staten Island'daki deposunda çalışan işçiler, 1 Nisan'da sendikalaşma kararı alarak, şirketin 27 yıllık tarihinde bir ilke imza atmıştı.

Biden da destek vermişti
ABD Başkanı Joe Biden da işçilerin sendikalaşma çalışmalarına destek vermişti. Biden, 6 Nisan'daki açıklamasında "Amazon, biz geliyoruz. Dikkat et" demişti.
Öte yandan şirket, 8 Nisan'da ABD Ulusal Çalışma İlişkileri Kurulu'na (National Labor Relations Board –NLRB) sendika sonucunun iptal edilmesi için başvuru yapmıştı. Şirket ayrıca sendikalaşma çalışmalarında yer alan 6 üst düzey yöneticiyi de kovmuştu.
Independent Türkçe, AFP, New York Times



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research