ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı ve ABD 5’inci Filo komutanı Amiral Brad Cooper, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Bölgenin güvenliğine yönelik taahhütlerimizden geri adım atmayacağız’

Brad Cooper, Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliğinin deniz güvenliğini geliştirdiğini vurguladı.

ABD 5’inci Filo komutanı Brad Cooper.  (ABD Donanması)
ABD 5’inci Filo komutanı Brad Cooper. (ABD Donanması)
TT

ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı ve ABD 5’inci Filo komutanı Amiral Brad Cooper, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Bölgenin güvenliğine yönelik taahhütlerimizden geri adım atmayacağız’

ABD 5’inci Filo komutanı Brad Cooper.  (ABD Donanması)
ABD 5’inci Filo komutanı Brad Cooper. (ABD Donanması)

ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı (NAVCENT) ve ABD 5’inci Filo komutanı Amiral Brad Cooper, dünyanın ilk deniz drone kuvvetinin kurulmasında önemli ilerlemeler olduğunu vurguladığı açıklamasında bölgedeki tüm müttefiklerle çeşitli düzeylerde görüşmeler yapıldığını belirtti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Cooper, bölgedeki deniz güvenliğini artırmak için ortaklık, teknoloji ve inovasyona bel bağladıklarını dile getirdi. Amiral Brad Cooper, 2023 yazına kadar 100 platform içerecek yeni deniz drone filosunun yalnızca bir yıl önce tanıtılan bir teknolojiye dayandığını belirtirken deniz seviyesinin üstündeki ve altındaki tehditlerin takip menzilini ve doğruluğunu artırarak, Körfez sularının güvenliğini benzeri görülmemiş bir şekilde artırmaya katkıda bulunacağını vurguladı.
Cooper, ABD’nin Ortadoğu’nun güvenliğine olan bağlılığını dile getirirken, bu yılın ağustos ayına kadar 50 ortak askeri tatbikatın düzenlendiğini ve geçen yıla göre belirgin bir artış kaydedildiğini söyledi. Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliğine övgüde bulunan Cooper, bu adımı ikili ilişkiler, caydırıcılık ve deniz güvenliği çalışmalarına ortak bağlılığın pekiştirilmesi olarak değerlendirdi.

İngiliz Kraliyet Donanması tarafından yayınlanan, el konulan bir silah sevkiyatının fotoğrafı.
ABD 5’inci Filo komutanı, kaçakçılıkla mücadele için ortak çabalar devam ederken bu yılın başlarında karadan havaya füzeler ve seyir füzesi bileşenleri de dahil olmak üzere kaçak silah sevkiyatlarına ek olarak son 18 ay içerisinde 700 milyon dolar değerinde uyuşturucu ele geçirildiğini söyledi. Kaçakçılıkla mücadele amacıyla filo tarafından başlatılan ödül programına da yanıt verildiğini kaydeden yetkili, girişimin geçen ay başlatılmasından bu yana 250 bilgi alındığını ifade etti.

İnsansız Yüzey Araçları
ABD’li Komutan’ın Şarku’l Avat ile gerçekleştirdiği röportaj boyunca bıkmadan usanmadan tekrarladığı iki kelime ‘ortalık’ ve ‘yenilik’ oldu. Bu tekrar bir tesadüf değil, Cooper’in iletmeyi amaçladığı bir mesajdı.
5’inci Filo’nun Bahreyn’deki askeri üsteki toplantı odasından konuşan Cooper, “Görevimiz iki ana temele dayanıyor: Bölgesel ortaklıkları güçlendirme, inovasyonu ve teknolojiyi hızlandırma” dedi.
Amiral Brad Cooper’a göre bunlar yalnızca vaatler değil, eylemle desteklenen gerçekler. ABD’li yetkili, inovasyonla ilgili olarak, İnsansız Yüzey Araçları (Unmanned Surface Vehicle) filosunun dünyada türünün ilk örneği olacağını söyledi. “İnsansız hava araçları, 20 yıldır, su altı araçları 10 yıldır ve su üstü araçları ise sadece yaklaşık 1 yıldır kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
Cooper, çalışma biçimleriyle ilgili olarak bu araçların radarlar, olağandışı herhangi bir hareketi veya şüpheli etkinliği tespit etmelerini sağlayan yapay zeka ve her saniye fotoğraf çekebilen 360 derecelik kameralarla donatıldığını söyledi. Cooper’a göre bu araçlar, uydu aracılığıyla ülkelerin komuta merkezlerine veri göndererek onları uyarmakta ve uygun kararı vermelerini sağlıyor.
Cooper, iki tür insansız deniz aracına değinirken, “Birincisi, arka arkaya 200 gün boyunca deniz seviyesinin üzerinde kalma yeteneğiyle, diğeri ise yaklaşık 100 deniz miline ulaşan yüksek hızlı tepki ile karakterize ediliyor” dedi.
Bölgedeki ülkelerin bu yeni teknolojiye ne ölçüde ilgi gösterdiği hakkında “Bölgedeki tüm ortaklarımızla farklı seviyelerde görüşmeler yapıyoruz” diyerek, herkesin bununla ilgilendiğini dile getirdi. Aynı şekilde bu insansız platformların bölgedeki ikili ve toplu manevralara katıldığını söylerken, “Ortaklarımızla yakın şekilde çalışarak önemli ilerleme kaydettik” ifadesini kullandı.
Cooper’a göre bu araçlar, bölgenin uçsuz bucaksız deniz ve yoğun nakliye trafiğinin yarattığı zorluğu da çözüyor. “Normalde bir ülke, mevcut sensörleri kullanarak kıyılarından 30 kilometreye kadar etkin bir şekilde keşif yapabilir” diyen Cooper, “Günümüzde insansız deniz araçları sayesinde görüş mesafesi 60 veya 90 km’ye çıkarılmıştır” dedi. Amiral Brad Cooper, bu alanda bölge ülkeleri arasındaki iş birliğinin önemine dikkati çekerken, “Bu araçları konuşlandıran birkaç ülke çabalarını koordine ederse keşif mesafesi birkaç kez artırılabilir” dedi.

Bölgesel ortaklıkların güçlendirilmesi
Cooper, inovasyon ve teknolojiye ek olarak, bölgenin güvenliğini artırmak için bölgesel ve uluslararası ortaklıklara da güvenirken, 33 ortak tatbikata tanık olan geçen yıla göre gözle görülür bir artışla bu yılın ağustos ayına kadar 50 ortak tatbikat düzenlendiğine vurgu yaptı.
Bu tatbikatlardan en öne çıkanı, bu yılın Şubat ayında 60 ülkenin katıldığı ve 80 insansız aracın kullanıldığı, Ortadoğu’daki en büyük ortak uluslararası deniz tatbikatı oldu.
ABD’nin odak noktasını Çin ve Rusya’nın kurulmasına yardımcı oldukları dünya düzenine yönelik tehditlere yönelttiği bir dönemde birçok kesim, Ortadoğu’ya olan bağlılığının azalmaya başladığını söyledi.
Amiral Brad Cooper, geçen temmuz ayında Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi sırasında ABD Başkanı Joe Biden’ın ülkesinin bölgenin güvenliği ve istikrarına bağlılığını teyit ettiğini hatırlattı.

21 Nisan 2022’de Kızıldeniz’de düzenlenen deniz tatbikatı kapsamında konuşlandırılan insansız deniz aracı. (ABD Donanması)
Cooper, ABD ve Ortadoğu’daki müttefikleri arasındaki deniz ortaklığının yönlerine ilişkin şunları söyledi:
“İki büyük ortaklığımız var. İlki, 20 yıl önce kurulan Birleşik Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (CMF). Dünyanın en büyük denizcilik ortaklığıdır ve dört ortak görev kuvvetini içerir; Ticaretin serbest akışını sağlamaya yardımcı olmak için Umman Körfezi ve kuzey Arap Denizi’nde devriye gezen 150 CTF, özellikle Aden Körfezi ve Somali Havzası’na odaklanarak bölgesel düzeyde korsanlıkla mücadele eden 151CTF, çabalarını Arap Körfezi’nde deniz güvenliğine odaklayan 152 CTF, 17 Nisan’da kurulan ve Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde deniz güvenliğine odaklanan 153 CTF.”
Uluslararası Deniz Güvenliği Konsorsiyumu, Ortadoğu’da uluslararası sularda seyreden ticari gemilerin seyrüsefer özgürlüğüne yönelik artan tehditlere yanıt olarak 2019 yılında kuruldu. Bu kurum, esas olarak caydırıcılık ve güvenceye odaklanıyor.
Her iki kuruluşta da yer alan ülke sayısının arttığını söyleyen Cooper, “Sadece son iki hafta içinde, bu deniz ortaklıklarında farklı ülkelerin liderlik rolleri üstlendiğini gördük” dedi.
Amiral Brad Cooper, bölgesel konuma ilişkin “29’a yakın ülkeden yüzlerce ortağımız her gün üssümüzde bizi ziyaret ediyor ve ortak operasyonlarımızı mümkün kılıyor” ifadesini kullandı. ABD’li yetkili, Bahreyn’in bu büyük ve çok taraflı ortaklıkları mümkün kılmakta oynadığı ‘önemli role’ de övgüde bulundu.

Kaçakçılıkla mücadele
5’inci Filo Komutanı, Körfez sularında kaçakçılıkla mücadele için geçen ay başlatılan ödül programına geniş bir yanıt verildiğini belirtirken, “Bu girişim başlamadan önce ayda bir veya iki bilgi alıyorduk. Bugün, gözle görülür bir artışla yaklaşık 250 bilgi aldık” dedi.
ABD’li yetkili, istihbarat hassasiyeti nedeniyle bu bilgilerin niteliği konusunda temkinli davranırken daha doğru bilgiler sayesinde gelecekte kaçak sevkiyat yakalama faaliyetlerinin artacağı yönündeki iyimserliğini dile getirdi. Cooper “Programı duyururken taahhüt ettiğimiz gibi, bu bilgiler kaçakçıların ele geçirilmesine yol açarsa, yüz bin dolara kadar verilecek” ifadelerini kullandı.
Cooper, uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla mücadele çabalarının son derece olumlu sonuçlar verdiğini belirttiği açıklamasında “Son 18 ayda piyasa değeri 700 milyon dolar olan uyuşturucuya el koymayı başardık” dedi. ABD’li yetkili, uyuşturucu sevkiyatlarının genellikle, Ortak Görev Gücü 150’nin çabalarının odaklandığı kuzey Umman Denizi ve Umman Körfezi’nde engellendiğini kaydetti.
Cooper silahlar konusunda yaptığı açıklamada ABD ve müttefikleri, 2021’de, 2020’de ele geçirilenlerden üç kat daha fazla, yaklaşık 9 bin silaha el koyduğu bilgisini verdi.
Ordu komutanı, belgelere göre, el konulan silahların çoğunun İran’dan kaçakçılık için kullanılan koridorlarda ele geçirildiğini belirtirken bu yıl ele geçirilen sevkiyatlar arasında karadan havaya füzeler ve seyir füzelerinin parçalarının bulunduğunu vurguladı.
Geçen Temmuz İngiliz Kraliyet Donanması, ABD desteğiyle Umman Körfezi’nde gelişmiş silah bileşenlerine el koyduğunu duyurdu.
İngiliz Donanması’ndan şu açıklamada bulunuldu:
“HMS Montrose gemisi, rutin deniz güvenliği operasyonlarındayken, İran’ın güneyindeki uluslararası sularda kaçakçılar tarafından işletilen sürat teknelerindeki İran silahlarına el koydu. Ele geçirilen silahlar arasında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararına aykırı olarak, karadan havaya füzeler ve kara saldırı amaçlı seyir füzeleri için motorlar vardı.”
Aynı şekilde ele geçirilen füzelerin bileşenlerinin, bin kilometre menzile sahip olan ve Husiler tarafından Suudi Arabistan'daki hedefleri vurmak için kullanılan 351 ‘Cruise’ füzesinde kullanıldığına da değinildi. Ayrıca bu tür silahın 17 Ocak 2022’de Abu Dabi’ye düzenlenen ve üç sivilin ölümüne neden olan bir saldırı başlatmak için kullanıldığına dikkat çekti.

Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliği
Suudi Arabistan Kraliyet Donanması temmuz ayında Birleşik Görev Gücü CTF 150’nin komutasını üçüncü kez devraldı. Suudi Arabistan Kraliyet Donanması Komutanı Tuğamiral Abdullah Mutayri, Bahreyn’deki ABD Deniz Üssü’nde düzenlenen özel bir törenle, gücün komutasını Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Vakar Muhammed’den aldı.
Bu adımı Washington ve Riyad arasındaki ortaklık gücünün doğal bir yansıması olarak nitelendiren Cooper konuya dair şunları söyledi:
“Suudi Arabistan Kraliyet Donanması ile çok yakın bir çalışma ilişkimiz var. Tuğamiral Mutayri’nin deniz güvenliği ve (kaçakçılık girişimlerinin) engellenmesi alanındaki çabalarımızı güçlendirmemize yardımcı olacağı konusunda iyimserim.”
Cooper, Suudi Arabistan’ın CTF 150 liderliğinin caydırıcılık çabalarının güçlendirilmesine ve tehditler karşısında bölge ülkelerinin güvenliğine katkıda bulunduğunu vurgularken, “Bu, hem ikili ilişkimizin hem de genel olarak caydırıcılık ve deniz güvenliğine olan ortak bağlılığımızın somut bir yansımasıdır” dedi.
ABD’li yetkili ayrıca şunları söyledi:
“İki ülke arasında denizcilik alanındaki iş birliği, özellikle ortak tatbikatlar, operasyonel ve istihbarat seviyelerindeki unsurların değişimi ve deniz devriyelerinin koordinasyonu olmak üzere çeşitli yönleri içeriyor.”

İran nükleer görüşmeleri
İran ve destek verdiği milislerin faaliyetleri, Ortadoğu’nun güvenlik ve istikrarı için en önemli tehdidi oluşturuyor. ABD ve Avrupalı müttefikleri, İran ile ‘geliştirilmiş’ bir nükleer anlaşmayı yeniden başlatmaya çalışırken, bölgedeki birçok kişi zayıf bir anlaşmanın sonuçları konusunda uyarıyor.
Amiral Brad Cooper’ın konuya dair değerlendirmesi şöyle oldu:
“Diplomatik kanallar aracılığıyla ele alınan nükleer anlaşma görüşmelerin ayrıntıları hakkında doğrudan konuşmayacağım. Ancak genel olarak, herhangi bir istikrarsızlaştırıcı faaliyetten endişe duyuyoruz. Kuvvetlerimiz, İran’dan bölgedeki vekillerine kadar, balistik füzeler, seyir füzeleri ve insansız hava araçlarının kaçakçılık girişimlerine özel dikkat veriyor.”

İsrail’in rolü
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), geçen yıl İsrail’i Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı’nın (EUCOM) yetki alanından çıkarıp, Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) yetki alanına dahil ettiğini açıkladı. 
Bu adım, Tel Aviv’in ABD eski Başkanı Donald Trump yönetiminin İbrahim Anlaşmaları sonucunda bölgedeki bazı ülkelerle ilişkilerini normalleştirmesinden aylar sonra atıldı. 
Bu adımın İsrail ile yakın şekilde çalışmalarına izin verdiğini belirten Cooper “İsrail donanması sofistike ve yüksek yeteneklere sahip. Onlarla iş birliği yaparak kolektif yeteneklerimiz daha iyi olacak ve bölge daha güvenli hale gelecek” dedi.
ABD’li yetkili ayrıca, bu ortaklığın sonuçlarının görülmeye başladığını vurguladığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Geçen kasım ayında ABD, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’i içeren taraflı bir tatbikat gerçekleştirdik. O zamandan beri, Intrinsic Defender de dahil olmak üzere bir dizi tatbikat yaptık. Ayrıca yakın zamanda Kızıldeniz’de Noble Rose adı altında başka bir tatbikat daha düzenledik.”



Dünya ülkeleriyle bilimsel ve kültürel iletişim için bir köprü olarak Ummul Kura Üniversitesi Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretimi Enstitüsü

Dünya ülkeleriyle bilimsel ve kültürel iletişim için bir köprü olarak Ummul Kura Üniversitesi Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretimi Enstitüsü
TT

Dünya ülkeleriyle bilimsel ve kültürel iletişim için bir köprü olarak Ummul Kura Üniversitesi Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretimi Enstitüsü

Dünya ülkeleriyle bilimsel ve kültürel iletişim için bir köprü olarak Ummul Kura Üniversitesi Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretimi Enstitüsü

Suudi Arabistan Kültür Ataşesi Doç. Dr. Faysal bin Abdurrahman Usra

Hadımul Haremeyn eş-Şerifeyn Efendimiz Kral Selman bin Abdulaziz Al-Suud ve Veliaht Prens ve Başbakan Majesteleri Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz Al-Suud’un - Allah onları korusun ve gözetsin - önderliğinde, değerli ülkemiz, Arap diline yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde hizmet etme, farklı kültürler ve halklar arasındaki iletişim köprülerini güçlendirme noktasındaki tarihi öncü rolünü pekiştirmek için yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Bunun için Arap diline önem vermekte, onu korumakta, desteklemekte, güçlendirmekte, yaygınlaştırmakta, bilginlerine ve öğrencilerine saygı gösterip onları onurlandırmaktadır. Bahsi geçen çabalar, bu ilgiyi vurgulayan Krallığın iddialı 2030 Vizyonu hedefleri ve temelleriyle de uyumludur. 2030 Vizyonu Suudi Arabistan ulusal kimliğinin bileşenlerinden biri olduğu ve Yüce Allah bu dili pek çok ve büyük ayırt edici özellikle donattığı için Arapça diline özen gösterilmesinin gerekliliğine de işaret etmiştir. Allah bu dili Kuran-ı Kerim’in dili kıldı, kabul görmesini takdir etti ve yeryüzünde yayılmasını kolaylaştırdı. Yüce Allah onu koruyup gözeteceğini vaat etti. Onun halkının arasından resullerin en şereflisi, Efendimiz, Şefaatçimiz, Resulümüz ve Nebimiz Hz. Muhammed’i (s.a.v.) gönderdi.

“Ummul Kura (Umm Al-Qura) Üniversitesi'nde Anadili Olmayanlara Arapça Öğretme Enstitüsü” değerli ülkemizin çabalarına ve soylu Arap ve İslam prensiplerini ve değerlerini aşılama konusundaki artan ihtimamına nitelikli ve önemli bir katkıyı temsil etmektedir. Ülkemiz bunun için Arapça dilini çeşitli alanlarda desteklemeye ve anadili Arapça olmayanlara yönelik Arapça dil öğretim programları hazırlamaya çabalamaktadır. Suudi Arabistan üniversitelerinde Arapça dilinin öğretilmesi için fakülte ve bölümler kurmak, ana dili Arapça olmayıp Arapça öğrenmek isteyenler için bir dizi yerel enstitü ve merkez açmak, dilin öğretilmesi ve bu konuda yapılacak çalışmalara ve araştırmalara zemin hazırlamak amacıyla birçok uluslararası merkez ve enstitü kurmak, birçok ülke ve devlette bu konuyla ilgilenenleri desteklemek de bu çabalara dahildir. Bu büyük, pratik ve sahada hayata geçirilen çabalar; sağgörülü liderliğimizin -Allah yardımcısı olsun- İslam ve Arap dünyasının, hatta tüm insanlığın yararına olan karşılıksız cömertliği ve fedakarlığı sürdürme, iddialı 2030 Vizyonu’nun hedeflerini pekiştirme konusundaki arzunu somutlaştırmaktadır. 2030 Vizyonu da Suudi Arabistan ulusal kimliğinin bileşenlerinin önemli bir parçası olan Arapça diline özen gösterilmesinin gerekliliğine değinerek, Krallığın Kuran diline verdiği önemin boyutunu teyit etmektedir.

Milli Eğitim Bakanı ve Üniversiteler Konseyi Başkanı Sayın Yusuf bin Abdullah el-Binyan'ın himayesinde, Ummul Kura Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Maadi bin Muhammed el-Mezheb'in doğrudan gözetimi altında ve genç üniversitemiz Ummul Kura ile üniversite bünyesindeki Anadili Olmayanlara Arapça Öğretme Enstitüsü adlı büyük yapı aracılığıyla,  değerli Krallığımız, dünyanın dört bir yanındaki Müslüman evlatlarına yıllık burslar sunmaktadır. Burs programı şunları içermektedir; ücretsiz eğitim, bekar öğrenciler için ücretsiz konaklama, evli olup eşleriyle burs alan ve birbirleriyle koordineli çalışmak isteyen öğrenciler ise kendi imkânlarıyla konaklayabilirler. Öğrenci başına aylık 850 Suudi Arabistan riyali değerinde maddi destek, derslere katılımda düzenli öğrencilere yaz tatilinde ailelerini ve yakınlarını ziyaret edebilmeleri için her yıl gidiş-dönüş ücretsiz bilet, ücretsiz eğitim kitapları, üniversiteye ait tıp merkezinde veya devlet hastanelerinde ücretsiz tedavi imkânı. Üniversite restoranında öğrencilere sembolik bir ücret karşılığında yemek imkânı sunma, ana dili Arapça olmayanlara Arapça öğretecek uzman öğretmenler sağlama, öğrencilerin dili anlamalarına yardımcı olmak için dil laboratuvarları hazırlama, eğitim araçları için bir bölüm kurma, Arapçayı Arap olmayanlara öğretmeye odaklanan bilimsel bir kütüphane sunma. Dil öğrenimini hiçbir dersten kalmadan yüksek bir başarı ile tamamlayan öğrenciler, üniversitenin fakültelerinden birinde öğrenimlerine devam ederek mevcut uzmanlık alanlarında (Arap Dili ve Edebiyatı, İslam Şeriatı, Davet ve Din Esasları) lisans derecesi alabilirler.

Böylelikle fakülte, enstitü ve merkezlerin dekanlarından ve yöneticilerinden oluşan kurmayları ile birlikte Sayın Rektörü’nün liderliğinde Ummul Kura Üniversitesi yönetimi, üniversite içindeki bu prestijli Anadili Olmayanlara Arapça Öğretme Enstitüsü’nün, ana dilimiz olan Arapça ve onu Arap olmayanlara öğretmeye yönelik büyük misyonunu yerine getirmesi için tüm insani kapasiteyi, maddi ve teknik imkânları sunmak için her türlü çabayı göstermektedir. Uzman ve nitelikli akademik kadromuz ve ileri teknolojik tekniklerle, bu büyük eğitim kurumunun kendisine verilen rolleri en mükemmel ve en güzel şekilde yerine getirmesi, Arapça öğrenmek ve ana dili Arapça olmayanlara dili öğretmek için küresel bir merkez, dünya çapında Arapça öğretiminde önemli bir dil ve kültür kaynağı olmak için gayret etmektedir. Bu çaba ve gayretlerinde Enstitü’nün “Arapça dilini ana dili olmayanlara ileri teknolojiler kullanarak öğretmek ve öğrenmek için küresel bir adres” olduğu mesajına dayanmaktadır. Değerlerimiz ise şunlardır: İslam'ın yayılmasına katkıda bulunmak, Arapça dilini öğretmek ve öğrenmekle gurur duymak, performansta ustalık ve kalite, diğer kültürlerle etkili iletişim, yenilik ve sürekli gelişim, ortak ekip çalışması. Bir dizi hedefi gerçekleştirmek isteyen Enstitü’nün hedefleri arasında şunlar da yer almaktadır: Müslümanlar arasında ana dili Arapça olmayanlara Arapça dilini ve edebiyatını öğretmek, onlara İslam'a hizmet etmek ve yaymak için yeterli İslami eğitim vermek, onlara üniversitenin bölümlerinden birine girmeye hak kazandırmak, ana dili olmayanlara Arapça öğretecek uzman öğretmenler yetiştirmek, ana dili Arapça olmayanlara Arapça öğrenme ve öğretme müfredatları ve yöntemleri geliştirmek için araştırma ve saha deneyleri yapmak, Arapça dilinin öğretimi ve İslam davetinin yaygınlaştırılması alanında İslami kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapmak, Enstitü ile alanında uzmanlaşmış bilimsel kuruluşlar arasında Arapça bilmeyenlere Arapça öğretimi alanında bilimsel uzmanlık alışverişinde bulunmak, İslam ülkelerinde Arapça bilmeyenlere yönelik Arapça öğretmenliği eğitimleri düzenlemek.

Başarı ve hidayet Allah'tandır.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Makkahnews'ten çevrilmiştir.