Ortadoğu suları dünyanın ilk ‘dijital denizi’ projesine hazırlanıyor

Şarku’l Avsat Bahreyn’deki 5. Filo Üssü’nü gezdi

8 Şubat 2022’de Akabe Körfezi’ndeki ortak tatbikatlar sırasında (ABD Donanması)
8 Şubat 2022’de Akabe Körfezi’ndeki ortak tatbikatlar sırasında (ABD Donanması)
TT

Ortadoğu suları dünyanın ilk ‘dijital denizi’ projesine hazırlanıyor

8 Şubat 2022’de Akabe Körfezi’ndeki ortak tatbikatlar sırasında (ABD Donanması)
8 Şubat 2022’de Akabe Körfezi’ndeki ortak tatbikatlar sırasında (ABD Donanması)

Ortadoğu’da deniz güvenliğinin geleceğinin temellerini atan Beşinci Filo bünyesindeki Görev Gücü 59’un komuta odasında akıllı haritalar, uydu verileri ve etkileşimli monitörler göze çarpıyor.
ABD Donanması, Ortadoğu’daki müttefikleriyle işbirliği içinde insansız araçlar, akıllı sensörler, savaş gemileri ve denizaltılar aracılığıyla ticareti güvence altına almaya, kaçakçılığı engellemeye ve tehditleri caydırmaya çalışıyor.
Şarku’l Avsat, Bahreyn’deki Beşinci Filo üssünü ziyaret ederek, denizcilik alanında farkındalığı artırmayı ve caydırıcı faktörü güçlendirmeyi amaçlayan karasularını ‘dijitalleştirme’ adımlarını izledi.
Peki ABD Donanması bu vizyonu gerçeğe dönüştürmeyi nasıl planlıyor?

İnsansız deniz araçları devrimi
ABD Donanması, Ortadoğu’daki suları güvenli ve istikrarlı kılma vizyonunu gerçekleştirmek için büyük adımlar attı.
Bu yılın başlarında duyurulan insansız deniz araçları (İDA) filosu, insansız hava araçları (İHA) ve insansız denizaltı araçları ile birlikte ‘denizlerin dijitalleştirilmesi’ projesinin ayrılmaz bir parçası.


USS Sioux City ve insansız deniz aracı 26 Haziran 2022’de Basra Körfezi’ne yelken açıyor (ABD Donanması)

Eylül 2021’de kurulan Görev Gücü 59 komuta odası, insansız sistemleri ve yapay zekayı filonun deniz operasyonlarına entegre ediyor.
Beşinci Filo, ABD ve Ortadoğu’daki ortaklarının 2023 yazına kadar uzaktan kontrollü 100 İDA’dan oluşan bir filoyu konuşlandırmak için çalıştığını bildirdi.
Beşinci Filo Sözcüsü Timothy Hawkins, “ABD Donanması, bölgesel ve uluslararası müttefikleriyle işbirliği içinde, Ortadoğu’da İDA alanında teknolojik bir devrim gerçekleştirmeye yaklaştı. Operasyonlarımıza insansız sistemleri ve yapay zekayı entegre ediyoruz” dedi.
Hawkins, “Çevredeki denizlerde neler olup bittiğine dair farkındalığımızı artırmak için suya daha fazla ‘göz’ yerleştirmenin önemli olduğuna inanıyoruz” diye ekledi.
Bu filoyu konuşlandırmak için Ortadoğu’nun seçilme nedenine değinen Hawkins, “Ortadoğu karasuları küresel ekonomi ve küresel ticaret hareketi için çok önemli. İDA filosu, ABD’nin bölgenin güvenliğine olan bağlılığını teyit etmekte” ifadelerini kullandı.

Görev Gücü 59’un Komutanı Michael Brasseur ise şu açıklamayı yaptı;
“Ortadoğu’daki su dinamik ve uçsuz bucaksız. Kızıldeniz ve Arap Yarımadası çevresinden Basra Körfezi’ne kadar yaklaşık beş bin millik bir kıyı şeridinden bahsediyoruz, burası kapsanması gereken çok büyük bir alan. Ama en önemlisi, bu su küresel ekonomi için hayati önem taşıyor. Tehditleri daha hızlı tespit edersek, ekiplerimizi daha iyi ve daha hızlı yanıt verecek şekilde donatabileceğiz. ABD Donanması, bu alandaki gelişimi ve entegrasyonu ilerletmek için bölgesel, endüstri ve akademik ortaklarla koordinasyon içinde çalışmaktadır.”

Radarlar ve uydular
İDA filosu kurmanın temel amacı, uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığından, ülkelerin altyapısı ve sivil tesislerini hedef almaya ve hayati su yolları aracılığıyla uluslararası ticareti engellemeye kadar istikrarsızlaştırıcı güvenlik tehditlerini önleyerek, caydırıcılık faktörünü artırmaktır.
Beşinci Filo Komutanı Koramiral Brad Cooper 26 Ağustos’ta Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, İnsansız Yüzey Araçları (Unmanned Surface Vehicle) filosunun dünyada türünün ilk örneği olacağını söyledi.
Bu teknoloji henüz emekleme aşamasındayken, bunların bir kısmı 60 ülkenin katıldığı IMX22 isimli Ortadoğu’daki en büyük deniz tatbikatlarında test edildi.
İDA’ları ikiye ayıran Cooper, “Birincisi, arka arkaya 200 gün boyunca deniz seviyesinin üzerinde kalma yeteneğiyle, diğeri ise yaklaşık 100 deniz miline ulaşan yüksek hızlı tepki ile karakterize ediliyor” diye ekledi.
Cooper röportajında ayrıca şu açıklamayı yaptı;
“İDA’lar inovasyon açısından dünyada türünün ilk örneği olacak. 20 yıldır İHA, 10 yıldır da insansız su altı araçları kullanılıyor. İDA’lar ise yaklaşık bir yıl önce başladı. Bu araçlar, radarlar, olağandışı hareketleri veya şüpheli faaliyetleri tespit etmelerini sağlayan yapay zeka ve her saniye bir resim çekebilen 360 derecelik kameralarla donatılmıştır. Bu araçlar uydu aracılığıyla ülkelerin komuta merkezlerine veri göndererek onları uyarmakta ve uygun kararı vermelerini sağlamaktadır.”
Şarku’l Avsat, yaklaşık 40 knot yüksek hızda seyredebilen ve devriye görevleri için keşif, müdahale ve destek için tasarlanmış İDA MAST 13’ü inceledi.
MAST 13, 2019 yılında İngiltere Savunma Bakanlığı tarafından duyuruldu.
13 metre uzunluğunda olan MAST 13, entegre bir deniz kuvvetinin parçası olarak çalışma, düşman gemileri hakkında istihbarat bilgisi toplama, mayınları ve tehditleri izleme yeteneğine sahiptir.

Ekip çalışması
Cooper, “Ortadoğu’daki su yolları çok dinamik ve hızlı. Hiçbir donanma veya devlet, bu bölgedeki tüm denizcilik zorluklarının üstesinden tek başına gelemez” dedi.
Bu araçların bölgedeki yoğun nakliye trafiğinin yarattığı zorluğu çözdüğünü söyleyen Cooper, “Normalde bir ülke, mevcut sensörleri kullanarak kıyılarından 30 kilometreye kadar etkili bir şekilde keşif yapabilir. Bugün İDA’lar sayesinde görüş mesafesi 60 veya 90 kilometreye kadar çıkıyor” diye konuştu.
Cooper, hangi ülkelerin yeni deniz filosuna resmi olarak katılmayı kabul ettiğini açıklama konusunda isteksiz olsa da, “Bölgedeki tüm ortaklarımızla farklı seviyelerde görüşmeler yapıyoruz. Ortaklarımızla yakın işbirliği içinde çalışarak önemli ilerlemeler kaydettik” dedi.
Bu ortaklığın sonuçlarının ortaya çıkmaya başladığına dikkat çeken Cooper, “Geçen Kasım ayında ABD, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’i içeren çok taraflı bir tatbikat gerçekleştirdik. O zamandan beri, Intrinsic Defender de dahil olmak üzere bir dizi tatbikat yaptık. Ayrıca yakın zamanda Kızıldeniz’de Noble Rose adı altında başka bir tatbikat daha gerçekleştirdik” ifadeleri ile özel açıklamasını noktaladı.



Suudi Arabistan: Tasreeh platformu üzerinden hacılara ve sezonluk işçilere Mekke’ye giriş izni verilmeye başlandı

Platform, Mekke’ye girişlerde güvenlik yetkililerinin izinleri otomatik olarak okumasına ve doğrulamasına olanak sağlayacak (SPA)
Platform, Mekke’ye girişlerde güvenlik yetkililerinin izinleri otomatik olarak okumasına ve doğrulamasına olanak sağlayacak (SPA)
TT

Suudi Arabistan: Tasreeh platformu üzerinden hacılara ve sezonluk işçilere Mekke’ye giriş izni verilmeye başlandı

Platform, Mekke’ye girişlerde güvenlik yetkililerinin izinleri otomatik olarak okumasına ve doğrulamasına olanak sağlayacak (SPA)
Platform, Mekke’ye girişlerde güvenlik yetkililerinin izinleri otomatik olarak okumasına ve doğrulamasına olanak sağlayacak (SPA)

Suudi Arabistan ‘Tasreeh’ adlı platform üzerinden hacıların ve hac döneminde çalışan sezonluk işçilerin Mekke'ye girebilmeleri için gerekli izinleri vermeye başladı.

Yenilikçi teknik çözümler için gelişmiş bir model olan platform, ilgili makamlar arasında teknik entegrasyon yoluyla izinlerin verilmesinde kolaylık ve hız sağlıyor.

Platform, Mekke’ye girişlerde güvenlik yetkililerinin ‘Maidan’ uygulaması üzerinden izinleri otomatik olarak okuyup doğrulamasına ve hak sahiplerinin de ‘Tawakkalna”’ adlı kapsamlı uygulama aracılığıyla bu izinleri görüntüleyebilmelerine olanak tanıyor.

Bu platform, hacılara hizmet veren devlet kurumlarıyla ortaklaşa olarak, bu kurumlar ve hizmetler arasındaki teknik entegrasyonu artırmak ve prosedürleri birleştirmek, düzenlemek ve koordine etmek amacıyla Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA) tarafından geliştirildi.

Platform, Suudi Arabistan 2030 Vizyonu programlarından biri olan Rahman’ın Misafirleri Programı’nın hedefleri doğrultusunda hacıların ibadetlerini kolaylıkla ve huzur içinde yerine getirebilmeleri için kaliteli hizmetler sunulmasına katkıda bulunuyor.

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı geçtiğimiz cumartesi günü, hacıların güvenliğini tesis etmek ve hac ibadetini güvenli, kolay ve huzurlu bir şekilde yerine getirmelerini sağlamak amacıyla bu yılki hac sezonuna ilişkin çeşitli düzenlemeleri ve kalıcı önlemleri onayladı.

Bakanlığa göre 29 Nisan'dan itibaren ‘hac vizesi’ sahipleri dışında diğer vizelere sahip kişilerin Mekke'ye girmesine ve Mekke'de kalmasına izin verilmeyecek.

23 Nisan Çarşamba gününden itibaren Mekke’ye yalnızca, hac vizesi sahipleri, burada ikamet edenler ve ilgili makamlardan hac sezonu boyunca çalışma izni alan kişiler giriş yapabilecek.

Suudi Arabistan pazar günü, umrecilerin ülkeye girişini askıya alındığını, 29 Nisan Salı gününü son çıkış tarihi olarak belirlediğini ve 10 Haziran'a kadar kimseye umre izni verilmeyeceğini duyurdu.

İçişleri Bakanlığı, bu yılki hac sezonunu düzenleyen talimatlara uyulması ve hacıların güvenliğinin ve emniyetinin sağlanması için ilgili makamlarla iş birliği yapılması çağrısında bulunarak, bu talimatları ihlal edenlerin öngörülen cezalara çarptırılacağını vurguladı.