İran: Hamaney oğlunu saltanata mı hazırlıyor?

İran rejiminin lideri Hamaney’in oğlunun muhafazakar medyada Ayetullah unvanıyla tanımlanması Hamaney yerine oğlunu mu hazırlıyor sorusunu gündeme getirdi

İran: Hamaney oğlunu saltanata mı hazırlıyor?
TT

İran: Hamaney oğlunu saltanata mı hazırlıyor?

İran: Hamaney oğlunu saltanata mı hazırlıyor?

İranlı bir haber ajansının Mücteba Hamaney için “Ayetullah” unvanını kullanması, Mücteba Hameney’in, babasının ardından dini lider olmaya hazırlandığına dair iddiaların ortaya atılmasına yol açtı.
Sosyal medya kullanıcıları, Rasa Haber Ajansı'nın Hamaney’in oğlunu “Ayetullah” olarak tanımlama girişimini, Mücteba Hamaney’in dini liderlik için hazırlandığının bir göstergesi olarak yorumladı.
Ülkedeki en yüksek dini ve siyasi otorite olan “Rehber” olabilmesi için, ülkedeki “Taklid Mercii” ve  “Ayetullahuzma” mertebesindeki üst düzey Şii din adamları tarafından “Ayetullah” unvanı verilmesi gerekiyor.
Şarku’l Avsat’ın Rasa Haber Ajansı’ndan aktardığı habere göre “Ayetullah” unvanını, Mücteba Hamaney'in birkaç yıldır eğitim gördüğü ve öğretmenlik yaptığı Kum Havzası'nda ilahiyat kursuna kaydolmasıyla ilgili bir haberde kullandı. Ayetullah mertebesi Şii medreselerinde (Havza-i İlmiye) en yüksek seviye olarak kabul ediliyor. ‘Ayetullah’ unvanı ise yüksek rütbeli 12 İmamcı Şii din adamları için onursal bir unvan. Dini ilimlerde bir dereceyi tamamladıktan sonra doğrudan elde edinilen akademik unvanların aksine, Ayetullah unvanı, Şii âlimler tarafından veriliyor. Ayetullah, Şiilik'te özellikle Câferîliğin başlıca ekolü olan Usulî kolunda kullanılan bir unvan.
Allah'ın ayeti (delili) anlamına gelen Ayetullah unvanına sahip din adamları ayrıca fetva verme yetkisi kazanıyor. 
Ayetullah unvanı, ulema topluluğunun fikir birliğine dayanarak hocası tarafından verildiğinde Ayetullah unvanı kazananlar Kur'an, Sünnet, İcma ve Akıl (Sünnilerdeki Kıyas) başta olmak üzere Fıkıh usûlünden hareket ederek içtihad etme hakkına sahip oluyorlar.
En önemli Ayetullahlar fıkıh usûlü toplaması olan yazarlarsa Büyük Ayetullahuzma (Büyük Ayetullah) diğer tabirle merci-i taklid seviyesine yükselebiliyorlar.
Hamaney'in dört oğlundan ikincisi olan 53 yaşındaki Mücteba Hamaney, şimdiye kadar şii din adamları hiyerarşisinde yüksek bir rütbe olmayan ‘Hüccetü’l İslam’ unvanıyla tanındı.
Rasa Haber Ajansı 2003 yılında kuruldu ve ‘Kum Havza-i İlmiye Haber Ajansı’ olarak biliniyor. Merkezi, İran Şii medreselerinin çoğunun bulunduğu Kum şehrinde. Ajans, Farsça, İngilizce, Arapça ve Urduca yayın yapıyor. Haber ajansı kendisini dini kurumlardaki akademisyenler ve araştırmacılar tarafından kurulan özel bir medya kuruluşu olarak tanımlıyor. Ancak, Jamaran haber sitesi gibi reformistlerle bağlantılı bazı İran medyası, Rasa’nın İran Devrim Muhafızları tarafından finanse edildiği ve yönetildiğini iddia ederek ajansı siyasete karışmakla eleştiriyor.
Şubat 2011'den beri ev hapsinde tutulan eski Başbakan Mir Hüseyin Musevi, ağustos ayının başlarında, Hamaney'in oğlu Mücteba'ya atıfta bulunarak, halkı iktidarın babadan oğula geçmemesi gerektiği konusunda uyardı. Musevi'nin uyarısı, Mücteba'nın babasının yerine geçme çalışmalarına ilişkin söylentilere yol açtı.
Öte yandan, muhafazakârların, Hamaney'i üstü kapalı olarak eleştirdiği için, 1981'den 1989'a kadar İran başbakanlığı yapmış olan Musevi'ye şiddetle saldırdığını belirtmekte fayda var.
Mücteba Hamaney'in, kendisi ile aynı düşüncedeki politikacıları iktidara getirmek amacıyla cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale etmekle suçlandığı 2005 yılından bu yana İran siyasetine dair çalışmaları ile ilgili söylentiler artıyor.
Ekim 1981'den Ağustos 1989'a kadar Cumhurbaşkanı Ali Hamaney döneminde İslam Cumhuriyeti'nin ilk başbakanı olarak görev yapan Musevi, tartışmalı 2009 cumhurbaşkanlığı seçimlerinden yaklaşık iki yıl sonra ev hapsine alındı.
Seçimden sonra çıkan gösterilerde, protestocular, seçim sonucuna müdahale etmek, Ahmedinejad'ın iktidara gelmesi ve göstericileri bastırmakla suçlanan Mücteba Hamaney aleyhine sloganlar attılar. Protestolarda sıklıkla “Kahrol Mücteba, iktidara ulaşamayacaksın!” sloganları atıldı.
Geçtiğimiz yıllarda, Mücteba'nın İran Devrim Muhafızları ile ilgili mali yolsuzluk davalarına karıştığına dair söylentiler ortaya çıktı. Söylentiler ayrıca onu, Hamaney tarafından yakın zamanda sınır dışı edilen Hüseyin Tayyib’in başkanlığı döneminde Devrim Muhafızları istihbaratını denetlemekle itham ediyor.
Mücteba Hamaney, İran siyasetinde gizemli bir figür. Devlette herhangi bir kamu görevi yok ve nadiren halk arasında görülüyor. Ancak babasının ofisi ve Devrim Muhafızları İstihbarat Teşkilatı gibi güçlü kurumlarda Hamaney’in diğer oğullarından çok daha fazla etkiye sahip olduğu söyleniyor. Mücteba Hamaney, ayrıca ülkenin devlet radyosu ve gayr-ı resmi siyasi ilişkileri de dahil olmak üzere ülke siyasetinde önemli bir etkiye sahip.



Pakistan, ayrılıkçılara karşı ABD taktiklerini kullanıyor

Pakistan, drone teknolojisini geliştirmeyi hedefliyor (Reuters)
Pakistan, drone teknolojisini geliştirmeyi hedefliyor (Reuters)
TT

Pakistan, ayrılıkçılara karşı ABD taktiklerini kullanıyor

Pakistan, drone teknolojisini geliştirmeyi hedefliyor (Reuters)
Pakistan, drone teknolojisini geliştirmeyi hedefliyor (Reuters)

Pakistan, ayrılıkçı örgütlere karşı ülke içinde drone operasyonları düzenliyor. 

New York Times’ın (NYT) analizinde, Pakistan’ın özellikle Afganistan sınırına yakın bölgelerdeki militanlara yönelik harekatlarda insansız hava araçlarını (İHA) daha sık kullanmaya başladığı yazılıyor.  

Pakistan’ın Afganistan sınırındaki Kuzey Veziristan bölgesinde geçen hafta düzenlenen saldırılarda 4 çocuğun ölmesi üzerine halk sokaklara inmişti. İslamabad yönetimi, saldırıdan Pakistan Talibanı’nı (Tehrik-i-Taliban Pakistan/TTP) sorumlu tutmuştu. Ancak muhalefet, olayın hükümetin hatalı güvenlik stratejisi sonucu yaşandığını savunmuştu. 

Pakistan, Taliban yönetiminin Afganistan’da TTP’ye sığınak sağladığını öne sürerken, Kabil ise iddiaları reddediyor. 

İslamabad yönetimine karşı silahlı mücadele veren örgütler arasında, İran'ın güneyi ve Pakistan'da temellenmiş ayrılıkçı grup Belucistan Kurtuluş Ordusu (BLA) da var. 

TTP, geçen ay iki savaşçısının Pakistan ordusuna ait drone’la öldürüldüğünü duyurmuştu. Örgüt, ordu için casusluk yapmakla suçladığı bir sivili öldürmüştü. Bu kişinin cep telefonunu kullanarak İHA’yı yönlendirdiğini iddia etmişti. 

BLA da İran sınırındaki Panjgur bölgesinde bir sivilin öldürüldüğünü duyurmuş, bu kişinin orduya drone operasyonlarında destek sağladığını öne sürmüştü. BLA’ya bağlı sosyal medya hesapları, Pakistan ordusunun drone saldırılarında en az 40 militanın öldürüldüğünü savunmuştu. 

NYT, İHA operasyonlarında sivillerin de tehlike altında olduğunu yazıyor. Afganistan sınırındaki Güney Vezisiristan’da geçen ay düzenlenen voleybol müsabakasında drone’larla ateş açılmış, en az 20 sivil yaralanmıştı. Bazıları saldırının TTP tarafından düzenlendiğini öne sürerken, bazıları da operasyondan Pakistan ordusunu sorumlu tutmuştu. 

Haberde, İslamabad yönetiminin militan örgütlere karşı drone operasyonu yürütüldüğünü resmen doğrulamadığı aktarılıyor. 

Analizde, ABD’nin geçmişte Afganistan-Pakistan sınırında düzenlediği İHA saldırıları da hatırlatılıyor. Amerikan ordusu bölgedeki ilk drone saldırısını 2004’te gerçekleştirmişti. Harekatta Taliban komutanı Nek Muhammed öldürülmüştü. 

Eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde 353 saldırıyla drone operasyonları sayıca zirveye çıkmıştı. ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk döneminde azalan saldırıların, 2018 sonrası durdurulduğu aktarılıyor. İslamabad yönetiminin bu dönemlerde sözkonusu operasyonları eleştirdiği de anımsatılıyor.

Hindistan ve Pakistan arasında geçen ay yaşanan çatışmalarda iki taraf da drone teknolojisinden sıkça faydalanmıştı.

Independent Türkçe, New York Times, The Diplomat