Inventing Anna: Dolandırıcı Anna Delvey'nin arkadaşı Netflix'e iftira davası açtı

Gazeteci Rachel Williams'ın dizide "etik dışı", "açgözlü", "züppe" ve "sadakatsiz" birisi gibi yanlış gösterildiği öne sürüldü

Dizide Rachel Williams'ı (sağda) Katie Lowes canlandırdı (Netflix / Red Table Talk)
Dizide Rachel Williams'ı (sağda) Katie Lowes canlandırdı (Netflix / Red Table Talk)
TT

Inventing Anna: Dolandırıcı Anna Delvey'nin arkadaşı Netflix'e iftira davası açtı

Dizide Rachel Williams'ı (sağda) Katie Lowes canlandırdı (Netflix / Red Table Talk)
Dizide Rachel Williams'ı (sağda) Katie Lowes canlandırdı (Netflix / Red Table Talk)

The Independent'ta yer alan habere göre eski Vanity Fair çalışanı Rachel Williams, Inventing Anna nedeniyle Netflix'e iftira davası açtı.
Gazeteci, 29 Ağustos Pazartesi dizide "etik dışı", "açgözlü", "züppe" ve "sadakatsiz" biri olarak yanlış gösterildiğini iddia ederek mahkemeye başvurdu.
Williams, 2013 ile 2017 arasında New York sosyal ve sanat çevrelerinin üst kademelerine erişmek için Anna Delvey adında zengin bir Alman varisi gibi davranan dolandırıcı ve sahtekar Anna Sorokin'in arkadaşıydı.
Williams, 62 bin dolar (1,1 milyon TL) dolandırıldı ve başına gelenler hakkında bir Vanity Fair makalesiyle bir kitap yazdı.
Variety'nin eriştiği dava belgelerinde, Williams hakkında iftira içeren 16 ayrı ifade bulunuyor.
Dava dilekçesinde, "Bu dava, Netflix'in dramatik etkiyi artırmak için Williams'ı dizide kasıtlı olarak açgözlü, züppe, sadakatsiz, dürüst olmayan, korkak, çıkarcı ve fırsatçı biri gibi gösterdiğini ortaya koyacak" ifadeleri yer alıyor.
Yazarın avukatı Alexander Rufus-Isaacs, müvekkilinin Inventing Anna'nın yayımlanmasından bu yana internette aşırı ters tepkilere maruz kaldığını öne sürdü.
Rufus-Isaacs yaptığı açıklamada, "Eğer bir karakteri gerçek birine dayandırmak ve onu kötü insan yapmak istiyorsanız, asıl adını kullanmayın" dedi:
"Keşke yaratıcılar da bunu anlayabilse. Eğer hoş olmayan bir karakter yaratmak istiyorlarsa, söyledikleri her şey kesinlikle doğru olmadığı sürece gerçek birinin adını kullanamazlar."
Davaya göre Inventing Anna, Williams için "çevrimiçi tacize, olumsuz yüz yüze etkileşimlere ve podcast'lerde aşağılayıcı nitelendirmelere" yol açtı.
Dizinin yayımlanmasının ardından Williams'a bazılarında kendisine "Karen", "altın avcısı bir beleşçi", "mızmız" ve "açgözlü bir palyaço" diye hitap edilen "binlerce" nefret dolu mesaj atıldı. 
The Independent, yorum almak için Netflix'le temasa geçse de henüz yanıt alamadı.
Pazartesi günü Sorokin, Instagram hikayesinde Williams hakkında ifade vermeye "memnuniyetle" hazır olduğunu paylaştı.
Almanya'ya sınır dışı edilmeyi beklerken federal hapishanede tutulan Sorokin, "Beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz" diye yazdı.
 



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research