Rekabet eden ülkelerin çatışma sahası: Suriye

Gözlemciler İran ve ABD arasındaki karşılıklı saldırıları, iki taraftaki radikal aktörleri memnun etme girişimi olarak niteliyor.

2021’de Deyrizor’da bulunan Amerikalı askerler.
2021’de Deyrizor’da bulunan Amerikalı askerler.
TT

Rekabet eden ülkelerin çatışma sahası: Suriye

2021’de Deyrizor’da bulunan Amerikalı askerler.
2021’de Deyrizor’da bulunan Amerikalı askerler.

Suriye’de İran’a bağlı silahlı gruplara ait noktalara düzenlenen saldırılara paralel olarak Suriye’deki ABD askeri üslerine yönelik insansız hava araçları (İHA) ve roketlerle düzenlenen saldırıların sıklığı son dönemde arttı. ABD askeri üslere yönelik saldırılar 15 Ağustos'ta başladı. Zira bu tarihte, uluslararası koalisyon güçlerine bağlı olan ve Suriye-Irak-Ürdün sınırında yer alan El-Tanf Üssü’ne saldırı gerçekleşti. ABD Ordusu Merkez Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada 15 Ağustos’ta sabaha karşı El-Tanf Üssü’ne 3 insansız hava aracıyla saldırı düzenlendiği bildirildi.
El-Tanf Üssü’nü çevreleyen 55 kilometrelik bölgeden kaynakların Şarku'l Avsat'a verdiği bilgilere göre, El-Tanf Üssü’nde düşürülen İHA’ların üssün içindeki "209. noktayı" hedef aldı ve bu İHA’lar askerlerin kaldığı bölümün yakınında düşürüldü. Hedefe ulaşmadan önce İHA’lara ateş açılması sonucu patlama sesleri yükseldi, üsteki alarm devreye girdi ambulans araçlarının üsse hareket ettiği gözlemlendi. Kaynaklara göre, İHA’lardan biri vuruldu ve patladı, diğeri patlamadan düşürüldü. Üçüncü İHA’ya ise ateş açılmasının ardından üsten uzaklaştı.
Bu saldırının ardından 23 Ağustos günü başlayarak 26 Ağustos’a kadar üç gece üst üste Suriye’de İran bağlantılı hedeflere hava saldırıları düzenlendi. ABD Ordusu Merkez Komutanlığı, Suriye’nin Deyrizor kentinde İran Devrim Muhafızları’na bağlı gruplar tarafından kullanılan altyapı tesislerine yönelik hava saldırısı düzenlediklerini açıkladı. Komutanlığın açıklamasında, bu saldırının “ABD güçlerini İran Devrim Muhafızları'yla bağlantılı grupların saldırılarına karşı korumak amacıyla orantılı, gerilim tırmandırma riskini sınırlama ve kayıpları en aza indirme niyetiyle düzenlenen bir eylem olduğu” ifade edildi.
Komutanlık, saldırı emrinin ABD Başkanı Joe Biden’dan geldiğini belirtti. Biden, Temsilciler Meclisi Başkanı'na gönderdiği mektupta ülkesinin güçlerinin güvenliğini sağlamak ve onlara yönelik sürekli saldırıları engellemek için Suriye'deki İran hedeflerine saldırılar düzenlendiğini bildirdi. ABD güçlerinin Deyrizor’a yönelik saldırısının ardından İran destekli gruplar Deyrizor kırsalında yer alan El-Ömer Petrol Sahası ve Koniko Gaz Sahası’ndaki ABD üslerine roket mermileriyle saldırı gerçekleştirdi. ABD Merkez Komutanlığı’na göre saldırıda 1 ABD askeri yaralandı. Ayrıca 24 Ağustos’ta İran ile bağlantılı olduğu tahmin edilen silahlı grupların roketlerle düzenlediği saldırıda hafif yaralanan 3 ABD askerinin tedavileri sürüyor.


Masyaf’a düzenlenen bombardımanın ardından dumanlar yükseliyor.

ABD tesislerine yönelik saldırılar ile İsrail'in Suriye’de İran'a ait noktaları hedef aldığı saldırılar arasında ilişki kuruluyor. ABD’nin El-Tanf Üssü’ne İHA’larla düzenlenen saldırı, İsrail'in Suriye'nin Şam ve Tartus kentindeki askeri hedefleri bombaladığı ve 3 kişinin hayatını kaybettiği olaydan bir gün sonra gerçekleşti.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre bu saldırılar, İran destekli savaşçıların çoğunlukla konuşlandığı Suriye ordusuna ait bir hava savunma üssünü hedef aldı. New York Times (NYT) üst düzey ABD’li yetkililerin, 15 Ağustos’ta El-Tanf Üssü’ne düzenlenen saldırıları, İran'ın İsrail'in bölgedeki müttefiklerini hedef aldığı daha önceki saldırılarının intikamı olarak gördüğünü yazdı. ABD üssüne yönelik saldırının İHA’larla düzenlenmesinin Devrim Muhafızları'nın olaya müdahil olduğunun açık bir göstergesi olduğuna işaret eden NYT, İran’ın son yıllarda ileri teknolojilere sahip İHA’lar üreterek başka ülkelere sattığı veya vekil güçlerine gönderdiğini ifade etti.
NYT’nin haberine göre, İran hükümetine yakın bir analist olan Kays Kureyşi bir yıl önce Suriye, Irak ve Lübnan'daki İran’ın müttefik güçleriyle Suriye'de artan İsrail saldırılarına misilleme yollarının ele alındığı bir toplantı düzenlendi. Habere göre bu toplantıda, İsrail’in saldırılarına misilleme olarak ABD’nin Suriye’deki üslerine ve özellikle de ülkenin güneydoğusundaki El-Tanf Üssü’ne saldırı düzenlenmesi hususunda konsensüs sağlandı. Haberde, bu karar ile İsrail’i Suriye’deki İran noktalarına saldırmaktan vazgeçirmesi için.  Washington’dan İsrail’e baskı uygulaması talep edildi. NYT’nin haberine göre, bu karar, toplantıya katılan Suriyelilerin ülkelerinin topyekün bir savaşa girmesini önlemek için Suriye topraklarından İsrail’e saldırı düzenlenmesi önerisini reddetmesinin ardından alındı.
Ancak İran ile müttefik güçler neden saldırı düzenlemek için El-Tanf Üssü’nde karar kıldı? Gözlemciler, El-Tanf Üssü’nün, İran’ın müttefik güçlerinin ilan edilen kuruluş hedefinden (DEAŞ ile mücadele) uzak bir bölgede bulunduğuna dikkat çekti. Zira ABD üssü, Suriye-Irak-Ürdün sınır hattında stratejik bir konuma sahip. Bu üs ayrıca İran’ın Irak, Suriye ve Lübnan’daki müttefikleriyle karadan bağlantı kurabileceği bir noktada yer alıyor. Koalisyon güçlerinin kaldığı El-Tanf Üssü’nün varlığı ve çevresindeki 55 kilometrelik alanın sıkı bir şekilde korunması, İran’ın bölgede İsrail’i tehdit eden vekil güçlerine silah ve roket transferi yapmasını ve bölge üzerindeki yayılmacı politikalarını hayata geçirmesini engelliyor. Bu üssün bir diğer önemi ise ABD’nin bu üs yoluyla bölgedeki müttefiklerine yardım sunabilmesidir. Nitekim ABD bu üs sayesinde İsrail’in bölgedeki İran noktalarına karşı düzenlediği saldırıları istihbarat operasyonlarıyla destekleyebiliyor. ABD bu üs üzerinden ayrıca Suriye’nin güneydoğusundaki silah ve uyuşturucu şebekelerinin tespit edilmesi ve hareketlerinin takip edilmesi noktasında Ürdün’e yardım ediyor. Bu üs, İran’ı Suriye’nin güney bölgesinden uzaklaştırma planının bir parçası olarak biliniyor. Ayrıca üs, İran'ı Suriye'nin güney bölgesinden uzak tutma projesinin bir parçası.
Suriye sahasında İran ve ABD arasında yaşanan son gerginliğe rağmen Washington yönetimi gerilimi tırmandırmak istemediğini, faaliyetlerinin ABD çıkarlarını korumaya yönelik olduğunu, İran ile nükleer anlaşma görüşmelerini etkilemeyeceğini belirtiyor. Tahran ise Suriye’de hedef alınan gruplarla veya düzenlenen saldırılarla ilişkisi olduğu iddiasını yalanlıyor. Suriyeli gözlemcilere göre, taraflar arasındaki karşılıklı saldırılar ve arkasından gelen açıklamalar iki ülkenin Suriye’deki çıkarlarını etkilemedi. Gözlemciler bu saldırıların ve açıklamaların, İran’ın ülkenin nükleer projesiyle ilgili dayatılan uluslararası anlaşmalara ülkenin boyun eğmeyeceğine dair radikal söylemlerde bulunan İran’daki taraflar ile ABD’nin İran ile anlaşmasına karşı çıkan Washington’un müttefiklerini memnun etme girişimi olduğunu söylüyor. Gözlemciler, ABD’nin ayrıca bu saldırılarla, İran ile nükleer anlaşma konusunda bir anlaşmaya varılsa bile Washington’un sert tutumunu koruyacağına işaret ettiğini kaydetti.
Sonuç olarak, bu saldırılar ve öncekiler; ekonomik, güvenlik ve geçim şartları üzerinde etkili olan savaşın bitkin düşürdüğü Suriye halkına ve rekabet eden ülkelerin çatışma sahasına dönüşen Suriye’ye hiçbir fayda sağlamadı.



Hamas savaşçıları, ‘Ebu Şebab milislerinin’ tutuklandığını duyurdu

Gazze'de Hamas'a karşı silahlı bir milis grubunun lideri olan Filistinli Yaser Ebu Şebab (Yedioth Ahronoth)
Gazze'de Hamas'a karşı silahlı bir milis grubunun lideri olan Filistinli Yaser Ebu Şebab (Yedioth Ahronoth)
TT

Hamas savaşçıları, ‘Ebu Şebab milislerinin’ tutuklandığını duyurdu

Gazze'de Hamas'a karşı silahlı bir milis grubunun lideri olan Filistinli Yaser Ebu Şebab (Yedioth Ahronoth)
Gazze'de Hamas'a karşı silahlı bir milis grubunun lideri olan Filistinli Yaser Ebu Şebab (Yedioth Ahronoth)

Gazze'de Hamas tarafından desteklenen ‘Direniş Güvenliği’ (Radı) adlı silahlı grup, İsrail tarafından desteklenen Filistinli Yaser Ebu Şebab'ın liderliğindeki silahlı milislerin bazı üyelerini ‘tutukladığını’ duyurdu. Grup, ‘yıkıcı faaliyetlerde kullanılan askeri teçhizat ve araçlara el koyduğunu’ açıkladı.

Radı adına yapılan açıklamada, ‘Yaser Ebu Şebab milisleri’ olarak bilinen ve ‘Halk Güçleri’ adı verilen, çoğunlukla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta, İsrail güçlerinin kontrolündeki bölgelerde faaliyet gösteren grubun üyeleri aleyhine bir operasyon düzenlendiği belirtildi.

Açıklamada, ‘ihanet yuvalarına karşı devam eden caydırıcı operasyonlar’ kapsamında, grubun ‘dün sabah erken saatlerde Gazze'nin güneyinde, iç güvenliği baltalamak ve yasadışı şüpheli faaliyetlerde bulunmakla suçlanan Yaser Ebu Şebab milislerini hedef alan hassas bir güvenlik operasyonu’ düzenlediği ifade edildi.

Açıklamaya göre, operasyon ‘hedef bölgenin tamamen kuşatılmasının ardından gerçekleştirildi ve bu sayede güçler, önemli bir direnişle karşılaşmadan bölgeyi kontrol altına aldı ve aranan kişileri tutukladı.’

Şarku’l Avsat, Gazze Şeridi'ndeki saha kaynaklarından, olayın ‘Hamas güvenlik güçlerine bağlı unsurların, Han Yunus'un güneybatısındaki et-Tine yardım merkezinin kuzeyinde, Arz el-Leymun olarak bilinen bölgede Ebu Şebab'a bağlı milislere başarılı bir pusu kurmasının ardından’ meydana geldiğini öğrendi.

Kaynaklar, ‘güvenlik güçlerinin Ebu Şebab'a bağlı silahlı bir grubun bölgeye doğru ilerlediğini fark edip onlara ateş açtığını’ belirtti. Grubun tüm üyelerini tutukladıktan sonra, hafif silahlarını, iki aracı ve bir motosikleti ele geçirdiler.

Kaynaklara göre, güvenlik güçleri geri çekildi ve bölgeden ayrılana kadar İsrail ordusu müdahale etmedi. İsrail ordusu genellikle, Ebu Şebab'ın grubunu korumak için tanklar veya insansız hava araçları (İHA) kullanırdı.


Eski rehine Batı Şeria'daki İsrail yerleşim yerine geri döndü

Serbest bırakılan İsrailli rehine Avinatan Or, 13 Ekim 2025 tarihinde İsrail'in orta kesimindeki Petah Tikva'da bulunan Rabin Tıp Merkezi'ne bağlı Beilinson Hastanesi'ne vardığında kendisini karşılayanlara selam veriyor. (AFP)
Serbest bırakılan İsrailli rehine Avinatan Or, 13 Ekim 2025 tarihinde İsrail'in orta kesimindeki Petah Tikva'da bulunan Rabin Tıp Merkezi'ne bağlı Beilinson Hastanesi'ne vardığında kendisini karşılayanlara selam veriyor. (AFP)
TT

Eski rehine Batı Şeria'daki İsrail yerleşim yerine geri döndü

Serbest bırakılan İsrailli rehine Avinatan Or, 13 Ekim 2025 tarihinde İsrail'in orta kesimindeki Petah Tikva'da bulunan Rabin Tıp Merkezi'ne bağlı Beilinson Hastanesi'ne vardığında kendisini karşılayanlara selam veriyor. (AFP)
Serbest bırakılan İsrailli rehine Avinatan Or, 13 Ekim 2025 tarihinde İsrail'in orta kesimindeki Petah Tikva'da bulunan Rabin Tıp Merkezi'ne bağlı Beilinson Hastanesi'ne vardığında kendisini karşılayanlara selam veriyor. (AFP)

Binlerce kişi dün, Gazze Şeridi'nden serbest bırakıldıktan bir hafta sonra hastaneden taburcu edilen eski İsrailli rehine Avinatan Or'u, işgal altında bulunan Batı Şeria'daki Şilo yerleşiminde ailesinin evine dönüşünde karşılamak için bir araya geldi.

30 yaşındaki Avinatan Or, ABD'nin baskısı altında 10 Ekim'de yürürlüğe giren Gazze ateşkes anlaşması kapsamında geçen hafta 19 diğer canlı rehineyle birlikte serbest bırakıldı.

7 Ekim 2023'te Gazze sınırına yakın Nova Müzik Festivali'nde partneri Noa Argamani ile birlikte kaçırılma sahneleri, o günden bu yana en çok paylaşılan görüntüler arasında yer aldı.

Söz konusu görüntülerde Argamani bir motosikletle zorla götürülürken, Or ise elleri arkadan bağlı halde birkaç adam tarafından çevrelenmiş olarak ayakta dururken görüldü.

Argamani, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta düzenlenen askeri operasyonla 248 gün sonra özgürlüğüne kavuşurken, Or ise son ateşkes anlaşması kapsamında 13 Ekim'de serbest bırakıldı.

tyu
Serbest bırakılan rehine Avinatan Or'un işgal altında bulunan Batı Şeria'daki Şilo yerleşim yerine dönüşünü bekleyen İsrailli yerleşimciler, 21 Ekim 2025. (AFP)

Yedi kardeşin ikincisi olan Or, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şilo yerleşiminde büyüdü. Adının verildiği kavşakta Or, rehinelere desteği simgeleyen sarı bir kapıdan geçtikten sonra, adını haykıran kalabalığa seslendi.

“Umarım yıllar boyunca bize verdiğiniz tüm sevgiyi bundan sonra da yaşayabiliriz. Ancak bu sevgiyle galip gelebiliriz” diyen Or, “Onlar olmasaydı bugün burada olamazdım” diyerek İsrail askerlerine teşekkür etti.

Yerleşim bölgesinin girişinde karşılanan Or'un dönüşünü kutlamak için sinagogun önünde geleneksel danslar sergilendi. Ayrıca bölgenin yakınında Or'un resminin ve “Avinatan, geri döndüğüne çok sevindik” yazısının yer aldığı pankartlar asıldı.

Ateşkes anlaşmasının şartları uyarınca Hamas, 13 Ekim'de 2023 saldırısından bu yana elinde tuttuğu son 20 canlı rehineyi serbest bıraktı. Bazı rehinelerin cesetleri Gazze Şeridi'nde kalmaya devam ediyor. Hamas, iki yıllık savaşın ardından yıkılmış bölgeden cesetleri çıkarmakta zorluk yaşadığını belirtti.


Sudani: Irak hükümeti, ABD ile ikili iş birliğinin ivmesini sürdürmek istiyor

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani yabancı gazetecilerle bir araya geldi. (Şarku'l Avsat)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani yabancı gazetecilerle bir araya geldi. (Şarku'l Avsat)
TT

Sudani: Irak hükümeti, ABD ile ikili iş birliğinin ivmesini sürdürmek istiyor

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani yabancı gazetecilerle bir araya geldi. (Şarku'l Avsat)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani yabancı gazetecilerle bir araya geldi. (Şarku'l Avsat)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani bugün, Irak hükümetinin ABD ile ikili iş birliğinin ivmesini sürdürme ve son aylarda varılan anlaşma ve mutabakatların uygulanmasını ilerletme konusundaki kararlılığını yineledi.

Irak hükümetinden yapılan açıklamaya göre Sudani, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile yaptığı telefon görüşmesinde, Irak hükümetinin ‘iki ülkenin ortak vizyonunu yansıtacak şekilde, ekonomik bağları genişletmek, cazip bir yatırım ortamı geliştirmek ve Irak'ta ABD yatırımları ve şirketleri için elverişli bir ortam yaratmak için çalıştığını’ söyledi.

Sudani, ‘Bağdat ile Washington arasındaki dostane ilişkilerin, ortak hedeflerin gerçekleştirilmesi için sürekli istişare ve koordinasyon çerçevesinde, ortak çıkarları güçlendiren ve karşılıklı güveni pekiştiren yapıcı diyalog ve çoklu kanallar aracılığıyla sürekli iletişim üzerine kurulu olduğunu’ vurguladı ve ‘iletişim ve istişare çerçevesi dışında tek taraflı adımlardan kaçınılması gerektiğini’ belirtti.

Sudani ayrıca, Irak'ta siyasi istikrarı ve sürdürülebilir kalkınmayı pekiştirmek için demokratik süreci güçlendirme konusunda hükümetin kararlılığını da bildirdi.

Açıklamaya göre, iki taraf Irak'ta yapılacak seçimlerdeki anayasal haklar, Bağdat ile Washington arasındaki ikili ilişkileri güçlendirme yolları ve ‘iki ülke arasında siyasi, ekonomik, kültürel, güvenlik ve askeri alanlarda derin ve çok boyutlu ortaklığı pekiştirmeye yönelik ortak çabaların sürdürülmesi’ konularını görüştü.