AB: Azerbaycan, Ermenistan barış anlaşması için çabaları hızlandırmakta anlaştı

AA
AA
TT

AB: Azerbaycan, Ermenistan barış anlaşması için çabaları hızlandırmakta anlaştı

AA
AA

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, son üçlü görüşmeden bu yana Azerbaycan ve Ermenistan'ın epeyce ilerleme kaydettiğini, barış anlaşması konusunda sonuç alabilmek için çalışmaları hızlandırmayı kabul ettiklerini bildirdi.
Michel, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın dördüncü kez Brüksel'de bir araya gelmesinin ardından yaptığı açıklamada Güney Kafkasya'daki son gelişmeler ve AB ile iki ülke arasındaki ilişkilere odaklanıldığını belirtti.
"Son görüşmemizde varılan anlaşmaları ileriye taşımak için epeyce adım atıldığını görmek olumlu." ifadesini kullanan Michel, şöyle devam etti:
"Bugün, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki ilişkileri düzenleyen barış anlaşmasında ilerleme sağlanması için esaslı çalışmaları hızlandırmayı kabul ettik ve dışişleri bakanlarını taslak metinler üzerinde çalışmak üzere bir ay içinde bir araya gelmekle görevlendirdik."

İnsani konular
Michel, mayın temizleme, tutuklular ve kayıp kişilerin akıbeti de dahil olmak üzere insani konular hakkında da ayrıntılı bir tartışma yapıldığını, "Azerbaycan'a daha fazla Ermeni tutuklunun serbest bırakılmasının önemini vurguladığını" belirtti.

Sınır sorunları
Sınır komisyonlarının bir sonraki toplantısının kasımda Brüksel'de yapılması konusunda anlaşıldığını ifade eden Michel, ulaşımla ilgili sınırlamaların da kaldırılmasıyla ilgili görüştüklerini aktardı.
Kasım sonuna kadar tekrar bu formatta buluşmak üzere anlaştıklarını dile getiren Michel, şunları kaydetti:
"AB, uzun vadeli sürdürülebilir bir barışa yönelik desteğini daha da artırmaya hazırdır. AB ayrıca, her iki ülkenin ve halklarının yararına ekonomik kalkınmanın ilerlemesi için baskı yapmaya devam edecektir."

Brüksel'deki üçlü görüşmeler
Liderler Brüksel'deki ilk görüşmelerini 14 Aralık 2021'de yapmıştı.
7 Nisan'daki ikinci görüşmeden sonra Michel, olası bir barış anlaşması hazırlamak amacıyla somut bir süreç başlatmaya karar verdiklerini duyurmuştu.
Aliyev ile Paşinyan, son olarak 22 Mayıs'ta Brüksel'de üçlü toplantıda bir araya gelmişti. Liderler, sınır komisyonlarının ilk ortak toplantısının yapılmasında, ulaşım bağlantıları konusundaki engelin kaldırılması için çalışılmasında, olası barış anlaşmasına ilişkin görüşmeleri ilerletme konusunda anlaşmıştı.
3 Ağustos'ta Karabağ'da geçici olarak Rus unsurların kontrolünde olan bölgelerde bulunan yasa dışı Ermeni güçlerinin terör ve sabotaj eylemi sonucu Azerbaycanlı askerin şehit olması üzerine Azerbaycan ordusu operasyon düzenlemişti.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.


Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
TT

Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)

Downing Street sözcüsü dün akşam yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü söyledi.

Açıklamada, “Gazze'deki durumu değerlendiren iki lider, son gelişmelerden duydukları derin endişeyi dile getirdiler ve barış sürecinin yeniden başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldılar” ifadeleri yer aldı.

İki lider, Ukrayna'daki durumla ilgili olarak anlamlı barış görüşmelerinin sağlanması için Rusya'nın 30 günlük ateşkese uyması gerektiğini vurguladı.

df
Ukrayna'nın Sumi bölgesinde Rusya sınırında askeri bir aracın yanında duran Ukraynalı askerler,  16 Ağustos 2024 (Reuters)

 


Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.