Lübnan, İsrail ile deniz sınırlarını belirlemeye yönelik müzakerelerin içeriğini gizli tutuyor

Şarku'l Avsat'a konuşan Busaab: Müzakereler durgun değil. Bu konuda aşırı iyimser veya kötümser de değiliz

Başbakan Necib Mikati Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında Amerikalı arabulucu Hochstein ile bir araya geldi (Reuters)
Başbakan Necib Mikati Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında Amerikalı arabulucu Hochstein ile bir araya geldi (Reuters)
TT

Lübnan, İsrail ile deniz sınırlarını belirlemeye yönelik müzakerelerin içeriğini gizli tutuyor

Başbakan Necib Mikati Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında Amerikalı arabulucu Hochstein ile bir araya geldi (Reuters)
Başbakan Necib Mikati Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında Amerikalı arabulucu Hochstein ile bir araya geldi (Reuters)

Lübnanlı yetkililer, Amerikalı arabulucu Amos Hochstein başkanlığındaki İsrail ile deniz sınırının çizilmesine yönelik müzakereler konusunda sessizliklerini koruyorlar. Bununla birlikte, ABD Başkanı Joe Biden'in devreye girmesiyle birlikte müzakerelerin ivmesi artmaya başladı.
Müzakere sürecini takip eden Lübnanlı bir kaynak, müzakere ortamının medyada dolaşan olumsuz atmosferden tamamen farklı olduğunu, uzun bir sessizlikten sonra bu atmosferin açıklama aşamasına geçilmesini gerektirdiğini ileri sürüyor.
Müzakerelere ilişkin ilk olarak Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı İlyas Busaab tarafından bir açıklama yapıldı, ardından Beyaz Saray çevrelerinden açıklamalar geldi. Başkan Biden, Hochstein'ın İsrailli yetkililerle yapacağı görüşme öncesinde İsrail Başbakanı Yair Lapid'i aradı. Son olarak Biden'ın bizzat kendisinin yaptığı açıklamadaki net çağrı, dikkatleri Amerikan yönetiminin tepesine kaydırdı.
Lübnanlı kaynak, küresel enerji krizi ve ABD'nin çıkarları açısından, bölgede istikrarın çok önemli olduğuna dikkat çekiyor. Bu faktörler Lübnan'a, siyasi, ekonomik ve mali krizlerini çözebilecek talepleri ile orantılı bir çözüme ulaşma fırsatı veriyor.
Hochstein ile beraber müzakerelerdeki iletişimi koordine eden Meclis Başkan Yardımcısı İlyas Busaab, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, Amerika’nın müzakerelere kazandırdığı ivmenin ardından önümüzdeki iki hafta içinde İsrail'den yanıt almayı umduklarını söyledi. Görüşmelere ilişkin ayrıntı vermeyen Busaab, müzakerelerin durgun olmadığını, ayrıca Lübnan'ın söz konusu dosya hakkında aşırı karamsar veya iyimser olmadığını belirtti. Busaab Lübnan'ın talepleri ve İsrail'in önerileri konusunda ayrıntılı bilgi vermekten kaçındı.
Busaab, Lübnan tarafının müzakere sürecine zarar verebilecek sızıntıları durdurabilmesinden duyduğu mutluluğu gizlemiyor. Busaab, müzakerelerin içeriğini gizli tutma amacının karşı tarafı zor duruma sokarak geri çekilmek durumunda bırakmamak olduğunu belirtiyor. Busaab, konuya ilişkin, “Amacımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Bu dosya siyasi, ekonomik ve mali krizlerle boğuşan Lübnan'a büyük fayda sağlayacak. Geçen hafta, Amerikalı arabulucunun iletişim hızında bir artış hissettim. Çalışmalar hiç durmadı. Gizlilik müzakerelerin yararına. Şimdi Hochstein'ın İsraillilerle yaptığı görüşmeler hakkında bir değerlendirme yapmasını ve ardından benimle iletişime geçmesini veya bir metin göndermesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Beyaz Saray'a yakın bir kaynak, Hochstein'ın deniz sınırının çizilmesi konusunda bir sonuca varmak için yoğun çabalarının devam ettiğini doğruladı. Söz konusu kaynak, konuya ilişkin, “Taraflar arasındaki boşlukları kapatmaya devam ediyoruz. Kalıcı bir çözümün mümkün olduğuna inanıyoruz. Ayrıca tarafların bir çözüme ulaşmak için gösterdikleri yüksek müzakere ruhunu memnuniyetle karşılıyoruz. Arabulucu Hochstein her gün İsrailli ve Lübnanlı yetkililerle, özellikle de İlyas Busaab ile görüşüyor. ABD Büyükelçisi Dorothy Shea da Temsilciler Meclisi Başkanı, Başbakan ve danışmanlarıyla iletişim halinde. Deniz sınırları konusundaki anlaşmazlığın çözülmesi, Başkan Biden yönetimi için birincil öncelik. Anlaşmaya varmanın her iki ülkede kalıcı istikrarı ve ekonomik refahı güçlendirmeye yol açacağına inanıyoruz” dedi.



Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
TT

Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, dün akşam yaptığı açıklamada, partinin gücünden vazgeçmeyeceğini ve İsrail'in silahlarını teslim almayacağını belirtti. Kasım, Amerika'nın istediği yeni anlaşmanın, İsrail'in Lübnan'ın güneyinden kısmi çekilme karşılığında silahların teslim edilmesini talep etmekle başladığını ifade etti.

Kasım televizyonda yaptığı konuşmada, “(Hizbullah) Litani Nehri'nin güneyinde ateşkes anlaşmasını tamamen uyguladı ve Lübnan devleti elinden geldiğince orduyu konuşlandırdı” dedi ve “Bütün dünya İsrail'in 3 bin 800 ihlalde bulunduğunu söylüyor ve 8 aydır Siyonist saldırılar devam ediyor” diye vurguladı.

Kasım şöyle devam etti: “Biz, Lübnan devleti, (Hizbullah) ve tüm direnişçiler, anlaşmada üzerimize düşen her şeyi yerine getirdik, İsrail ise hiçbir şeyi yerine getirmedi.”

Ve şöyle sürdürdü: “İsrail'in saldırılarını durdurmayı başaramadık, ancak Lübnan devletinin bu varlıkla imzaladığı anlaşma sayesinde onu bir sınırda durdurmayı başardık. İsrail'in geri çekilmesi ve saldırılarını durdurması zorunlu hale geldi. Bu anlaşma devletin sorumluluğu ve yükümlülüğündedir.”

Ve ekledi: “Bugün Amerika yeni bir anlaşma ortaya koyuyor, yani 8 ay boyunca yaşanan tüm ihlaller yokmuş gibi, İsrail'i önceki tüm saldırılarından aklıyor. Bu saldırının tek gerekçesi (Hizbullah'ın) silahsızlandırılması, çünkü İsrail'i güvence altına almak istiyorlar.”

Kasım, ABD'nin yeni önerisinin “kısmi çekilme karşılığında silahsızlanma talebini” içerdiğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın basında çıkan haberlerden aktardığına göre ABD, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'da işgal ettikleri mevzilerden çekilmesi ve geçen yıl İsrail tarafından tahrip edilen bölgelerin yeniden inşası için ayrılan fonların serbest bırakılması karşılığında, Hizbullah'ın silahlarını bırakmasını talep ediyor.

Biz, Hizbullah ve Emel Hareketi olarak, direnişe, çevresine ve tüm mezhepleriyle Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz.

“Lübnan gerçek tehlikelerle karşı karşıya; güneyde İsrail, doğu sınırında (DEAŞ) araçları ve Lübnan'ı kontrol eden Amerikan zulmü” diyen Kasım “İsrail'in tehlikesi ve tehdidi ortadan kaldırıldıktan sonra savunma stratejisini tartışmaya hazırız, ancak bugün gücümüzden vazgeçmeyeceğiz ve savunma için tam hazırız” vurgusunda bulundu.