İran ile gerilim sürerken ABD Ortadoğu’da B-52'lerle güç gösterisi yaptı

Washington, ABD ile İran arasındaki gerilimin artmasıyla bölgeye defalarca B-52 bombardıman uçakları gönderdi (Reuters- Arşiv)
Washington, ABD ile İran arasındaki gerilimin artmasıyla bölgeye defalarca B-52 bombardıman uçakları gönderdi (Reuters- Arşiv)
TT

İran ile gerilim sürerken ABD Ortadoğu’da B-52'lerle güç gösterisi yaptı

Washington, ABD ile İran arasındaki gerilimin artmasıyla bölgeye defalarca B-52 bombardıman uçakları gönderdi (Reuters- Arşiv)
Washington, ABD ile İran arasındaki gerilimin artmasıyla bölgeye defalarca B-52 bombardıman uçakları gönderdi (Reuters- Arşiv)

ABD ordusu bugün, Washington ve Tahran arasındaki gerginliğin devam ettiği bir dönemde, bir güç göstergesi olarak nükleer bomba taşıyabilen B-52 uzun mesafeli bombardıman uçağının Ortadoğu üzerinde uçtuğunu duyurdu. İngiltere’nin Fairford kentindeki Kraliyet Hava Kuvvetleri üssünden havalanan bombardıman uçakları, bölgeden ayrılmadan önce dün Kuveyt ve Suudi Arabistan savaş uçaklarıyla birlikte eğitim görevleri kapsamında Doğu Akdeniz, Arap Yarımadası ve Kızıldeniz üzerinde uçtu.
ABD Hava Kuvvetleri'nin Ortadoğu'daki en üst düzey yetkilisi General Alexus Greenkiewicz konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “ABD'ye ve ortaklarımıza yönelik tehditler cevapsız kalmayacak. Bunun gibi görevler düşmanlarımızı caydırmak ve gerekirse onları yenmek için güçleri birleştirme yeteneğimizi gösteriyor” ifadelerini kullandı.
ABD Merkez Komutanlığı İran’dan bahsetmezken, Washington, ABD ile İran arasındaki gerginliğin artması nedeniyle bölgeye defalarca B-52 bombardıman uçakları gönderdi.
Diğer yandan İsrail ordusu, üç İsrail F-16 savaş uçağının iki Amerikan bombardıman uçağına eşlik ederek, İsrail semalarından Körfez'e geçtiğini bildirdi. Ordudan yapılan açıklamada, bu görevin, İsrail'in ABD ordusuyla işbirliğini yansıttığı ve ‘İsrail’in Ortadoğu’da hava güvenliğini sağlamanın anahtarı’ olduğunu gösterdiği ifade edildi.  
ABD Merkez Komutanlığı’nın görev alanı, eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde İran'a karşı bölgesel işbirliğini teşvik etmeyi amacıyla İsrail'i de kapsayacak şekilde genişletildi.
Trump'ın dört yıl önce ABD'yi Tahran'ın dünya güçleriyle yaptığı önemli nükleer anlaşmadan çekme kararı, bölgede bir dizi şiddet olayını tetikledi.
Nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasıyla ilgili görüşmeler devam ederken, İran donanması, geçen hafta İran Devrim Muhafızları’nın, insansız bir suüstü gemisini (USV) ele geçirme girişimi başarısız olduktan sonra Kızıldeniz’de ABD’ye ait iki insansız deniz aracına el koydu. ABD Donanması, sık sık deniz saldırılarına maruz kalan hassas su yollarındaki tehditleri izlemek için insansız hava gözetleme uçağı kullanıyor.
ABD güçleri ile bölgedeki İran destekli milisler arasındaki son çatışmalardan sonra da gerginlikler artmaya devam ediyor. Geçtiğimiz ay Washington, Suriye'nin doğusunda Devrim Muhafızları tarafından desteklenen milislerin kullandığı bölgeleri hedef alan hava saldırıları başlattı. Bu durum İran destekli savaşçıların tepkisine yol açtı.
Viyana'daki müzakereciler, uluslararası yaptırımlardan kurtulma karşılığında İran'ın nükleer programına ciddi kısıtlamalar getiren 2015 nükleer anlaşmasını yeniden canlandırmaya çalışıyor. Geçtiğimiz hafta, ABD Dışişleri Bakanlığı İran'ın son müzakere pozisyonunu 'yapıcı değil' şeklinde nitelendirdi.
Bu bağlamda İran hali hazırda yüzde 60 oranında uranyum zenginleştiriyor. İran uzun süredir nükleer programının barışçıl olduğunu iddia etse de uzmanlar, Tahran'ın yüzde 60 oranında uranyum zenginleştirdiği konusunda uyarıda bulunuyor.



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.