Kızıldeniz ve Aden Körfezi Kıyısındaki Arap ve Afrika Ülkeleri Konseyi’nin ilk zirvesi Cidde’de yapılacak

Kızıldeniz ve Aden Körfezi Kıyısındaki Arap ve Afrika Ülkeleri Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısından bir fotoğraf (Şarku’l Avsat-Arşiv)
Kızıldeniz ve Aden Körfezi Kıyısındaki Arap ve Afrika Ülkeleri Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısından bir fotoğraf (Şarku’l Avsat-Arşiv)
TT

Kızıldeniz ve Aden Körfezi Kıyısındaki Arap ve Afrika Ülkeleri Konseyi’nin ilk zirvesi Cidde’de yapılacak

Kızıldeniz ve Aden Körfezi Kıyısındaki Arap ve Afrika Ülkeleri Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısından bir fotoğraf (Şarku’l Avsat-Arşiv)
Kızıldeniz ve Aden Körfezi Kıyısındaki Arap ve Afrika Ülkeleri Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısından bir fotoğraf (Şarku’l Avsat-Arşiv)

Kızıldeniz ve Aden Körfezi Kıyısındaki Arap ve Afrika Ülkeleri Konseyi, dünyanın en önemli su yollarından birini kuşatan güvenlik ve çevresel tehditlere yönelik mekanizmalar ve stratejik taahhütler oluşturmaya başlamak için ilk zirvesini önümüzdeki Perşembe günü Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde yapacak.
2020’de kurulan Konsey, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde kıyısı bulunan Suudi Arabistan, Sudan, Cibuti, Somali, Eritre, Mısır, Yemen ve Ürdün’ü içeriyor.
Bu ülkelerin liderleri, siyasi ve ekonomik işbirliğini genişletmek, seyrüsefer güvenliğinin güçlendirilmesi, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ndeki su yolları ve hayati boğazlardan geçen küresel ticareti korumakla ilgili konularda koordinasyonu ve istişareyi artırmak için ilk toplantılarını yapacak.
Siyaset araştırmacısı Abdo Salim Konsey’in kuruluşuna ilişkin şu yorumu yaptı:
“Tarihsel gelenek, Aden Körfezi’ni içeren Arap Denizi’nin güvenlik sisteminin, Babu’l Mendeb’i içeren Kızıldeniz’in güvenlik sisteminden farklı olduğu ve tarihin iki denklem arasındaki rekabetin tohumlarını taşıdığıdır. Yeni Konsey, iki güvenlik sisteminin ilk kez tek bir sisteme entegrasyonudur ve bu, İran denklemini ve Arap Denizi havzasındaki diğer tehditleri azaltacak, Arap boyutuna daha fazla özgürlük, daha geniş kontrol ve daha fazlasını verecektir. Bu, iki önemli alanda etkilidir.”
Kızıldeniz ve Afrika Boynuzu meseleleriyle ilgilenen Salim, Kızıldeniz’in güvenliğinin Arap Denizi’nin güvenlik sisteminden ayrılmaması için çağrıda bulunarak, bu ayrılığın her zaman bu suların yakınındaki tüm ülkelerin güvenliğini etkilediğini ve Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi uluslararası ve bölgesel oyuncuların sızması için bir boşluk açtığını vurguladı.
Salim açıklamasına şu ifadelerle devam etti:
“Kızıldeniz’in güvenlik sistemini etkilemeyi amaçlayan rakip ülkelerin müdahalesini ve çevresel bir felakete işaret eden Safer petrol tankeri de dahil çevresel tehditleri sınırlamak için Umman Denizi’ndeki güvenlik sisteminin yerine oturacağını umuyoruz.”
Stratejik ve askeri araştırmalar yapan Dr. Muhammad el-Harbi ise, “Cidde Zirvesi, Rusya-Ukrayna savaşının enerji, petrol, tedarik ve tedarik zincirleri üzerindeki yansımaları ve ABD ile Çin arasındaki Soğuk Savaş’ın tırmanması gibi dünyanın siyasi, ekonomik ve askeri düzeyde tanık olduğu hızlanan olaylar ve yeni tip koronavirüsün yansımalarının ardından büyük güçlerin modern bir jeopolitik harita çizme rekabeti açısından önemli bir zamanda gerçekleşiyor” dedi.
Özellikle Arap Körfezi ve Kızıldeniz bölgelerinin 20. yüzyılın sonunda tek bir siyasi blok ve modern dünyanın kalbi haline geldiği ‘dünyanın kalbi’ teorisiyle ilgili olarak, dünyanın jeopolitik teorilerde radikal değişimlere tanık olduğuna dikkat çeken Harbi, Suudi Arabistan’ın dünya haritasındaki en önemli siyasi, ekonomik, askeri ve dini ağırlık merkezi rolü oynadığını dile getirdi.
Araştırmacı Sabit Ahmedi de, şu yorumu yaptı:
“Bugün deniz tehditleri çok. Ancak İran, yıllardır Doğu Afrika’da olduğu gibi ilk sırada gelir. İsrail ise Doğu Afrika’da, özellikle Eritre’de var. Husi milisler ayrıca Kızıldeniz’in güneyinde yaklaşık 440 kilometrelik alana sahip bir İran pençesini temsil ediyor. Husiler, Yemen’in Kızıldeniz kıyısındaki bu bölgesini, kaçakçılık, deniz terörü ve uluslararası seyrüseferi tehdit etmek için kullanıyor. Bu da Kızıldeniz’e kıyısı olan ülkelerin bu saçmalığa kesin bir son verilmesi çağrısında bulunmasına neden oluyor.”
Ahmedi, “Cidde Zirvesi’nin İran’ın Kızıldeniz’deki tehditlerine son verecek stratejik denizcilik tavsiyelerini yerine getirmesini, Babu’l Mandeb’den Batı Şeria’ya, Kızıldeniz’in doğu kıyısındaki Suudi Arabistan’ın Sanafir Adası’ndan Tiran Adası’na kadar adalar ve limanların güvenliği için bir strateji formüle etmesini umuyorum” diye ekledi.
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinin liderlerini Cidde şehrinde yapılacak bir günlük zirveye katılmak üzere davet etmişti.
Zirvenin gündeminde, Yemen ve Afrika Boynuzu’ndaki gelişmeler, deniz seyrüseferi ve uluslararası ticaret yollarının güvenliği ve bunların tüm küresel ekonomi için önemi gibi bir dizi konu yer alıyor.



Suudi Arabistan, Suriye'de zarar gören fırınları 5 milyon dolarlık projeyle onaracak

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İcra Direktörü Achim Steiner, projenin imzalanması sırasında (SPA)
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İcra Direktörü Achim Steiner, projenin imzalanması sırasında (SPA)
TT

Suudi Arabistan, Suriye'de zarar gören fırınları 5 milyon dolarlık projeyle onaracak

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İcra Direktörü Achim Steiner, projenin imzalanması sırasında (SPA)
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İcra Direktörü Achim Steiner, projenin imzalanması sırasında (SPA)

Suudi Arabistan, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) aracılığıyla, Brüksel'de düzenlenen 2025 Avrupa İnsani Forumu çerçevesinde, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Suriye'deki hasarlı fırınların onarımı için toplam 5 milyon dolar değerinde ortak bir proje imzaladı.

Proje, KSrelief Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia ile UNDP İcra Direktörü Achim Steiner tarafından imzalandı.

rgty
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İcra Direktörü Achim Steiner, projenin imzalanması sırasında (SPA)

Proje, Şam kırsalı, Lazkiye, Dera, Deyrizor, Humus, Suveyda, Hama ve Halep vilayetlerindeki 33 hasarlı fırını, temel onarım çalışmaları, yeni üretim hatları, yıpranmış hatların bakımı ve iki mobil ekmek üretim biriminin restorasyonu yoluyla rehabilite edecek.

Proje, zarar görmüş fırınların temel işlevlerini yerine getirerek, onları rehabilite ederek, nüfusun temel ihtiyaçlarını karşılamak için üretim kapasitelerini artırarak ve fırınlarda yerel ekonominin canlanmasına katkıda bulunacak 500 kişiye istihdam sağlayarak çok sayıda insanın yaşadığı bölgelerde gıda güvenliğini artırmayı amaçlıyor.

Söz konusu proje, KSrelief tarafından temsil edilen Suudi Arabistan'ın gıda güvenliği ve erken toparlanma projelerini desteklemek ve uluslararası insani yardım kuruluşlarıyla iş birliği içinde dünyanın dört bir yanındaki mazlum halkların acılarını hafifletmek için sarf ettiği insani çabaların bir uzantısı.

defrgthy
Suudi Arabistan'ın Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi Hayfa el-Cedi ve Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia, Avrupa İnsani Forumu çalışmaları sırasında (SPA)

Bu arada Avrupa İnsani Forumu'nun dördüncüsü dün Belçika'nın başkenti Brüksel'de Suudi Arabistan'ın da katılımıyla başladı. 20 Mayıs'a kadar devam edecek olan ve Avrupa Kriz Yönetimi Komisyonu başkanlığında çeşitli ülke ve kuruluşlardan insani yardım liderlerini bir araya getiren etkinliğe Suudi Arabistan'ın Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi Hayfa el-Cedi de katıldı.

dfrgty
Avrupa İnsani Forumu'nun programında insani önceliklerin ve jeopolitik zorlukların tartışıldığı paneller ve interaktif atölye çalışmaları yer alıyor. (SPA)

Forumun programında insani önceliklerin ve jeopolitik zorlukların tartışıldığı paneller ve interaktif atölye çalışmaları yer alıyor. Forum, uluslararası insani hukuka saygının teşvik edilmesi, insani yardıma erişimin sağlanması, insani yardım çalışanlarının korunması ve insani yardım ve kalkınma aktörleri arasındaki iş birliğinin güçlendirilerek acil yardımın uzun vadeli çözümlere bağlanması için bir fırsat sağlıyor.