NASA, Webb teleskobunun ilk ötegezegen fotoğrafını paylaştı

Webb teleskobu yabancı bir gezegene ilk doğrudan bakışını gönderdi

James Webb Uzay Teleskobu'nun görüntülediği ötegezegen HIP 65426 b'nin ilk doğrudan fotoğrafı (NASA, ESA, CSA, A Carter, S Hinkley ve Alyssa Pagan [STScI])
James Webb Uzay Teleskobu'nun görüntülediği ötegezegen HIP 65426 b'nin ilk doğrudan fotoğrafı (NASA, ESA, CSA, A Carter, S Hinkley ve Alyssa Pagan [STScI])
TT

NASA, Webb teleskobunun ilk ötegezegen fotoğrafını paylaştı

James Webb Uzay Teleskobu'nun görüntülediği ötegezegen HIP 65426 b'nin ilk doğrudan fotoğrafı (NASA, ESA, CSA, A Carter, S Hinkley ve Alyssa Pagan [STScI])
James Webb Uzay Teleskobu'nun görüntülediği ötegezegen HIP 65426 b'nin ilk doğrudan fotoğrafı (NASA, ESA, CSA, A Carter, S Hinkley ve Alyssa Pagan [STScI])

James Webb Uzay Teleskobu, güneş sistemimizin dışındaki uzak ve yabancı bir ötegezegenin ilk doğrudan fotoğraflarını çekti.
Webb, çeşitli araçlar kullanarak Dünya'dan yaklaşık 385 ışık yılı uzaklıktaki, Jüpiter'den 6 ila 12 kat daha büyük bir gaz devi olan HIP 65426 b ötegezegeninin çeşitli fotoğraflarını gönderdi.

James Webb Uzay Teleskobu'nun görüntülediği ötegezegen HIP 65426 b (NASA)

Sonuçlar devam eden bir çalışmanın parçası ve henüz hakem onayından geçmedi veya bilimsel bir dergide yayımlanmadı ancak NASA ön bulguları geçtiğimiz perşembe sabahı bir blog gönderisinde paylaştı.
Exeter Üniversitesi fizik ve astronomi doçenti Sasha Hinkley yaptığı açıklamada, "Bu sadece Webb için değil, genel olarak astronomi için de çığır açan bir an" dedi. Bilim insanı Hinkley, dış gezegen üzerine araştırma yürüten uluslararası bir işbirliğine öncülük ediyor.
HIP 65426 b ilk kez 2017'de Avrupa Güney Gözlemevi'nin Şili'deki Çok Büyük Teleskobu tarafından keşfedildi. Teleskop ötegezegeni kızılötesi ışığın kısa dalga boylarında görüntüledi; yer tabanlı teleskoplarda kızılötesi ışığın daha uzun dalga boyları Dünya'nın atmosferi tarafından bloke ediliyor. Uzayda olan Webb, kızılötesi spektrumun daha geniş bir aralığına erişerek uzak gezegenlerde daha fazla ayrıntı görebilir.
Webb'in çektiği fotoğraflar ötegezegenlerin ilk doğrudan görüntüleri değil: Hubble Uzay Teleskobu diğer yabancı gezegenlerin fotoğraflarını çekmeyi başardı ancak bu kolay değil, gezegenin yakınındaki bir yıldızın yoğun parlaklığı bu ötegezegenden gelen ışığı gizleyebilir. Örneğin HIP 65426 b, yıldızından 10 bin kat daha az parlak.
Ancak HIP 65426 b, yıldızının yörüngesinde Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığından 100 kat daha büyük bir mesafede dönüyor. Bu da bilim insanlarının Webb'in fotoğraflarındaki gezegeni seçmelerini sağladı. Webb'in araçları da koronagraflarla, yani uzak yıldızların diskini karartıp parlamalarını azaltarak, ötegezegenleri bulmayı ve onlara odaklanmayı biraz daha kolaylaştıran cihazlarla donatıldı.
Dr. Hinkley, "Webb koronagraflarının gezegenin yörüngesinde döndüğü yıldızın ışığını bastırırken bu kadar iyi çalışması gerçekten etkileyiciydi" dedi.
Birden fazla filtre kullanılarak Webb'in Yakın-kızılötesi kamerası (Nircam) ve Orta-kızılötesi aracıyla (Miri) çekilen fotoğraflar, bilim insanlarının yeni uzay teleskobunun mümkün kılacağını umdukları, uzun bir ötegezegen fotoğrafları ve keşifleri dizisinin ilk görüntüleri. Görüntüler, Webb'in ilk gözlemlerinden biri olan ve ötegezegen Wasp 39B'den gelen bir ışık spektrumunun yeni bir analizini takip ediyor. Bu analizler yabancı bir gezegenin atmosferinde karbondioksitin varlığını ilk kez ortaya çıkardı.
HIP 65426 b'nin yeni Webb görüntülerini analiz eden Kaliforniya Santa Cruz Üniversitesi'ndeki doktora sonrası araştırmacı Aarynn Carter yaptığı açıklamada, "Bence en heyecan verici şey daha yeni başlamış olmamız. Fiziksel ve kimyasal yapılarının yanı sıra, oluşumlarına dair genel anlayışımızı şekillendirecek çok daha fazla ötegezegen fotoğrafı gelecek. Daha önce varlığı bilinmeyen gezegenleri bile keşfedebiliriz" dedi.
 



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news