Trump’ın kaçırdığı gizli belgeler arasında nükleer sırlar da var

Mar-a Lago belgeleri arasında bir ülkenin “nükleer sırları” ve ABD “gizli operasyonları” yer alıyor

Trump'ın 3 Eylül'de Pensilvanya'daki bir kampanya etkinliğine katılımından (EPA)
Trump'ın 3 Eylül'de Pensilvanya'daki bir kampanya etkinliğine katılımından (EPA)
TT

Trump’ın kaçırdığı gizli belgeler arasında nükleer sırlar da var

Trump'ın 3 Eylül'de Pensilvanya'daki bir kampanya etkinliğine katılımından (EPA)
Trump'ın 3 Eylül'de Pensilvanya'daki bir kampanya etkinliğine katılımından (EPA)

Bir ABD mahkemesinin, eski Başkan Donald Trump'ın Florida'daki evinde arama sırasında Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından ele geçirilen gizli belgeleri incelemek üzere özel bir adli denetçi atanmasını onaylamasının ardından bu belgelerin niteliğine ilişkin yeni bilgiler ortaya çıktı. Washington Post’un soruşturmaya dahil olan kaynaklardan aktardığına göre, Trump'ın Beyaz Saray'dan Mar-a Lago'daki ikametgahına kadar yanına aldığı belgeler arasında , “yabancı bir hükümetin nükleer yetenekleri de dahil olmak üzere savunmasını detaylandıran çok gizli bir belge” yer alıyor.
Şarku’l Avsat’ın Washington Post’tan aktardığı haberde, el konulan belgelerden bazılarının, üst düzey ulusal güvenlik yetkililerinin bile görmesine izin verilmeyen "çok gizli" ABD operasyonları hakkında bilgiler içerdiği bildiriliyor. Ayrıca, “ele geçilen bazı belgeler o kadar yakından korunan çok gizli ABD operasyonunu detaylandırıyor ki birçok üst düzey ulusal güvenlik yetkilisinin bile bu kağıdın üzerinden haberi yok” denildi. Kaynaklar, bu tür işlemlerle ilgili kayıtların genellikle kapalı kutularda korunan tesislerde tutulduğunu ve hareketlerinden sorumlu bir çalışan tarafından denetlendiğini bildirdi.
Bu son iddialar Trump ve ekibini kızdırdı. Ekipteki avukatlardan Christopher M. Kise, yargı sürecinin devam etmesine rağmen bu iddiaların devam ettiğini ifade ederek, yargının çıkarlarına hizmet etmediğini ve sistemin bütünlüğüne olan güveni zedelediğini ifade etti. Kise, federal mahkemenin, Trump'ın talep ettiği gibi, el konulan belgeleri incelemek için özel bir denetçi atama kararını hatırlatarak, mahkemenin yanıltıcı bilgilerin sızıntılarını içermeyen yeni bir yol sağladığını kaydetti.
Mahkeme, Trump'ın hukuk ekibine ve Adalet Bakanlığı'na özel adli denetçi rolü için önerilen bir aday listesi sunmaları için Cuma gününe kadar süre verdi.  Adalet Bakanlığı hala mahkemenin kararına itiraz etme olasılığını değerlendirirken, Ulusal İstihbarat Dairesi bu tür belgelerin Mar-a-Lago'da bulunmasının neden olduğu zararları ve bunların ABD ulusal güvenliği üzerindeki etkilerini belirlemek için kapsamlı bir değerlendirme yürütüyor.
Bu gelişme, Kongre'deki milletvekillerinin ABD istihbarat teşkilatlarının el konulan belgelerin ayrıntıları hakkında kendilerine brifing vermesini beklediği sırada geldi. Tatil sonrası Kongre’ye dönen milletvekilleri, Trump'ın konutuna düzenlenen baskında FBI'ın attığı belgeler ve adımlar hakkında ABD yönetiminden açıklama taleplerini yineledi.
Yeni gelişmeler sonrası bazı Cumhuriyetçilerin Trump’ı savunmaktan yavaş yavaş geri çekildiği açık. Cumhuriyetçi Senatör John Cornyn konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Başkanlık Belgeleri Yasası, bu belgelerin onun (Trump) malı olmadığını belirtir. Başsavcı Merrick Garland'ın kararının naif olduğunu düşünüyorum. Yaptığı, Adalet Bakanlığı'nın eski bir başkanın denetlemesine izin verecek, ancak aynı hedefe ulaşmanın başka yolları da var” şeklinde konuştu.
Öte yandan, Cumhuriyetçi senatör Mike Rounds, “Gizli bilgiler içeren bilgileri almamalısınız. Gizli bilgilerin görüntülenebileceği belirli siteler var. Bu açık. Ancak hem başsavcıyı hem de FBI direktörünü istifaya çağıran Cumhuriyetçi Senatör Josh Hawley de dahil olmak üzere bazı Cumhuriyetçiler Trump'ı savunmalarından geri adım atmadı. Yaşananlar endişe verici, bu yönetimin üçüncü dünya ülkeleri olarak hukuku siyasi intikam için kullanmaya hazır olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Şimdiye dek  bu konuda ABD yönetimi ve Kongre arasındaki tek iletişim, Ulusal İstihbarat Direktörü (DNI) Avril Haines’in bir mektup göndererek, istihbaratın ilgili belgelerin açıklanmasından doğacak ulusal güvenlik riskini değerlendireceğini belirtmesi oldu.



ABD’li gençler, İsrail’e diğer ABD’lilere göre daha eleştirel bakıyor

Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)
Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)
TT

ABD’li gençler, İsrail’e diğer ABD’lilere göre daha eleştirel bakıyor

Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)
Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)

ABD Başkanı Joe Biden’ın Gazze’deki savaşa karşı tavrı konusunda kamuoyunun genel olarak bölünmüş olduğu bir dönemde, Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir anket, genç ABD’lilerin İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşa diğer vatandaşlardan daha eleştirel yaklaştığını gösterdi.

Savaşla ilgili gündem ve savaşın Biden’ın yeniden seçilme şansını nasıl etkileyeceğine dair Washington’daki yoğun tartışmalara rağmen, anket ayrıca birçok ABD’linin konuyu yakından takip etmediğini veya fazla önem vermediğini ortaya çıkardı.

Anket katılanların yüzde 40’ı, Biden’ın doğru dengeyi kurup kurmadığından emin olmadıklarını söyledi.

18 ila 29 yaş arasındaki ABD’liler arasında, ankete katılanların yüzde 46’sı İsrail’in 7 Ekim saldırısına verdiği tepkinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Yüzde 21’i bunun kabul edilebilir olduğunu söylerken, geri kalanı emin olmadıklarını belirtti.

Yaşlı ABD’lilerin görüşleri gençlerden oldukça farklıydı.

65 yaş ve üzerindekilerin yüzde 53’ü İsrail’in tepkisini desteklerken, yüzde 29’u bunu kabul edilemez olarak nitelendirdi.

Kendisini İsrail’in sadık bir destekçisi olarak olarak gören Biden (81), Hamas tarafından düzenlenen saldırıya karşı İsrail’in karşılık verme hakkını güçlü bir şekilde savundu.

Biden, İsrail’e verdiği askeri ve diplomatik desteğe rağmen, İsrail liderlerini, Hamas’ın yönettiği Gazze Şeridi’nde sivilleri korumak için yeterli çaba göstermemekle de eleştirdi.

ABD seçimleri yaklaşırken, tüm dikkatler Biden’ın, Kasım ayında eski başkan Donald Trump’la yarışacağı seçimde zafer kazanması gereken Michigan eyaletine odaklanıyor.

Michigan’daki Müslümanlar ve Arap asıllı ABD’lilerin büyük bir kesimi bu rekabette belirleyici bir rol oynayabilir.

Anket, Demokratlar arasında Biden’ın Gazze’deki savaşı nasıl ele aldığına ilişkin görüşlerin karışık olduğunu da gösterdi.

Demokratların yüzde 34’ü Biden’ın İsrail’i kayırdığını, yüzde 29’u ise doğru dengeyi yakaladığını söyledi.

12 bin 693 kişinin katıldığı anket, ABD’li Müslümanların İsrail’e yönelik keskin eleştirel görüşlerini de ortaya koydu.

Müslümanların yüzde 21’i Hamas’ın 7 Ekim saldırısını kabul edilebilir buldu.

Ankete göre ABD’li Yahudilerin yüzde 62’si, İsrail’in Gazze’deki savaşı yürütme şeklinin kabul edilebilir olduğunu söyledi.

Her ne kadar Yahudi cemaati, İsrail’i Evanjelik Protestanlardan daha fazla eleştirse de, bu oran ulusal ortalamanın üzerinde.