Son dakika haberi! İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth hayatını kaybetti… Halefi kim olacak?

Kraliçe II. Elizabeth (AP)
Kraliçe II. Elizabeth (AP)
TT

Son dakika haberi! İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth hayatını kaybetti… Halefi kim olacak?

Kraliçe II. Elizabeth (AP)
Kraliçe II. Elizabeth (AP)

İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, 96 yaşında hayatını kaybetti.
Kraliçe Elizabeth, İskoçya’daki Balmoral Kalesi’nde doktor kontrolündeydi.
Kraliyet ailesinin Twitter hesabından yapılan açıklamada, “Kraliçe bu öğleden sonra Balmoral'da huzur içinde yaşamını yitirdi” ifadesi kullanıldı.

Halefi kim olacak?
Galler Prensi, Kraliçe'nin ölümünden sonra otomatik olarak Kral olacak ve Kraliçe'nin vefat ettiği günün akşamı ulusa hitap edecek.
Cornwall Düşesi, Kraliçe Camilla olacak.
Fakat kraliyet mensupları kendilerine verilen adlardan herhangi birini seçebildikleri için Galler Prensi tahta çıktıktan sonra adını değiştirmeyi seçebilir. Dolayısıyla ismi Kral Arthur, Philip veya George olabilir.
Kendi ismiyle devam etmeyi seçerse Kral III. Charles olacak ve taç giyme töreni Kraliçe'nin cenazesinden birkaç ay sonra gerçekleşecek.
Ayrıca Cambridge Dükü de muhtemelen Galler Prensi olacak.

Kraliçenin naaşına ne olacak?
Kraliçenin tabutu halkın saygılarını sunabilmesi için 4 gün boyunca Westminster Hall'de katafalkta duracak.
Ana Kraliçe'nin naaşının katafalkta beklediği üç gün boyunca 200 binden fazla insan saygılarını sunmaya gelmişti, Kraliçe için bu sayının daha yüksek olması bekleniyor.
Bundan sonra naaşın hem babası Kral VI. George’un hem de hem Kraliçe Ana'nın gömüldüğü Windsor Kalesi'ndeki St. George Şapeli'ne defnedilmesi bekleniyor.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.