Kral 3. Charles'ın hayatından kesitler

Charles, Diana ve çocukları William ile Harry'nin 19 Ağustos 1995'te Londra'da çekilen aile fotoğrafı. (AFP)
Charles, Diana ve çocukları William ile Harry'nin 19 Ağustos 1995'te Londra'da çekilen aile fotoğrafı. (AFP)
TT

Kral 3. Charles'ın hayatından kesitler

Charles, Diana ve çocukları William ile Harry'nin 19 Ağustos 1995'te Londra'da çekilen aile fotoğrafı. (AFP)
Charles, Diana ve çocukları William ile Harry'nin 19 Ağustos 1995'te Londra'da çekilen aile fotoğrafı. (AFP)

Sabır testini geçen Galler Prensi Charles peki taht testini geçebilecek mi? Skandallar, sorunlar, boşanmalar ve hayal kırıklıklarıyla geçen on yıllar boyunca sabırsızlıkla tahtı bekledi. Kültürünü pekiştirdiği bu sürede diğer uluslarla ilişkilerini geliştirdi. Hayır çalışmalarına yoğunlaştı ve Camilla Parker Bowles ile evlendi.
8 Eylül 2022, annesi Kraliçe 2. Elizabeth'in ölümünün ardından tahta çıkan Prens Charles'ın rüyasının gerçek olduğu tarih oldu.
Kral 3. Charles'ın Londra'ya geldiği ilk anlar ve Buckingham Sarayı girişinde çok sayıda insanla tokalaşması umut vericiydi. Bu görüntüler bazılarının düşündüğü gibi popülaritesinin dibe vurmadığını gösteriyor. Nitekim annesi Kraliçe 2. Elizabeth, eşi Camilla’yı kabul ederek onu kraliçe konumuna getirmiş, oğlu Charles’ın krallığını desteklemişti.
Tam adıyla Charles Philip Arthur George Mountbatten-Windsor, Kraliçe Elizabeth ve Edinburgh Dükü Prens Philip'in en büyük çocuğu olarak 14 Kasım 1948'de Londra'da, Buckingham Sarayı'nda dünyaya geldi. Doğduğunda annesi henüz kraliçe değildi. Prens Charles’ın ardından Prenses Anne, Prens Andrew ve Prens Edward doğdu.

4 Haziran 2012'de Buckingham Sarayı yakınlarında düzenlenen Platin Jübile kutlamasında 2. Elizabeth ve Prens Charles. (A.B.)
Cornwall Dükü olarak bilinen Prens Charles, 1952'de annesinin taç giyme töreni ardından, 1958'de Kraliçe tarafından Galler Prensi unvanını aldı. Bu unvan, 14’üncü yüzyıldan bu yana Birleşik Krallık tahtının kesin varislerine veriliyor.
Prens Charles, Diana Frances Spencer ile 29 Temmuz 1981'de St. Paul Katedrali'nde düzenlenen düğün ile dünya evine girdi. Bu evlilikten Prens William ve Prens Harry dünyaya geldi.
Prenses Diana'ya alışılmadık bir ilgi gösteren basın, Prens Charles'a karşı ise olumsuz bir tavır aldı. Evlenmelerinin ardından Prens Charles'ın Camilla Parker Bowles'a aşık olduğu, fakat annesini memnun etmek için Diana ile evlenmeyi kabul ettiği ortaya çıktı.
Diana ile evliliği, söylentiler ve dedikodularla doluydu. En nihayetinde kendisine yakıştırılan bir sıfat haline gelen ve popülaritesini zayıflatan ‘ihanet’ suçlamalarıyla sona erdi. Asaleti, karakterli kişiliği ve insanlara yakınlığı ile bilinen Prenses Diana ise milyonların kalbini kazanmış oldu. 9 Aralık 1992'deki ayrılık ilanına kadar geçen süre, Charles'ın hayatındaki en kötü dönem sayılıyor.
Diana boşanmak istemiş fakat boşanamamıştı. Ancak bir televizyon röportajında evlilik sırasında duygusal bir ilişki yaşadığını itiraf etmesi, Kraliçe'nin 28 Ağustos 1996'da resmi bir boşanma kararı çıkarmasına neden oldu. Bir yıl ardından Prenses Diana’nın bir araba kazasında yaşamını yitirmesi ise Charles'ı uzun süre rahat bırakmayacak bir medya kaosunu beraberinde getirdi. Ardından ise 9 Nisan 2005’te Charles ve Camilla Windsor Kalesi’nde mütevazi bir düğün ile dünya evine girdi.

3. Charles’ın eğitim hayatı
Buckingham Sarayı'nda eğitim gören Charles, ardından ailesinin kararı üzerine okulda eğitim almaya başladı. İlk olarak Londra’daki Hill House School’a giden Charles ardından ise Berkshire'daki Cheam hazırlık okuluna verildi.
1966’da öğrenci değişimi ile Avustralya'nın Melbourne şehrindeki bir yatılı okula giden Charles, sonrasında ise Gordonstoun’da okudu. 1967'de Cambridge'deki Trinity College'da arkeoloji ve antropoloji okuyan Charles, son iki yılda ise tarihe geçiş yaptı. 1970’de lisanstan onur derecesi ile mezun oldu. Ardından Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne katılan Charles, aynı zamanda Dartmouth'daki Kraliyet Deniz Koleji'ne de kabul edildi.
Galler Prensliği görevine hazırlık olarak Wales University College'da Galler dili ve tarihi eğitimini aldı. İyi derecede İngilizce, Fransızca ve Galce bilen Prens Charles’ın Arapça da okuyabildiği söyleniyor.



Washington: Suriye'de taraflar çatışmaların sona erdirilmesi için atılacak somut adımlar üzerinde anlaştı.

TT

Washington: Suriye'de taraflar çatışmaların sona erdirilmesi için atılacak somut adımlar üzerinde anlaştı.

Washington: Suriye'de taraflar çatışmaların sona erdirilmesi için atılacak somut adımlar üzerinde anlaştı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio dün yaptığı açıklamada, Suriye'de savaşan çeşitli tarafların buradaki çatışmaları sona erdirecek belirli adımlar üzerinde anlaştıklarını söyledi.

"Suriye'deki çatışmalarda yer alan tüm taraflarla görüştük. Bu rahatsız edici ve dehşet verici durumu bu gece sona erdirecek belirli adımlar üzerinde mutabık kaldık" dedi.

Rubio sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun için tüm tarafların verdikleri taahhütleri yerine getirmeleri gerekiyor ve biz de onlardan tam olarak bunu bekliyoruz.”

Rubio daha önce yaptığı açıklamalarda, Suriye'deki durumun “karmaşık” olduğunu ve bir “yanlış anlaşılma” olduğunu belirterek, önümüzdeki birkaç saat içinde gerilimi azaltma yönünde ilerleme kaydedileceğine inandığını ifade etmişti.

Rubio Oval Ofis'te Başkan Donald Trump'ın huzurunda şunları söyledi: “Gün ve gece boyunca her iki tarafla da iletişim kurduk ve gerilimi azaltma yönünde ilerlediğimize inanıyoruz.” “Önümüzdeki saatlerde gerçek bir ilerleme görmeyi umuyoruz” diyen Rubio, “Suriye'nin güneybatısındaki farklı gruplar, Bedeviler ve Dürzi toplumu arasındaki tarihi, uzun süredir devam eden rekabet, talihsiz bir duruma ve görünüşe göre İsrail tarafı ile Suriye tarafı arasında bir yanlış anlaşılmaya yol açtı” ifadelerini kullandı.

Rubio, ABD'nin İsrail'in Suriye'deki saldırılarından “derin endişe” duyduğunu ve çatışmaların durmasını istediğini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce dün yaptığı açıklamada, ABD'nin Suriye'ye gerilimi düşürmek için güçlerini geri çekmesi çağrısında bulunduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Fox News'ten aktardığına göre Bruce, “Suriye hükümetine, tüm tarafların çatışmasızlığa ulaşabilmesi için güçlerini geri çekmesi çağrısında bulunuyoruz” dedi.

İsrail, 300'den fazla kişinin ölümüne yol açan üç günlük şiddet olaylarının ardından, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda kasabasından çekilmemeleri halinde hükümet güçlerine yönelik saldırılarını yoğunlaştırma tehdidinde bulunduktan sonra dün Şam'daki Suriye ordu karargahını bombaladı.

Rubio çeşitli taraflarla telefonda görüştüğünü söyledi, ancak bu tarafların isimlerini vermedi. “Bu konuda çok endişeliyiz (...) Umarım daha sonra haber alırız” diyen Rubio, salı günü bir ‘ateşkese’ varıldığını ancak kısa bir süre sonra “bozulduğunu” doğruladı.

Daha önce ABD elçisi Tom Barrak tüm tarafları Suriye'de ateşkes için diyalog başlatmaya çağırmıştı.

Axios'un üst düzey bir ABD'li yetkiliden aktardığına göre Başkan Donald Trump yönetimi, bir kez daha İsrail'den Suriye'ye yönelik saldırılarını durdurmasını ve Şam hükümetiyle diyaloğa girmesini istedi. Axios, bu talebin İsrail'in dün Suriye ordusu karargâhına ve Şam'daki başkanlık sarayı yakınlarına düzenlediği saldırılardan önce mi yoksa sonra mı geldiğini belirtmedi.

Suriye'nin güneyindeki Suveyda kentinde dün Suriye hükümet güçleri ile yerel Dürzi savaşçılar arasında yeniden başlayan şiddetli çatışmalarla eş zamanlı olarak İsrail duruma müdahalesini arttırdı ve Suriye'nin güneyindeki Suveyda ve Dera vilayetlerindeki hükümet güçlerine yönelik saldırıların yanı sıra Şam'daki başkanlık sarayı ve Suriye ordu karargahı yakınlarına art arda saldırılar düzenledi.