ABD ve Çin'in uzay yarışı: İkisi de Ay'ın aynı bölgesine inmeyi planlıyor

"Bu, Dünya dışındaki kaynaklarla ilgili çıkacak ilk muhtemel çatışma olabilir"

NASA, Artemis 1 görevini yakıt sızıntısı nedeniyle geçen hafta tekrar ertelemek zorunda kalmıştı (Reuters)
NASA, Artemis 1 görevini yakıt sızıntısı nedeniyle geçen hafta tekrar ertelemek zorunda kalmıştı (Reuters)
TT

ABD ve Çin'in uzay yarışı: İkisi de Ay'ın aynı bölgesine inmeyi planlıyor

NASA, Artemis 1 görevini yakıt sızıntısı nedeniyle geçen hafta tekrar ertelemek zorunda kalmıştı (Reuters)
NASA, Artemis 1 görevini yakıt sızıntısı nedeniyle geçen hafta tekrar ertelemek zorunda kalmıştı (Reuters)

Çin ve ABD'nin uzay programlarında Ay'ın aynı bölgesine iniş yapmayı planlaması kafa karışıklığı yarattı.
NASA, 19 Ağustos'ta yaptığı açıklamada, Artemis 3 adlı görev kapsamında 2025'e kadar Ay'ın güney kutbuna yakın noktalarda iniş gerçekleştirmeyi planlandığını duyurdu.
Bir kadın ve bir erkek astronotun yer alacağı görevde iniş için 13 aday bölge belirlendi. Bilim insanları, su buzu bulunabileceği ihtimali nedeniyle özellikle bu bölgelerin tercih edildiğini belirtti.
Fakat bu bölgelerin, Çin'in Chang'e-7 adlı Ay görevi kapsamında iniş yapmayı planladığı bölgelerin bazılarıyla aynı olduğu ortaya çıktı.
Chang'e-7'yi yöneten Zhang He ve diğer bilim insanlarının 2020'de yayımladığı makalede, Ay'ın güney kutbundaki 10 muhtemel bölgeye yapılabilecek iniş bölgesi açıklanmıştı. 
Buna göre Chang'e-7 ve Artemis 3 kapsamında iki ülke de Shackleton, Haworth ve Nobile kraterlerini olası iniş bölgeleri olarak belirledi. 
Ancak NASA'nın aksine Çin Ulusal Uzay İdaresi'nin görevinde astronotlar yer almayacak. ABD'nin görevinin 2025'te, Çin'inkininse 2024'te gerçekleşmesi planlanıyor.
Böyle bir durumda görevlerin ve inişlerin nasıl koordine edilebileceğine dair resmi bir açıklama yapılmadı. NASA ve He, uzay çalışmalarıyla ilgili gelişmeleri aktaran haber sitesi Space News'in yorum talebine de yanıt vermedi. 
Birleşik Krallık'taki Northumbria Üniversitesi'nden Christopher Newman, "İki ülkenin de neden aynı bölgelere iniş yapmak istediğini anlamak çok zor değil. Ay'da yerinde tetkik yapmak için çok değerli bir alan. Bu, Dünya dışındaki kaynaklarla ilgili çıkacak ilk muhtemel çatışma olabilir" dedi.
Independent Türkçe, Futurism, Space News



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging