SDG, El-Hol’deki operasyonlarını uzattığını açıkladı

El-Hol’ün girişlerinden birindeki silahlı Kürtler (Reuters)
El-Hol’ün girişlerinden birindeki silahlı Kürtler (Reuters)
TT

SDG, El-Hol’deki operasyonlarını uzattığını açıkladı

El-Hol’ün girişlerinden birindeki silahlı Kürtler (Reuters)
El-Hol’ün girişlerinden birindeki silahlı Kürtler (Reuters)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG), terör operasyonlarına karışan zanlıların tutuklanması, terör örgütü DEAŞ’a bağlı uyuyan hücrelerin kullandığı gizli mevkilerin hedef alınması ardından Haseke’nin doğusunda yer alan el-Hol Kampı'ndaki güvenlik operasyonlarının uzatıldığını duyurdu.
Dün SDG’nin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, “Güçlerimiz, operasyonda elde edilen sonuçların ve terör hücrelerini çökertmeye devam zorunluluğunun bir ön değerlendirmesinde bulundu” ifadeleri kullanıldı. Diğer yandan SDG savaşçıları, Deyrizor’un doğu kırsalındaki bir köyde rejim destekli Ulusal Savunma Güçleri mensuplarıyla çatıştı.
El-Hol Kampı’na yönelik güvenlik operasyonu, geçtiğimiz ayın 25'inde Uluslararası Koalisyon güçlerinin desteği ve koordinasyonuyla, hava sahasının savaş uçakları tarafından gözetilmesiyle başlatılmıştı.
SDG Sözcüsü Ferhad Şami, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, SDG’nin gerekli tüm hedeflere ulaşılıncaya kadar güvenlik görevlerini sürdürdüğünü, kamp dahili veya haricinde DEAŞ hücrelerine baskı yapmaya devam ettiğini bildirdi. Aynı zamanda “SDG, uluslararası Koalisyon’un katılımıyla gerçekleştirdiğimiz doğru istihbarat operasyonları ile DEAŞ yanlısı hücrelerin insani ve maddi kaynaklar elde etme, tutuklanarak hesap verme sorumluluğundan kaçma faaliyetlerini engellemeyi başardı” ifadelerine başvurdu.
Güvenlik operasyonu kapsamında, terör örgütleriyle işbirliği yaptıkları iddiasıyla 2 bin 502’den fazla şüpheli tutuklanmış, 30 tünel keşfedilmiş, uyuyan hücrelerin radikalizm dersleri düzenlediği 120’den fazla çadır, aynı zamanda gizli siperler ve gizli ağlar kaldırılmıştı. Güvenlik güçleri aynı zamanda gömülü silahlar, mühimmat kutuları, elektronik cihazlar, cep telefonları ve bilgisayarlara da rastladı.
Diğer yandan el-Hol kampındaki güvenlik kampanyasına dahil olan SDG’ye bağlı kadın kolu, ikinci bir Kürt Yezidi kızı DEAŞ’ın pençesinden kurtarmayı başardı. DEAŞ militanları, 2014 yılının ortalarında Irak'ın Şengal dağlarına yaptıkları kanlı saldırı sırasında 24 yaşındaki Sevsen Hasan Haydar’ı kaçırmıştı. Genç kız, ailesine teslim edilmek üzere el-Cezire’deki Yezidi İşler Bürosu gözetiminde Haseke’ye nakledildi. Aynı şekilde kurtarılan bir diğer Yezidi kız Vefa Abbas da daha sonra memleketi olan bir başka ülkeye sevk edilmek üzere güvenli bir yere nakledildi.
Kadın kolu komutanlarından Avindar Deniz, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “İki kızın kurtuluşu, gücümüzün başarısıdır. Nerede olduklarını bildiğimiz sürece, kaçırılan tüm kadınları DEAŞ’ın elinden almaya söz veriyoruz. Bu bizim hedefimiz” vurgusunda bulundu.
Deyrizor'un doğu kırsalındaki Saha düzeyinde ise SDG güçleri Sebha köyünde rejim destekli Ulusal Savunma Güçleri mensuplarıyla çatıştı. Yerel sayfalar ve Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) aktardığına göre dün gece iki taraf arasında mermilerin yanı sıra ağır ve orta düzeyde silahların kullanıldığı çatışmalar kaydedildi.



Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.