Yemen'den Avrupa'ya 'ateşkese destek' çağrısı

Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik.
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik.
TT

Yemen'den Avrupa'ya 'ateşkese destek' çağrısı

Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik.
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik.

Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik, Taiz kentindeki kuşatmanın kaldırılması başta olmak üzere Husileri ateşkes şartlarını uygulamaya zorlamak için Avrupa'dan destek talep etti.
Yemen resmi ajansı SABA'nın haberine göre, Başbakan Abdulmelik, Hollanda Dış Ticaret ve Kalkınma İşbirliği Bakanı Liesje Schreinemacher ve beraberindeki heyetle başkent Aden'de görüştü.
Abdulmelik, görüşmede ateşkes sürecine ilişkin bilgi verirken, "Husilerin ihlalleri özellikle de Taiz ve diğer illerin yollarının açılması ve Hudeyde Limanı'nın gelirlerinden çalışanların maaşlarının ödenmesi başta olmak üzere Husileri taahhütlerini yerine getirmeye zorlamak için Avrupa ve Hollanda'nın kendilerine destek olmasını" istedi.
Başbakan Abdulmelik, hükümetin, ilan edilen ateşkese uyma, barış ve istikrarı getirmek için tüm uluslararası çabalara olumlu şekilde katılma konusunda kararlı olduğunu vurguladı.

Yemen'deki iç savaş ve ateşkes
Yemen'deki İran destekli Husiler, Eylül 2014'ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde bulunduruyor. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015'ten itibaren Husilere karşı Yemen hükümetine destek veriyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, 2 Ağustos'ta yaptığı açıklamada, Yemen hükümeti ve Husilerin 2 Nisan'dan bu yana devam eden ateşkesin iki ay daha uzatılmasını kabul ettiğini duyurmuştu.
Ülkede yıllardır süren çatışmalarda yaklaşık 377 bin kişi yaşamını yitirdi. Dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Yemen'de iç savaş nedeniyle büyüyen insani kriz ise korkunç boyutlara ulaştı.



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.