Trump, CNN'in Fox News'un sahibine satılması için baskı yapmış

Yeni kitap, AT&T CEO'su Randall Stephenson'ın, Trump'ın telekomünikasyon şirketinin Time Warner ile birleşmesine müdahalesine "çok kızgın" olduğunu ortaya koydu

Donald Trump, 25 Haziran 2016'da İskoçya'nın Aberdeen kentindeki Trump International Golf Links'te medya patronu Rupert Murdoch ile konuşuyor (Reuters)
Donald Trump, 25 Haziran 2016'da İskoçya'nın Aberdeen kentindeki Trump International Golf Links'te medya patronu Rupert Murdoch ile konuşuyor (Reuters)
TT

Trump, CNN'in Fox News'un sahibine satılması için baskı yapmış

Donald Trump, 25 Haziran 2016'da İskoçya'nın Aberdeen kentindeki Trump International Golf Links'te medya patronu Rupert Murdoch ile konuşuyor (Reuters)
Donald Trump, 25 Haziran 2016'da İskoçya'nın Aberdeen kentindeki Trump International Golf Links'te medya patronu Rupert Murdoch ile konuşuyor (Reuters)

Yeni bir kitaba göre eski ABD Başkanı Donald Trump ve yardımcıları, CNN'i Fox News'un sahibi Rupert Murdoch'a satması için AT&T'ye baskı yaparken, telekomünikasyon şirketini Time Warner ile birleşmesini engellemekle tehdit ediyordu.
Yazar Peter Baker ve Susan Glasser'ın The Divider adlı kitabının The Independent tarafından 20 Eylül'deki yayın tarihinden önce ulaşılan ön baskısına göre, Trump'ın düşman olarak gördüğü haber kanalını satması için AT&T'ye iki kez teklif götürüldü.
The Independent'ın haberine göre, yazarlar, Trump'ın 2016 seçim zaferinden hemen sonra AT&T CEO'su Randall Stephenson'ı Trump Tower'daki ofisine çağırdığını ve o zamanki CNN patronu Jeff Zucker'ı şikayet ettiğini, ona "kötü adam" dediğini ve aynı zamanda Zucker'ı o konuma "getirdiği" için övündüğünü bildirdi.
Stephenson'ın toplantıdan Trump'ın birleşme için bir tehdit olduğuna inanarak ayrıldığı ve sonraki haftalarda AT&T'nin Trump'ın göreve başlama fonuna bağışta bulunacağı ve Trump'ın o zamanki avukatı Michael Cohen'i danışman olarak işe alacağı bildirildi (Stephenson daha sonra Cohen için "büyük bir hata" demişti).
Murdoch'tan ilk telefon Mayıs 2017'de, Trump'ın başkanlık yemini etmesinden 5 ay sonra geldi.
Fox'un kurucusu, Stephenson'a, "Anlaşma nasıl gidiyor" diye sordu.
Ardından, "anlaşmanın yapılmasına yardımcı olacaksa CNN'i satın almaktan mutluluk duyacağını" söyledi.
Stephenson, "Rupert, satmayı düşünmüyorum" cevabını verdi. Ancak Avustralya'da doğan patron; Trump, onun önce damadı sonra danışmanı olan Jared Kushner ve dönemin Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü John Kelly ile üç ay sonra Beyaz Saray'da bir akşam yemeği yedikten hemen sonra ikinci kez telefon edecekti.
AT&T CEO'su, Murdoch'ın teklifini bir kez daha reddetti.
Baker ve Glasser, AT&T'nin bu telefon görüşmelerinin, AT&T'nin haber kanalını dönemin başkanına yakın ilişkiye sahip bir rakibin sahibine devretmesi halinde Trump'ın birleşmeyi engellemek için hükümeti zorlamayacağı yönünde "üstü kapalı bir karşılık" olduğuna inandığını bildirdi.
Yöneticilerin bunu "kaba, neredeyse mafya tarzı bir gasp olarak gördüklerini" de eklediler.
AT&T yöneticilerinden biri, Stephenson'ın Murdoch'un teklifleri ve ima ettiği şantaj nedeniyle "gerçekten çok kızgın" olduğunu söyledi.

"Bunun şimdiye kadar gördüğü en çirkin yetki suiistimali olduğunu düşünüyordu."
Nihayetinde, ABD Adalet Bakanlığı birleşmeyi engellemek için dava açsa da federal yargıç davayı reddetti.



Blinken, Netanyahu ile ‘gergin’ olması beklenen bir görüşme yapmak üzere İsrail’e gitti

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
TT

Blinken, Netanyahu ile ‘gergin’ olması beklenen bir görüşme yapmak üzere İsrail’e gitti

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Gazze Şeridi’nde devam eden savaşa ilişkin ‘gergin’ olması beklenen bir toplantı yapmak üzere bugün İsrail’e gitti.

Ortadoğu’ya yönelik altıncı turunun son ayağı için Mısır’dan İsrail’e gelen Blinken’in, Gazze Şeridi’ne giren insani yardımın acilen artırılması gerektiğini vurgulaması ve İsrail’i Refah’ı işgal etmekten kaçınmaya çağırması bekleniyor.

Bu arada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), ABD’nin sunduğu, savaşın harap ettiği bölgede ‘derhal ateşkes’ çağrısında bulunan karar tasarısını oylaması planlanıyor.

Gazze Şeridi’ndeki en büyük hastane olan Şifa Tıp Kompleksi ve çevresi de dahil olmak üzere İsrail’in saldırıları devam ediyor.

İsrail ordusu, Pazartesi gününden bu yana kompleks ve çevresinde yaşanan çatışmalarda 140’tan fazla Filistinli ‘militanın’ öldürüldüğünü duyurdu.

Ordu sözcüsü Daniel Hagari dün akşam yaptığı açıklamada, “Şifa Tıp Kompleksi’ndeki operasyon devam ediyor. Bu, savaşın başlangıcından bu yana en fazla sayıda teröristi yakaladığımız bir operasyondur” dedi.

Blinken, savaşın başlamasından beş buçuk ay sonra, Gazze’de ateşkes sağlanmasına yönelik müzakerelerde ‘yakınlaşma’ olduğunu söyledi.

ABD’nin BM Misyonu Sözcüsü Nate Evans dün yaptığı açıklamada, ABD’nin Gazze Şeridi’nde ateşkes çağrısında bulunan karar tasarısının Cuma günü (bugün) BMGK’da oylamaya sunulacağını bildirdi.

Evans, “ABD son birkaç haftadır konsey üyeleriyle birlikte, rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak ve insani yardımların artmasına yardımcı olacak bir rehine anlaşmasının bir parçası olarak Gazze’de acil bir ateşkes sağlamayı hedefleyen devam eden diplomatik çabaları destekleyecek bir karar üzerinde ciddi bir şekilde çalışmaktadır” ifadelerini de kullandı.

AFP tarafından görülen karar tasarısında, her iki taraftaki sivilleri korumak ve Gazze’ye temel insani yardımların ulaştırılmasına olanak sağlamak için acil ve kalıcı bir ateşkese ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.