ABD, Çin ve Rusya’ya karşı BMGK’de reform istiyor

ABD Çin ve Rusya karşısında BMGK’yi yeniden yapılandırmaya çalışıyor

Biden yönetimi, Çin ve Rusya karşısında BMGK’nin yeniden yapılandırılması için baskı yapıyor (Reuters)
Biden yönetimi, Çin ve Rusya karşısında BMGK’nin yeniden yapılandırılması için baskı yapıyor (Reuters)
TT

ABD, Çin ve Rusya’ya karşı BMGK’de reform istiyor

Biden yönetimi, Çin ve Rusya karşısında BMGK’nin yeniden yapılandırılması için baskı yapıyor (Reuters)
Biden yönetimi, Çin ve Rusya karşısında BMGK’nin yeniden yapılandırılması için baskı yapıyor (Reuters)

ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) ‘adil’ coğrafi temsil amacıyla yeniden yapılandırılması için aceleci davranıyor. Başkan Joe Biden, New York'taki BM Genel Kurulu faaliyetlerine katıldığı sırada, bilhassa Rusya’nın tecrit edilmesi ve Ukrayna’yı işgal girişimi için hesap vermesi amacıyla BM yapılarını reforme etme fikrine destek toplamak için liderler ve devlet başkanlarıyla istişarelerde bulunuyor.
BM’nin reformu talebi uzun yıllardır konuşuluyor. Zirâ yeni ve yükselen güçlerin BM’de yeterince temsil edilemediği, bilhassa uzun süredir konseyde yer talep eden Afrika ülkelerinin adil coğrafi temsilinin bulunmadığı üzerine duruluyor. ABD’nin tüm dostları ve müttefiklerinden, hatta düşmanlarından dahi değişim ve reform çağrıları geliyor. Daha kapsamlı BMGK üyeliği çağrıları; Brezilya, Almanya, Hindistan ve Japonya'nın daimi koltuk talep ettiği 2. Dünya Savaşı'nın 60. yıldönümünde yoğunlaşmış durumda.
2. Dünya Savaşı'nın galipleri, beş ülkenin daimi, 10'unun ise değişken üyeliğiyle BMGK’yi kurmuştu. Ancak beş daimi üyenin herhangi bir üyesi, diğer ülkeler tarafından desteklense dahi herhangi bir kararı veto etme hakkına sahip oldukları için bu oluşum aslında demokrasi ilkesiyle çelişiyor. ABD’nin İsrail’in eleştirildiği kararları engellemek için kullandığı bu karar, Çin tarafından ise Müslüman Uygur azınlığa uyguladığı insanlık dışı muameleyi kınamak için kullanıldı. Rusya ise veto hakkını Kırım’ın ilhakını, aynı zamanda Ukrayna’ya yönelik saldırısını kınamak isteyen taraflara karşı kullandı. Nitekim BMGK, bu savaşa karşı etkili bir tepki vermemesi dolayısıyla eleştirildi.
Şarku’l Avsat’ın diplomatik kaynaklardan edindiği bilgilere göre Batılı güçler, Rusya'nın BMGK toplantılarını engellememesini sağlamak için Ukrayna’yı işgal girişiminin ardından Rusya'ya karşı prosedürel kurallar benimsedi. Konsey geçtiğimiz Ocak ayının sonlarından bu yana, Ukrayna’nın işgaline odaklanılan en az 22 açık oturum düzenledi; ancak Rusya'yı eleştiren resmi bir karar çıkarılmadı. Ancak BMGK olağanüstü oturumlarında kabul edilen üç karar, 193 üye devletin tamamının ‘Rus işgalini kınama yönünde oy kullanmaya zorlamak’ için ABD'yi Genel Kurul'da oy kullanmaya itti.
ABD, BMGK çalışmalarındaki ‘işlevsizliğin’ varlığına ilişkin endişelerini dile getiriyor. Dolayısıyla yeniden yapılandırmanın düşünülmesi gerekiyor. Diğer yandan Ukrayna ise konseydeki daimi koltuğun Rusya'ya değil, eski Sovyetler Birliği'ne ait olduğu yönünde yeni bir argüman sunmuştu.
ABD'nin BM Büyükelçisi Linda Thomas Greenfield, Washington’un BMGK’yı nasıl daha kapsamlı hale getirmek istediğini ise açıklamadı. Rusya’nın veto hakkını kullanarak BMGK çalışmalarını engellemesini eleştiren Greenfield, “Saldırgan eylemlerini savunmak için veto hakkını kullanan herhangi bir daimi üye devlet, ahlaki otoritesini kaybetmiş demektir; sorumlu tutulmalıdır” vurgusunda bulundu. Washington'un veto hakkını sadece dört kez kullandığını söyleyen Greenfield, çoğunun İsrail’i kınayan kararları durdurmak için olduğunu belirtti. Rusya’nın ise bu hakkı 26 kez kullandığına dikkat çekti.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, bugün BMGK’da yaptığı konuşmada, BMGK’de Almanya için daimi sandalye talep edecek. Japonya da aynı şeyi isteyecek. Japonya'nın BM Büyükelçisi Kimihiro Ishikane, Japonya’nın bölünmüş bir konsey için birleştirici bir güç olarak görülebileceğini, üyeler arasında köprü görevi görebileceğini vurguladı. Japonya, Ocak 2023 itibariyle iki yıl boyunca geçici üye olarak seçilmişti.
Washington ve Londra’nın vizyonu, Rusya’nın tecrit edilmesi hususunda birleşiyor. Ancak geri kalan ülkeler, bilhassa Rusya ile iyi ilişkiler içerisindeki Asya, Afrika ve Arap ülkeleri bu fikri desteklemeyebilir.
ABD, Birleşik Krallık, Fransa gibi daimî ülkeler Ukrayna krizi öncesinde de Rusya ve Çin ile çeşitli anlaşmazlıklar yaşamıştı. Bu anlaşmazlıkların Suriye'deki iç savaş, önceki BMGK kararlarını ihlal ederek defalarca kez balistik füze ateşleyen Kuzey Kore gibi sebepleri bulunuyor.
ABD’nin reform çağrısı, 21. Yüzyılın gereksinimlerini yerine getirme adı altında parlak bir şekil almış dahi olsa çifte standart suçlamalarıyla karşı karşıya kalıyor. Zirâ ABD, İsrail’i eleştiren herhangi bir kararın çıkarılmasını sürekli olarak engelliyor. Örneğin İsrail’in Batı Şeria’da hukuksuzca yaygınlaştırdığı Yahudi yerleşimlerini eleştiren karar tasarıları karşısında veto hakkını kullanmıştı.
ABD, daha önce George Bush döneminde Irak'taki ABD savaşıyla ilgili kararlar almaları için, aynı zamanda Libya'da Albay Muammer Kaddafi rejimini devirme yönünde uluslararası bir askeri harekata izin veren kararlarla ilgili tüm ülkelere büyük bir baskı uygulamıştı. BMGK’de temsil edilmek isteyen Güney Afrika’nın Uluslararası İlişkiler ve İş Birliği Bakanı Naledi Pandor bu durumu eleştirmiş, yalnızca Rusya'nın kullanması nedeniyle veto hakkını eleştirmenin ikiyüzlülük olduğunu vurgulamıştı.



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.