İranlılar, protestolarda çok sayıda kurban verilmesine rağmen güvenlik güçlerine meydan okumaya devam ediyorlar

Hamaney, Mahsa Amini adlı genç kadının ölümünden bahsetmezken kadınlar protesto gösterilerinin ön saflarındalar

Dün Tahran’ın merkezindeki bir caddede protestocular tarafından yer yer ateş yakıldı
Dün Tahran’ın merkezindeki bir caddede protestocular tarafından yer yer ateş yakıldı
TT

İranlılar, protestolarda çok sayıda kurban verilmesine rağmen güvenlik güçlerine meydan okumaya devam ediyorlar

Dün Tahran’ın merkezindeki bir caddede protestocular tarafından yer yer ateş yakıldı
Dün Tahran’ın merkezindeki bir caddede protestocular tarafından yer yer ateş yakıldı

İran'da Mahsa Amini adlı genç bir kadının zorunlu başörtüsü yasalarını uygulayan ahlak polisi (İrşad Devriyeleri) tarafından gözaltına alınmasından ölmesinin ardından başlayan rejim karşıtı protestolar devam ediyor. İranlılar, sıkı güvenlik önlemlerine rağmen beş gündür sokaklarda rejimi protesto ediyorlar. İran’daki protesto gösterileri sırasında en az 9 kişi güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu hayatını kaybederken gözaltına alınanların sayısı konusunda çelişkili bilgiler geliyor.
Gelişigüzel başlayan protestolar ülke geneline yayılırken, polis güçleri protestocuların şehirlerin merkezine ilerlemesi karşısında şiddeti artırdı. Protestolar sırasında çekilen görüntüler, güvenlik güçleri ve sivil giyimli unsurların protestoculara karşı gerçek mermi kullandıklarını belgeledi. Çevik kuvvet polisi de göstericileri dağıtmak için cop, av tüfeği ve biber gazı kullandı.
Geçtiğimiz hafta Tahran’da ahlak polisi tarafından gözaltına alınan 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ölümü, 'uygunsuz' olarak nitelendirilen kıyafetlerle ilgili endişelere yol açarken ülkedeki özgürlükler ve yaptırımların ağırlığı altında ezilen ekonomisi dahil olmak üzere çeşitli meseleler halk arasında bir öfke patlamasına neden oldu.
Protestolar Çarşamba günü İran’ın başkentindeki Tahran Üniversitesi ve Zehra Üniversitesi'nde başladı. Sosyal medya sitelerinde paylaşılan videolarda, üniversitelerin güvelik görevlilerinin öğrencilerin sokağa inmelerini engellemeye çalıştığı görüldü. Dün yayınlanan bir diğer videoda Tahran’da yüzlerce kişinin ‘Diktatöre ölüm’ sloganları atarak yeniden toplandığı görüldü. Protesto gösterileri, salı akşamı, Tahran Üniversitesi'nin fakülte binalarından birkaç metre uzaklıktaki Fatimi Caddesi'ndeki Tahran Valiliği önünde yoğunlaştı. Tahran'da gece yarısına doğru paylaşılan video kayıtlarında trafik akışının durduğu görüldü.  Tahran Valisi yaptığı açıklamada, yetkililerin ‘daha önce ayaklanmalara katılmış olan ve 700'ünün polis, emniyet ve yargı kurumlarında ciddi kayıtları bulunan’ bin 800 kişinin tespit ettiğini belirtti.


Dün Kasım Süleymani'nin memleketi Kirman'daki pankartını yırtan İranlılar (Twitter)

İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) yakın Tesnim Haber Ajansı’na konuşan Tahran Valisi Muhsin Mansuri, yabancı büyükelçilikleri protestolara dahil olmakla suçladı. Vali Mansuri, “Bazı büyükelçiliklerin ve yabancı misyonların protestolara müdahalesini gözlemledik. Dün gece (salı gecesi) Tahran’daki protesto gösterileri sırasında 3 farklı ülkenin vatandaşlarını gözaltına aldık” dedi.
Bir polis memuru öldürüldü
Çeşitli kaynaklarca açıklanan rakamlara göre beş gündür devam eden protesto gösterileri sırasında ölü sayısı en az 9'a yükseldi. İran'ın resmi haber ajansı IRNA, salı akşamı protesto gösterileri düzenlenen Şiraz kentinde bir polis memurunun öldürüldüğünü ve 4 polis memuru yaralandığını bildirdi.
IRNA’nın haberine göre protestocular ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada bir polis memuru öldü, 4 polis memuru yaralandı. IRNA’nın aktardığı Şiraz Kaymakamı Lütfullah Şeybani’nin açıklamasına göre Şiraz'da 15 gösterici gözaltına alındı.
İran'ın DMO’ya yakın yarı resmi haber ajansı Fars, Kirmanşah kenti savcısı Şehram Kerami, salı günü düzenlenen protesto gösterileri sırasında iki kişinin öldüğünü açıkladı. Savcı Kerami, yaptığı açıklamada, “Kirmanşah'ta dün (Salı günü) çıkan olaylarda maalesef iki kişi öldü. Bunu devrim karşıtı unsurların yaptığından eminiz. Çünkü kurbanların güvenlik güçlerinin kullanmadığı silahlarla öldürüldüğü tespit edildi” ifadelerini kullandı.
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) DMO'ya yakın Tesnim Haber Ajansından aktardığına göre Kürdistan Emniyet Müdürü Ali Azadi, protestolar sırasında bir kişinin daha hayatını kaybettiğini açıkladı. Salı günü, Kürdistan Valisi İsmail Zari Kuşa, ildeki protestolarda 3 kişinin öldürüldüğünü belirtirken ne zaman öldükleri ile ilgili herhangi bir detay vermekten kaçındı.
Salı akşamı, Kirman şehrinin merkezin bir genç kızın, Tahran'da bir protestocunun ve Kirmanşah şehrinde bir başka göstericinin öldürüldüğü görüntüler yayınlandı. Yetkililer Kürdistan ilinde 3 kişinin öldürüldüğünü söyleseler de yerel Hengaw İnsan Hakları Örgütü 5 kişinin öldüğünü belirtiyorlar. Savcılık ise protestolar sırasında göstericiler, güvenlik güçleri ve o sırada yoldan geçenlerin aralarında bulunduğu 25 kişinin yaralandığını açıkladı.


Dün Zehra Üniversitesi'nde sınıf arkadaşlarıyla başörtüsünü çıkarmış halde ayakta duran bir öğrenci

Hengaw İnsan Hakları Örgütü, İran güvenlik güçlerinin Kirmanşah, Sakkas, Divandare, Dehlan, Urmiye ve Piranşehr şehirlerinde açtığı ateş sonucu en az 7 kişinin öldüğünü belirtti. Protestolar, cumartesi günü İran'ın Kürdistan ilinde düzenlenen Amini'nin cenaze töreni sırasında başladı ve ülkenin birçok yerinde halen devam ediyor. Güvenlik güçlerinin protestolara sert müdahalesi çatışmaların patlak vermesine neden oldu.
Gilan eyaleti polisi, ‘isyan olaylarına’ karışan 68 kişiyi gözaltına aldığını açıkladı. Polis tarafından yapılan açıklamada, isyan olayları devam etmesi halinde mevcut yasal araçların kullanacağı belirtildi. Açıklamada, protestolar sırasında yaşanan olaylarda 43 polis ve Besic unsurunun yaralandığı aktarıldı.  Öte yandan dün Amul şehrinin merkezinde protestocular, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney'in resmini taşıyan dev bir pankartı indirmek için büyük bir reklam panosuna tırmandı.  Salı akşamı İran'ın kuzeyindeki Sari şehrinde bir kişinin belediye binasının cephesine tırmanıp 1979 devriminden sonra Velayet-i Fakih sistemini kuran İran’ın ilk Dini Lideri Humeyni’nin resminin olduğu afişi yırttığı görülen bir video paylaşıldı.
Protesto gösterilerinin ön saflarında kadınlar var
Kadınlar protestolara yoğun bir şekilde katılırken birçoğu başörtülerini çıkarıp, sallıyor, yakıyorlar ve halk içinde saçlarını kesiyorlar. Yaş ortalaması 15 ile 40 arasında değişen protestocuların İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in resimlerini yırttığını videolar, sosyal medyada paylaşılıyor.
Zehra Üniversitesi'ndeki protestolar, kadınlara özel bir üniversite ve sert muhafazakar kanadın nüfuzu altındaki bilim merkezlerinden biri olması nedeniyle ender bir olay olarak nitelendirildi. Protestolar başkentin merkezindeki başta Valiasr Meydanı, Tahran Pazarı, İnkilab Caddesi ve Keşaverz Kavşağı olmak üzere kalabalık bölgelerde yoğunlaşırken protesto çemberi salı akşamı, Karkar Caddesi, Heft-i Tir Meydanı, Kerim Han Zend Meydanı ve başkentin batısındaki en büyük yeraltı metro istasyonlarından biri olarak bilinen Sadıkiye’yi kapsayacak şekilde genişledi.
Meşhed’de güvenlik güçleri kadın çalışmaları profesörü ve yazar Mansura Musevi'yi gözaltına aldı. Basında yer alan haberlere göre güvenlik güçleri, Musevi’nin dizüstü bilgisayarına ve bazı taslaklarına el koydu.
Sosyal medya sitelerinde büyük tepkiye yol açan videolardan biri de Meşhed şehrinde güvelik güçlerinin protestocuları kovalarken bir polis memurunun kadınlara saldırdığı görüntüler oldu.
Tesnim Haber Ajansı’nın güvenlik kaynaklarından aktardığına göre birkaç soğuk silahın(barut ya da diğer patlayıcı maddelerin kullanılması sonucu yangın yahut patlamaya neden olmayan bir silah çeşidi) yanı sıra bazı eylemcilerin üzerinde asit ele geçirildi. Kaynaklar, gözaltına alınan eylemcilerin üzerlerinden çıkan asiti kadınların yüzlerine atmayı planladıklarını belirttiler. İran'da daha önce başörtüsü takmadıkları bahanesiyle birkaç kadın asit saldırısına uğramıştı. O dönem İranlı yetkililer, saldırılardan ‘gafiller’ olarak nitelendirdiği kişileri sorumlu tuttular.
Dini Lider Hamaney ve Cumhurbaşkanı Reisi olaylar karşısında sessiz
İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney, çarşamba günü 1980-1988 İran-Irak savaşının yıldönümü münasebetiyle yaptığı 55 dakikalık konuşmasında, geçtiğimiz yıl su kıtlığı nedeniyle sokaklarda yaşanan çatışmalardan bu yana İran'da yaşanan en büyük huzursuzluklardan biri olan protestolara değinmedi.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de 77. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul görüşmelerinde yaptığı 38 dakikalık konuşmasında Mahsa Amini'nin ölümü ve geçtiğimiz cumartesi gününden bu yana İran'ı kasıp kavuran protesto gösterilerinden bahsetmedi.
Öte yandan Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric, İran'da kadınlara yönelik sistematik şiddete karşı protestosunu BM kürsüsünde açıklayan ilk lider olurken İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly AFP'ye yaptığı açıklamada, “İranlı liderler, halkın, gittikleri yoldan memnun olmadığını anlamalı ve başka bir yola yönelmeliler” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da salı günü İranlı mevkidaşı İbrahim Reisi ile yaptığı görüşmede konuyu gündeme getirdiğini söyledi. Macron, gazetecilerin yönelttiği bir soru üzerine İran Cumhurbaşkanı’na Fransa’nın insan haklarını, özellikle kadın haklarını desteklediğini ve Mahsa Amini’nin ölümünün İran'ın güvenilirliği hakkında şüphe uyandırdığını söylediğini belirtti.
İran reform cephesi ise üstü kapalı olarak Hamaney’den 2009 yılındaki protesto gösterilerinde olduğu gibi sokağa dökülen İranlılarla yüzleşmekten kaçınmasını istedi. Reform Cephesi Sözcüsü Ali Şakuri Rad, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Hamaney’in ‘toplum içindeki gergin atmosfer göz önüne alındığında önemli olan bir konuşma yaptığını’ belirterek “Toplumda neler olup bittiğini ne düzeyde bildiğini bilmiyorum” ifadelerini kullandı. Şakuri Rad, İran'da patlak veren ‘Yeşil Hareket’ protestoları karşısında Hamaney’in destekçilerinin sokaklara döküldüğü 30 Aralık 2009 yürüyüşüne atıfta bulunarak “Ancak yeni bir ‘9D’ yaratmayı düşünmemeliler. Şeffaflık ve güvenilirlik hayat kurtarır” yazdı.
Diğer taraftan İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi, Hamaney'e atfedilen ve Konsey Genel Sekreteri Ali Şemhani’ye protestoculara sert bir şekilde müdahale edilmesi emri verdiğine dair sızdırılan bir mektubun gerçekliğini reddetti. Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi’nden yapılan açıklamada, muhalif akımların ülkenin çeşitli şehirlerde düzenlenen protestoları ülkeyi kaosa sürüklemek için halkın duygularını istismar etmeye çalıştıkları söylendi.
Sert muhafazakar çizgideki Hamedan Milletvekili Ahmed Hüseyin Felahi, Yeşil Hareket protestolarının ilk günlerinde başından vurularak öldürülen Nida Ağa-Sultan adlı kadına atıfla Mahsa Amini'nin ölümünün yeni bir Nida Ağa-Sultan vakasına dönüşmesi için hazırlanmış bir senaryo olduğunu söyledi.



Trump'ın fiyat söylemlerine Cumhuriyetçiler de inanmıyor

Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
TT

Trump'ın fiyat söylemlerine Cumhuriyetçiler de inanmıyor

Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)

Hafta sonu yayımlanan iki yeni anket, Amerikalıların tatil sezonuna girerken hayat pahalılığı konusunda hâlâ ciddi sıkıntı içinde olduğunu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın bu konuda yeterli çaba göstermediğini düşündüğünü ortaya koydu.

CBS News/YouGov'un yaptığı ankete göre, Amerikalıların yüzde 60'ı, Trump'ın fiyatları ve enflasyonu olduğundan daha iyi gösterdiğine inanıyor. Buna karşılık, yüzde 27'si Trump'ın enflasyonu ve günlük tüketim mallarının maliyetlerini olduğu gibi, yüzde 13'ü ise enflasyon ve fiyatlar hakkındaki haberleri olduğundan daha kötü gösterdiğini söylüyor.

Ancak ankete katılan 10 Cumhuriyetçiden 4'ü, başkanın alım gücünü olduğundan daha iyi gösterdiğini söylüyor. Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 25'i Trump'ın enflasyonla başa çıkma biçimini onaylamıyor ve yüzde 29'u fiyatların arttığını söylüyor.

Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 32'si Trump yönetiminin politikalarının gıda ve market alışverişi için ödedikleri fiyatları artırdığını söylüyor. Aynı oranda Cumhuriyetçiyse bu politikaların gıda ve market alışverişi fiyatlarını düşürdüğünü söylüyor.

Ağırlıklı olarak alım gücü ve hayat pahalılığından bahseden Demokratlar, bu ay Kaliforniya'dan Georgia'ya, New Jersey ve Virginia'ya kadar ülke genelinde seçimleri silip süpürdü.

Bu mesaj, özellikle 2024'te Trump'a oy veren Latin kökenli seçmenler de dahil beyaz olmayan seçmenler arasında yankı buldu. Anket, Hispaniklerin yüzde 70'inin Trump'ın politikalarının gıda ve market fiyatlarının artmasına neden olduğunu, yüzde 68'inin mal ve hizmet fiyatlarının arttığını ve yüzde 60'ının Trump'ın fiyatları ve enflasyonu olduğundan daha iyi gösterdiğini söylediğini ortaya koydu.

ABD Başkanı alım gücünü tekrar tekrar "yeni bir kelime" ve "Demokratların bir kandırmacası" diye niteliyor. Ancak cuma günü, çoğunlukla kira maliyetlerine odaklanan ve otobüsleri ücretsiz, çocuk bakımınıysa evrensel hale getirme sözü veren, bu ay belediye başkanlığında diğer Demokratları geride bırakarak New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani'yi Oval Ofis'te ağırladı.

Birdenbire anlayış gösteren Trump, Mamdani'nin yanında, "İlginç bir sohbet ettik ve fikirlerinden bazıları gerçekten de benim fikirlerimle aynı" dedi.

G
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, 2025'te kendisine ve 2024'te ABD Başkanı Donald Trump'a oy veren birçok kişinin enflasyon ve hayat pahalığını dile getirdiğini söyledi (AP)

Politico tarafından yapılan bir başka anket, en çok hangi maliyetlerin Amerikalıların endişelendirdiğini ortaya koydu. Anket, Amerikalıların yüzde 45'inin karşılanması en zor yaşam maliyetinin market alışverişi olduğunu, yüzde 38'inin konut, yüzde 34'ünün sağlık hizmetleri ve yüzde 31'inin de elektrik faturaları olduğunu gösterdi.

Mamdani, görüşmeleri sırasında Trump'la birlikte hayat pahalılığına odaklanarak kendi seçimlerini kazandıklarını söyledi.

Mamdani, "Başkan'a, kampanyamızın odağının büyük ölçüde yaşam maliyeti krizi olduğunu ve başkana oy veren New Yorklulara sorduğumuzda, New York'ta oylarında bir artış gördüğümüzde, aynı konuya geri döndüklerini söyledim: Yaşam maliyeti, yaşam maliyeti, yaşam maliyeti" dedi. Buna karşılık Trump, New York'un enerji şirketi Con Edison'ın fiyatları düşürmesini sağlamaktan bahsetti.

Ancak yaşam maliyeti sadece sol görüşlü Demokratlara kazandırmadı. New Jersey'de ılımlı görüşlü Mikie Sherrill, elektrik zamlarının dondurulması çağrısında bulunarak valilik yarışını kazandı.

Independent Türkçe


Rusya, ABD’yle Meksika’nın arasını açmak istiyor

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
TT

Rusya, ABD’yle Meksika’nın arasını açmak istiyor

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)

Rusya, ABD'yle arasını bozmak istediği Meksika'daki dezenformasyon çalışmalarını yoğunlaştırdı.

New York Times'ın (NYT) haberinde, Rusya'nın Latin Amerika'daki dezenformasyon faaliyetlerini son iki yılda artırdığı belirtiliyor. Moskova yönetiminin ABD'yle bölgedeki müttefikleri arasında anlaşmazlık yaratmayı hedeflediği savunuluyor. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla NYT'ye konuşan kaynaklar, dezenformasyon kampanyasının Sputnik ve RT gibi Kremlin'e ait medya kuruluşları tarafından yürütüldüğünü ileri sürüyor. Özellikle ABD'nin en büyük ticaret ortağı olan Meksika'nın hedef alındığı aktarılıyor. 

NYT'nin incelediği "Meksika: RT'nin İstilası" başlıklı iç yazışmada, Meksika'nın başkenti Meksiko'daki Amerikan diplomatların, RT'nin ülkedeki "ani ve hızlı genişlemesi" hakkında uyarılarda bulunduğu görülüyor. 

Nisan 2024 tarihli yazışmada şu ifadelere yer veriliyor: 

RT'nin Meksika'daki agresif yatırımı, güvenilirliğini artırma ve ABD'yi zayıflatma stratejisi, halkın mevcut algısını değiştirme tehdidi yaratıyor. Meksika misyonunun, RT'nin iyi finanse edilen çabalarına karşı koymak için daha fazla kaynağa ihtiyacı var.

Meksiko'daki ABD Büyükelçiliği'nden gönderilen mesajda, RT en Español'un X'te çevrimiçi izlenme sayısının 2022'de 191 binden bir yıl sonra 715 milyona fırladığı aktarılıyor. 

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'daki varlığını artırdığı, potansiyel izleyici sayısının 670 milyona ulaştığı belirtiliyor.

RT'nin Meksika'da bu kadar yaygınlaşmasında, eski Devlet Başkanı López Obrador döneminde görev yapan ve Rusya yanlısı olmakla eleştirilen bazı yetkililerin etkili olduğu savunuluyor. Obrador'un devlet başkanlığı geçen yıl ekimde sonlanmış, yerine seçimleri kazanan Claudia Sheinbaum gelmişti. Sheinbaum da Obrador'un kurduğu iktidardaki Ulusal Yenilenme Hareketi (Morena) partisinden.

NYT, Obrador veya Morena yetkililerinin yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor.  

Meksiko'daki Rus Büyükelçiliği ise iddiaları reddederek Sputnik ve RT'yi Amerikan medyasına tarafsız alternatifler diye niteledi. 

Bazı uzmanlar Donald Trump yönetiminin dezenformasyona karşı mücadele de geride kaldığını söylüyor. Washington merkezli düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu'ndan Bret Schafer şu değerlendirmeyi yapıyor: 

ABD küresel bilgi alanından çekiliyor ve yerine Rusya giriyor. Rusya'nın ABD'nin kendi arka bahçesinde ABD'ye karşı harekete geçmesi bir bakıma Soğuk Savaş anlayışının bir ürünü. Ruslar nüfuz artırmak için Latin Amerika'yı uzun zamandır bir öncelik olarak görüyor.

2022'de başlayan Ukrayna savaşının ardından ABD, Kanada, Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği, RT'yi ve kuruluşun üst düzey isimlerini yaptırım listesine almıştı.

Independent Türkçe, New York Times, BBC


Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post