Doğa yürüyüşü turizmi Suudi gençlerini cezbediyor

En ünlü doğa yürüyüşçüsü Ali el-Kahtani, Suudi Arabistan’ın simge yapılarını öne çıkardığını, çevre kültürünü desteklediğini söyledi

Doğa yürüyüşü meraklılarından biri Suudi Arabistan’da Sarat Ubeyde bölgesinde Meşasin tepesine tırmanıyor (Fotoğraf: Suudi Doğa Yürüyüşü Sitesi)
Doğa yürüyüşü meraklılarından biri Suudi Arabistan’da Sarat Ubeyde bölgesinde Meşasin tepesine tırmanıyor (Fotoğraf: Suudi Doğa Yürüyüşü Sitesi)
TT

Doğa yürüyüşü turizmi Suudi gençlerini cezbediyor

Doğa yürüyüşü meraklılarından biri Suudi Arabistan’da Sarat Ubeyde bölgesinde Meşasin tepesine tırmanıyor (Fotoğraf: Suudi Doğa Yürüyüşü Sitesi)
Doğa yürüyüşü meraklılarından biri Suudi Arabistan’da Sarat Ubeyde bölgesinde Meşasin tepesine tırmanıyor (Fotoğraf: Suudi Doğa Yürüyüşü Sitesi)

Suudi Arabistan'da doğa yürüyüşü sporu, son yıllarda dikkat çekici şekilde yükselen etkinlikleri gündemde. Doğa yürüyüşü etkinlikleri düzenlemek ve organize etmek amacıyla özellikle 2017 yılında Prens Bender bin Halid bin Fahd başkanlığında Suudi Tırmanma ve Yürüyüş Federasyonu kurulmuştu. Spor son yıllarda çokça gündeme gelmeye devam ediyor.
Suudi Tırmanma ve Doğa Yürüyüş Federasyonu, Suudi Arabistan’da dağcılık ve doğa yürüyüşünden tüm yönleriyle sorumlu olan kurum. Suudi Tırmanma ve Yürüyüş Federasyonu'nun misyonu, Suudi Arabistan’ı uluslararası yarışmalarda temsil etmek, yerel ve uluslararası yarışmalara ev sahipliği yapmak için tırmanma alanında yerel yetenekler ve becerilerin ortaya çıkmasını sağlamak.
Sporun Kaya Tırmanışı, Yürüyüş Rehberi, Dış Mekan Kaya Tırmanışı Antrenörü, İç Mekan Kaya Tırmanışı Eğitmenliği ve Tesis Üyeliği altında birçok dalları var.
Genellikle ilgili kurum tarafından belirlenen lisanslı bir doğa yürüyüş rehberi olup, sorumlulukları aktiviteye göre değişen farklı zorluk derecelerinde belirli güzergahlarda bir grup insan için açık havada trekking ve kamp yapmaktır. Şehirler ve kentsel alanların kapsamı dışında kalan dağ, vadi, kırsal, çöl, orman ve diğerleri gibi hücresel ve doğal alanlarda başlangıç ve varış noktaları ile belirtilen saatler, günler veya haftalar sürebiliyor.
Federasyon parkurlarda ve kamp alanlarında doğa yürüyüş sporu yaparken grubun güvenliğini ve gerekli kaynakları sağlamak için çalışıyor.
Suudi Arabistan'da, ülkenin güneyindeki Tanumah şehrinde 4 gün boyunca 15-19 yaş grubu tırmanma tutkunları için bir yaz akademisi kurulması gibi birçok yarışma düzenlendi.
Ali el-Kahtani bir grup sporseverle birlikte (Fotoğraf: Şarku’l-Avsat)
Şarku’l Avsat’ın Federasyon’un internet sitesinden aktardığı habere göre Federasyon’un Genel Müdürü Yasmin el-Kahtani, akademinin amacının gençliğin farklı kültürlerden olan kimselerle birlikte yaşama ve uyum sağlamasının yanı sıra sporcuların sayısını çoğaltmak ve katılımcılara katma değer sağlayan daha büyük bir katılım elde etmek olduğunu söyledi.
Genellikle her kurstan sonra kursiyerler ve katılımcılara bir sertifika veriliyor.
Federasyon himayesinde ve organizasyonunda gerçekleştirilen faaliyetler arasında “el-Baha Hiking Challenge” da yer alıyor. Rota, Belcerşi'deki Al-Heyca Park'tan el-Cenabeyn Barajı'na doğru 100'den fazla dağcının katılımıyla başladı.
Doğa Yürüyüşü Gençlik Akademisi daha önce de Taif şehrinin doğusundaki el-Vaba kraterinde, 14-19 yaşlarında 15 gencin katılımıyla dağ tırmanışını gerçekleştirdi.
Gezi, çevreyi korumaya, geliştirmeye, çevreye yönelik olumlu davranışları teşvik etmeye odaklanan bir hedefle gerçekleştirildi.
Suudi Tırmanma ve Doğa Yürüyüş Federasyonu, daha önce Hail’deki Sayhan dağ yolunun Suudi Arabistan dağ ürüyüşü için parkurlardan biri olmasını onaylamıştı.
Bu onay Suudi Federasyonu'nun iki yıl önce Hail sezonunda düzenlediği, 21 kilometre yürüyen ve bu sporun amatörlerinden büyük bir etkileşime tanık olan 30 farklı yaştaki erkek ve kadının katılımıyla düzenlenen yürüyüş etkinliğinin sonunda gelmişti.
Diğer taraftan Suudi Arabistan'da amatör doğa yürüyüşü meraklısı olan  Ali el-Kahtani, bu sporun Suudi vatandaşları ve ülkede yaşayan diğer insanlar arasında çok popüler olduğunu ve yürüyüş sporunun uygulanabileceği birçok alandan ve yerden yararlandığını ve bu konuda bir Suudi federasyonunun kurulmasının bu sporun son yıllarda dikkat çekici bir şekilde arttığının ve yayıldığının kanıtı olduğunu vurguladı.
Mühendis Ali el-Kahtani, yerel olarak bu sporu en başarılı olarak ilk uygulayanlardan ve bu sporun hayranlarından.
Suudi Arabistan'da yürüyüş sporunun arkadaş grupları için bir hobi olarak başladığını, Riyad, Abha, el Baha ve Cazan'daki bölgelere geziler düzenlemek suretiyle belirli bir bölgenin ziyaret edildiğini ve o dönemde sporun yapıldığını ve bu nedenle resmi bir lisans aldığını ve aklına bir federasyon kurma fikrinin bu dönemde geldiğinden bahsetti.
El-Kahtani, yürüyüşün sadece dağlara tırmanmak veya yürümek değil, Suudi turizmini ve antik tarihi yerlerini göstermenin yanı sıra, katılımcıların çevreye olan ilgisinin altını çizerek ve geziden sonra iz bırakmamak olduğunu vurguladı.
Geçtiğimiz yıllarda BAE ve Umman'da birçok kişinin Körfez şampiyonasına katıldığını ve Ra’s el Hayme Emirliği'ndeki yürüyüş etkinliğine katılımın Körfez topluluklarında büyük yankı uyandırdığını ve 2018 yılında Sude Asira’da Spor Bakanlığı ve Herkes İçin Spor Federasyonu'nun katılımıyla gerçekleştirilen ve destek olan Suudi milli atletizm takımının da yardımıyla koşu için resmi olarak uygulanan bir şampiyona izledi. Aynı şekilde Cazan bölgesinde de bir doğa yürüyüşü etkinlikleri gerçekleştirildi.
Bu spor, her uygulayıcıya özgüveni sağlamasının yanı sıra onu takım çalışması konusunda eğittiğine ve ayrıca Suudi Arabistan’ın her yerinde spor için uygun yerler keşfettiğimiz için ülkedeki birçok turistik yeri keşfetmeye yardımcı olduğuna dikkat çekti.
Mart ayında Suudi Arabistan'da doğa yürüyüş sporunun yapıldığı en yüksek zirvelerden biri olan Sude Asir bölgesinin keşfi birçok deneyime imkan sağladı.  Aynı şekilde Cizan ve Taif'teki dağlık alanlar ve Cidde'ye bitişik el-Kamil bölgesi, el-Ula, Kaviye ve Eflac şehirlerinde ve yine el-Baha’daki el-Mendak’ta doğal yapıların, yüksek tepelerin bulunduğuna şahit olduk.
El-Kahtani, doğa yürüyüşü ile dağ tırmanışı arasında fark bulunduğunu, doğa yürüyüşünün özel aletlerle donatılmış dağ tırmanışından farklı olduğuna işaretle şunları söyledi: “Birlikte yürümeyi ve tırmanmayı gerektiren yükseklikte alanlar olduğunu bilerek yapmıyoruz. Bu da şu anda Suudi Arabistan’daki resmi bir federasyonun gözetimi altında olan tırmanışta olduğu gibi, katılımcıları tehlikeleri konusunda bilgilendirmemizi ve katılım konusunda tam sorumluluk almamızı sağlıyor.”
Yürüyüşün birinci sınıf bir toplum sporu olduğunu, yürüyüş ve turizmi birleştiren, tüm katılımcılara negatif enerji veren yorucu bir spor olduğunu ve aynı zamanda birlikte yürüyüş ve tırmanma pratiği yaptığımız alanlar düşünüldüğünde meditatif bir spor olduğunu vurguladı. Sporcunun kaslarının güçlü olması ve yürümesine yardımcı olması gerektiği için bu sporun fiziksel hazırlığa ihtiyacı olduğuna dikkati çekti.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.