İran’ın Kürdistan eyaletinde protestolar artarken DMO Erbil'in eteklerini bombalıyor

Göstericilerin bir sınır kentini ele geçirdiğine ilişkin haberler gelirken, Tahran bu iddiaları reddediyor

Erbil’in Sidekan bölgesine topçu ateşi açıldı (Rudaw)
Erbil’in Sidekan bölgesine topçu ateşi açıldı (Rudaw)
TT

İran’ın Kürdistan eyaletinde protestolar artarken DMO Erbil'in eteklerini bombalıyor

Erbil’in Sidekan bölgesine topçu ateşi açıldı (Rudaw)
Erbil’in Sidekan bölgesine topçu ateşi açıldı (Rudaw)

İran'da bir Kürt kentinin protestocuların eline geçtiğine ilişkin haberlerin gelmesinin ardından İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Irak’ın Kürdistan bölgesindeki Sidekan’da muhalif Kürt partilerinin merkezlerine topçu saldırısı düzenledi.
Reuters haber ajansına göre İran devlet televizyonu, rejim karşıtı Kürt gruplara işaret ederek DMO’nun Irak'ın kuzeyinde ‘İran karşıtı teröristlerin karargahlarını’ hedef aldığını bildirdi.
İran, Türkiye ve Irak'ın Kürdistan bölgesi arasındaki sınır üçgeninin yakınında bulunan Uşnu’nun protestocuların eline geçtiğine ilişkin farklı söylentilerin ortaya çıkmasının ardından gazeteciler ve aktivistler, DMO topçu birliğinin Uşnu şehrinin eteklerinde ani topçu saldırısı gerçekleştirdiğini söyledi.
Tahran, silahlı İranlı Kürt muhalifleri Kürt şehirlerinde, özellikle de İran'daki 10 milyon Kürt'ün çoğunun yaşadığı kuzeybatıda yapılan protestolara katılmakla suçluyor.
Buna karşılık, DMO’ya bağlı Tesnim Haber Ajansı, operasyonun en büyük İran karşıtı Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Komala Partisi’ne bağlı savaşçı grupların eliyle ‘gizli birimlerin ve büyük miktarda silahların içeri girmesine’ misilleme olarak yapıldığını belirtti.
DMO tarafından yapılan açıklamada, "Sınırlarda sürdürülebilir bir güvenliğin sağlanması, terör suçlularının cezalandırılması ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ndeki (IKBY) yetkililerin uluslararası düzenlemelere ve yasal vazifelerine göre sorumluluk almaları amacıyla bu operasyonlar devam edecektir” denildi.
Kürdistan bölgesindeki yerel medya ağı Rudaw’ın yayınladığı bir video kaydında İran bombardımanına maruz kalan Sidekan bölgesinin tepeleri gösterildi. Yerel bir yetkili, olayın ilk anlarında bombalama sırasında herhangi bir can kaybı kaydedilmediğini açıkladı ancak bir yangın çıktığına işaret etti. Video kaydında yükselen toz ve duman bulutları görülüyor.
Cuma günü geç saatlerde yayınlanan videolarda 40 bin nüfuslu Uşnu şehrinin sokaklarına dökülen binlerce protestocu olduğu görüldü.
BBC'nin Kürdistan bölgesindeki Farsça Servisi muhabiri Jiar Gül, Kürt aktivistlerin bombalamayı, dikkatleri Uşnu kentindeki mevcut durumdan başka bir yöne çekme girişimi olarak gördüklerini söyledi. Gül bazı yetkililerin ve güvenlik güçlerinin ailelerinin kenti terk ettiğine dikkat çekti. Ayrıca güvenlik güçlerinin DMO üslerinde ve İstihbarat Dairesi karargahında saklandığına işaret etti.
Şarku'l Avsat'ın BBC'den aktardığı habere göre göstericiler şehirde nispeten sakin geçen bir günün ardından dün evlerine dönmeden önce bir ateşin etrafında toplandı. Uşnu şehri üzerinde alçak irtifadan uçan askeri bir helikopter, şehir sakinleri arasında paniğe neden oldu.
İnsan hakları örgütü Hengaw, ülkenin 10 milyon Kürt'ün çoğunun yaşadığı kuzeybatısındaki birkaç beldenin cuma günü genel bir greve tanık olduğunu belirtti.
İran Yargı Erki'nin yayın organı Mizan Ajansı ise, protestocuların Uşnu şehrinin kontrolünü ele geçirdiğine ilişkin söylentileri yalanlayarak, kentin ‘güvenlik güçlerinin kontrolünde’ olduğunu ve durumun ‘normal’ olduğunu belirtti. Ajans haberinde, kentin durumu ile ilgili söylenenlerin ‘düşman medyanın büyük bir yalanı’ olduğunu vurgulayarak, “Şu anda Uşnu şehri ve bu şehirlerin merkez hapishanesi tamamen güvende” ifadelerini kullandı.
İran medyasının aktardığına göre Kürdistan Emniyet Müdürü Ali Azadi, güçlerinin ‘protestolar sırasında çıkarılan isyanları ve suikastları organize eden’ bir ‘hücreyi’ tutukladığını bildirdi. Azadi, “Polis güçleri, öngörülü bir adımla kamu mülklerini ateşe vermek için kullanılacak 44 Molotof kokteyli ve hızlı ateş yakma tüplerini ele geçirmeyi başardı” diyerek ‘yakıt sevkiyatlarına’ da el konulduğuna da işaret etti.
Kürdistan bölgesindeki polis güçleri ise perşembe günü yaptığı açıklamada, 100'den fazla güvenlik görevlisinin yaralandığını duyurdu.
Kürt İnsan Hakları Ağı dün, Mahsa Emini’nin ölümü ile ilgili gerçekleşen protestolarda en az dört Kürt çocuğun öldürüldüğünü bildirdi.
İnsan Hakları Ağı, batıdaki Uşnu, Urmiye, Piranşehr ve İslamabad şehirlerinde çevik kuvvet polisi ve Besic güçleri tarafından dört küçük çocuğun öldürüldüğünü belirtti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), İran protestolarına ilişkin yayınladığı ilk istatistiklerde İran protestolarında dört çocuğun öldüğünü doğruladı.
Piranşehr kentinde İran yargı merkezi önünde çok sayıda ailenin toplandığı ve kentte en az 36 kişinin gözaltına alındığı kaydedildi.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe