ABD, Avustralya için nükleer denizaltı üretimini hızlandırmayı planlıyor

AUKUS ittifakı duyurulalı bir yıl oldu.

ABD, Avustralya için nükleer denizaltı üretimini hızlandırmayı planlıyor
TT

ABD, Avustralya için nükleer denizaltı üretimini hızlandırmayı planlıyor

ABD, Avustralya için nükleer denizaltı üretimini hızlandırmayı planlıyor

ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya arasındaki AUKUS ittifakının duyurulmasının birinci yıl dönümünde, üç ülkenin liderleri bu ortaklığa olan ihtiyacın halen net olduğunu vurguladılar.
Koalisyonun insan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve anlaşmazlıkların zorlama olmaksızın barışçıl şekilde çözülmesine saygı duyan uluslararası bir düzeni desteklemek amacıyla bir araya geldiği kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
 “Avustralya’nın konvansiyonel nükleer silahlarla donanmış denizaltılar edinmesi konusunda son 12 ayda büyük bir ilerleme kaydettik. Avustralya’nın bu imkanı mümkün olan en kısa sürede edinmesine yönelik taahhüdümüzü korumada kararlıyız.”
Söz konusu açıklamadan önce basında yer alan haberlerde, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Çin ile artan gerilim sebebiyle bazı denizaltılarının Avustralya’da üretilmesi ihtimali de dahil olmak üzere denizaltılarının üretimi ve teslim edilme sürecini hızlandırmak amacıyla bazı fikirleri görüştüğü belirtilmişti.
Üç liderin açıklaması, bu yöndeki çabalarda en üst düzeyde genel güvenlik, nükleer güvenlik ve gözetim konusundaki taahhütlerini teyit ederken Avustralya’nın ‘nükleer silah edinmek için çalışmadığı ve bunları edinmeyeceği’ vurgulandı.
Wall Street Journal’a göre Avustralya’nın denizaltılarının ilk teslimatının 2030’ların ortalarında gerçekleşmesi planlanıyor. Ancak Washington, sekiz denizaltının yapımını hızlandırmak istiyor ve birkaçının Avustralya’da üretilmesi imkanını inceliyor. Ancak bu konu birçok engelle karşılaşıyor ve uzun vadeli büyük çabalar gerektiriyor. Columbia sınıfı yeni nükleer denizaltıların üretilmesinden sorumlu olan Amiral Scott Pappano ağustos ayında, ABD sanayi üssünün genişletilmesi için büyük bir çaba gösterilmezse, Avusturya için denizaltı üretiminin ABD’nin kendi denizaltılarını inşa etmeye yönelik çalışmalarını etkileyeceğini söyledi. Pappano “Büyük yatırımlar olmaksızın sanayi üssümüze daha fazla denizaltı yapımını eklersek, bu bize büyük zarar verir” ifadelerini kullandı.
Gazetenin eski bir ABD denizaltı komutanından aktardığına göre ABD ve İngiltere, denizaltı nükleer enerjisi enstitülerine davet edilen Avustralyalı öğrencilerle hassas denizaltı nükleer enerji bilgilerinin paylaşılmasında çok mütevazı bir ilerleme kaydedildi. Ancak Avustralya’nın 2030’da ilk nükleer denizaltılarını konuşlandırabilmesi için çok daha fazla çalışmanın yürütülmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Bu konuda atılabilecek en iyi adımın, Avustralya denizaltılarının üretilmesi amacıyla ABD’deki nükleer denizaltı üretim kapasitesinin genişletilmesine finansman sağlamak olacağını vurguladı. Biden yönetimi, ABD’nin yeni denizaltılar üretme kapasitesini artırmak için Kongre’ye sunulan 2023 bütçesindeki 750 milyon dolar da dahil olmak üzere önümüzdeki yıllarda 2,4 milyar dolar harcanmasını önerdi. AUKUS liderlerinin açıklaması, ittifakın hipersonik ve anti-sonik teknoloji, elektronik ve siber savaş yetenekleri, yapay zeka ve otomatik kullanım, kuantum teknolojileri ve ek denizaltı imkanları gibi gelişmiş yetenek girişimlerinde işbirliği sürecinde büyük adımlar attığını vurguladı.
Aynı zamanda bilgi ve teknolojinin paylaşımını artırmaya, endüstriyel üslerinin ve tedarik zincirlerinin daha güçlü bir entegrasyonu sağlamaya ayrıca bu girişimlerde daha fazla ilerleme kaydedilmesi amacıyla savunma alanında inovasyon projelerini hızlandırmaya devam ediliyor.
Ancak AUKUS İttifakı Koordinatörü James Miller, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’ne böyle bir iş birliği çabasının nasıl olabileceğine yönelik ayrıntıları vermese de ABD ve Birleşik Krallık’ın, Avustralya’nın nükleer denizaltı programına güçlü bir şekilde dahil olacaklarını belirtti. Miller açıklamasında “Detaylar üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Ancak önümüzdeki uzun yıllar boyunca çok yakın bir üçlü ortaklığa ihtiyacımız olduğuna şüphe yok” ifadelerini kullandı.



Hintli yetkili: Çin, son çatışmada Pakistan'a "gerçek zamanlı veri" sağladı

Pakistan ve Hindistan arasındaki Kontrol Hattı’nda nöbet tutan bir Hint askeri, (Arşiv-AFP)
Pakistan ve Hindistan arasındaki Kontrol Hattı’nda nöbet tutan bir Hint askeri, (Arşiv-AFP)
TT

Hintli yetkili: Çin, son çatışmada Pakistan'a "gerçek zamanlı veri" sağladı

Pakistan ve Hindistan arasındaki Kontrol Hattı’nda nöbet tutan bir Hint askeri, (Arşiv-AFP)
Pakistan ve Hindistan arasındaki Kontrol Hattı’nda nöbet tutan bir Hint askeri, (Arşiv-AFP)

Hindistan genelkurmay başkan yardımcısı dün yaptığı açıklamada, Çin'in mayıs ayında Pakistan ile komşusu arasında yaşanan kanlı çatışmalar sırasında İslamabad'a, Hindistan'ın önemli noktalarının “anlık verilerini” sağladığını belirterek, ülkedeki hava savunma sistemlerinin acilen güçlendirilmesi çağrısında bulundu.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre nükleer silaha sahip iki ülke, on yılların en şiddetli çatışması olarak nitelendirilen ve dört gün süren çatışmada füzeler, insansız hava araçları (İHA) ve topçu ateşi kullandı.

Son çatışma, nisan ayında Hindistan'ın kontrolündeki Keşmir bölgesinde Hindu turistlere düzenlenen saldırının ardından patlak verdi. Yeni Delhi, ateşkes anlaşması imzalanmadan önce saldırıdan İslamabad'ı sorumlu tuttu. Pakistan ise turistlere yönelik saldırıya karıştığı iddialarını yalanladı.

Yeni Delhi'de düzenlenen bir savunma sanayi etkinliğinde konuşan Korgeneral Rahul Singh, çatışma sırasında Hindistan'ın iki düşmanla savaştığını, Pakistan'ın "doğrudan", Çin'in ise "mümkün olan her türlü desteği" sağladığını söyledi.

Singh, Hindistan'ın Çin tarafından sağlanan bilgileri nasıl öğrendiğini açıklamadı.

Hindistan daha önce, Pakistan ve Çin arasındaki yakın ilişkiye rağmen, çatışma sırasında Pekin'den herhangi bir fiili yardım yapıldığına dair herhangi bir işaret olmadığını belirtmişti.

Pakistanlı yetkililer, çatışmada Çin'den aktif destek aldıkları iddialarını yalanlamış, ancak Pekin'in çatışmalar sırasında uydu ve radar yardımı sağlayıp sağlamadığı konusunda yorum yapmaktan kaçınmışlardı.