Dini Siyonizm İsrail büyük şehirlerinde oylarını arttırıyor

İsrail seçim panoları iki Arap liderin öldürülmesini teşvik ediyor

Ultra-Ortodoks bir Yahudi, Likud seçim panolarının yanında yürüyor, panolardan biri Netanyahu, diğeri Gantz ve Tibi'yi gösteriyor, Şubat 2020 (Reuters)
Ultra-Ortodoks bir Yahudi, Likud seçim panolarının yanında yürüyor, panolardan biri Netanyahu, diğeri Gantz ve Tibi'yi gösteriyor, Şubat 2020 (Reuters)
TT

Dini Siyonizm İsrail büyük şehirlerinde oylarını arttırıyor

Ultra-Ortodoks bir Yahudi, Likud seçim panolarının yanında yürüyor, panolardan biri Netanyahu, diğeri Gantz ve Tibi'yi gösteriyor, Şubat 2020 (Reuters)
Ultra-Ortodoks bir Yahudi, Likud seçim panolarının yanında yürüyor, panolardan biri Netanyahu, diğeri Gantz ve Tibi'yi gösteriyor, Şubat 2020 (Reuters)

Cephe ve Arap Değişim Hareketi’nn liderleri, Eymen    Udeh ve Ahmed et-Tibi'ye yönelik kışkırtma kampanyası ve beraberindeki ölüm tehditleri devam ederken, İsrail Polis Teşkilatı Operasyon Departmanı Sorumlusu Ofir Bender, özellikle işgal altındaki Doğu Kudüs kentinde ibadet eden Yahudileri, Yahudi Yeni Yılı Roş Haşanah tatili sırasında ibadethanelere ve sinagoglara giderken kişisel silah taşımaya çağırdı.
Resmi İsrail radyosu Kan, Bender'in "polisin terör operasyonlarıyla ilgili birçok uyarısı olduğunu" söylediğini aktardı. Kan, polisin her acil duruma uygun şekilde müdahale etmeye hazır olduğuna, ancak vatandaşların gerekli önlemleri alması gerektiğine dikkat çekti.
Panoda milletvekilleri Eymen Udeh ve Ahmed et-Tibi ile Yahudi ortaklarının fotoğrafları ve Tevrat'tan bir alıntı yer alıyor: "Düşmanlarımızı kovalım".
İtamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich liderliğindeki Dini Siyonizm Partisi'nin seçim pankartları, Cuma gününden beri büyük şehirlerde reklam panolarını kapladı. Panolar, Cephe ve Arap Değişim Hareketi’ne karşı açık cinayet tahriki dahil, Filistinli Arapların anavatanlarından toplu olarak sınır dışı edilmesi çağrısında bulunan bu partinin politikasını ortaya koyuyor. Ben-Gvir konuyla ilgili görüşünü şöyle açıkladı: “İsrail'in güvenliğini yeniden tesis eden sağcı bir hükümet kuracağız. Her terörist idama mahkum edilmelidir. Teröristlere veya terörü kışkırtanlara ateş açan her polisi korumalıyız. Tibi, Odeh ve Kasif gibi teröristler sınır dışı edilmelidir".
Cephe ve Arap Değişim Hareketi, kışkırtmaya yanıt olarak, Ben-Gvir'in her seferinde kanlı yüzünü ortaya koyduğunu, hatta ırkçılık, kışkırtma ve yerinden etme niyetleriyle akıl hocası Kehana'dan daha iyi performans gösterebileceğini kanıtladığını belirtti. Hareket, faşist güçlerin seçimleri Araplara ve onların temsilcilerine karşı kışkırtmak için ilk kez kullanmadığını da sözlerine ekleyerek, "Ancak Ben-Gvir, İsrail'deki faşist gerilemenin doğasını ve Kahanist sözlerin kamusal alandaki egemenliğini ifade eden eşi görülmemiş kanlı bir kışkırtmayla tehlikeli bir noktaya ulaşıyor. Ben-Gvir, hareketin temsilcilerini, her alanda kendisine ve faşizmine karşı durdukları için değil, esas olarak varlığı ve bekası bir bütün olan Arap topluluğunu temsil ettikleri ve bu topluluk ile Yahudi ilerici güçler arasındaki ortaklığı sağladıkları için hedef gösteriyor" ifadelerini kullandı
Cephe ve Arap Değişim Hareketi, bu kışkırtıcı pankartların kaldırılması ve Ben Gvir'in cinayete teşvik suçlamasıyla yargılanması talebiyle seçim komitesine ve hükümetin yargı danışmanına gideceğini açıkladı.
Kamuoyu yoklamalarının Ben-Gvir'in partisine önümüzdeki seçimlerde 6 milletvekili olan mevcut gücünün iki katı 12-13 sandalye verdiği ve partinin Mescid-i Aksa'nın avlularında Yahudilere ibadet özgürlüğünü kabul ettirmek için bir kampanya yürüttüğü biliniyor.
 İsrail polisi, Pazar sabahından beri güvenlik önlemlerini en üst düzeye çıkardı ve binlerce polisini, özellikle işgal altındaki Kudüs'te ve İsraillilerin yoğun olduğu bölgelerde konuşlandırdı.
Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Beerşeba belediyesi, görevi polisin yerine geçmek ve vatandaşları korumak olan “Güvenlik Devriyesi” adı altındaki silahlı milisleri finanse etmek amacıyla şehirdeki vatandaşlara yeni bir vergi uygulamaya başladı. Bu durum Arap liderler için bir endişe kaynağı oldu.
Devriye, polis teşkilatındaki görevinden istifa eden eski bir memurun, kendi ifadesiyle “poliste insan kaynağı eksikliği” nedeniyle görevini yapamamasından dolayı görevine başladı.
Negev (Necef) Araplarının liderlerinin görüşüne göre, bu devriye, diğer kasabalarda olduğu gibi sıradan bir polis gücü veya gönüllü devriye ekibi değil, daha ziyade, ağır silahlı muhafızlardan oluşan ve İç Güvenlik Bakanlığı ve polisin izniyle faaliyet gösteren özel bir güvenlik şirketinin uzman gücü.
Güney Bölgesi polis şefi Peretz Amar Pazar günü bir radyoya verdiği röportajda, “Güneydeki durum Tel Aviv'den farklı. Güneyde Bedeviler var ve Bedeviler yasalara uymuyor, kültürlerine tabiler ve kendi yasalarına uyuyorlar” diye belirtti.



Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın Somali'ye askeri desteğinin sınırları ne?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de bir askeri iş birliği protokolünün imza törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Somali'nin Mısır'dan askeri destek aldığını tekrar tekrar açıklaması, Addis Ababa ile çatışma halinde olan Mogadişu hükümetine verilen bu desteğin sınırları ve Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland bölgesinde bir deniz limanı elde etme çabalarına ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Somali Dışişleri Bakanı Ahmed Muallim Fiqi, ülkesinin ‘Mısır'dan askeri yardım ve mühimmat’ aldığını açıkladı. Fiqi cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında, ‘Kahire'nin Somali için destekleyici bir rol oynadığını ve tarihsel olarak her zaman Mogadişu'yu savunduğunu’ belirtti.

Uzmanlar ve askeri yetkililer Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin şekillerini sıraladılar. Somali'nin şu anda karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları çerçevesinde bu desteğin “ortak savunma ve bilgi alışverişinin yanı sıra Afrika Birliği (AfB) barışı koruma güçlerine katılımı” da içerdiğini ifade ettiler.

Mısır, Etiyopya hükümetinin ocak ayında Somaliland ile imzaladığı ve Etiyopya'nın Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıması karşılığında, Addis Ababa'nın bir deniz limanı alacağı mutabakat zaptına karşı çıktı. Kahire söz konusu anlaşmayı ‘Somali'nin egemenliğine saldırı’ olarak değerlendirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Somalili mevkidaşı Hasan Şeyh Mahmud geçtiğimiz ağustos ayında Kahire'de ‘askeri iş birliği protokolü’ imzaladı. Sisi ayrıca ülkesinin Ocak 2025'ten itibaren AfB’nin barışı koruma güçlerine katılacağını duyurdu.

Mısır Askeri Akademisi danışmanlarından Tümgeneral Pilot Dr. Hişam el-Halebi'ye göre Mısır'ın Somali'ye askeri desteği ‘Somali tarafından gelen ve Somali Cumhurbaşkanı tarafından sunulan resmi bir talebe’ dayanıyor.

El-Halebi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'nin Mogadişu'ya sağladığı güvenlik ve askeri yardım iki şekilde gerçekleşiyor. Birincisi, AfB'nin barışı koruma güçleri çerçevesinde, hafif silahlı Mısır güçlerinin de katılımıyla, güvenliğin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması. İkincisi ise iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında ikili iş birliği çerçevesinde gerçekleşiyor. Somali ordusunun etkinliğini ve yeteneklerini arttırmak için eğitim programlarını içeriyor” ifadelerini kullandı.

El-Halebi, ‘Mısır'ın askeri desteğinin kimseye karşı olmadığını ve diğer bölgesel taraflarla savaşmayı amaçlamadığını’ belirtti. ‘Mısır'ın Somali'yi terör örgütlerinin tehdidi ve Kızıldeniz bölgesinin güvenliğiyle ilgili güvenlik sorunları çerçevesinde desteklemeyi amaçladığını’ ifade eden el-Halebi, bunun, ‘Mısır'ın Libya, Sudan, Yemen ve Suriye'ye yönelik politikasıyla aynı olan, egemenliklerini korumak için çatışmalarla karşı karşıya olan ülkelerin ulusal kurumlarını desteklemeye dayanan dış politika parametreleriyle tutarlı olduğunu’ kaydetti.

Somali geçtiğimiz ağustos sonunda, Mısır'ın barışı koruma güçlerine katılımının bir parçası olarak Mısır askeri teçhizatının ve heyetlerinin başkent Mogadişu'ya geldiğini duyurdu. Bunu, Etiyopya'nın ‘bölge için risk oluşturan bazı ülkelerin dış müdahalesini eleştiren’ açıklaması izledi. Söz konusu açıklamada, ‘buna karşı kayıtsız kalınmayacağı’ belirtildi.

Öte yandan el-Halebi, Etiyopya'nın Kızıldeniz'de bir liman elde etme hamlesini eleştirerek, bunun ‘uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini ve Somali'nin endişesinin meşru olduğunu, zira Etiyopya'nın hamlesinin, bölgenin resmi olarak bölünmesinin bir başlangıcı olduğunu’ vurguladı.

Mısırlı Afrika uzmanı Rami Zuhdi, Mısır'ın Somali'ye verdiği askeri desteğin sınırlarını ve şeklini sıralayarak, bunun ‘ortak savunma anlaşması, bilgi alışverişi, Somali silahlı kuvvetleri için eğitim programları ve AfB barışı koruma güçlerine katılımı’ içerdiğini belirtti. Zuhdi, ‘barışı koruma misyonundaki Mısır güçlerinin 10 bin personele ulaşabileceğini, bunların 7 bininin sınır korumasına, 3 bininin ise şehirlerdeki güvenlik durumunun korunmasına katılacağını’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zuhdi, “Mısır'ın istikrarı sağlama ve Somali'yi koruma arzusu, karşılıklı savunma anlaşması ve uluslararası hukuk kuralları doğrultusunda askeri iş birliği seviyesini mümkün olduğunca sınırsız hale getirebilir” dedi.

“Kahire, Somali'nin bağımsızlığından bu yana Mogadişu'ya her zaman destek olmuştur” diyen Zuhdi, ‘bu desteğin kriz dönemlerinde arttığını ve şekillerinin çoğaldığını’ belirtti. Zuhdi ayrıca ‘mevcut Somali Cumhurbaşkanı’nın Mayıs 2022’de göreve gelmesinden bu yana Kahire'yi üç kez ziyaret ettiğini’ vurguladı.

Somali, topraklarında Etiyopya birliklerinin varlığını sürdürmesi nedeniyle bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya. Zuhdi, Addis Ababa'nın AfB barış gücü misyonunun bir parçası olarak bu yılın sonunda görev süresi dolacak olan birliklerini sürdürmekte ısrar etmesi halinde gerilimin artabileceğini kaydetti.

Somali Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde basına yaptığı açıklamada, AfB barış gücü misyonuna katılan Etiyopya güçlerinin bu yılki görev sürelerinin sonunda Somali topraklarını terk etmelerini talep etti. Etiyopya güçlerinin bölgede kalışını ‘ülkesinin mevcut tüm imkanlarla mücadele edeceği askeri bir işgal’ olarak değerlendiren Fiqi, ‘Addis Ababa'nın sadece deniz limanlarını elde etmeye değil, Somali topraklarını kontrol etmeye ve egemenliğine katmaya çalıştığına’ işaret etti.