Fetüslerin, anne havuç yiyince güldüğü, karalahana yiyince yüzünü ekşittiği belirlendi

"Şaşırtıcı"

Havucun bebekleri "güldürdüğü" görüldü (Durham Üniversitesi)
Havucun bebekleri "güldürdüğü" görüldü (Durham Üniversitesi)
TT

Fetüslerin, anne havuç yiyince güldüğü, karalahana yiyince yüzünü ekşittiği belirlendi

Havucun bebekleri "güldürdüğü" görüldü (Durham Üniversitesi)
Havucun bebekleri "güldürdüğü" görüldü (Durham Üniversitesi)

Bebeklerin anne karnında tat ve kokuya tepki verdiğine dair ilk doğrudan kanıt elde edildi. Hakemli bilimsel dergi Psychological Science'ta dün yayımlanan araştırmada, bebeklerin havuca “gülen surat” ifadesi, karalahanaya “ağlayan surat” ifadesi takındığı belirlendi.
Anne karnındaki bebeklerin, amniyotik sıvının solunması ve yutulması yoluyla tat ve kokuyu deneyimlediği düşünülüyor. Ancak bu konuda yapılan önceki çalışmalar, doğum sonrasında elde edilen sonuçlara dayanıyordu.
Durham üniversitesi Psikoloji Bölümü'den Beyza Üstün'ün liderliğindeki araştırma ekibi, fetüslerin belirli tatları ayırt edip edemediğini görmek için 18-40 yaşları arasındaki 70 hamileyi iki gruba ayırıp ultrason görüntülerini inceledi.
Ultrason taramasından 20 dakika önce bir gruptan toz karalahana, diğer gruptan toz havuç tüketmeleri istendi.
Uzmanlar ayrıca bir arşivden alınan, taramadan önce herhangi bir gıda tüketmeyen 30 hamilenin verilerini de analiz etti.
Bunun ardından fetüslerin, gülme ve ağlamaya benzeyen yüz hareketlerinin analizi gerçekleştirildi.
Bulgular fetüslerin, karalahana kapsülü tüketildiğinde yüzünü ekşittiğini gösterdi. Anne havuç tozu aldığında fetüs, karalahana tozu kullanıldığında ya da hiçbir toz alınmadığındaki zamana göre yaklaşık iki kat fazla gülen surat ifadesi takındı.
Üstün, "Bu, fetüslerin reaksiyonunu doğumdan önce gösteren ilk çalışma. Sonuç olarak doğumdan önce bu tatlara tekrar tekrar maruz kalmanın, doğum sonrası yiyecek tercihlerinin belirlenmesini sağladığını düşünüyoruz" dedi.
Üstün, bulgularının sağlıklı beslenme konusunda önem arz edebileceğini vurguladı.
Makalede imzası olan Dr. Benoist Schaal da sonuçların bu kadar net olmasını "şaşırtıcı" diye niteledi.
Araştırma ekibinde yer almayan Dr. Julie Mennella bulguların, bebeklerin amniyotik sıvı aracılığıyla annenin beslenme düzeni hakkında bilgi edinmeye başladığını gösteren önceki çalışmaları desteklediğini kaydetti. Mennella öte yandan kontrol grubundaki fetüslerin, havuç ve karalahana gibi farklı sebzelere önceden maruz kalıp kalmadığının bilinmediğini vurgulayarak uyardı.
Independent Türkçe, Guardian, EurekAlert



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy