Gürcistan: Ülkeye giriş yapan Rusya vatandaşların sayısı yaklaşık yüzde 45 arttı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Gürcistan: Ülkeye giriş yapan Rusya vatandaşların sayısı yaklaşık yüzde 45 arttı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Rusya'da kısmi seferberlik ilan edildiğinden bu yanan Gürcistan'a giriş yapan Rus vatandaşlarının sayısının yaklaşık yüzde 45 arttığı bildirildi.
Gürcistan İçişleri Bakanı Vakhtang Gomelauri, son günlerde Rusya'dan Gürcistan'a kara sınır kapısından girenlerin sayısındaki artışla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Gomelauri, bazı kaynakların son bir haftada Rusya'dan "Kazbegi" sınır kapısını geçerek Gürcistan'a giren Rusların sayısının 250 bin olduğunu iddia ettiğini ama bunun doğru olmadığını kaydederek şu ifadeleri kullandı:
"250 bin kişinin girişine (iddiasına) gelince, Rus vatandaşlarından bahsediyoruz, bu yanlış ve yalan. O kadar fazla kişi girmedi ve bu rakamları nereden aldığınızı bilmiyorum. Yaklaşık 4 ila 5 gün önce günlük 5 bin ila 6 bin ziyaretçi geldi. Şimdi bu sayı yaklaşık 10 bine kadar yükseldi, yüzde 40 ila 45 civarında arttı ve 250 bin değil."
Genelde Rusya'dan Gürcistan'a giriş yapanların yüzde 60'ının geri döndüğünü aktaran Gomelauri, "Örneğin, önceki gün (Gürcistan'a) 11 bin 200 kişi geldi, dün gece 10 binden az, 100-200 bin kişi giriş yapmıyor. Karşılaştırılmasını yaparsak genelde ülkeye gelenlerin yüzde 60'ı çıkış yapıyor" diye konuştu.
Rus haber ajansı TASS ise Rusya tarafında Kuzey Osetya'da, 3 bin 600 binek araç da dahil olmak üzere Rusya-Gürcistan sınırından Gürcistan'a geçmeyi bekleyen yaklaşık 5 bin 500 araç olduğunu kaydetti.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP