Irak Dışişleri Bakanı: Nükleer anlaşmada sorun anlaşmanın maddelerinde değil diğer temel meselelerde

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Irak Dışişleri Bakanı: Nükleer anlaşmada sorun anlaşmanın maddelerinde değil diğer temel meselelerde

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, “Nükleer anlaşmada sorun anlaşmanın maddelerinde değil diğer temel meselelerde” dedi.
Irak Dışişleri Bakanı, New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 77. yıllık toplantısının oturum aralarında Şarku’l Avsat’a konuştu.
Şarku’l Avsat muhabiri Zeyd bin Kami ve Ali Berda’nın sorularını yanıtlayan Hüseyin, nükleer anlaşma müzakereleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
“Bölgedeki endişelerin bir kısmı, sadece bölgemizde değil, tüm dünyada çok sıcak bir tartışma konusu haline gelen İran nükleer programıyla da ilgili. Bu konuyla ilgili Irak’ın tavrı nedir?” sorusuna Iraklı Bakan, “Irak’ın tavrı net. Nükleer projede bir anlaşmaya varılmasından yanayız. Viyana görüşmelerini destekliyoruz. Aslında son iki yılda birçok kez, seçimler ve Demokratların zaferi sırasında, Washington ve Tahran arasında temasları sağladık. Seçimlerden önce ve sonra bazen her iki tarafa da yardım sağladık. Irak politikasının bu alandaki amacı, İslam Cumhuriyeti ile ABD arasında bir anlaşmaya varmaktır. Neden? Birincisi, çünkü bu meselenin bir Arap boyutu var. Bizde çok kriz varken bir kriz daha yaratmak bölgeyi doğrudan etkiliyor. İkincisi, Bağdat ve Washington arasındaki güçlü ilişkiler ve komşu İran ile olan güçlü ilişkiler sonucunda, iki taraf arasındaki herhangi bir gerginlik Irak siyasi gerçekliğini etkiliyor. İki tarafın bir sonuca varmasına yardımcı olmak Irak’ın lehinedir” yanıtını verdi.

-Anlaşma nihayet köşeyi döndü, ancak anlaşmaya varılmasını engelleyen bir şey oldu. Son zamanlarda nükleer anlaşmaya geri dönmenin karşısındaki anlaşmazlıkların ve zorlukların üstesinden gelmek için herhangi bir çaba sarf ettiniz mi?
Sarf ettik ve hala etmeye devam ediyoruz. Geçen hafta İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve öncesinde bazı ABD’li yetkililerle bu konuda bir görüşmem oldu. Hâlâ iki tarafı yakınlaştırmaya çalışıyoruz. Ama aslında sorunlar var. Sorun, nükleer anlaşma ile ilgili değildir. Sorun, İran ile 5+1 grubu (Güvenlik Konseyi’nin daimî üyelerinden; ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya) arasındaki müzakerelerle de ilgili değildir. Tahran ve Washington arasında nükleer anlaşma dışında bazı temel sorunlar var. Bunlar, anlaşmanın bir parçası oldu. Nükleer anlaşmanın dışından bahsettiğimde, anlaşma maddelerini kastediyorum. Anlaşma maddelerine ulaşıldı. Mesele şu ki, anlaşma ile anlaşma dışındaki bazı sorunların çözümü arasında bir bağlantı var. Bu sorunlar son zamanlarda kök salmaya başladı, ama biz hala iki tarafla diyalog halindeyiz ve göreceğiz. Allah’a şükür iki taraf da bize güveniyor.

-ABD tarafı, bahsettikleriniz dışında herhangi bir mesaj verdi mi?
Mesaj taşımıyoruz. Ama biz ABD ve İran tarafıyla konuşuyoruz. ABD tarafıyla İran’ın tavrını tartışıyoruz. İran tarafıyla ABD’nin tavrını konuşuyoruz. Anlaşmaya varmanın yollarını bulmaya çalışıyoruz. Ama bu konu sadece ABD ve İran meselesi değil. Bu konunun, okyanusta etkileri var. Rusya- Ukrayna savaşı da etkilere sahip. Rusya ve Çin’in de 5+1 grubunun bir parçası olması nedeniyle bu savaşa yönelik tutumların da etkisi var. Dolayısıyla İran- ABD nükleer anlaşması konusuyla örtüşen başka çatışmalar da var.

- Sizce bu anlaşma gerçekleşecek mi?
Bir şey söyleyemem. Ama bunu umut ediyorum.

-Yani şüpheleriniz var.
Şüphelerim yok. Ama aynı zamanda ABD içindeki siyasi durumu ve ABD’deki yaklaşan seçimleri de okuyorum. İran’ın siyasi ve iç durumunu ve şu anda İran’da var olan sorunları okuyorum. Rusya ile Ukrayna, Rusya ile ABD ve Çin ile ABD arasındaki çatışmaların haritasını okuyorum. Rusya, İran, Çin İran arasındaki ittifakların haritasını okuyorum. Tüm bunlar rol oynuyor.

RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN...



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe