Bloomberg: AB ülkeleri, Rus petrolüne tavan fiyatta anlaşamadı

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Macaristan'ın uygulamaya karşı çıktığı bildirildi

Rusya'ya yönelik muhtemel petrol yaptırımlarının ne kadar etkili olabileceği bilinmiyor (Reuters)
Rusya'ya yönelik muhtemel petrol yaptırımlarının ne kadar etkili olabileceği bilinmiyor (Reuters)
TT

Bloomberg: AB ülkeleri, Rus petrolüne tavan fiyatta anlaşamadı

Rusya'ya yönelik muhtemel petrol yaptırımlarının ne kadar etkili olabileceği bilinmiyor (Reuters)
Rusya'ya yönelik muhtemel petrol yaptırımlarının ne kadar etkili olabileceği bilinmiyor (Reuters)

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Rus petrolüne tavan fiyat uygulanması konusunda anlaşamadı.
ABD merkezli haber ağı Bloomberg'ün kimlikleri paylaşılmayan kaynaklardan edindiği bilgilere göre Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Macaristan uygulamaya karşı çıkan ülkeler arasında.
Görüşmelere yakın kaynaklar, Avrupa Komisyonu'nun hafta sonu düzenlediği toplantıda, tüm üye ülkelerin kabul edebileceği bir yaptırım paketinin oluşturulamadığını belirtti.
AB dönem başkanı Çekya'nın başkenti Prag'da 6-7 Ekim'de düzenlenecek AB Liderler Zirvesi'nden önce bir uzlaşma sağlamaya çalıştığı bildirildi. Öte yandan paketin ertelenme ihtimali olduğu da ifade edildi.
Birlikteki ülkelerin, silah üretiminde kullanılan elektronik akşamların Rusya'ya satışına kısıtlama getirmeyi planladığı, bu konuda fikir birliğine yakın olunduğu bilgisi de paylaşıldı.
Haberde, Rusya'dan en fazla petrolü satan alan Hindistan ve Çin'in tavan fiyat uygulaması benzeri bir yaptırıma yanaşmadığı hatırlatılarak, AB'nin uygulamasının hayata geçirilmesi durumunda ne kadar etkili olabileceğinin bilinmediği ifade edildi.
Fiyat tavanı uygulamasının yürürlüğe konması için AB üyesi 27 ülkenin de onay vermesi gerekiyor.
Aralarında Birleşik Krallık, ABD, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya'nın yer aldığı G7 ülkeleri, 2 Eylül'de tavan fiyat belirleme konusunda bir siyasi anlaşmaya varmıştı.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 7 Eylül'deki açıklamasında "Putin'in Ukrayna'daki acımasız savaşı finanse etmek için kullandığı geliri kesmeliyiz" diyerek tavan fiyatı sınırlamasını görüşeceklerini belirtmişti.  
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise aynı gün plana tepki göstererek "Eğer sözleşmelerimize ve çıkarlarımıza aykırı olursa petrol, doğalgaz veya kömür, hiçbir şey göndermeyiz. Batı bize şartlarını dikte edebilecek konumda değil, mantıklı düşünsünler" demişti.
Öte yandan Kremlin, yaptırımlar nedeniyle Avrupa'nın doğalgazını kısarak "enerji savaşı" açmakla suçlanıyor.
Rus enerji devi Gazprom, Kuzey Akım boru hattı üzerinden Avrupa'ya günlük doğal gaz sevkiyat kapasitesini 27 Temmuz'da yüzde 20'ye düşürdüğünü açıklamıştı. Rus doğal gazını Almanya'ya taşıyan Kuzey Akım boru hattı üzerinden sevkiyatlar 31 Ağustos-3 Eylül tarihlerinde bakım nedeniyle durdurulmuştu.
Independent Türkçe, Bloomberg, RT, AA



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.


Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
TT

Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)

Downing Street sözcüsü dün akşam yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü söyledi.

Açıklamada, “Gazze'deki durumu değerlendiren iki lider, son gelişmelerden duydukları derin endişeyi dile getirdiler ve barış sürecinin yeniden başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldılar” ifadeleri yer aldı.

İki lider, Ukrayna'daki durumla ilgili olarak anlamlı barış görüşmelerinin sağlanması için Rusya'nın 30 günlük ateşkese uyması gerektiğini vurguladı.

df
Ukrayna'nın Sumi bölgesinde Rusya sınırında askeri bir aracın yanında duran Ukraynalı askerler,  16 Ağustos 2024 (Reuters)

 


Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.