İsrail, Celile'de tren yoluna saldırı girişimini engelledi

İsrail ordusu (Arşiv-AFP)
İsrail ordusu (Arşiv-AFP)
TT

İsrail, Celile'de tren yoluna saldırı girişimini engelledi

İsrail ordusu (Arşiv-AFP)
İsrail ordusu (Arşiv-AFP)

İsrail polisi ve İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak), Celile (Galile) bölgesinde bir İsrail yolcu trenini hedef alacak saldırı girişimini engellediklerini açıkladı. Demiryolu şirketindeki bir uzmanın “son on yılların en tehlikeli terör operasyonu” olarak nitelendirdiği saldırıyı İsrail vatandaşı genç bir Filistinlinin planladığı iddia edildi. Şüpheli gözaltına alındı. Celile bölgesinde yaşayanların yüzde 65’i Filistinlilerden oluşuyor.
İsrail polisi, şüpheliyi ülkenin kuzeyindeki Akka ve Kermil'i birbirine bağlayan demiryoluna patlayıcı madde yerleştirmeyi başardıktan sonra göz-altına alınarak Şin-Bet tarafından soruşturmaya götürüldüğünü bildirdi. Açıklamada, bahsi geçen Arap gencin 20’li yaşlarda ve Celile sakinlerinden olduğu belirtilirken, daha fazla ayrıntı verilmedi. Kanal 12, şüphelinin demiryolu hattına “patlayıcı cihaz” yerleştirdiğini iddia etti. Ancak Hayfa Sulh Ceza Mahkemesi, 25 Ekim'e kadar geçerli olan bir kararla olayla ilgili soruşturma materyallerinin veya tutuklunun kimliğinin belirlenmesine yol açabilecek herhangi bir bilginin yayınlanmasını yasaklayan bir emir yayınladı.
Polise göre, tutuklanan genç Yahudi bayramları nedeniyle demiryolu seferlerinin tatile girmesinden yararlandı ve "tatil bitiminden bir sonraki yolculuğunda treni raydan çıkarmak için tasarlanmış bir madde yerleştirdi. Şüphelinin, "85 No'lu Cadde yakınında demiryolu hattında bir engel" keşfettiği sitenin yakınındayken tutuklandığını aktarıldı. İsrail polisi, Şin-Bet'in şüphelinin sorguya katıldığını doğrularken, niteliği belirtilmeyen engelin sabitlenmesi sonucunda "yaralanma ve hasar meydana gelmediğini" kaydetti. Şüpheliyle ilgili soruşturmaların tutuklandığı andan bu ana kadar devam ettiği ve bunun ardından İsrail güvenlik servislerinde alarm durumunun İsrail kasabalarını ve Batı Şeria sınırlarını kapsayacak şekilde genişletildiği belirtildi.
İsrail Demiryolları Genel Müdürü Shahar Ayalon, “Bu, İsrail güvenlik hizmetlerini rahatsız etmesi gereken tehlikeli bir saldırı girişimi. Fark edilmesiydi, genellikle 800 ile bin 500 arasında yolcu taşıyan lokomotiflerin raydan çıkması ve alabora olması tehlikesi ortaya çıkacaktı. Tren saatte 120-140 kilometre hızla seyahat ediyor. Vatban, özellikle failin kazanın uzak bir yerde gerçekleşmesini planlamasıyla Akabe'ye zamanında ulaşmadan hızı azaltıp treni durduramıyor. Yaralıları kurtarmak için ulaşılması zor bir alan. Bu operasyon, terör niyetlerinde önemli bir artışa işaret ediyor. Aynı zamanda failin İsrail vatandaşı olması tehlikesini artırıyor” şeklinde konuştu.
Şarku’l Avsat’ın yerel medyadan aktardığına göre Ayalon, şirketinin demiryolu bombalama operasyonları riskini göz önünde bulundurduğunu, çünkü geçmişte bu tür girişimlerde bulunulduğunu açıkladı. Bu nedenle, izleme cihazları, elektronik sensörler ve kameralar ve demiryolları boyunca sürekli devriyeler düzenliyor. Ancak tüm bu önlemler, şüphelinin genç cismi yerleştirmesine engel olmadı. Bu nedenle olay çok ciddiye alınıyor. Ayalon, istihbarat servislerinden koruma operasyonlarına daha geniş bir müdahale için talepte bulundu.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”