Abbas ve Gantz telefon görüşmesi gerçekleştirdi

Görüşme, mevcut halin kötüleşmesi ve güvenlik iş birliğine geri dönüş talebi sürecinde yapıldı.

Filistin Devlet Başkanı Abbas, Birleşmiş Milletler Genel Kurul'un son toplantısında konuşma yaptı.(Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Abbas, Birleşmiş Milletler Genel Kurul'un son toplantısında konuşma yaptı.(Reuters)
TT

Abbas ve Gantz telefon görüşmesi gerçekleştirdi

Filistin Devlet Başkanı Abbas, Birleşmiş Milletler Genel Kurul'un son toplantısında konuşma yaptı.(Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Abbas, Birleşmiş Milletler Genel Kurul'un son toplantısında konuşma yaptı.(Reuters)

İsrail hükümetinin Filistin yönetimine ‘İran'ın Batı Şeria'da kaosu yaymayı amaçlayan faaliyetleri’ hakkında ilettiği mesajların ardından Tel Aviv'den bir siyasi kaynağın aktardığı bilgilere göre Savunma Bakanı Benny Gantz, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas' ile telefonda bir görüşme gerçekleştirdi. Gantz, kaosun yayılması girişimlerini durdurmak için iki taraf arasındaki güvenlik iş birliğini yeniden sağlamayı talep etti.
Resmi Filistin Haber Ajansı, telefon görüşmesinin Gantz'ı tebrik etmek için gerçekleştiğini aktarırken İsrailli bir yetkili, görüşmenin nispeten kısa olduğunu ancak iki tarafın Batı Şeria'daki güvenlik durumu ve güvenlik iş birliğinin güçlendirilmesini konuştuğunu belirtti. Gantz’ın Abbas'tan artan gerilimi durdurmasını istediğini kaydetti.
İsrailli kaynaklar, Abbas'ın  Gantz’ı İbrani Yeni Yılı vesilesiyle tebrik etmek için pazartesi günü aradığını ve Gantz'ın görüşmeyi Abbas'ı ‘iki halkın çıkarı için güvenlik iş birliğini eski haline getirmeye’ çağırmak için kullandığını aktardı. İsrail Savunma Bakanlığı’na göre Gantz, Abbas ile Oslo Anlaşması açısından Yahudiye ve Samiriye'deki güvenlik durumunu, yasa ve düzenin korunmasını ve Filistin Yönetimi'nin A Bölgesi üzerindeki kontrolünün güçlendirilmesini sağlamak için güvenlik iş birliğinin güçlendirilmesi gereğini görüştü.
Filistin Devlet Başkanı, işgal altındaki Filistin topraklarındaki gerginliğin nedeninin İsrail'in günlük olarak devam eden toplu tutuklama kararlarından, yerleşimci milisleri saldırılar gerçekleştirmeye teşvik etmeye, hatta yerleşim projeleri başlatmaya ve Kudüs'e ve Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılara ve avlularında Yahudi dualarının dayatılmasına kadar vatandaşlara karşı uyguladığı sert tavırlardan kaynaklandığını vurgulayarak bu talebi reddetti.
Ancak Gantz, ‘İsrail ordusuna ve yerleşimcilere yönelik Filistin terör eylemlerinde önemli bir artış olduğu ve bu durumun orduyu büyük ölçüde varlığını hissettirmeye ve bu operasyonların uygulanmasını engellemek için örgütlerin peşine düşmeye zorladığı’ uyarısında bulundu. İsrailli kaynağa göre konuşma samimi bir şekilde gerçekleşmesine rağmen içeriği ‘sağırların konuşması’ gibiydi.
İsrail ordusunun, ‘İslami Cihad ve Hamas'ın İsrail'deki siyasi krizi fırsata çevirmeyi planlayan birçok hücresini tespit etme’ bahanesiyle İsrail ve yerleşim birimleri içinde operasyonlar yürütmek için bu yılın başından bu yana Filistin topraklarındaki baskıyı büyük ölçüde artırdığı biliniyor. Gantz, güçlerinin son üç ayda iki binden fazla Filistinliyi tutuklamasıyla övünüyor.
Ancak gözlemciler bu girişimi ‘ortak düşman Benjamin Netanyahu'ya karşı savaşta Naftali Bennett ve Yair Lapid başkanlığındaki Değişim Hükümeti'nin konumunu güçlendirmek için ordunun desteğini almak’ olarak değerlendirdi. Birçok eski İsrailli yetkili, yazar ve uzman bu uygulamalara karşı uyarıda bulunarak Filistinlilerin İsrail operasyonları karşısında boyun eğmeyecekleri ve sakinleşmeyecekleri, hatta onlara karşılık verecekleri için İsrail'in  umduğunun tam tersinin gerçekleşebileceğini kaydettiler. Mevcut hükümet koalisyonu düşene ve Netanyahu, Itamar Ben Gvir ve Bezal Smotrich gibi aşırı sağ partilerden bakanlar iktidara dönene kadar, içlerinden birinin Kudüs veya Tel Aviv'de büyük bir operasyon yürütmeyi başarmasının durumun kötüleşmesi için yeterli olduğu vugrulandı.

İran’ın parmağı
Tel Aviv'den siyasi kaynaklar, hükümette Filistin yönetimi ile temasların dosyasını ele alan ve geçen yıl Abbas ile üç kez görüşen Gantz'ın geçtiğimiz günlerde Abbas’a üst düzey generallerden oluşan bir heyet gönderdiğini ve kendisine “Batı Şeria'daki mevcut kaos, İran'ın arkasında olduğu Hamas'ın planının bir parçası ve İsrail'le durumu hem İsrailliler hem de Filistinliler aleyhine fırsata çevirmeyi amaçlıyor" dediğini aktardı.
Kaynaklar, Gantz heyetinin Abbas'ı bu planın Abbas döneminden sonra ve belki de ondan önce Filistin yönetimini yıkmayı hedeflediği konusunda uyardığını doğruladı. Abbas'ı planı bozmanın İsrail ve Filistin yönetiminin ortak çıkarı olduğuna ikna etmeye çalıştılar ancak Abbas buna "İsrail uygulamaları Filistin güvenlik servislerinin ellerini bağlayan ana unsurdur" yanıtını verdi.
Geçen hafta sonu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kürsüsünde iki devletli çözüme ve aralarındaki tam ayrılığa desteğini ifade eden İsrail Başbakanı Yair Lapid ile açıklamayı memnuniyetle karşılayan ancak Lapid'den kararını fiilen kanıtlamasını ve derhal müzakerelere başlanmasını isteyen Filistin Devlet Başkanı arasında heyecan verici bir tartışma yaşandı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Abbas o sırada İsrail'in ‘Oslo anlaşmasını ortadan kaldırdığını ve iki devletli çözümü yok etmeye çalıştığını’ söyledi. “Artık konuşabileceğimiz bir İsrailli ortak yok" ifadesini kullandı.

Hamas ve diğer grupların tepkisi
Hamas, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz'ı İbrani Yeni Yılı vesilesiyle kutlaması sebebiyle tepki göstererek yaşananları ‘Filistin halkının duygularını kışkırtmak’ olarak nitelendirdi. Hamas Sözcüsü Hazım Kasım şu açıklamada bulundu:
"Siyonist savaş bakanına yapılan bu tebrik, işgal ordusunun koruması altındaki Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıların artmasıyla ve Batı Şeria'da halkımıza yönelik cinayetlerin hız kazanmasıyla aynı zamana denk geldi. Halihazırdaki durum, Filistin yönetiminin kendi tarafının rızası dışında Twitter mesajı atmakta ısrar etmesini yansıtıyor ve bu davranış Filistin halkından kimseyi temsil etmiyor.”
Abbas'ın Gantz ile önceki görüşmelerinin diğer Filistinli örgütler tarafından reddedilmesine sosyal medyadaki aktivistlerin de katılmasına rağmen, Kudüs ve Batı Şeria'daki gerginliklerin ortasında gelen çağrı ve Abbas'ın bu çağrı öncesinde Birleşmiş Milletler'de İsrail hükümetine saldırması dikkat çekti. Abbas yaptığı konuşmada 181 ve 194 sayılı kararların uygulanması çağrısında bulunarak "Barış yapacak İsrailli bir ortak yok" dedi ve Filistin Devleti'nin Birleşmiş Milletler'e tam üyeliğini talep etmeye devam ettiğini vurguladı.
Gantz, Abbas'a "İki devletli çözüm şu anda masada değil ve yakın gelecekte de mümkün görünmüyor" diyerek yanıt vermişti. Gantz, şu an çatışmayı azaltma fikrine inanıyor. Gantz, Abbas ile görüşmesinden bir gün önce şu açıklamayı yapmıştı:
“Meseleye pragmatik yaklaşmalıyız, kalıcı bir anlaşmaya varmalıyız. Bu yüzden çatışmayı mümkün olduğunca azaltmak için zamana ihtiyacımız var. Bu, altyapıyı geliştirerek, ekonomiyi iyileştirerek ve stratejik bir kamu söylemi ile yapılabilir. Biz bu çatışmanın yoğunluğunu azaltacak ve olayların esiri olmayacağız. İsrail vatandaşlarının çoğunluğu Filistinlileri yönetmemizi istemiyor. Filistin yönetimini güçlendirmemiz önemlidir. O ne kadar güçlü ve özerk olursa İsrail de o kadar Yahudi ve demokratik olacaktır."



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.