İranlı sporculardan kadınların protestosuna tam destek

İran Devrim Muhafızları medyasının lincine karşı Asya'nın Maradonası Ali Kerimi’ye halk desteği artıyor

Ali Kerimi (Getty)
Ali Kerimi (Getty)
TT

İranlı sporculardan kadınların protestosuna tam destek

Ali Kerimi (Getty)
Ali Kerimi (Getty)

İran’daki protestolara desteğini açıklayan ünlülerden dikkatlerini üzerine çeken “Asya’nın Maradonası” lakaplı Ali Kerimi’nin davası yeniden gündeme geldi. İran yargısı, Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı medyanın kendisine yönelik medya linci başlatmasının ardından eski milli takım oyuncusunun gayrimenkullerine el konulduğu haberlerini yalanladı.
İran’ın en popüler sporcuları arasında yer alan Kerimi, protestoların genişletilmesi ve birlik olma çağrısında bulunduğu tweetleri nedeniyle İranlı yetkilileri kızdırdı. İranlı eski milletvekili Hamid Rasai, Kerimi’nin mal varlığına el konulmasını talep etti.
Twitter’da Kerimi’nin başkent Tahran'ın kuzeyindeki Lavasan semtindeki evinin önüne dikilen bir pankart ve evinin adli emirlerle ele geçirildiğini anlatan bir video yayınlandı.
DMO'ya bağlı Fars Haber Ajansı, Kerimi’nin ülkeden ayrılmadan önce gayrimenkullerinin çoğunu sattığını bildirdi. İran yargısından alıntı yapan ajans, Kerimi’ye ait bir villaya el konulmasına ilişkin kararname çıkarılmadığını aktardı.
DMO’ya bağlı internet siteleri, İran'ın Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) ikamet ettiği bildirilen Kerimi'yi tutuklamak için Uluslararası Suç Polisi (İnterpol) aracılığıyla kırmızı bülten yayınladığını iddia etti. Ancak hükümete ait Mehr Haber Ajansı, İran yargı yetkililerinin, İnterpol’ün İran polisine Kerimi'ye karşı kırmızı bülten çıkarması yönünde bir talepte bulunmadığını bildirdiğine dair haber yayınladı.
Mülke el konulmasına ilişkin videoya yanıt olarak Kerimi, Twitter'dan bir anket yaptı. Fars Haber Ajansı tarafından kendisine karşı başlatılan bir imza kampanyasına atıfta bulunan Kerimi, “Fars Haber Ajansı'nın bana karşı yürüttüğü kampanya ve hakkımda 97 bin kişinin imzası ile ilgili olarak buradan size soruyorum. Ülkemdeki insanları desteklemek yanlış mı? Ankete 704 bini aşkın hesap katıldı. Sonuçlar, yüzde 8'i "Evet, yanlıştı" dediğini ve yüzde 92'sinin "Hayır, doğruydu" seçeneğine oy verdiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Ali Kerimi, gelmiş geçmiş en iyi İranlı futbolcular arasında yer alıyor. İranlı bir Türk olan Kerimi, Bayern Münih, Schalke 04, Perspolis, Tractor, el Ehli Dubai ve Katar Spor Kulübü'nde forma giydi. 2004 yılında Asya kıtasının en iyi oyuncusu ödülünü kazandı. 18 yıl süren bir kariyerin ardından 2014 yılında emekli oldu. Kerimi, İran milli takımını 127 maçta temsil etti ve 38 gol attı.
İranlı eski milli takım oyuncusu Kerim Bakıri ise, Kerimi'nin peşine düşme tehditlerini reddederek, “Ali Kerimi vatan haini değil, onurlu bir vatanseverdir” dedi. Bakıri, “Bu saçma edebiyat toplumun her kesimini rahatsız ediyor. Her geçen gün daha da kabalaşıyor. Hepimiz sizin gibilere gitmek için sokağa çıktık” ifadelerini kullanarak Beyaz Saray’ı Hüseyniye’ye çevirmek isteyen akıllara atıfta bulundu.
İran milli futbol takımının kaptanı Ali Dayi ise Mahsa Amini’nin öldürülmesi sonrası yaşanan protestolara devletin sert müdahalesini kınadı. Dayi, “Bu ülkeye ne yaptınız?, Kızım ne olduğunu merak ediyor. Cevabım yok. Hangi suçtan dolayı öldürüldü?” ifadelerini kullandı.
İranlı yıldız futbolcu Mehdi Mehdevikiya ise İnstagram hesabından yetkililere hitaben, “Siz İran halkının kuru ekmek yemesini, yıpranmış elbiseler giymesini isterken, çocuklarınız dünyanın öbür ucunda lüks içinde yaşayamaz” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’ın sosyal medyadan derlediği bilgilere göre protestoları destekleyerek yetkililere meydan okuyanlar sadece eski futbolcular değil. Bayer Leverkusen’de forma giyen İranlı oyuncu Serdar Azmoun İnstagram hesabından, “Milli takım kuralları nedeniyle konuşamadım ama daha fazla dayanamadım. Sonuç olarak İranlı kadınların saçlarını kesmelerine destek olduğum için milli takım dışında bırakılacağım” ifadelerini kullandı.
Azmoun açıklamasına, “İnsanları bu kadar kolay öldürdüğünüz için yazıklar olsun. Yaşasın İranlı kadınlar” şeklinde devam etti.
Ancak saatler sonra, Azmoun'un dört milyon takipçisi olan "Instagram" hesabındaki tüm gönderiler silindi ve bazı oyuncular onu takipten çıkardı.
Aktör Kambiz Dirbaz, İran milli takım oyuncularını Serdar Azmoun'un protestosuna katılmaya çağırdı ve Instagram'da şunları yazdı: "Eleniyor musunuz? Sizin yerinize silahlı kuvvetler timi gönderilecek. Ondan sonra ABD ve İngiltere'den kaç gol alıp döneceklerini göreceğiz”



Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)

Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin anayasal sınırlar içinde, en fazla üç ay içinde yeni hükümeti kurma sürecinde karşılaştığı karmaşıklıklar göz önüne alındığında, "çerçeve" güçlerine yakın üst düzey bir yetkili, yeni hükümete eski bir başbakanın liderlik etmesi olasılığını dışlamıyor.

Yetkili, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Şii güçlerin "özellikle mevcut ve beklenen yerel ve bölgesel zorluklar göz önüne alındığında, ülkenin en üst düzey yürütme pozisyonunu üstlenecek deneyimli bir isim istediklerini" söyledi. Yetkili, "Koordinasyon Çerçevesi içindeki güçlerin, daha önce başbakanlık yapmış olan Nuri el-Maliki, Muhammed es-Sudani, Haydar el-İbadi veya Mustafa el-Kazımi gibi isimlerden birini ve daha az ölçüde, Ekim protestolarının ardından görevinden alınan Adil Abdul-Mehdi'yi seçebileceği" olasılığını da dışlamadı.


Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
TT

Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)

Lübnan Genelkurmay Başkanlığı tarafından dün, Güney Litani bölgesinde ordunun planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler için düzenlenen saha gezisi sırasında, Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, ordunun temel amacının istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre General Heykel, ‘ordunun birincil hedefinin istikrarı sağlamak olduğunu, ancak İsrail'in Lübnan topraklarını işgalinin devam ettiğini ve saldırıların sürdüğünü’ belirtti.

General Heykel, ‘gezinin amacının, ordunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararı ve ateşkes anlaşmasını uygulamaya ve sınırlı imkanlarına rağmen kendisine verilen görevleri yerine getirmeye kararlı olduğunu teyit etmesi olduğunu’ belirtti.

Katılımcıları bizzat karşılayarak, ‘Lübnan’a gösterdikleri ilgi nedeniyle temsil ettikleri kardeş ve dost ülkelere minnettarlığını’ dile getiren General Heykel, ‘halkın, Lübnan toplumunun tüm bileşenleri gibi orduya güvendiğini’ belirtti.

Gezi sırasında, ordunun Lübnan’ın çeşitli bölgelerindeki görevleri, Güney Litani bölgesindeki genel durum ve BM Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) ile iş birliği ilişkilerinin yanı sıra Düşmanlıkların Durdurulması Anlaşması İzleme Komitesi (Mekanizma) ile koordineli olarak ordunun bu bölgedeki planının ilk aşamasının uygulanması hakkında da bilgi verildi.


İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun dün Beytüllahim'in güneydoğusundaki Tuqu' kasabasında düzenlediği bir baskın sırasında 16 yaşındaki bir Filistinli çocuğu vurarak öldürdüğünü açıkladı. Bu olay, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da son dönemde yaşanan şiddet dalgasındaki son olaylardan biri oldu.

Resmi Filistin haber ajansı WAFA, Tuqu' kasaba meclisi başkanının, İsrail güçlerinin dün gece kasaba merkezinde toplanıp "ayrım gözetmeksizin" ateş açmasının ardından çocuğun vurulduğunu söylediğini belirtti.

Ajans, ordunun Ammar Yasir Sabah adlı çocuğu göğsünden gerçek mermiyle vurduğunu ve çocuğun hastaneye kaldırıldığını, ancak hayatını kaybettiğini ifade etti.

Batı Şeria'da şiddet bu yıl ve Ekim 2023'te başlayan iki yıllık Gazze Şeridi savaşından bu yana tırmanmıştır. İsrail yerleşimcilerinin Filistinlilere yönelik saldırıları keskin bir şekilde artarken, ordu hareket özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sıkılaştırdı ve birçok şehirde büyük çaplı baskınlar düzenledi. Birleşmiş Milletler'e göre 7 Ekim 2023 ile 14 Kasım 2025 tarihleri ​​arasında Batı Şeria'da 1000'den fazla Filistinli öldürüldü.

 İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)

Aynı dönemde Batı Şeria'da 59 İsrailli öldürüldü. Şarku’l Avsat’ın Resmi Filistin verilerinden aktardığına  göre bu yıl Batı Şeria'da, İsrail güçleri tarafından öldürülenler arasında 53 Filistinli çocuk da bulunuyor.

Batı Şeria'da yaklaşık 2,7 milyon Filistinli, İsrail askeri işgali altında sınırlı bir özerklik içinde yaşıyor. Yüz binlerce İsrailli de buraya yerleşmiş durumda.

Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu, İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği topraklara inşa edilen yerleşimleri yasadışı olarak kabul ediyor ve BM Güvenlik Konseyi'nin çeşitli kararları, İsrail'i tüm yerleşim faaliyetlerini durdurmaya çağırdı. İsrail, yerleşimlerin yasadışı olduğunu reddediyor ve toprakla olan dini ve tarihi bağlarını gerekçe gösteriyor. İsrail güçleri mülteci kamplarını boşaltarak binlerce Filistinliyi evlerinden zorla çıkardı ve Batı Şeria'daki bazı şehirlerde on yıllardır varlığını sürdürüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçen kasım ayında İsrail'i Batı Şeria'daki zorla tahliyeler olarak nitelendirdiği eylemler nedeniyle savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçladı.