Almanya’dan Avrupa'ya İran'a yaptırım çağrısı

Berlin yönetimi söz konusu çağrıyı İran’ın protestoculara uyguladığı baskı nedeniyle yaptı.

Tahran protestolara sahne oluyor. (AFP)
Tahran protestolara sahne oluyor. (AFP)
TT

Almanya’dan Avrupa'ya İran'a yaptırım çağrısı

Tahran protestolara sahne oluyor. (AFP)
Tahran protestolara sahne oluyor. (AFP)

Berlin yönetimi dün Avrupa Birliği'ne göstericilere karşı güç kullanması nedeniyle İran'a yaptırım uygulaması çağrısında bulundu. Diğer yandan İran Dışişleri Bakanlığı, ‘Mahsa Amini'nin ölümünden bu yana İran'da devam eden protesto hareketine karşı güvenlik güçlerinin uyguladığı şiddetli baskıyı’ kınayan Paris'i içişlerine karışmakla suçlayarak Fransız Maslahatgüzarı’nı çağırdı.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Twitter'dan şu açıklamada bulundu:
"Avrupa Birliği içinde, İran'da kadınları ölümüne darp eden ve protestocuları din adına baskılayanlara yaptırım uygulamak için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Coplar ve göz yaşartıcı gaz bir yönetim aracı değildir. İran rejimi tarafından bu şiddet yoluyla ifade edilen saf korkudur. Şiddete yönetenler, seslerini duyuran kadınlardan başka hiçbir şeyden korkmazlar. İran makamları acımasız eylemlerini derhal durdurmalı. Sadece Mahsa Amini'nin değil, protestocuların ölümü de aydınlatılmalıdır.”
İran Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, ‘Fransa Dışişleri Bakanlığı ve bazı Fransız yetkililerin yanlış açıklamalarla İran'ın içişlerine müdahalesini’ kabul etmediğini söyledi. AFP’nin haberine göre bakanlık, ‘üç Fransız yetkilinin Paris'teki gösterilere katılmasına ve Charlie Hebdo dergisinin aşağılayıcı girişimine cevaben, Tahran'daki Fransız Büyükelçiliği Maslahatgüzarı'nın Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldığını’ belirtti.
İran Dışişleri Bakanlığı açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması, kamu malını ve insanların can ve malını yok etmekten başka hiçbir amacı olmayan isyancıları haklı çıkarmayı amaçlıyor.”
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Paris yönetimi pazartesi günü, ‘ahlak polisi’ tarafından durdurulan genç kadın Mahsa Amini'nin ölümünden bu yana İran'da devam eden gösterilere karşı İran güvenlik güçlerinin uyguladığı şiddetli baskıyı güçlü bir şekilde kınadı.
Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Bu acımasız şiddet, son günlerde düzinelerce göstericinin ölümüne yol açtı" denilerek Fransa'nın Avrupalı ​​ortaklarıyla ‘İran'da bata kadınlara olmak üzere meydana gelen tüm insan hakları ihlallerine yanıt vermek için mevcut seçenekleri tartıştığı’ kaydedildi.
Fransa Dışişleri Bakanlığı, ‘İran'ın bu sert baskıya son vermesi, uluslararası insan hakları anlaşmalarına tam olarak saygı duyması ve özellikle internette barışçıl toplanma, örgütlenme ve düşünce ve ifade özgürlüğünü güvence altına alması’ çağrısında bulundu.
Uluslararası Af Örgütü de ‘güvenlik güçlerinin yasa dışı güç ve acımasız şiddete başvurmasın’ tepki gösterdi.
Londra merkezli sivil toplum kuruluşu, internet ve cep telefonlarının sürekli ve kasıtlı bir biçimde kesintiye uğradığı İran'da kadınlara atş açıldığını, darp edildiğini ve cinsel saldırılara maruz kaldığını bildirdi.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard da "Aralarında çocukların da olduğu onlarca insan öldürüldü, yüzlercesi de yaralandı" açıklamasında bulundu.



Fransız belediye başkanı 'seks kaseti skandalı' nedeniyle mahkum oldu

Bir Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
Bir Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
TT

Fransız belediye başkanı 'seks kaseti skandalı' nedeniyle mahkum oldu

Bir Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
Bir Fransız polisi (Arşiv- Reuters)

Fransa'da bir mahkeme, Lyon yakınlarındaki Saint-Etienne Belediye Başkanı Gaël Perdriau'yu, seks kaseti kullanarak siyasi rakibini şantaj yaptığı gerekçesiyle beş yıl hapis cezasına çarptırdı.

Fransız Le Figaro gazetesi dün, mahkemenin 53 yaşındaki muhafazakar siyasetçiyi, Paris'teki bir otelde birinci yardımcısını bir erkek seks işçisiyle gizlice filme almaktan suçlu bulduğunu bildirdi.

Gazete, belediye başkan yardımcısının kendisini siyasi olarak dışlama planı kapsamında kasıtlı olarak tuzağa düşürüldüğünü belirtti. Ayrıca, cezasının bir yıl ertelendiğini ifade etti.

Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığı habere göre belediye başkanı, mahkemede yargılamanın sonuna kadar suçsuz olduğunu savundu ve karara itiraz edeceğini açıkladı.

Ancak, kararın açıklanmasının ardından belediye başkanının görevinden derhal ayrılması gerekiyor.


Trump, İsrail'i Suriye'ye 'müdahale etmemesi' konusunda uyardı

Şam'ın batısındaki kırsal Beyt Cin kasabası sakinleri, birkaç gün önce İsrail işgalinin kurbanları için başsağlığı dilemek üzere gelen Arap diplomatlardan oluşan bir heyeti kabul etti (SANA)
Şam'ın batısındaki kırsal Beyt Cin kasabası sakinleri, birkaç gün önce İsrail işgalinin kurbanları için başsağlığı dilemek üzere gelen Arap diplomatlardan oluşan bir heyeti kabul etti (SANA)
TT

Trump, İsrail'i Suriye'ye 'müdahale etmemesi' konusunda uyardı

Şam'ın batısındaki kırsal Beyt Cin kasabası sakinleri, birkaç gün önce İsrail işgalinin kurbanları için başsağlığı dilemek üzere gelen Arap diplomatlardan oluşan bir heyeti kabul etti (SANA)
Şam'ın batısındaki kırsal Beyt Cin kasabası sakinleri, birkaç gün önce İsrail işgalinin kurbanları için başsağlığı dilemek üzere gelen Arap diplomatlardan oluşan bir heyeti kabul etti (SANA)

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye-İsrail sınırında artan gerilimin ortasında, İsrail'i Suriye'yi ve yeni yönetimini istikrarsızlaştırmaması konusunda uyardı. Dün Truth Social platformundaki gönderisinde Trump, "İsrail'in Suriye ile güçlü ve samimi bir diyalog sürdürmesi ve Suriye'nin müreffeh bir ülkeye dönüşmesini engelleyebilecek hiçbir şeyin olmaması çok önemli" ifadelerini kullandı. Trump, Suriye'nin Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara yönetimindeki performansından "çok memnun" olduğunu da belirtti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi, Netanyahu’nun Trump ile telefon görüşmesi yaptığını ve Trump'ın kendisini Beyaz Saray'a davet ettiğini bildirdi. ABD Başkanı, yaklaşık bir yıl önce Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın Şam'da iktidara gelmesinin ardından İsrail ve Suriye arasında bir güvenlik anlaşması için baskı yapıyor.

Bu arada, BM Güvenlik Konseyi üye ülkelerinden temsilcilerden oluşan bir heyet, Suriye hükümetinin kuruluşundan bu yana ilk defa olarak bir ziyaret kapsamında 3-7 Aralık tarihleri ​​arasında Suriye ve Lübnan'ı ziyaret edecek. Estonya'nın BM Daimi Temsilcisi Samuel Zbogar'ın başkanlık ettiği heyete, daimi temsilciler ve diğer üyeler de katılıyor.


Nijerya Savunma Bakanı, ülkedeki bazı kaçırma vakalarının ardından istifa etti

Nijerya askerleri (sosyal medya)
Nijerya askerleri (sosyal medya)
TT

Nijerya Savunma Bakanı, ülkedeki bazı kaçırma vakalarının ardından istifa etti

Nijerya askerleri (sosyal medya)
Nijerya askerleri (sosyal medya)

Nijerya Devlet Başkanlığı tarafından dün yapılan açıklamada Savunma Bakanı Muhammed Badaru Abubakar’ın istifa ettiği belirtildi. Ülke, Devlet Başkanı Bola Tinubu'nun ‘olağanüstü hal (OHAL)’ ilan etmesine neden olan toplu kaçırma vakalarıyla karşı karşıya.

Devlet Başkanı Tinubu'nun Sözcüsü Bayo Onanuga yaptığı açıklamada, Abubakar'ın (63) sağlık nedenleriyle istifasının derhal yürürlüğe girdiğini belirterek, “İstifası, Başkan Tinubu'nun güvenlik nedenleriyle OHAL ilan etmesiyle birlikte geldi. Tinubu, OHAL’in kapsamını zamanı geldiğinde açıklığa kavuşturacak” dedi.

Silahlı gruplar tarafından fidye için yapılan kaçırmalar, 2014 yılında ülkenin kuzeydoğundaki Chibok kasabasında, terör örgütü Boko Haram üyeleri tarafından 276 kız öğrencinin kaçırılmasından bu yana Nijerya'da sık sık görülmeye başlandı. Ancak, son iki hafta içinde çoğunluğu Nijer eyaletinde (orta-batı) olmak üzere 400'den fazla Nijeryalı'nın kaçırıldığı bu yeni kaçırma dalgası, Müslümanların çoğunlukta olduğu kuzey ile Hıristiyanların çoğunlukta olduğu güney arasında neredeyse eşit olarak dağıtılmış gibi görünürken Afrika'nın en kalabalık nüfusuna sahip (230 milyon) ülkesini sarstı.

Kaçırma vakalarının artmasıyla karşı karşıya kalan Tinubu, ek güvenlik güçlerinin işe alınması talimatı verdi. Son zamanlarda yaşanan toplu kaçırma olayları, ABD Başkanı Donald Trump'ın Nijerya'da ‘Hıristiyanların öldürüldüğünü’ öne sürdüğü olaylar nedeniyle askeri müdahale tehdidinde bulunmasının ardından meydana geldi. Nijerya ise bu suçlamaları reddetti.