Gwyneth Paltrow üvey anneliğe dair tek pişmanlığını paylaştı

"Keşke ben de böyle yapsaydım"

Paltrow, Yedi ve Aşık Shakespeare gibi ünlü yapımlarda yer almıştı (Reuters)
Paltrow, Yedi ve Aşık Shakespeare gibi ünlü yapımlarda yer almıştı (Reuters)
TT

Gwyneth Paltrow üvey anneliğe dair tek pişmanlığını paylaştı

Paltrow, Yedi ve Aşık Shakespeare gibi ünlü yapımlarda yer almıştı (Reuters)
Paltrow, Yedi ve Aşık Shakespeare gibi ünlü yapımlarda yer almıştı (Reuters)

Oyuncu Gwyneth Paltrow, üvey annelik hakkında tek pişmanlığını açıkladı.
ABD'li aktris, eşi Brad Falchuk'un podcast'i "Goop"un salı günü yayımlanan bölümünde üvey annelikle ilgili deneyimlerini paylaştı.
50 yaşındaki oyuncu, başlarda basmakalıp haline gelmiş "şeytani üvey anne" rolünden başka bir şey bilmediğini ve çok zorlandığını söyledi.
Paltrow, "Üvey annelik konusunda tavsiye isterseniz, en baştan onlara kendi çocuklarınız gibi davranmanız gerektiğini söylerim. Keşke ben de böyle yapsaydım" dedi.
Oyuncu, Falchuk'un önceki evliliğinden çocukları 18 yaşındaki Isabella ve 16 yaşındaki Brody'e üvey annelik yapıyor.
Bunun yanı sıra 2016'da ayrıldığı eski eşi Chris Martin'den çocukları 18 yaşındaki Apple Martin ve 16 yaşındaki Moses Martin'i yetiştiriyor.
51 yaşındaki Falchuk ise eşinin müthiş bir üvey annelik yaptığını söyleyerek, Isabella ve Brody'le ayrı bir ilişki geliştirmeyi başardığını belirtti.
Falchuk, çocuklarıyla Paltrow arasındaki ilişkiye dair "Her zaman seninle konuşuyorlar, hep tavsiye için sana danışıyorlar. Sana güveniyorlar" dedi.
Independent Türkçe, Page Six, Daily Mail



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research