Yamyam seri katil Jeffrey Dahmer'la söyleşi yapan gazeteci: Ailesi onu canavar gibi gösterdiğim için sinirlendi

"Mahkumlarla alay etti çünkü bence ölmek istiyordu"

Fotoğraf: Netflix
Fotoğraf: Netflix
TT

Yamyam seri katil Jeffrey Dahmer'la söyleşi yapan gazeteci: Ailesi onu canavar gibi gösterdiğim için sinirlendi

Fotoğraf: Netflix
Fotoğraf: Netflix

Jeffrey Dahmer'la 1993'te CNN için söyleşi yapan Nancy Glass, Britanya gazetesi The Sun'a seri katil hakkındaki izlenimlerini anlattı.
Netflix dizisi Canavar: Jeffrey Dahmer'ın Hikayesi'yle (Monster: The Jeffrey Dahmer Story) son günlerde adından yeniden bahsettiren seri katil, ABD'de 1978'den 1991'e kadar en az 17 erkeği vahşice öldürmüştü.
Dahmer hapishanede başka bir mahkum tarafından öldürülmeden bir yıl önce söyleşiyi yapmayı başaran Glass, bunu ayarlamanın hiç kolay olmadığını söyledi.

Gazeteci, Dahmer'ı söyleşiye ikna etmek ve aralarındaki iletişimi sağlamlaştırmak için öncesinde bir buçuk yıl uğraştığını belirtti:
"Sonunda nasıl ikna oldu bilmiyorum ama artık biriyle konuşmak istiyordu ve bana alışmıştı."
Hapishanedeki diğer mahkumların o dönem aktardığına göre Dahmer, canice işlediği cinayetleri etrafta dalga geçercesine anlatıyordu.
Seri katil, yemeğine vücut şekli verip üstüne ketçap sıkarak yamyamlığına gönderme yapıyordu.
Dahmer 1994'te hapishanede başka bir mahkum tarafından demir sopayla dövülerek öldürüldüğünde buna şaşırmadığını belirten Glass, seri katilin bunu istediğini belirtti:
"Bence insanlarla alay etti çünkü bunu istiyordu. Kaçmak, canavarca davranışlarına devam etmek istiyordu ama hapishanede bunu yapamıyordu."
Dahmer, CNN'de yayımlanan söyleşide de eğer dışarıda olsaydı muhtemelen cinayet işlemeye devam edeceğini söylemişti.
Gazeteci, söyleşinin ardından Dahmer'ın ailesinin kendisine çok sinirlendiğini ve "Onu bir canavar gibi gösterdin" diye tepki verdiklerini anlattı:
"Onlara, "Hayır, o kendisini canavar gibi gösterdi" diye cevap verdim. Bir suçlunun ekrandaki tasvirinden memnun kalmasını istememiştim."

Dahmer'ı canlandıran oyuncu: Hayatımın en zor işlerindendi
Ryan Murphy'nin ekrana taşıdığı Canavar: Jeffrey Dahmer'ın Hikayesi, yayımlandığı ilk hafta aralarında Türkiye'nin de yer aldığı 72 ülkede Netflix'in en çok izlenen yapımı oldu.
Dizide Dahmer'ı canlandıran Evan Peters, başarılı performansıyla seyircilerin beğenisini topladı.
Öte yandan 35 yaşındaki oyuncu, dizideki rolü hakkında "hayatımda yapmak zorunda kaldığım en zor işlerden" ifadelerini kullandı.
Netflix'in YouTube kanalında yayımlanan söyleşide Peters, bir seri katili oynayabilmek için zihninin çok karanlık yerlerini ortaya çıkardığını ve zor günler geçirdiğini söyledi.
Dahmer'ın yayın platformunda yayımlanmasından bu yana birçok izleyici de dizinin dehşet verici cinayet sahnelerini kaldırılamayacak derecede fazla bulduklarını dile getirdi.
Independent Türkçe, The Sun, Daily Mail



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research