Burkina Faso’daki darbe Fransa’nın Batı Afrika’daki nüfuzunu daha da zayıflatıyor

Yerel sakinler Vagadugu’da kısmen yanan Fransız Büyükelçiliği’nin önünde duruyor (EPA)
Yerel sakinler Vagadugu’da kısmen yanan Fransız Büyükelçiliği’nin önünde duruyor (EPA)
TT

Burkina Faso’daki darbe Fransa’nın Batı Afrika’daki nüfuzunu daha da zayıflatıyor

Yerel sakinler Vagadugu’da kısmen yanan Fransız Büyükelçiliği’nin önünde duruyor (EPA)
Yerel sakinler Vagadugu’da kısmen yanan Fransız Büyükelçiliği’nin önünde duruyor (EPA)

Burkina Faso’daki darbe girişimi, Batı Afrika’da zaten azalmakta olan Fransız nüfuzunu zayıflatıyor. Rusya, bölgede yeni bir ortak olmak için Paris’e karşı güçleniyor.
Ocak ayında kendisi de bir darbeyle iktidara gelen Yarbay Paul-Henri Sandaugo Damiba’ya yönelik darbenin başlamasından henüz 24 saat sonra Burkina Faso’da durum karışık.
Devrik devlet başkanı çekilmeyi reddetmesinin ardından ülkede manzara bulanık görünüyor. Ancak Fransız karşıtı eğilimler artan bir ivme kazanıyor.
Bu arada, cihatçı grupların faaliyetleri Sahel bölgesinde ve Gine Körfezi’ne doğru genişliyor.
Darbecilerin Fransa’yı yeniden iktidara gelmesi için Damiba’yı desteklemekle suçlaması ortalığı karıştırdı.
Darbecileri Cuma günü ‘terörle mücadelede yardıma hazır diğer ortaklara yönelme kararlılıklarını’ da vurguladı.
Bu açıklamanın arkasında, iki gündür Burkina Faso’da bayrakları görülen Rusya’ya üstü kapalı bir gönderme var.
Brüksel’deki Kent Üniversitesi’nde bölgesel ilişkiler uzmanı olan Dr. Yvan Guichaoua dün Twitter üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Darbeciler eylemlerini, Rusya ile Fransa arasındaki kutuplaşmada çok açık bir şekilde gösterdi. Darbecilerin ayrıcalıklı stratejik ortaklarına ilgilerini bu kadar çabuk ilan etmeleri çok şaşırtıcı. Önce iktidarı ele geçireceklerini, sonra da gerilimi tırmandıracaklarını düşünebilirdik.”
Darbe girişimine ilişkin iki hipotez öne süren Guichaoua, “İlk görüş, başından beri Ruslarla çalışmayı hedeflediler ve istikrarı bozmak için dikkatle incelenmiş bir planla karşı karşıyayız. İkinci görüş ise, bocalayan projelerine destek toplamak için fırsatçı bir şekilde Fransa-Rusya kutuplaşmasından yararlanıyorlar” diye ekledi.

Burkina Faso’nun başkenti Vagadugu’da bulunan Fransa Büyükelçiliği, darbe yanlısı göstericilerin saldırısına uğradı.
Fransa, komşu Mali’de, El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplarla mücadele etmek için 9 yıl Barkhane kuvvetini görevlendirdi.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Fransız güçlerinin geri çekildiğini ve bölgedeki diğer ülkelere yeniden konuşlandırılacağını duyurmasına kadar, Mali’de 2020’de Fransız varlığına açıkça düşman olan askerleri iktidara getiren bir çifte darbeye tanık olundu.
Buna paralel olarak, Rus paralı asker grubu Wagner unsurları Mali’de konuşlandı. O zamandan beri, Moskova’nın Bamako’daki etkisi, özellikle sosyal ağlar ve Rus medyası aracılığıyla arttı.
Fransa Savunma Bakanlığı’na bağlı Stratejik Araştırma Enstitüsü tarafından yayınlanan yakın tarihli bir raporda, “İnternette yanıltıcı içeriğin yayılması, genellikle Fransız varlığını gözden düşürmeyi ve Rusya’nın varlığını haklı çıkarmayı amaçlıyor” denildi.
Ayrıca bu fenomenin komşu ülkede yayılmasına da değinilen raporda, “Burkina Faso bugün (Wagner) tarafından hedef alınan Afrika ülkelerinden biridir” denildi.
Rapor, bir yıl boyunca Rus medyası RT ve Sputnik’in Fransızca yayın yapan sitelerinin izleyici sayısında çok güçlü artışlar kaydedildiğine işaret etti.
Sahel’in dışında, Fransa’nın etkisi, bir zamanlar ‘arka bahçesi’ olan Batı Afrika’da da açıkça azalıyor.
Mali’den çekildikten sonra Paris, Gine Körfezi ülkelerini açıkça tehdit eden militanlara karşı mücadeleden geri adım atmayacağına söz verdi.
Paris ve ilgili Afrika ülkeleri arasında devam eden görüşmelerin olduğu varsayılıyor, ancak Fransa konuyu gizlemek istiyor.

Niamey’deki Barkhane Operasyonları’nın başkan yardımcısı Albay Hubert Beaudoin bu yaz AFP’ye verdiği demeçte, “Paradigmayı değiştiriyoruz. Bugün, bir donanma ile müdahale artık zamanla uyumlu değil” dedi.
Batı Afrika’dan bir güvenlik kaynağı, Burkina Faso’daki darbe hakkında soru sorulduğunda, bölgesel rüzgarların Paris için elverişli olmadığını vurgulayarak, alaycı bir şekilde şunları söyledi:
“Sırada kim var? ‘Fransa git’ sloganı, bu sesler şimdiye kadar zayıf olmasına rağmen, Senegal ve Fildişi Sahili’nde de yankılanıyor.”
Fransa, sonunda, yerel orduyu Vagadugu yakınlarındaki bir kışlada eğiten Sabre özel gücünün bir parçası olarak yaklaşık 400 askerinin konuşlandırıldığı Burkina Faso’dan ayrılmak zorunda kalabilir.
Bu ayrılma, Sahel bölgesinde birkaç kez çalışmış bir askeri kaynağa göre ‘kesin’ olarak görülüyor.

 



Cumhuriyetçilerin yüzde 14'ü Trump'ın seçimi kaybetmesi halinde ‘kayıtsız kalmayacak’

ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
TT

Cumhuriyetçilerin yüzde 14'ü Trump'ın seçimi kaybetmesi halinde ‘kayıtsız kalmayacak’

ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)

USA Today'in haberine göre, yapılan bir araştırmada Cumhuriyetçilerin yaklaşık yarısı, adayları Donald Trump'ın Demokrat rakibi Kamala Harris karşısında kaybetmesi halinde ABD başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmeyeceklerini söylerken, bazıları da ‘kayıtsız kalmayacaklarını ve seçimin sonucunu iptal etmek için harekete geçeceklerini’ ileri sürdü.

100'den fazla ülkede hukukun üstünlüğünü ilerletmek için çalışan Dünya Adalet Projesi (WJP) tarafından yapılan araştırmada, Demokratların yaklaşık dörtte birinin Harris'in kaybetmesi halinde sonuçları kabul etmeyecekleri ve Cumhuriyetçilere kıyasla daha az sayıda olmak üzere bazı Demokratların sonuçları ‘iptal ettirmek için harekete geçecekleri’ bildirildi.

Ankette katılımcılara seçim sonuçlarını bozmak için ne tür bir ‘eylemde’ bulunacakları sorulmadı.

Söz konusu ankete göre, Cumhuriyetçilerin yüzde 46'sı ve Demokratların yüzde 27'si adaylarının kaybetmesi halinde sonucu kabul etmeyeceklerini belirtti. Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 14'üne karşılık Demokratların yüzde 11'i ‘harekete geçeceklerini’ söyledi.

xcvd

WJP Direktörü Elisabeth Andersen sonuçların ‘ürkütücü’ olduğunu ve Amerikalıların neredeyse üçte birinin kendi adaylarının kaybetmesi halinde başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmek istemediğini gösterdiğini vurguladı.

Sonuçlara göre Cumhuriyetçilerin sadece yüzde 29'u seçim sürecinin yolsuzluktan arınmış olduğunu söylerken, bu oran Demokratlarda yüzde 56.

Andersen, “Özellikle Cumhuriyetçiler arasında, ancak bazı bölgelerde de Demokratlar arasında bu sürece güvenin çok düşük olduğunu görebilirsiniz. Dolayısıyla bu sonuç bize seçim sonrasında yaşanabilecek potansiyel çatışmanın bir göstergesi gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

USA Today, New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki Brennan Adalet Merkezi tarafından mayıs ayında yapılan ve seçim görevlilerinin yüzde 36'sının taciz ya da kötü muameleye maruz kaldığını, yüzde 16'sının tehdit edildiğini ve her 10 görevliden 7'sinin tehditlerin 2020 seçimlerinden bu yana arttığını söylediğini ortaya koyan bir araştırmaya işaret etti.