NASA'nın Hubble Teleskobu uzak galaksilerin çevresinde "koruyucu kalkan" tespit etti

"Birçok kişi bu malzeme akışlarının nasıl orada olabileceğini açıklamakta zorlanıyordu"

Beyrut'un kuzeyindeki Lübnan dağlarında çekilen uzun pozlama fotoğrafta görülen Samanyolu (AFP)
Beyrut'un kuzeyindeki Lübnan dağlarında çekilen uzun pozlama fotoğrafta görülen Samanyolu (AFP)
TT

NASA'nın Hubble Teleskobu uzak galaksilerin çevresinde "koruyucu kalkan" tespit etti

Beyrut'un kuzeyindeki Lübnan dağlarında çekilen uzun pozlama fotoğrafta görülen Samanyolu (AFP)
Beyrut'un kuzeyindeki Lübnan dağlarında çekilen uzun pozlama fotoğrafta görülen Samanyolu (AFP)

The Independent'ta yer alan habere göre NASA'nın Hubble teleskobu uzak galaksilerin çevresinde "koruyucu kalkanlar" tespit etti.
Bu fenomen uzun zamandır bilim insanları tarafından teorize ediliyordu ancak var olduğu ilk kez doğrulandı.
Samanyolu'nun en büyük komşuları Büyük ve Küçük Macellan Bulutları olarak biliniyor ve bunlar uzayda dönüp dururken zor zamanlar geçiriyor. Sadece birbirlerinin yörüngeleri tarafından değil, Samanyolu'nun kendisi tarafından da birbirinden ayrılıyorlar.
Ancak bu galaksiler yine de bir arada, bozulmadan kaldı ve hatta yeni yıldızlar yaratıyor.
Colorado College'da doktor öğretim üyesi Dhanesh Krishnarao, "Birçok kişi bu malzeme akışlarının nasıl orada olabileceğini açıklamakta zorlanıyordu. Eğer bu gaz bu galaksilerden çıkarıldıysa, nasıl hâlâ yıldız oluşturuyorlar?" dedi.
Bilim insanları, çarpışmalar sırasında içeriklerinin güvende tutulabilmesi için bu galaksilerin bir şekilde korunması gerektiğini düşünüyordu. Şimdiyse araştırmacılar nihayet bu korumayı gördü: Geniş, kozmik bir tampon.
Bu, gazdan yapılmış kozmik bir koza gibi çalışıyor ve bazı darbeleri emebiliyor.
Krishnarao yaptığı açıklamada, "Galaksiye geçmeye çalışan her şeyin önce bu materyalden geçmesi gerekiyor, böylece tampon bu darbenin bir kısmını emebiliyor. Ek olarak, korona çıkarılabilen ilk malzeme.Koronadan biraz vazgeçerek galaksinin kendi içindeki gazı koruyorsunuz ve yeni yıldızlar oluşturabiliyorsunuz" dedi.
Bilim insanları, koronanın muhtemelen milyarlarca yıl önce çöken ve galaksiyi oluşturan bir gaz bulutunun kalıntıları olduğunu söyledi.
Bilim insanları yıllardır böyle bir korumanın varlığını öngörüyordu. Ancak yeni araştırmayla bu, doğrudan ilk kez görüldü.
Keşif, bilimsel dergi Nature'da yayımlanan "Bir Magellan Koronasının Gözlemleri" adlı yeni bir makalede bildirildi.



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news