Scrabble'dan Wordle'a kelime oyunlarında kaybedenler nasıl bir psikolojiyle hareket ediyor?

Wordle, bazı kelimeleri yasaklamasıyla da tepki çekmişti (AFP)
Wordle, bazı kelimeleri yasaklamasıyla da tepki çekmişti (AFP)
TT

Scrabble'dan Wordle'a kelime oyunlarında kaybedenler nasıl bir psikolojiyle hareket ediyor?

Wordle, bazı kelimeleri yasaklamasıyla da tepki çekmişti (AFP)
Wordle, bazı kelimeleri yasaklamasıyla da tepki çekmişti (AFP)

İspanya'nın önde gelen gazetelerinden El Pais'e konuşan uzmanlar, kelime oyunlarında kaybedip öfkelenenlerin nasıl bir psikolojiyle hareket ettiğini değerlendirdi.
Dünyada milyonlarca kişi tarafından oynanan kelime tahmin oyunu Wordle'da her gün çıkacak kelimeleri 27 yaşındaki Sam Ezersky belirliyor. 
ABD'nin tanınmış gazetelerinden New York Times'ın (NYT) bulmaca editörü, nisanda verdiği röportajda e-posta kutusunun her gün tehdit ve öfke dolu mesajlarla taştığını söylemişti.
NYT, ABD'li yazılımcı Josh Wardle tarafından yaratılan oyunu 31 Ocak'ta halka açıklanmayan bir fiyattan satın almıştı. 
Bazı oyuncularsa NYT uygulamayı satın aldığından beri oyunun zorlaştığına dair sosyal medyada yorumlar yapmıştı.
Peki dünyayı kasıp kavuran Wordle'da kaybedenler nasıl bir psikolojiyle hareket ediyor?
Iowa Eyalet Üniversitesi'nin psikoloji bölümünden Douglas Gentile, Wordle gibi oyunların üç temel ihtiyacı karşıladığını söyledi. 
Bunlardan ilki kontrol, ikincisi bir gruba ait hissetme ve üçüncüsü de rekabet ihtiyacı.
Gentile, Wordle'ın bu üç ihtiyacı da karşıladığını ve böyle bir oyunda başarısız olmanın, oyuncuların yetersiz hissetmesine yol açtığını söyledi.
Akademisyen, söz konusu üç özelliğin kişinin kendisini belirlemesinde önem taşıdığına dikkat çekerek, bunlarla ilgili sorun yaşandığında oyuncuların uzun vadede öfkeli hale gelebileceğini belirtti.
Amerikan Üniversitesi'nden klinik psikolog Kelli Dunlap ise oyuncuların belirli bir zorluk dengesi görmek istediğini, bunun bozulduğunu düşünenlerinse sinirlendiğini ifade etti.

"Toplumsal statü göstergesi"
2015'te de ünlü kelime oyunlarından Scrabble'la ilgili benzer bir araştırma yapılmıştı. 
New York Üniversitesi'nden Allison Parish, Scrabble'da kaybetmenin diğer oyunlarda yenilmekle aynı etkiyi yaratmadığını savunmuştu.
Akademisyen, Scrabble gibi oyunları kazanmak için gerekli olan geniş kelime dağarcığı ve imla kurallarına dair bilgilerin, belirli bir toplumsal statüye işaret ettiğini belirtmişti.
Parish, araştırmasında "Scrabble'da iyi bir hamle 'Ben senden daha iyi bir Scrabble oyuncusuyum' demekten daha fazlasını ima ediyor. Bu, aslında 'Ben senden daha iyi biriyim, daha kültürlüyüm' demek" ifadelerini kullanmıştı.

Independent Türkçe, El Pais, The Economist



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research