Şarku’l Avsat ve Independent Arabia iki kategoride Arap Medya Ödülü kazandı

Dubai Medya Konseyi Başkanı Şeyh Ahmed bin Muhammed bin Raşid Al Maktum ödül kazananlarla birlikte (Şarku’l Avsat)
Dubai Medya Konseyi Başkanı Şeyh Ahmed bin Muhammed bin Raşid Al Maktum ödül kazananlarla birlikte (Şarku’l Avsat)
TT

Şarku’l Avsat ve Independent Arabia iki kategoride Arap Medya Ödülü kazandı

Dubai Medya Konseyi Başkanı Şeyh Ahmed bin Muhammed bin Raşid Al Maktum ödül kazananlarla birlikte (Şarku’l Avsat)
Dubai Medya Konseyi Başkanı Şeyh Ahmed bin Muhammed bin Raşid Al Maktum ödül kazananlarla birlikte (Şarku’l Avsat)

Birleşik Arap Emirliği’nin (BAE) Dubai şehrinde 20. Arap Medya Forumu sırasında dün düzenlenen 20. Arap Medya Ödülü töreninde, Şarku’l Avsat gazetesinden Muhammed Nebil Helmi, ‘Akdeniz’deki Avrupa Enerji Krizini Şekillendiren İttifaklar’ başlıklı makalesiyle Siyasi Gazetecilik Ödülü’nü kazandı.
Independent Arabia ise dijital gazetecilik dalında En İyi Haber Platformu Ödülü’ne layık görüldü.

Independent Arabia Genel Yayın Yönetmeni Advan el-Ahmari En İyi Haber Platformu Ödülü’nü teslim alırken
Yılın Medya Kişisi Ödülü, Arap basınında geçirdiği 50 yılı aşan uzun kariyeri takdir edilerek, Suudi Gazeteciler Derneği Başkanı, Körfez Basın Birliği Başkanı, Suudi Arabistan merkezli Al Jazirah gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Halid el-Malik’e verildi.

Muhammed Nebil Helmi Siyasi Gazetecilik Ödülü’nü teslim aldı

Medyanın rolünün güçlendirilmesi
Ödül töreni, BAE Başkan Yardımcısı ve Başbakanı ve Dubai Hükümdarı Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum’un himayesinde, Dubai Medya Konseyi Başkanı Şeyh Ahmed bin Muhammed bin Raşid Al Maktum’un katılımıyla gerçekleşti.
Şeyh Ahmed bin Muhammed bin Raşid Al Maktum, ödül kazananları yaratıcılık sürecine devam etmeye ve topluma fayda sağlayan yüksek düzeyde mükemmelliğe sahip içerikler üretmeye çağırdı.
Arap Medya Ödülü Yönetim Kurulu Başkanı Diaa Raşvan ise, “Dubai, geleceği öngörme sürecinde mükemmelliğin sınırlarını daha üst seviyelere taşımaya devam ediyor. Arap Medya Ödülü, tüm projeler ve girişimler için mükemmelliği ana kriter olarak alan bu benzersiz kalkınma modelinin arkasındaki iddialı vizyonun yalnızca bir yansımasıdır” dedi.

Halid el-Malik Yılın Medya Kişisi Ödülü’nü kazandı
Dubai Basın Kulübü Başkanı ve Arap Medya Forumu Düzenleme Kurulu Başkanı Mona Ghanem el-Marri ise törende şöyle konuştu:
“Ödülün Arap medyasının tüm kesimlerinde en yüksek mükemmelliği teşvik etme misyonunu sürdürmeye kararlıyız. Ödül, yıllar boyunca gelişmelere ayak uydurdu ve mükemmelliğe ulaşma konusunda net bir vizyonu sürdürdü. Arap Medya Forumu, Arap medya sektöründe yaratıcılık için bir katalizör görevi gördü. Ödül, öncüleri onurlandırmayı ve genç kadroları bölgedeki medya çalışmalarını etkileyen uzmanlık ve deneyimlerden yararlanma konusunda motive etmeyi amaçlıyor. Günümüzde teknoloji, medya çalışanlarının yaratıcı olması ve geleneksel olanın ötesine geçerek seçkin olanın ufkuna ulaşması için sınırsız alanlar açıyor. Ödüller ise yaratıcı düşünce ve vizyona sahip her gazetecinin bölgedeki en profesyonel platformlara ulaşmasının önünü açıyor.”

Kazananlar
Arap Medya Ödülleri, çeşitli kategorilerde başarılı görülen 14 kişi ve basın organına verildi.
En İyi Köşe Yazarı Ödülü, Şarku’l Avsat gazetesi yazarlarından, BAE merkezli Al-Ittihad gazetesinde köşe yazarı olan Dr. Raşid el-Hayun’a verildi.

Dr. Raşid el-Hayun En İyi Köşe Yazarı Ödülü’nü teslim alırken
Araştırmacı Gazetecilik Ödülü’nü online haber sitesi Masrawy’den Muhammed Savi alırken, Ekonomi Gazeteciliği Ödülü’nü ise Al-Ahram Al-Arabi Magazine’den Muhammed İsa kazandı.
Çocuk Medya Ödülü, Al-Ahram Vakfı’nın yayınlarından Aladdin Dergisi’nden Hüseyin Zanati’ye verildi.
En İyi Ekonomik Platform Ödülü, Mısır merkezli FollowICT platformuna, En İyi Spor Platformu Ödülü ise Bahreyn merkezli KOOORA platformuna verildi.
En İyi Ekonomik Program Ödülü’ne Al Arabiya haber kanalında yayınlanan ‘Enerjinin Geleceği’ programı, En İyi Sosyal Program Ödülü’ne Mısır kanalı CBC’de yayınlanan Ma’kom Mona El Shazly talk showu, En İyi Kültürel Program Ödülü’ne Al Arabiya haber kanalında yayınlanan Rawafid programı, En İyi Spor Programı Ödülü’ne MBC kanalında yayınlanan Sada Al Mala’eb programı ve En İyi Belgesel Ödülü’ne Sky News Arabia’da yayınlanan ‘Babam DEAŞ’lıydı’ belgeseli layık görüldü.



Artan nefret, İsveç'teki kadınları siyasetten uzaklaştırıyor

Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı Magdalena Andersson, Kasım 2021-Ekim 2022'de bu görevi sürdürdü (AFP)
Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı Magdalena Andersson, Kasım 2021-Ekim 2022'de bu görevi sürdürdü (AFP)
TT

Artan nefret, İsveç'teki kadınları siyasetten uzaklaştırıyor

Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı Magdalena Andersson, Kasım 2021-Ekim 2022'de bu görevi sürdürdü (AFP)
Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı Magdalena Andersson, Kasım 2021-Ekim 2022'de bu görevi sürdürdü (AFP)

İsveç Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ajansı, kadın siyasetçilere yönelik nefret, tehdit ve tacizin arttığını ve bu durumun kadınları korkutarak siyasetten uzaklaştırdığını bildirdi. 

İskandinav devletine bağlı kurum, bu durumun "demokrasiye yönelik büyük bir tehdit" oluşturduğu uyarısında bulundu.

52 yaşındaki Anna-Karin Hatt'ın ekimde Merkez Parti liderliğinden çekilmesi sonrasında kadınların İsveç siyasetindeki rolüne dair tartışma başladı. 

Bu görevi yalnızca 5 ay sürdürebilen Hatt, aldığı tehditleri istifasına gerekçe gösterirken şu ifadeleri kullanmıştı:

Sürekli tetikte olmak zorunda kaldığını ve tamamen güvende olmadığını hissetmek… Evde bile böyle… Bu durum, beni düşündüğümden çok daha fazla etkiledi.

Guardian, üç yıl önce bir erkeğin, aynı görevi üstlenen Annie Lööf'ü hedef alan bir suikast planı düzenlemekten hüküm giydiğini hatırlattı. 

Birleşik Krallık gazetesi için Hatt'ın kararını yorumlayan Lööf, "Anlattığını anlıyorum, ne hissettiğini biliyorum" dedi.

fgthy
10 milyonu aşkın nüfusuyla İsveç, dünyada en yüksek eşitlik standartlarına sahip ülkeler arasında gösteriliyor (Reuters)

Ülkedeki araştırmacılar, siyasi sahnenin son yıllarda daha kutuplaşmış ve bölünmüş bir hale geldiğine dikkat çekiyor. Bu durumun toplumsal tartışmayı ve kanun yapımını zorlaştırdığı bildiriliyor. 

İsveç Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ajansı yöneticilerinden Line Säll, bu siyasi ortamın "pek çok grubu korkuttuğunu" ve kadınların politikaya atılmadan önce "iki kere düşündüğünü" aktardı.

İfade özgürlüğü ve cinsiyet eşitliği konusunda dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında sayılan İsveç'te istatistikler bu iddiaları yalanlıyor. 

İsveç Ulusal Suç Önleme Konseyi'nin bu yıl siyasetçilerin güvenliğine dair yaptığı anket, seçilmiş kadınların yüzde 26,3'ünün üstlendikleri pozisyonlar yüzünden tehdit ve tacizlere maruz kaldıklarını ortaya koydu. Erkeklerdeyse bu oran yüzde 23,6 olarak ölçüldü.

Savunmasız hissetmede fark daha da büyüdü. Kadınların yüzde 32,7'si, erkeklerinse yüzde 24'ü bu tarz hisler yaşadığını bildirdi. 

Cinsiyetten bağımsız olarak yabancı kökenlilerde bu oran yüzde 31,5 çıkarken, aileleri de İsveç geçmişine sahip olanlarda yüzde 24,1. 

Katılımcılar, başta sosyal medya olmak üzere çeşitli platformlardaki görünürlüklerini azaltmak zorunda kaldıklarını söyledi. 

Guardian, konuyla ilgili haberinde İsveç'teki bilgi edinme özgürlüğü yasalarının pek çok yurttaşın adres gibi özel bilgilerinin internette açık bir şekilde gösterilmesine neden olduğunu bildirdi. 

Bu durumun siyasetçilerin savunmasız hissetmesinde etkili olduğuna işaret edildi. 

Independent Türkçe, Guardian, AP


Yıldız isimden kendisini meşhur eden Scorsese'ye eleştiri: Film değil dizi olmalıydı

Amerikalı yıldız Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği'ndeki (The Silence of the Lambs) çaylak FBI Ajanı Clarice Starling rolündeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Orion Pictures)
Amerikalı yıldız Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği'ndeki (The Silence of the Lambs) çaylak FBI Ajanı Clarice Starling rolündeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Orion Pictures)
TT

Yıldız isimden kendisini meşhur eden Scorsese'ye eleştiri: Film değil dizi olmalıydı

Amerikalı yıldız Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği'ndeki (The Silence of the Lambs) çaylak FBI Ajanı Clarice Starling rolündeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Orion Pictures)
Amerikalı yıldız Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği'ndeki (The Silence of the Lambs) çaylak FBI Ajanı Clarice Starling rolündeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Orion Pictures)

Oscar ödüllü oyuncu ve yönetmen Jodie Foster, Martin Scorsese'nin 2023 tarihli epik filmi Dolunay Katilleri'nin (Killers of the Flower Moon) üç buçuk saatlik bir sinema filmi yerine 8 saatlik bir dijital platform dizisi olarak daha iyi işleyeceğini söyledi.

Foster, hafta sonunda onur ödülüne layık görüldüğü Marakeş Film Festivali'nde katıldığı bir sahne söyleşisinde sinemanın geleceğine ve özellikle True Detective deneyiminin ardından dijital platformlarda anlatı üretimine nasıl baktığına dair değerlendirmelerde bulundu.

Foster, ABD'de kapsamlı hikayelerin artık sinema yerine daha çok dijital platformlarda hayat bulduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

Dijital platformlar artık, ana akım sinemanın sunduğu anlatım olanaklarının çok ötesine geçebiliyor. Amerika'da gerçek anlatılar artık internet tabanlı platformlarda hayat buluyor. Sinemalarda gördüğünüz şey büyük gişe hedefleyen süper kahraman filmleri ama gerçek hikaye anlatıcılığı dijital platformlarda.

Sektörün iki ayrı uçta ilerlediğini söyleyen Foster, bir yanda ana akım Hollywood filmlerinin, diğer yanda ise Avrupa'daki bağımsız sinema geleneğini anımsatan daha küçük yapımların bulunduğuna dikkat çekti. Ancak üçüncü bir alan olarak dijital platformlarda benzersiz bir özgürlük sunduğunu vurguladı:

8 saatlik hikayeler anlatabiliyorsunuz, hatta 5 sezon boyunca bir karakterin her yönünü keşfedebiliyorsunuz. Bunu geleneksel bir sinema filminde gerçekleştirmeniz mümkün değil. Bu özgürlüğe bayılıyorum.

63 yaşındaki Foster, Scorsese'nin David Grann'ın kitabından uyarlanan ve Osage Ulusu'nun gerçek hikayesini anlatan epik bir suç dramasını da bu bağlamda örnek gösterdi. 

Foster'a göre Scorsese, o dönemde Amerika Yerlileri'nin yaşadığı deneyimi derinlemesine anlatmayı hedefliyordu. Ancak film, sonunda Leonardo DiCaprio ve Robert De Niro'nun canlandırdığı iki karakter arasındaki ilişkiye odaklanan bir yapıya dönüştü:

Herkes Amerika Yerlileri'nin hikayesinin anlatılacağını düşünerek çok heyecanlanmıştı fakat izleyicinin karşısına, çoğu yerli kadının öldürüldüğü bir anlatı çıktı.

Foster, film ekibinin "Bu bir film, yeterli zaman yoktu" yanıtının da kendi içinde sorunlu olduğunu belirtti:

Aslında zaman da imkan da vardı. O hikayeyi 8 saatlik bir mini diziye dönüştürmek mümkün olabilirdi. Erkeklerdeki toksik maskülenliği ayrıntılı incelemek istiyorsanız bunu yapabilirdiniz. Ama ikinci bölüm tamamen yerli karakterlere odaklanabilirdi.

Foster, Martin Scorsese'nin kült filmi Taksi Şoförü'ndeki (Taxi Driver) ergen hayat kadını rolüyle, henüz 14 yaşındayken ilk Oscar adaylığını kazanmıştı.

Independent Türkçe, Deadline, ScreenRant


Fişi çekilen dizinin hayranları 7 yıldır umutla bekliyor: İptal edilmemeliydi

43 yaşındaki Brit Marling, Babylon ve Göz (I Origins) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
43 yaşındaki Brit Marling, Babylon ve Göz (I Origins) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
TT

Fişi çekilen dizinin hayranları 7 yıldır umutla bekliyor: İptal edilmemeliydi

43 yaşındaki Brit Marling, Babylon ve Göz (I Origins) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
43 yaşındaki Brit Marling, Babylon ve Göz (I Origins) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)

Eleştirmenlerden tam not alan ve bilimkurguyla psikolojik gerilim türlerini başarıyla harmanlayan The OA, aradan geçen yıllara rağmen hâlâ sadık hayran kitlesini peşinden sürüklüyor. 

Brit Marling'in canlandırdığı Prairie Johnson'ın kaybolmasından 7 yıl sonra geri dönmesiyle başlayan gizemli hikaye, izleyiciler tarafından "büyüleyici", "benzersiz" ve "hipnotik" diye tanımlanıyor. Ancak tüm bu övgülere rağmen dizi, Netflix'in ikinci sezonun ardından verdiği ani iptal kararıyla yarım kaldı.

Dizi, kaybolmadan önce görme engelli olan Prairie'nin eve döndüğünde artık görebildiğinin ortaya çıkmasıyla başlıyor. 

Sırtındaki gizemli izler, travmatik bir deneyim geçirdiğini gösterirken, Prairie'nin yetkililere hiçbir şey anlatmaması ailesinin endişesini artırıyor. 

Zal Batmanglij ve Brit Marling'in yaratıcısı olduğu dizi, boyutlar arası geçiş, travma, bilinç ve inanç gibi temaları işleyerek kısa sürede kült bir fenomene dönüşmüştü.

Ani iptal büyük bir hayal kırıklığı yarattı

İzleyici ve eleştirmenlerin yoğun desteğine rağmen Netflix, 2019'da yayımlanan ikinci sezonun ardından dizinin fişini çekti. Üstelik kritik bir noktada yarım kalan sezon, hayranları merakta bırakarak sona ermişti. 

O dönem Netflix'in orijinal içerik sorumlusu Cindy Holland, dizinin "16 bölümlük büyüleyici bir yolculuk" sunduğunu söylemekle yetinmiş ve iptalin nedenine dair net bir açıklama yapılmamıştı.

IMDb ve sosyal medyada binlerce izleyici dizinin geri dönmesi için çağrıda bulunmaya devam ediyor. 

Bir hayran, "İptal edilmemeliydi! Müzikleri, atmosferi, gizemi, her şeyiyle olağanüstüydü. Özellikle Brit Marling'in performansı parlıyordu" diye yazdı. 

Bir diğeri, "Harika bir dizi. Kusursuz oyunculuk ve güçlü bir hikaye var. Neden iyi reyting alan bir diziyi iptal edersiniz ki?" diyerek tepki gösterdi.

Başka bir izleyici ise diziyi "duyulara ve ruha hitap eden eşsiz bir deneyim” diye tanımlayarak, anlatımının ve görselliğinin günlerce aklından çıkmadığını söyledi.

"Devamı gelecek ama biraz sabır gerek"

Dizinin yıldızlarından Jason Isaacs, temmuzda Fan Expo Denver'da konuşarak diziyi hâlâ çok özel bulduğunu belirtmiş ve hayranlara umut veren açıklamalar yapmıştı:

The OA, yer aldığım en özgün ve en insani projelerden biri. Ben hikayenin çok büyük bir parçası değilim ama dizide olağanüstü şeyler yapıldı.

Isaacs, uzun süreli sessizliğe rağmen üçüncü sezon ihtimalinin tamamen ortadan kalkmadığını ima etmiş ve "Biraz beklemeniz gerekecek ama hikayenin devam edeceğine inanıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Express, Collider